Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1201 E. 2022/626 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1201 Esas
KARAR NO : 2022/626
DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2018
KARAR TARİHİ : 14/06/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :21/07/2022
Davacı vekili tarafından açılan tazminat davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06.03.2018 tarihinde müvekkil şirket davalının satıcısı ve yetkili servisi olduğu … model, … marka …. Şasi numaralı, … plakalı kamyonet satın aldığını, aracın satış işlemlerinin gerçekleşmesinden 3 ay gibi kısa bir süre geçmesine rağmen araçta arıza meydana geldiğini ve aracın tamir edilmek üzere 19/06/2018 tarihinde davalıya ait yetkili servise teslim edildiği, aracın azami tamir sürelerinin geçmesine rağmen aracın tamirinin yapılarak teslim edilmediğini ve ikame bir araçta teslim edilmediğini, davalı tarafa 03/08/2018 tarihinde Beyoğlu …. Noterliği’nin …. yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiği ihtarnameye davalı tarafından cevap verilmediği, aracın 3 ay gecikmeli olarak 21.09.2018 tarihinde teslim edildiğini, davalı şirketin 05/11/2018 tarihli e-mailinde “Aracın 3 ay süre ile servislerinde parça beklemesinden dolayı kdv dahil toplam 8.400 TL ödemenin” feragatnamenin imzalanması ile ödenebileceğini, bu durumun aynı zamanda bir ikrar olduğunu tutarın çok düşük olması sebebi ile kabul edilmediğini, müvekkil şirketin aracın geç teslim edilmesi ve yerine ikama araç verilmemesi sebebi ile 21.09.2018 tarihine kadar 52.079,00 TL tutarında nakliye bedelini ödemek zorunda kaldığını, söz konusu aracın hem satıcısı hem de yetkilisi servisi olan davalı tarafın, sıfır olarak alınan …. model aracın tamiri için gerekli yedek parçayı bulundurmayarak basiretli bir tacir olarak gerekli önlem ve yükümlülükleri yerine getirmediğinden makul servis hizmet süresinin aşıldığını bu sebeple davacının ticari faaliyetlerini kesintiye uğratmamak için ücreti mukabil nakliye hizmeti aldığını, davaya konu alacak miktarının; müvekkil şirketin ödemek zorunda kaldığı nakliye bedellerine ilişkin faturalara dayandığını, ancak fatura tutarlarının fahiş olup olmadığı yönünde bilirkişi tarafından yapılacak inceleme ile belirlenebileceğinden belirsiz alacak davası açıldığını, sonuç ve istem olarak; HMK Madde 107’ye uygun olarak fazlaya dair hakların bilirkişi incelemesi sonrasında ıslah dilekçesi verilerek dava değerinin artırımı haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL tutarında maddi tazminatın tahsiline, tazminat tutarının tamamına davalının temerrüte düştüğü ihtarnamenin keşide tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz işletilmesine, davanın kabulü ile yargılama giderleri ve ücreti vekletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; HMK, Madde 107’ye göre dava açılabilmesi için, davacının alacağının miktarını belirleyecek durumda olması gerekmektedir. Davacı dava dilekçesinde dava değerini fazlaya dair haklarını saklı tutarak 5.000 TL göstermesine rağmen dilekçesinin 2. Sayfa ve 6. Bendinde ise toplam 52.079,00 TL olduğunu belirttiğini, şartları bulunmadığı halde dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı durumda davacıya herhangi bir süre verilmeden hukuki yarar yokluğundan davanın reddi yoluna gidilmesini, davalı şirketin … yetkili araç satış servis ve yedek parça yetkili bayisi olduğunu, dava konusu aracın üretimi ve yedek parça tedarik eden ise yine …’ı muhatap aldığını, müvekkil şirketin taraf olmadığını ve husumet itirazında bulunduğunu, İhbar olunan …, dava konusu aracın serviste kalma süresi için davacı tarafa mail suretiyle aşağıdaki gibi bilgilendirme yaptığını, “Konu hakkında yapılan değerlendirme sonucuna istinaden müşterimize feragatname karşılığında aracın serviste kaldığı yedek parça beklemesi nedeni ile 60 gün için günlük KDV dahil 140 TL destek sağlanacaktır. ( 60 gün x 140 TL = 8400 TL).” savacı tarafın dava dilekçesinde günlük kira bedelini kabul etmediğini, davacı … dava konusu aracı 06/03/2018 tarihinde 102.204,50 TL ödeyerek “0” kilometre araç aldığını, satış sonrası hizmetler yönetmeliğine göre tamir süresinin 30 gün olduğunu bu süreden sonra 2 ay için dava dilekçesinde talep edilen tutarın 52.079,00 TL olduğunu bu tutarın araç bedelinin %50 sini geçen bir miktar olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesi ekinde sunduğu nakliye giderleri ile ilgili fişler/makbuzların yapılan hizmet karşılığı olup olmadığının belli olmadığını, görevlendirilecek uzman bilirkişilerce tarafların defter ve kay ıtları üzerinde yapılacak inceleme, günlük araç kiralama tespitleri, aracın amortisman, yakıt giderleri ves gibi tim hesaplamalar ile ortaya çıkacağı, davacı tarafın aracın bedeli yakın bir nakliye bedeli istemesinin hukuksuz olduğunu, ihbarolunan Ford-Otosan tarafından önerilen günlük kira bedelinin davacı tarafından kabul edilmediği konusuz kalan davanın reddi gerektiği, netice ve talep; usule ilişkin itirazlar doğrultusunda davanın usulden reddine, husumet itirazının kabulüne, ihbar talebinin kabulü ile ihbar olunana tebliğine, kanıtlanamayan davanın reddine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacıya ait dava konusu aracın davalının yetkili servisinde makul süreden fazla kalması sebebiyle davacının uğradığı zararın tazminine ilişkindir.
Davacının 2018 yılı ticari defter kayıt ve belgeleri üzerinde mali müşavir bilirkişi ve nakliye konusunda uzman bilirkişi ile inceleme yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, mevcut deliller birlikte değerlendirilerk davacının aracın serviste kaldığı süre içerisinde aracın cinsi, yük taşıma kapasitesi gibi hususlarda göz önüne alınarak davacının ödemek zorunda kaldığı nakliye bedellerinin ne kadar olduğu, kendine ait aracı kullansa idi ne kadar nakliye bedeli ödemek zorunda kalmayacağı hususunda bilirkişilerden gerekçeli denetime ve hükme elverişli rapor alınmasına karar verilmiş; 11/05/2020 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; davacının defterlerinin usulüne uygun ve lehine delil olarak kullanılabilir nitelikte olduğu, dava dosyasına sunulan nakliye hizmeti faturalarının hangi satış ve sevkiyatlar için olduğu “Taşıma İrsaliyeleri” sunulmadığından tespit edilememiştir. Davacının satın almış olduğu kamyonet öncesinde ve sonrasında nakliye hizmeti almaya devam ettiği ancak aracın serviste olduğu dönemde daha fazla nakliye hizmeti aldığı dolayısıyla bu fazlalığının sebebi satın almış olduğu aracı kullanamamaktan ötürü katlandığı söylenebilir. Davalı şirketinde işletmenin fazladan katlandığı bir maliyeti kabul ederek 8.400+%18 KDV tazminat ödeme isteği bu hesaplamayı desteklemektedir. Yapmış olduğumuz hesaba göre tazminat tutarı 16.242,80 TL dir. Davacının davalının temerrüte düştüğü ihtarnamenin keşide tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz işletilmesi talebi için yapılan hesaplama 1.128,10 TL’dir. Meselenin asli ve nihai hukuki takdiri ile tavsifi (davacının ve davalının sözleşme hükümlerine yapmış oldukları iddia ve savunmalar da dâhil olmak üzere) 6100 sayılı HMK”’nın 266/c.2 hükmü ve 6754 sayılı Kanun’un 3/3 hükmü gereği tamamen ve münhasıran yüce Mahkemeye aittir. Bunun yanı sıra, HMK 282 gereği bilirkişi görüşü sayın Mahkemeyi takyit etmediğinden, muhterem Mahkeme, davacının talep ettiği maddi tazminat kalemleri hükümlerinin yorumu bütünündeki hususlarının tümünü değerlendirerek ve icabında, tamamen davacı savları veya tamamen davalı savunmaları yönünde hüküm kurmakta muhtardır kanaatini bildirmiştir. 18/06/2021 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacının aracının 90 gün boyunca serviste kalmasından dolayı, fazladan nakliye ücreti ödediği, bu nakliyelerden dolayı tazminata konu esas değerin yapılan hesaplama neticesinde 13.632,00 TL olduğu, yönündeki kanaati bildirilmiştir. 30/03/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacının 2018 yılında E-Defter sistemine tabi olduğu, davacının 2018 yılı Envanter defteri açılış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, bu itibarla ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacı şirketin söz konusu ticari aracı 06.03.2018 tarihinde yasal defterlerine usulüne uygun kaydettiği, araç bedelinin % 18 KDV dahil ve %4 ÖTV (ÖTV matrahı 91.584,78 TL) hariç bedelli 82.950,59 TL olduğu, Teknik inceleme neticesinde, 19.06.2018 – 21.09.2018 tarihleri arasında ödemiş olduğu nakliye faturaları ve bazı faturalara ait ürün sevk irsaliyeleri sunulduğu, sevk irsaliyelerinin nakliye faturalarıyla uyumlu olduğu, yapılan analizde davacının araç satın alma öncesi ve sonrasında nakliye hizmeti aldığı, analizde işletmenin Temmuz, Ağustos, Eylül aylarında tarih kayması sebebi ile Ekim aylarını analize dahil edildiği ve bu ayların ortalamasının diğer aylara göre yüksek olduğu, genel yıl ortalaması nakliye giderinin, ciroya oranlandığında %0,49 olduğu, ancak 4 aylık ortalamanın ise %0,53 olduğu, dört aylık ciro toplamı 40.607.002,44 TL üzerinden nakliye bedeli fazlalık oranı olan %0,04 ile çarpıldığında 16.242,80 TL olarak hesap edildiği, Davacının ürün nakliyesi için satın almış olduğu aracı 19.06.2018 tarihinden 21.09.2018 tarihine kadar geçen sürede 3 ay boyunca kullanamadığından ürün nakliyesini dava dışı 3.taraf firmalardan taşıma hizmeti satın alarak gerçekleştirdiği, davacının dava konusu aracı kullanamadığı dönemde (KDV hariç) 44.050,00 TL nakliye ücreti ödediği, davacı taşımayı kendi aracı ile yapsaydı, 17.331,65 TL yakıt ve 13.200,00 TL şoför maliyeti olmak üzere toplam maliyeti 30.531,65 TL harcama yapması gerekeceği, davacının nakliyeyi bedeli dahilinde başkalarına yaptırması nedeniyle 13.518,35 TL zararının oluştuğu, nakliye giderinin ciroya oranları incelendiğinde; davacının dava konusu aracı kullanamadığı Ağustos ayında 0,29 oranı çıkarken dava konusu aracını kullandığı Nisan ayında 0,51 Ekim ayında 0,67 olduğu, nakliye giderinin ciroya oranındaki düzensizlik nedeniyle, nakliye giderinin ciroya oranı üzerinden nakliye bedeli fazlalık miktarı hesabı net olarak yapılamayacağından; faturalardan tespit edilen nakliye bedelinden şoför ve yakıt maliyetlerinin düşülmesiyle hesaplanan 13.518,35 TL davacının nakliye zararının nakliye sektörüyle uyumlu olduğu, varıldığını, takdirin Mahkemeye ait olduğu, kanaati bildirilmiştir. 06/01/2021 havale tarihli alınan bilirkişi ek raporunda özetle; Dava dosyasına sunulan nakliye hizmeti faturalarının hangi satış ve sevkiyatlar için olduğu “Taşıma İrsaliyeleri” sunulmadığından tespit edilememiştir. Satış fatura ve satış irsaliyeleri ile taşıma faturaları arasında taşıma irsaliyesi olmaması sebebi ile illiyet bağı kurulamamıştır. Ancak bu durum yeni bir aracın 90 gün boyunca serviste kaldığını sonucunu değiştirmeyeceğinden aşağıdaki hesaplamalar yapılmıştır. Davacının tazminat talebine istinaden yapılan hesaplamalarda; *Ciro üzerinden yapılan hesaplamaya göre 16.242,80 TL olacağı, *İkame araç üzerinden hesaplandığında 9.222,30 ila 12.600,00 TL olacağını, * Aracın kapitalizasyon hesabına göre ise sezonun tamamının 3 ay içinde olduğu kabul edilse
bile elde edeceği maksimum gelirin 20.645,31 TL olacağı hesaplanmıştır. Üç yöntemi de önem durumuna göre belirlenen ağırlıklarla değerlendirdiğimizde aşağıdaki sonuca ulaşılmıştır.
Hesaplama Yöntemleri
Hesaplama Tutarları
Ağırlıklı Oranlar
Tutar
Ciro Üzerinden Yapılan Hesaplama
16.242,80
50%
8.121,40
İkame Araç Üzerinden Yapılan Hesaplama (ortalama)
10.911,15
25%
2.727,79
Kapitalizasyon Oranına Göre Hesaplama
20.645,31
%25
5.161,33
Toplam

16.010,52

Yapmış olduğumuz hesaba göre tazminat tutarı 16.010,52 TL dir. Davacının davalının temerrüte düştüğü ihtarnamenin keşide tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz işletilmesi talebi için yapılan hesaplama 1.111,96 TL’dir. Meselenin asli ve nihai hukuki takdiri ile tavsifi (davacının ve davalının sözleşme hükümlerine yapmış oldukları iddia ve savunmalar da dâhil olmak üzere) 6100 sayılı HMK”’nın 266/c.2 hükmü ve 6754 sayılı Kanun’un 3/3 hükmü gereği tamamen ve münhasıran yüce Mahkemeye aittir. Bunun yanı sıra, HMK 282 gereği bilirkişi görüşü sayın Mahkemeyi takyit etmediğinden, muhterem Mahkeme, davacının talep ettiği maddi tazminat kalemleri hükümlerinin yorumu bütünündeki hususlarının tümünü değerlendirerek ve icabında, tamamen davacı savları veya tamamen davalı savunmaları yönünde hüküm kurmakta muhtardır kanaati bildirilmiştir. 18/08/2021 havale tarihli alınan bilirkişi ek raporunda özetle; Nihai takdir Sayın Mahkemenize ait olmak üzere, incelenip değerlendirilen dosyadaki mevcut belge ve bilgiler, yapılan itirazların değerlendirilmesi neticesinde; Kök raporda da belirtildiği üzere, davacının aracının 90 gün boyunca serviste kalmasından dolayı, fazladan nakliye ücreti ödediği, bu nakliyelerden dolayı tazminata konu esas değerin, yapılan hesaplamalar neticesinde 13.632,00 TL olduğu, kanaati bildirilmiştir.
Somut davada; davacı tarafça dava konusu aracın davalının yetkili servisinde makul süreden fazla bekletilmesi sebebiyle iştigal ettiği tekstil işinin sekteye uğramaması için nakliye işini başka firmalara yaptırması sebebiyle uğradığı zararın tazminini talep etmiş, davalı tarafça yedek parça beklenmesi sebebiyle aracın beklediği savunmasında bulunulmuştur. Dava konusu aracın davalının yetkili serviste uzun süre beklediği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf aracın yetkili serviste makul süreden fazla beklemesinde davalının kusurlu olup olmadığı, davacının bu sebeple zarara uğrayıp uğramadığı ve zarar miktarı hususlarındadır. Mahkememizce alınan bilirkişi raporları, tarafların iddia ve savunmaları ve dosya kapsamına sunulan belgeler değerlendirildiğinde dava konusu aracın makul süreden fazla bekletilmesi sebebiyle davacının zarara uğramasında, basiretli bir tacir olması gereken davalının gerekli tedbirleri almayarak, yetkili servisi olduğu araçların yedek parçalarını yeteri kadarını nezdinde bulundurmayarak veya süresinde temin etmeyerek sorumludur. Davacının aracın zamanında servisten çıkmamasında herhangi bir kusuru bulunmamaktadır. Davalının yedek parça beklendiğine ilişkin savunması davacıyı bağlayacak nitelikte bir savunma değildir. Bu nedenle davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir. Dava konusu aracın geç teslimi sebebiyle davacının uğradığı zararın tespiti için Mahkememizce davacı defter ve kayıtları ve dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi heyeti tarafından davacının KDV hariç 44.050,00-TL nakliye bedeli ödediği ve zararının olduğu, ancak bu dönemde nakliyeyi kendisinin yapması halinde 17.331,65-TL yakıt ve 13.200,00-TL şoför maliyeti ödemesinin gerekeceği, nakliyeyi kendisinin yapmaması sebebiyle bu giderlerden kurtulduğu, bu nedenle bu giderlerin mahsup edilmesi gerektiği ve bunlar mahsup edildikten sonra davacının 13.518,35-TL zararının olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi heyetinin davacı tarafından ödenen nakliye bedelinden yakıt bedelini mahsup etmesi davacı tarafça bu dönemde bu giderden kurtulması sebebiyle yerindedir. Ancak davacının nakliye işi sebebiyle çalıştırdığı ve maaş ödediği şoförlerine bu dönemde maaş ödemeye devam etmiştir. Davacı taraf nakliye işi için dışarından şoför istihdam etmemekte, kendi sürekli maaşlı şoförleri ile nakliye işini yapmakta ve dava konusu aracın olmadığı dönemde de bu çalışanlarına maaş ödemeye devam etmiştir. Bu nedenle bilirkişi heyetinin davacı tarafça ödenen nakliye bedellerinden şoför ücretinin mahsup edilmesi yönündeki tespitine iştirak edilmemiş ve Mahkememizce hesaplanan nakliye bedelinden mahsup edilmemiştir. Davacının aracının davalıya ait serviste makul süreden fazla kalması sebebiyle uğradığı zararın KDV dahil 34.647,35-TL olduğu anlaşıldığından bu miktar üzerinden davanın kabulüne ve temerrüt tarihi olan ihtarnamenin tebliği tarihinden üç gün sonrası olan 10/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
-Davacıya ait dava konusu aracın davalı serviste makul süreden fazla kalması sebebiyle davacının uğradığı 34.647,35-TL zararın temerrüt tarihi olan ihtarnamenin tebliği tarihinden üç gün sonrası olan 10/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 2.366,76 TL nispi karar ve ilam harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 85,39 TL peşin harcın ve 506,30-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 1.775,07 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.197,10 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 85,39 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı, 506,30-TL tamamlama harcı, 5,20-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 632,79- TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 5.518,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, ihbar olunan vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.14/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır