Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1256 E. 2023/563 K. 16.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1256 Esas
KARAR NO : 2023/563

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2018
KARAR TARİHİ : 16/06/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :21/07/2023
Davacı vekili tarafından açılan alacak davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Müvekkili ile davalı taraf arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin davalı firmanın talep ettiği takip konusu faturalara belirtilen mal ve hizmetleri davalı tarafa verdiğini, davalının ilgili faturaları vade tarihleri geçmesine rağmen ödemediğini, davalının bazı vade farkı faturaları düzenleyerek gönderdiğini ancak kabul etmeyerek iade ettiklerini, davalı tarafın kötü niyetli olarak iade edilen faturaları Büyükçekmece … Noterliği 04.10.2017 tarihli …. yevmiye numaralı ihtarname keşide ederek ilgili faturaları tekrar davacı tarafa 2.kez gönderdiğini, bunun üzerine müvekkilinin Beyoğlu … Noterliği 09.11.2017 tarih … yevmiye numaralı ihtarname ile gönderdiğini ve ilgili fatura ve vade farkına itiraz ederek bütün faturaların iade edildiğini, bunun üzerine alacağın ödenmemesi nedeni ile Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, ancak müvekkilinin itiraz ettiğini, müvekkilinin 13.634,45 TL fatura alacağının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü …. E sayılı icra dosyası ile başlatılan icra takibindeki ödeme emrinin 27.01.2018 tarihinde tebliğ edildiğini iddia ederek, her bir fatura için 27.01.2018 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile ödenmesini talep ettiklerini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı … tahmilini” talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, davacı şirketin protokoller gereğince müvekkiline tıbbi gaz sattığını, daha önceki yıllardaki uygulamada yazılı olarak yapılan sözleşeler dairesinde fiyat değişikliği yapıldığı halde , aniden herhangi bir anlaşma yapılmadan ürün birim fiyatlarında fahiş miktarlarda artışlar yaparak faturalar düzenlendiğini, davacı şirket tarafından daha önceki yıllarda 01.042015 ve 03.02.2015 tarihli yazılar, her yeni yıl başında fiyat değişikliklerinin karşılıklı varılan mutabakatla yapıldığını, ancak davacı şirket tarafından gönderilen 12.01.2017 tarihli yazıda, herhangi bir fiyat değişikliği bilgisi verilmeksizin “14.01.2017 tarihinden itibaren fiyatların güncellenmesi zorunlu hale geldiği, bu nedenle firmalarımızın tüm gaz fiyatlarında artış uygulanmıştır” denilerek emrivaki fiyatlar üzerinden faturalar düzenlendiğini, bunun üzerine tüm …. Hastaneleri adına davacı şirket ile görüşülerek fazla fiyatlandırma yapılan kısım için fark faturaları düzenlenmesi konusunda mutabakata varıldığını, ancak davacı şirket tarafından fiyat farkı faturalarının kargo ile iade edildiğini, davacı şirketin 14.355,41 TL borçlu olduğunu savunarak davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı … tahmilini” talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki davaya konu faturalara konu mal ve hizmetin davalı tarafa verilmesine rağmen davalının fatura bedellerini ödememesi sebebiyle davalıdan alacağın tahsiline karar verilmesi talebine ilişkindir.
Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası uyap ortamından celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 14.042,36 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Tarafların ba-bs formları celp edilerek incelenmiştir.
Davacı tanığı … duruşmada alınan beyanında; “Tarafları tanırım, ben davacı şirketin ortak olduğu bir şirketin ortağı idim, davalı şirket ise davacı şirketten gaz satın almaktaydı, 1 yıl önce ortaklıktan ayrıldım, davalı firma davacı firma ile gaz alımı hususunda sözlü olarak anlaşma yapmışlardı, 5-6 ay sonra davalı firma davacı firmadan gaz alım işini bıraktı, başka firmalarla anlaştı, bilahare davalı firma davacı firmaya eski fiyatta iade faturaları kesip göndermeye başladı, davacı firmada davalının kesmiş olduğu faturaları iade ettik.” demiştir.
Davacı tanığı ….. duruşmada alınan beyanında; “Davacı firmada 13 yıldır çalışmaktayım, davalı firmayı tanırım, davacı firma davalı firmaya oksijen gazı satmaktadır, satış işlemi şöyle olmakta idi, her yıl başında taraflar birim fiyat üzerinden yazılı olarak anlaşırlardı, 2017 yılında da ben davalı firmaya gittim, davalı firmanın genel koordinatörleri …., …. ve muhasebeci …. hanım ile birlikte oturduk 2017 yılı birim fiyatını yazılı olarak ben onlara ilettim, davalı taraf da yaptığımız pazarlık sonucu ortalama bir fiyatta rakamı kabul etti, şöyleki davacı taraf 1 yıl bizden mal alacağını birim fiyattan %2-%3 indirim yapmamı söyledi, ben de kabul ettim, biz de oksijeni belirlediğimiz fiyattan teslim ettik, 5-6 ay sonra davalı başka bir firma ile anlaşma yaptı, kargo ile bize iade faturası göndermeye başladı, daha doğrusu fiyat farkı faturası gönderdi ve fatura bedellerini ödemediler .” demiştir.
