Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1324 E. 2020/313 K. 29.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1324 Esas
KARAR NO : 2020/313

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 29/06/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki sebebiyle ve davalının borçlan karşılığında 27/09/2018 tarihli ve 18.500,00 TL bedelli bir adet çekin davalı şirket yetkilisince keşide edilerek müvekkiline teslim edildiğini, çekin başvuru müddeti içerisinde bankaya ibraz edilmemesi sebebiyle çekten tahsilat yapılamadığını, ancak davalı şirketin borcu devam etmiş olduğundan söz konusu alacağın ilamsız takibe konu edilerek Küçükçekmcce …. İcra Müdürlüğümün …. E, sayılı dosyasından davalıya gönderilen Ödeme emrine davalı tarafça süresinde itiraz edilerek takibin durdurulduğuna, itirazın kötü niyetli ve haksız olduğunu, defterler incelendiğinde davalı tarafın 18.500,00 TL borcu olduğunun ortaya çıkacağını, bu sebeple yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini tale ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin 11,02,2019 tarihti davaya cevap dilekçesinde Özetle: davalı ve kili davaya cevap dilekçesinde; Yetkili yerde başlatılmamış usulüne uygun bir icra takibinin bulunmaması ve davacının dava dilekçesinde yetki hususunu mahkemece karara bağlanması yönünde bir talebinin bulunmaması nedeniyle davanın usulden reddi gerektiği, icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği hallerde, bu itirazın usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece, açıklanan şekilde geçerli bir takibin bulunmayacağının açık olduğunu, davanın yasal süresinde açılmadığım, müvekkilinin ticari kayıtlarında davacı taraf ile herhangi bir ticari ilişkisinin gözükmediğini, davacının sözde alacağına konu ettiği çek ile ilgili müvekkili şirketten hiçbir alacağı olmadığını, bıı çekin bankaya ibraz edilmemiş ve TTK gereği tüm müracaat haklarının ortadan kalktığını, dolayısıyla davacının müvekkilinden hiçbir alacağının olmadığını, kambiyo vasfını ve tüm müracaat haklarını yitirmiş çekin tek başına alacak İddiasını kanıtlayan bir belge olmadığını, ayrıca derdestlik İtirazında bulunduklarını, davacının kötü niyetli olduğunu bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
-06/09/2019 tarihli bilirkişi …. raporuna göre ;
…….
5. SONUÇ
Yukarıda yapılan açıklamalar muvacehesinde, davacı taraf ticari defterleri, dosyaya ibraz edilen belge, bilgi, takip dosyası ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde;
a-) Dava konusunun davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan cari hesap alacağının tahsili amacıyla alınan çekin karşılıksız çıkması sebebiyle yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu,
b-} Davacının 2018 yılı ticari defterlerinin tehine delil niteliğinin bulunduğu,
c-) Davalının incelemeye ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, bu sebepten davalı ticari defler vc belgeleri üzerinde tespit ve incelemelerin yapılamadığı,
d-) Ba-Bs kayıtlarına göre davacı …. Mad. faş Gıda Oto. İth. İhr. Paz. LtdŞti. 2018 yılında davalıya 1 belge ile KDV hariç 15.677,00 TL. (KDV Dahil 18,500,00 TL) satış yaptığını bildirmiştir Yine Ba-Bs kayıtlarına göre davalı …. Merkezi Ve Akademi L(d. Şti,2Û 18 yılında davacıdan 2 belge ile KDV hariç 31.354,00 TL (KDV Dahil 37.000,00 TL) alını yaptığım bildirmiştir
e-) Davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (27,11.2018) tarihi itibariyle davacının davalıdan alacağı bulunmadığı, aralarında ticari ilişki bulunduğu ancak ticari ilişki sebebiyle doğan alacağa İlişkin ödemelerin davalı tarafından çek ile yapıldığı tespit edilmiştir Davacı tarafından takibe konu edilen çekin …. İsimli şahsa ciro edildiği, çekin tahsilatına ve ciro silsilesinin takibine ilişkin hususların TTK hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır, Davacı incelemeye fatura ve sevk irsaliyesi ibraz etmemiştir. Gerekli tespitler davacının ticari defterleri üzerinden yapılmıştır,
f-) Davacının davalıyı takip öncesi temerrüde düşürdüğüne ilişkin dosyada bilgi belge bulunmadığı,
g-) Davacının dava dilekçesinde faiz talebinin bulunmadığı yönünde rapor tanzim edilmiştir.

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmekle;
Davacı yan davalı ile arasındaki ticari ilişki sebebi ile davalının keşide ettiği çeke yönelik süresinde ibraz etmediği çekten kaynaklı alacak talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış,
Küçükçekmcce …., İcra Müdürlüğümün …. E, sayılı dosyasına davalının borcu olmadığı savı ile itiraz etmiş süresinde açılan iş bu itirazın iptali davasına davalının cevap dilekçesinde davacının müracaat hakkının ortadan kalktığı gerekçesi ile davanın reddini talep etmiştir.
Davalı yan defter ve belgelerini bilirkişi incelemesine ibraz etmediği ,davacı yan defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde,dava konsuu çekin davacı defter ve belgelerinde kayıtlı olduğu ödeme aracı olarak davacıya verildiği davacı defter ve belgelerine göre davalanın borcu olmadığı şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Davalının imza inkarında bulunmadığı salt davacının müracaaat hakkını kullanmadığı savı ile ödeme defin de de bulunmamakla borçlu olmadığını savunduğu ,
Dava konusu ….. Bankası 27/09/2018 tarihli 18.500,00 TL bedelli, davalının keşideci davacının lehtar olduğu çekin süresinde bankaya ibraz edilmediği anlaşılmakla;

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/1185
KARAR NO : 2018/49


…..
Kambiyo senedinin düzenlendiği hallerde, taraflar arasında kural olarak iki ayrı borç ilişkisi meydana gelmektedir. Bu durumda hem kambiyo münasebetine hem de asıl borç ilişkisine dayalı olarak talepte bulunulabilecektir. Asıl borç ilişkisine dayalı olarak talepte bulunabilmek, ancak doğrudan doğruya münasebette bulunanlar arasında, yani ciro yoluyla henüz devredilmemiş poliçelerde mümkündür. İşte her zaman asıl borç ilişkisine dayanmak suretiyle alacağın tahsilinin mümkün olmadığı göz önünde tutularak kambiyo senetleri hukukunun sertliğini yumuşatabilmek amacıyla hamile sebepsiz iktisap davası açabilme imkanı tanınmıştır (ÖZTAN Fırat, Kıymetli Evrak Hukuku, 2. B., Ankara 1997, s. 904).
Kambiyo senetleri hukukuna dayanan sebepsiz zenginleşme davası, Borçlar Hukuku’nun sebepsiz iktisap davasından farklı bir davadır ve TBK’da düzenlenen sebepsiz iktisap davasının bir türü değildir. Sebepsiz zenginleşme talebi hukuki nitelikçe, poliçeden doğan hakkın, bunun korunması ve/veya kullanılması için gereken işlemlerin yapılmaması nedeniyle düştüğü (TTK m. 730) veya zamanaşımına uğradığı (TTK m. 749) hallerde, senet borçlusu nezdinde oluşan sebepsiz zenginleşmeye yönelik olarak, poliçe alacağını elde edemeyen ve bu nedenle malvarlığında hakkaniyete aykırı bir değer kaybı oluşan hâmile, yine poliçe hukuku tarafından tanınmış olan yeni bir haktır. Bu anlamda TTK’nın 732. maddesinde işaret olunan zenginleşme aslında Kanun’un bir hükmüne dayanmakta olup Borçlar Kanununda düzenlenen sebepsiz zenginleşmedeki başkasının zararına sebepsiz zenginleşenin bu zenginleşmesinin haklı bir sebebe dayanmaması şartından ayrılmaktadır.
TTK’nın 732. maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme talebinde bulunulabilmesi için, hâmilin hakkı koruyucu işlemleri yapmamış olması yani müracaat hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğramasından dolayı bir zararının ortaya çıkmış olması gerekir. Bunun yanında keşidecinin, muhatabın, kabul edenin, ikametgahlı poliçeyi ödeyecek olanın zenginleşmiş olması da gerekmektedir. Zararın mevcudiyeti, sebepsiz zenginleşme talebinin kabul şartıdır. Zararın varlığının kabulü için, hâmile ait ve tahsili mümkün olan bir alacak hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğraması sonucu borçlu nezdinde oluşan zenginleşmenin, bundan başka bir sebebinin bulunmaması, yani sebepsiz olması yeterlidir (ÖZTAN, a.g.e., s. 911-926; BOZGEYİK Hayri, “Kambiyo Senetlerinde Sebepsiz Zenginleşme”, AÜEHFD, C. VII, S. 1-2, Haziran – 2003, s. 589 vd.).
İspat yükü bakımından TTK’nın 732. maddesinin 4. fıkrasında açıkça ispat külfetinin sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene ait olduğu belirtilmiştir. Diğer bir deyişle keşideci, sebepsiz zenginleşmediğini ya da senet bedelini cirantalardan birine veya hâmile ödediğine ilişkin bu ispat yükümlülüğünü yerine getirdiği takdirde sorumluluktan kurtulabilir. Zira, hâmilden temel ilişkiyi ve bu temel ilişkiden ötürü keşidecinin bir borcunun bulunmadığını ispat etmesi beklenemez. Bu nedenle keşidecinin, sebepsiz zenginleşmesinin söz konusu olmadığını ispat etmesi gerekir.
Zamanaşımı süresi ise, müracaat hakkının TTK’nın 730. maddesine göre düştüğü veya borçlunun 749. maddesine göre zamanaşımı defini dermeyan edebilme hakkının doğduğu tarihten başlayarak 1 yıldır (TTK m. 732/4).
TTK’nın 732. maddesinde açıkça sebepsiz zenginleşme davasının davacı alacaklı tarafını hamil, davalı borçlu tarafını ise keşideci, kabul etmiş muhatap, ikametgahlı poliçelerde poliçeyi ödeyecek olan, hesaba çekilen poliçelerde ise hesabına poliçe keşide edilen şahıs olarak sınırlı sayıda tespit edilmiştir.
Yeri gelmişken somut olayda lehtar tarafından keşideciye karşı davanın açılmış olması ve doktrin ve yargı içtihatlarındaki farklı görüşler nedeni ile davacı olabilecek hamile değinmekte yarar bulunmaktadır.
Kambiyo senetlerinde sebepsiz zenginleşme davasını, zamanaşımının gerçekleştiği ya da hakkı koruyucu işlemlerin yapılmaması sebebiyle müracaat hakkının yitirildiği anda kural olarak poliçe üzerinde maddi hukuk açısından hak sahibi olan meşru hamilin ikame edebilmesi hem doktrinde hem de Yargıtay kararlarında baskın surette kabul gören bir görüştür. Dar anlamda hamil kavramı ise, ciro yoluyla tedavül etmemiş senetlerde senedin lehdarı, ciro yoluyla tedavül etmiş senetlerde ise senedi vadesi geldiğinde ya da senet vadesinden sonra ciro edilse de ödenmeme protestosundan, ödenmeme protestosundan muaf tutulmuş senetlerde protesto keşidesi için muayyen olan süreden önce yapılan en son ciro neticesinde elinde bulunduran poliçe alacaklısı olarak tanımlanabilir (YASAN Mustafa, Kambiyo Senetlerinde Sebepsiz Zenginleşme, Doktora Tezi, İstanbul 2007, s. 133).
6098 sayılı TBK’nın 133. maddesinin 2. fıkrasına göre kambiyo senedinin düzenlenmesi kural olarak tecdidi tazammun etmeyeceği, bir başka ifadeyle, kambiyo taahhüdünde bulunulması temel borç ilişkisinin varlığını sona erdirmeyeceği için hamil açısından kambiyo senedinden kaynaklanan talep hakkı ile temel borç ilişkisinden kaynaklanan talep hakkının yarışması söz konusu olacaktır. Kambiyo senedindeki alacağını kaybeden hamil, TBK 133/2. maddesinde kural gereği borcun tecdit edilmediği hallerde hakkını elde edebilmek için, temel borç ilişkisinden de yararlanabilmektedir ve bu durumda, temel borç ilişkisi ile sebepsiz zenginleşme müesseseleri birbiriyle yarışan taleplerdir (YHGK., 22.02.1984 T. 1981/11-716 E. 141 K., bkz. YKD., Ağustos 1984, s.1155; ÖZTAN, a.g.e., s. 912).
Hamilin doğrudan doğruya borç ilişkisi içerisinde olacağı kişi ise tedavül etmemiş yani ciro yoluyla henüz devredilmemiş poliçelerde keşidecinin bizzat kendisidir ki burada hamil lehdardır. Bu anlamda ciro yolu ile tedavül etmemiş senetlerde hamil/lehtar da TBK’nın 133/2. maddesi uyarınca asıl borç ilişkisinden kaynaklı talep hakkını yitirmediği hallerde hem asıl borç ilişkisine dayalı olarak hem de TTK’nın 732. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükmüne dayalı olarak talepte bulunabilir (YHGK., 13.11.1974 T. 1973/641 E. 1185 K., Bkz. YKD., Temmuz 1975, s. 16). …”

Yukarıda anılan içtihat ve yasal düzenlemeler uyarınca dava konusu uyuşmazlığı ele aldığımızda ,davacının lehtar/hamil sıfatına haiz olduğu bu iki sıfat ve talep hakkının birleştiği ,davalı keşidecinin aralarındaki temel ilişkiyi inkar etmediği bu hususun ticari defterlerden de anlaşıldığı bu hali ile davacı hamil açısından kambiyo senedinden kaynaklanan talep hakkı ile temel borç ilişkisinden kaynaklanan talep hakkının yarışması söz konusu olmakla temel borç ilişkisi (TBK 82 vd.) ile sebepsiz zenginleşme müesseseleri (TTK 732 ) birbiriyle yarışan talepler olmakla ,davacı yan 16/10/2018 takip başlattığı müracaat hakkı düşen çekin vadesinin de 27/09/2018 olduğu nazara alındığında; her iki yarışan talep hakkına göre de zamanaşımı dolmadığı gibi dava dilkçesinden davacının TBK hükümleri çerçevesinde talepte bulunduğu ve talebinde haklı olduğu anlaşılmakla açılan davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Açılan davanın kabulüne,
2-Davalının Küçükçekmece …. İcra Dairesi’nin …. esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
3-Asıl alacak 18.500,00 TL’nin %20 si oranında davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
4-492 sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 1.263,73-TL karar harcından peşin alınan 223,44 -TL harcın mahsubu ile bakiye 1.040,29- TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı 5,20 TL vekalet harcı ve 223,44-TL peşin harç olmak üzere 264,54- TL toplam harç nedeniyle yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6100 sayılı HMK’nın 326/2 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, masrafı ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 650,70-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 3.400,00- TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine
9-Gider Avansından kalan miktarın 6100 SY nın 333 md göre karar kesinleşince davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/06/2020

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.