Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1341 E. 2019/669 K. 10.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BAKIRKÖY
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ USULE İLİŞKİN NİHAİ

ESAS NO : 2018/1341
KARAR NO : 2019/669

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 10/07/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dava dosyası ile … iniş, kalkış…temsil ücriti açıklamasıyla 525.679,11 Euro alacak için icra takibi yaptığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle takibin kesinleştiğini, müvekkilinin davalıya hiçbir borcunun bulunmadığını,ayrıca müvekkili ile davacı arasında hiçbir ticari ilişkinin de bulunmadığını müvekkilinin takipte bildirilen şirketin temsilcisi de olmadığını, ayrıca istenen faizin fahiş olduğunu, davalının kötüniyetle takip yaptığını ileri sürerek Bakırköy …… İcra müdürlüğünün … E sayılı takip dosyasından dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davada hukuki yarar dava şartının eksik bulunduğunu, davacı aleyhine herhangi bir takip yapılmadığını, takibin… TEMSİLCİLİĞİ aleyhine başlatıldığını, davacının takipte yer almadığını ve aleyhine yapılan bir takip işlemi de bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, menfi tespit davasıdır.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler ile tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;
Davalının dava dışı ….TEMSİLCİLİĞİ aleyhine Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattığı, davacının ise kendisinin icra takibinde borçlu gösterildiği, oysa davalıya borçlu olmadığını ileri sürerek iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde alacaklının davalı şirket, borçlunun ise… TEMSİLCİLİĞİ olduğu, davacının adının parantez içinde temsilci olarak belirtildiği, davacının ise borçlu olarak gösterilen temsilciliğin temsilcisi olmadığını belirtmektedir. Davacı alacaklının icra takibinde gösterdiği borçlu… TEMSİLCİLİĞİ olup, davacının şahsını borçlu olarak gösterilmediği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, sözleşmeden doğan hak ve yükümlülükler ile sözleşmeye ilişkin talep hakkı sözleşmenin taraflarına ait bulunmaktadır. Davacı, icra dosyasında borçlu olarak gösterilen temsilciliğin temsilcisi ya da vekili olmadığını bildirmiştir. İcra takibinde davacının isminin… TEMSİLCİLİĞİ temsilcisi olarak parantez içinde yazılı olması onu borçlu konumuna getirmez. Bazı durumlarda temsilciliğin temsilcisine temsilcilik adına tebligat yapılabilir. Nitekim davalı da temsilciliğin temsilcisi olarak tebligat kolaylığı nedeniyle davacının adının parantez içinde yazıldığını, davacının şahsına yönelik herhangi bir icrai işleme tevessül edilmediğini savunmuş; icra dosyasında ise davacının şahsına yönelik davalı alacaklıca talep edilen ve yapılan bir işlem olmadığı görülmüştür.
Davalı tarafından davacı aleyhine doğrudan doğruya icra takibi yapılmadığından davacının icra takibini gerekçe göstererek menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunduğunun kabulü mümkün değildir.
Hal böyle olunca hukuki yarar eksikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı eksikliği nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar harcının peşin alınan harçtan mahsubu ile bakiyesinin davacıya iadesine,
3-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere hazır taraf vekillerinin yüzünde verilen karar açıkça okunup anlatıldı.10/07/2019 11:02

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …