Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1179 E. 2022/1110 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1179 Esas
KARAR NO : 2022/1110

DAVA : Alacak (Emanet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/12/2018
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :16/01/2023
Davacı vekili tarafından açılan alacak davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin “Antrepo/Geçici Depolama Yeri” işleticisi olduğunu, davalı şirkete ait …. nolu konşimentoya ait 1 kap 444 kg olan eşyaların … özet beyan ile Sistem geçici depolama yerine konulduğunu, Davalının …. Serbest dolaşıma giriş beyannamesi tescil ettiğini, …. Kargo Gümrük Müdürlüğü’nden alınan 07.08.2018 tarihli yazısına göre Bakırköy … Ağcm’nin … E.sayılı dosya ile beyanname muhteviyatı eşyaların müsadere edildiğinin anlaşıldığını, benzer davalar nedeniyle BK.574.ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu hükümleri gereği “ardiyecilik” ilişkisi nedeniyle Ardiye ücret tarifesine göre eşyaların depoya girişi olan 29.12.2017 tarihinden dava tarihine kadar oluşan 40.795,87 USD (X5,3910>219.930,53 TL) ardiye ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte ödeme günüdeki döviz satış kuru üzerinden ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Yurtdışında mukim …. firmasından satın aldığı 3302.90.10.00.00 … ile 02.01.2018 tarih ve …. sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile beyan edildiğini, Gümrükte işlem yapılmadan İst. Güm. Muh. Kaç. ve İstih. Müd. nce numune alınarak İst. Lab. Müd.ne gönderildiğini, 11.01.2018/…. sayılı raporda eşyaların 3302.90.90.00.00 …”’te yer alması gerektiğinin belirtildiği, Bakırköy .. Sulh Ceza Hakimliği’nce 15.01.2018 tarih ve … D.İş sayılı karar ile eşyaya el konulduğunu ve Bakırköy …Ağcm.nezdinde… E.sayı ile …. sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu çerçevesinde kamu davası açıldığını, müvekkil ile arasında depoculuk sözleşmesi bulunmadığını, antrepo beyannamesi olmadığını, geçici depolama süresinin 20 gün olduğunu, bu süre sonunda tasfiyeye tabi tutulması ve oluşacak ardiyenin tasfiye idaresinden talep edilmesi gerektiğini, Davacının El konulan eşyanın kaldırılması ile ilgili gümrük idaresinden talepte bulunması gerektiğini, 5607 sayılı yasanın 16.maddesine göre tasfiyenin tamamlanmadığını, mal bedelinin 20.855 USD iken 40.795,87 USD tutarında ardiye ücreti istendiğini, dolayısıyla davanın reddi gerektiği arz ve talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, antrepo ücretinin ödenmemesi sebebiyle alacağın tahsiline karar verilmesi talebine ilişkindir.
Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesinin ….esas sayılı dosyası Uyap ortamından celp edilmiş, incelenmesinde; Sanıklar … ve … hakkında kaçakçılık ve sahtecilik suçunu işledikleri iddiası ile cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmış ve yapılan yargılama sonucunda “….. Üniversitesi Kimya Metalurji Fakültesi Dekanlığı 19/07/2018 tarihli raporunda beyannamenin 2. kaleminde belirtilen …ile beyannamenin 4.kaleminde beyan edilen Ice Mint’in 3302.90.10.00.00 …’inde olduğunu belirtmiş, soruşturma sırasında alınan 11/01/2018 tarihli İstanbul Labartuvar Müdürlüğünün raporu ile … Üniversitesi Kimya Metalurji Fakültesi Dekanlığının 19/07/2018 tarihli raporları arasıdnaki çelişki göz önüne alınarak … Kargo Gümrük Müdürlüğünce İstanbul Labaratuvar Müdürlüğünden alınan 31/10/2018 tarihli raporda da aynı müdürlüğün 11/01/2018 tarihli rapor içeriğinin tekrar edildiği görülmüş, … belirleme yetkisinin gümrük muayene memuruna ait olması ve beyan edilen eşyanın gümrük yönetmeliğinin 23. numaralı eki labartuvar tahliline tabi eşya listesinde yer alması ve … belirleme yetkisinin de gümrük muayene memuruna ait olması yanlış … beyanından dolayı ithalatçı şirket yetkilisi sanık … ile gümrük müşaiviri sanık ….’ın sorumlu tutulamayacağı, böylece sanıkların üzerilerine atılı suçu işlemedikleri anlaşıldığından 5271 sayılı CMK’nın 223/2-b maddesi uyarınca ayrı ayrı beraatlerine, eşyanın gümrük kanunu gereğince, gümrük işlemlerinin ikmali akabinde ithalatçı sanığa iadesine….” karar verilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları mevcut deliller birlikte değerlendirilerek dava konusu alacak hususunda gerekçeli rapor alınmasına karar verilmiş, 03/01/2020 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Bu süreç içerisinde davacı tarafından eşyaların saklanmasıyla ilgili olarak kendi ardiye ücretinin uygulanması ile hesaplanan 40.795,87 USD bedelin davalıdan talep edilmiş olduğu, davalı tarafça eşyalarına el konulması nedeniyle ardiye ücretinin bulunmadığı iddiasının ileri sürülmesine müteakip, işbu dava açılmış olup, mevcut olayla ilgili olarak davacının ardiye ücreti alıp alamayacağı, alacaksa ne kadar alacağı, kimden talep edebileceği, davalının konu eşyalara ait ardiye ücreti ödeme zorunluluğunun bulunup bulunmadığı, bulunmuyorsa neden ödeme zorunluluğunun olmadığı hususlarının tespit edilmesinden ibarettir. Mevcut olayda, davacı ile davalı arasında eşyanın depolanmasıyla ilgili noyal/bir depolama süreci yaşanmamış olup, tam aksine davalı tarafça davacı tarafa ait geçici depolama yerinden çıkarılmak ve eşyaların serbest dolaşıma tabi tutulmak üzere beyanname açılmış olduğu, akabinde kolluk kuvvetlerince soruşturma kapsamında eşyaya 03.01.2018 tarihinde numune alınması neticesinde 14.01.2018 tarihinde el konulmuş olduğundan; rejimle ilgili davah tarafın tasarrufunun sonlandırılmış olduğu, davacının ise eşyanın kendisine teslim edilmesinden dolayı aksi oluncaya kadar hem gümrük kanunu gereği hem de yukarıda bahsedilen yönetmelik gereği; eşyaları tam ve sağlam olarak saklayarak sahibine teslim etme sorumluluğunun bulunduğu ve bu konuda heraangi bir eksiğinin olmadığı, bu görevini eşyayı saklayarak yerine getirmiş olduğu, 14.11.2013 tarih ve 28821 sayılı resmi gazetede yayınlanan “5607 sayılı kaçakçılıkla mücadele kanununa göre el konulan eşya ve alıkonulan taşıtlara ilişkin uygulama yönetmeliği” gereğince mevcut eşyalara el konulmuş olması nedeniyle; davacıya ait ardiye tarifesinin uygulanamayacağı, bilakis, yukarıdaki yönetmeliğin 11.maddesinin ilgili fıkraları gereğince hesaplama yapılacağı yönetmeliğin amir hükümleri gereği olup, bu doğrultuda yukarıdaki görüleceği üzere yapılan hesaplamada; davacının, davalıdan değil de döner sermaye işletmesinden 32.925,46 TL’sı talep edebileceği durumları tespit edildiği sonuç ve kanaati bildirilmiştir. 12/06/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Eşyaların tasfiye edilmiş olması halinde 29.12.2017-14.02.2019 tarihleri arasında oluşan (633,67 USD 43.576,76 USD*42.233,18 USD) 6.443,61 USD Ardiye ücretinin Döner Sermaye İşletmesince Davacı’ya ödenmesinden sorumlu olduğu, tasfiye tarihinin iade tarihinden daha önceki bir tarihe tekabül etmesi halinde ardiyenin bu tarihe kadar yapılması gerektiği; 14.02.2019 tarihli iade kararı itibariyle kararın Gümrük idaresince davalıya tebliği tarihinden itibaren 30 gün sonrasına kadar olan kati süre ile ilgili