Davalı tanığı …. duruşmada alınan beyanında; ” Ben halen davalı şirkette çalışıyorum, toplam 9,5 yıl olmuştur, davalı şirkette lojistik bölümünde çalışıyorum, davacı şirketten oksijen gazı alıyoruz, davacı şirket bize her yılın sonu Aralık ayında fiyat teklifi göndermektedir, Ocak ayında da görüşmeleri yapıp pazarlık yapıp, mutabık kaldığımız bedel üzerinden mal almaya devam ederiz, davacı taraf fiyat listesi gönderdiğinde pazarlık sonucu mutabık kalınan bedele ilişkin biz de mutabık e-maili göndeririz, 2016 yılında da 2017 yılının fiyatı için görüşmeler yapıldı, aramızda mutabık kalınan miktarlar belirlendi, ancak davacı taraf mutabık kaldığımız miktar üzerinden fatura düzenlemedi, bu sebeple biz de fiyat farkı düzenledik, 2017 yılının fiyat listesi için biz mutabık olduğumuza dair e-mail göndermedik, çünkü 2017 yılının fiyatları için 2016 yılındaki belirlenen fiyatlarla devam edilmesi hususunda anlaşmıştık, ancak davacı taraf Türkiye deki ekonomik koşulların değişimine binaen bize anlaşılan dışında fiyatlarla fatura gönderdi, kendilerine bu hususu çağırıp konuştuk, kendileri yanlışlık olduğunu fiyat farkı faturası düzenlememizi istediler, biz düzenleyip gönderdik, ancak karşı taraf bu faturaları geri iade etti, hatta görüşmeler sırasında sistemsel olarak bu fiyatların verildiği gibi bir kelime kullandılar, kimin kullandığını hatırlamıyorum, biz dava konusu faturalardaki hizmeti aldık, bu konuda bir anlaşmazlık yoktur, ancak faturalardaki fiyatlar anlaştığımız fiyatlar değildir, anlaşmazlık buradan kaynaklanmaktadır. Fiyatlarda anlaşmazlık çıkınca biz davacı tarafa başka bir firmadan gaz alacağımızı bizi idare etmelerini söyledik, onlar bunu kabul etti, 2-3 ay eski fiyat üzerinden idare edebiliriz, daha sonra başka bir firmadan gaz alımı için anlaştık” demiştir.
Davalı tanığı ….duruşmada alınan beyanında; ” Ben davalı şirketinde içinde bulunduğu ….. Grup ta satın alma müdürüm, 10 yıldır çalışıyorum, davacı şirketten gaz alımı yapıyorduk, normal işleyişe göre her yıl Aralık ayında sonraki yılın fiyatları belirleniyordu, karşı taraf bize fiyat teklifinde bulunuyor, Ocak ayında da mutabık kaldığımız fiyat üzerinden davacıdan mal almaya devam ediyorduk, sürekli çalıştığımız firma olduğu için her yıl sözleşme imzalamıyorduk, 2017 yılının fiyatı için 2016 yılı fiyatları üzerinde devam etme hususunda davacı taraf ile sözlü olarak anlaştık, ancak davacı taraf 2017 yılının faturalarını anlaşılan miktardan yüksek de düzenleyerek gönderdi, kendilerine sebebini sorduğumuzda yanlışlık olduğunu söylediler, biz fark faturası düzenleyip gönderdik, ancak davacı taraf bunu kabul etmedi, sebep olarak da başka firma ile gaz alımı hususunda anlaşmamızı gösterdiler, başka bir firma ile çalışacağımızı davacı firmaya söylemiştik, ancak o sırada başka bir firma ile çalışacağımız net değildi, fiyat fazla geldiği için başka firma ile anlaştık, tanıklık ücreti talep etmiyoruz.” demiştir.
Davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı, temerrüt tarihi, faiz oranı ve başlangıç tarihi, cari hesaba konu fatura sevk irsaliyelerinin teslim alan isim soy isim, imza bilgileri kısmının açıkça liste halinde yazılması, alacağa konu faturanın vade farkı/kur farkına yönelik olması halinde taraf defterlerinde bu hususta bir teamül olup olmadığı, yapılan ödeme bilgileri, cari hesaba çek yahut bono kayıtlı ise ilgili bankalardan teyit edilebilecek şekilde açıkça bilgilerinin yazılması, var ise taraflar arasındaki cari hesap farkının sebebi tespiti edilerek rapor alınmasına karar verilmiş, 11/08/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Dava konusunun davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan cari hesap alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, Davacı … ticari defter ve belgelerinin incelemeye ibraz edilmediği, işbu sebepten davacı … ticari defter ve belgeleri üzerinden gerekli tespit, karşılaştırma ve incelemelerin yapılamadığı, Davalının 2016-2017 yılında E-Defter sistemine tabi olduğu, davalının 2016-2017 yılı Envanter defteri açılış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, bu itibarla ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davalının kendi ticari defterlerine göre 18.01.2018 takip tarihi itibari ile davacı tarafa 14.355,41 TL borçlu olduğu tespit edilmiş olup ancak talebi ile bağlı kalarak 13.634,45 TL alacaklı olabileceği, Davacı tarafın 18.01.2018 takip tarihinden önce temerrüde ilişkin belge bulunmadığından işlemiş faiz hesap edilmemiş olup, davacı tarafın 18.01.2018 takip tarihi itibari ile %9,75 oranında faiz talep edebileceği, sonuç ve kanaati bildirilmiştir. 23/01/2023 havale tarihli alınan bilirkişi ek raporunda özetle; Dava konusunun davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan cari hesap alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacı … ticari defter ve belgelerinin incelemeye ibraz edilmediği, işbu sebepten davacı … ticari defter ve belgeleri üzerinden gerekli tespit, karşılaştırma ve incelemelerin yapılamadığı, davalının 2016-2017 yılında e defter sistemine tabi olduğu, davalının 2016-2017 yılı envanter defteri açılış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, bu itibarla ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının kendi ticari defterlerine göre 18/01/2018 takip tarihi itibari ile davacı taraftan 14.355,41 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Davalı vekili tarafından davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süresi dolduktan sonra açıldığı ve bu sebeple reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de; davacı tarafından davalı aleyhine taraflar arasındaki tıbbi gaz satışına ilişkin protokol kapsamında alacak davası açıldığı, 6098 sayılı TBK’nun 146/1 maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, davaya konu fatura tarihleri dikkate alındığında dava tarihi itibariyle zamanaşımının dolmadığı, ayrıca alacak davası için yasal mevzuatta herhangi bir hak düşürücü sürenin ön görülmediğinden davalı vekilinin bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir.
Davalı vekili tarafından davacı tarafça dava konusu alacağın icra takibine konu edildiği, alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı savunulmuş ise de; davacı tarafından başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edildiği ve takibin durduğu, davacının alacağını alacak davası açmak suretiyle talep etmesinden herhangi bir usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının itirazın iptali davası açmak zorunda olmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki savunmalarına Mahkememizce itibar edilmemiştir.
Somut davada; davacı vekili taraflar arasındaki tıbbi gaz satışına ilişkin protokol kapsamında davaya konu faturalara konu ürünlerin davalı tarafa teslim edildiğini ve hizmetin davalıya verildiğini, ancak davalı tarafından fatura bedellerinin ödenmediğini, bu sebeple alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasındaki tıbbi gaz satışına ilişkin protokol akdedildiğini ve taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, faturalara konu tıbbi gazın kendilerine teslim edildiğini ve bedelin ödendiğini, ancak davacı tarafından anlaşılan bedelden fazla fiyat üzerinden fatura düzenlendiğini, bu sebeple kendilerinin fiyat farkı faturası düzenleyerek davacıya tebliğ ettiklerini, davacının fiyat farkı faturalarını iade ettiği, davacıya borçlarının olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce taraflar tacir olup delil olarak ticari defterler ve kayıtlara dayanıldığından 6102 Sayılı TTK’nun 83 ile 85 ve 6100 Sayılı HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri, faturalar ve dosya üzerinde mali müşavir ve sektör bilirkişi marifeti ile bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davacı tarafından ticari defter ve kayıtları bilirkişi incelemesine sunulmamıştır. Davalının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve davalı lehine delil niteliğinde olduğu tespit edilmiştir. Davalının ticari defter ve kayıtlarına göre davalının davacıya borçlu olmadığı, davalının davacıdan 14.355,41 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Taraflar arasında tıbbi gaz satışına ilişkin protokol akdedildiğine ve davacı tarafından faturalara konu tıbbi gazın davalıya teslim edildiğine ilişkin bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf dava konusu faturaların tarafların anlaştığı bedel üzerinden düzenlenip düzenlenmediği, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı hususlarındadır. Tek başına fatura düzenlemesi alacağı ispat için yeterli değildir. Taraflar arasında ticari ilişki olduğu hususunu, faturalara konu malların teslim edildiği hususunu ve düzenlenen fatura bedelinin tarafların anlaştığı bedel olduğu hususunu ispat külfeti iddia edene ait olup, somut davada ispat külfeti davacı üzerindedir. Taraflar arasında ticari ilişki olduğu ve ürünlerin davalıya teslim edildiği hususları taraflar arasında ihtilaf konusu değildir. Davalı taraf davacının anlaşılan bedel üzerinden fatura düzenlemediğini, fahiş bedelli fatura düzenlediğini savunmuştur. Davacı tarafından davalının savunması kabul edilmemiştir. Ancak davacı tarafından faturaların tarafların anlaştığı bedel üzerinden düzenlendiği, fatura bedeli üzerinden alacaklı olduğu hususu geçerli ve kesin delil ile ispat edilememiştir. Bu sebeple açılan davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi gereğince alınması gereken 179,90TL maktu karar harcının peşin alınan 232,85 TL harçtan mahsubu ile 52,95 TL bakiye harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 66,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.16/06/2023

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır