Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1272 E. 2020/94 K. 28.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1272
KARAR NO : 2020/94

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2018
KARAR TARİHİ : 28/01/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile yapacağı ticari alışveriş nedeniyle ön ödeme olarak davalıya 03/07/2017 k. tarihli ve 5.000,00 TL bedelli çeki verdiğini,ancak davalının üstlendiği malları teslim etmediği gibi, çeki de iade etmediğini,bunun üzerine davalı hakkında Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile takip yaptığını, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekilinin, davacı tarafından yürütülen icra takibinin haksız olduğunu, davacının müvekkiline elden borç olan alacağına karşılık dava konusu çeki verdiğini, çekin bankaya ibraz edildiğini ve bedelinin tahsil edildiğini, çekin verilmesinden çok süre sonra icra takibinde bulunmasının kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddi ile %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Dava, kambiyo senedinden kaynaklanan istirdat talepli itirazın iptali davasıdır.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler ile tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;
Davacının davalı hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile 5.000,00 TL asıl alacak ve 493,36 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.493,36 TL alacak için bir adet çekin peşinat olarak verildiği ve çek karşılığının iade edilmediği açıklamasıyla takip yaptığı, davalı borçlunun süresinde itirazı üzerine iş bu davanın takip konusu alacağın sadece asıl alacak kısmı için süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacının takip konusu yaptığı çek 03/07/2017 keşide tarihli olup, keşidecesinin davacı şirket, lehtarının … olup, lehtarca ciro edildiği ve ciranta …. tarafından muhatap bankaya ibrazında karşılıksız çıktığı bildirilmiş, bu yazıya itiraz üzerine yeniden sorulduğunda tahsil edildiği bildirilmiştir.
Davalı tarafça davacı tarafın iddialarının aksine dava konusu çekin elden verilen borca karşılık verildiği savunulmuştur.
Bilindiği üzere çek bir ödeme vasıtasıdır ve mevcut bir borcun tasfiyesi için verildiğine karinedir. Davacı taraf bu karinenin aksini iddia ederek çekin avans olarak verildiğini iddia etmesi karşısında ispat külfeti kendisindedir ve yazılı olarak ispat etmek zorundadır. Bu nedenle mahkememizce davacı vekiline 26/03/2019 tarihli oturumda “Davacı vekiline, dava konusu çekin avans olarak verildiğine ilişkin yasal karinenin aksini ipat edecek delili hakkında beyanda bulunması ve sunması için iki hafta kesin süre verilmesine, aksi halde delil sunmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtarına” karar verilmiş; davacı vekili bu ara kararı gereğince iddiası ispat zımmında münhasıran davalının ticari defterlerine dayandığını bildirmiştir. Ancak dava dilekçesinde sadece ticari defterlere dayanılmış olup, münhasıran davalı ticari defterlerine dayanılmamıştır. Yargıtay …… HD.sinin yerleşmiş içtihatlarında dava dilekçesinde münhasıran ticari defterlere dayanılmamış ise sonradan dayanılamayacağı kabul edilmektedir. Bu konudaki tartışmalar bir yana bir tarafın ticari defterlerine münhasıran dayanabilinmesi için defterlerine dayanılan kişinin ticari defter tutmak zorunda bulunması gerekir. Vergi dairesinden gelen cevabi yazılarından davalının tacir olmadığı ve ticari defter de tutmadığı bildirilmiştir. Dolayısı ile davacı tarafın ticari defterleri bulunmayan ve tutmak zorunda da olmayan davalının ticari defterlerine münhasıran dayanması da usulen mümkün değildir. Her ne kadar davacı iddiasını yazılı olarak ispat edememiş ve iddiasını yemin delili ile ispat edebilir ise de dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmadığından yemin delilinin hatırlatılmasına da gerek görülmemiştir.
Hal böyle olunca davacı iddiasını ispat edemediğinden davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-İspat edilemeyen davanın REDDİNE,
Koşulları bulunmadığından kötüniyet tazminat talebinin reddine,
2-Alınması gereken 54,40 TL karar harcının peşin alınan 57,92 TL harçtan mahsubu ile bakiyesinin davacıya iadesine,,
3-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzünde verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 28/01/2020 10:56:04

Katip …

Hakim …