dava dosyasında bilgi bulunmamakla birlikte bu süreye kadar Eşyaların tasfiye edilmemiş olması halinde ise 29.12.2017-14.01.2018 tarihleri arasında oluşan 633,67 USD ardiye ücretinden Davalı’nın sorumlu olduğu, sonuç ve kanaati bildirilmiştir.15/06/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Taraflar arasındaki ihtilafın özünün, davalı şirket tarafından ithal edilen emtianın gümrük işlemleri için geçici depolanmak üzere davalının işleteni bulunduğu gümrük antreposuna alınmasından (29.12.2017) sonra Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu Kapsamında kolluk kuvvetlerince numune alınası ve el konulması tarihinden (12.01.2018) itibaren yapılan yargılama sonucunda davalının beraatine ve emtianın iadesine karar verilmesine kadar geçen süre içinde davacının tarifeleri üzerinden hesaplanan bir antrepo ücretini talebine hakkı olmadığı meselesi üzerinde toplandığı; Gümrük antrepo sözleşmelerinin TBK’da düzenlenen saklama sözleşmelerinden ve ticari saklama sözleşmeleri olan ardiyeciye bırakma sözleşmelerinde farklı olduğu, TBK’da düzenlenen saklama sözleşmeleri taraflar arasında hak menfaat ilişkisi kuran yalın iki taraflı sözleşmeler olduğu, oysa gümrük antrepo sözleşmelerinde tarafların dışında gümrük idaresinin de her iki tarafa karşı kanundan doğan yetkileri kullanabildiği (çok köşeli hukuki ilişki), gümrük antrepolarının gümrük idareleri gibi varlıklarının yegane gayesinin devletin vergi kaçaklarının önlenmesi olduğu bu nedenle gümrük ve kaçakçılık mevzuatında hüküm olmayan hallerde ancak TBK hükümlerinin uygulanabileceği; Gümrük antrepo sözleşmelerinin kullanıcı ile antrepo işleteni arasında kurulduğu, kullanıcının haklarını üçüncü kişiye devretmesinin mümkün olduğu, devir halinde devralanının kullanıcı sıfatını aldığı, somut olayda ise iradi bir devir olmadığı ve gümrük idaresinin elkoyma kararı ile birlikte eşyanın gümrük idaresi adına ve hesabına saklanmasının söz konusu olduğu ve bu tarihten (12.01.2018) itibaren ACM’nin sanıkların beraatine ve emtinanın iadesine kararına kadar kullanıcının gümrük idaresi olduğu, bu karardan sonra eşyanın tasfiye edilmemesi ve saklanması halinde davalının antrepo ücretinden sorumlu olduğunun değerlendirildiği, benzer bir kararda Yargıtay …. Hukuk Dairesinin (… E., …. K.) karar düzeltme isteminde aynı yönde karar verdiği, ancak kararda davacı talebine uygun azınlık görüşünün bulunduğu; Şu halde Yargıtay …. HD’nin ya kararına uyarak kaçakçılık suçundan beraat eden davalı şirketin el koyma tarihi (12.01.2018) Bakırköy … ACM’nin Sanıkların beraati yönündeki karar tarihine (14.02.2019) kadar (ACM kararı sanıkların ve/veya vekillerinin huzurunda verilmiş olması gerektiğinden bu tarihten sonra emtianın antrepodan çekilmesi sorumluluğu davalı üzerindedir) oluşan antrepo ücretinden sorumlu olmayacağı değerlendirileceği, bu durumda el koyma ve beraat kararı arasındaki antrepo ücretinden mevzuat çerçevesinde gümrük idaresinin sorumlu olacağı, ancak dosyadan bu bedelin davacı şirkete ödenip ödenmediğinin belirlenemediği; ya da azlık görüşü benimsenerek Gümrük idaresinin antrepo ilişkisi dışında kaldığından ve davalının zararlarının tazmini için gümrük idaresine rücu edebileceği gerekçesiyle davalı şirketin tüm antrepo ücretinden sorumlu olması gerektiği değerlendirileceği, bilirkişi olarak Yargıtay …. HD’nin kararındaki çoğunluk görüşü yönünde kanaatimizi kullanmanın yerinde olacağının değerlendirildiği; Kanaatleri gibi çoğunluk görüşü kabul edildiğinde davacının 14 günlük antrepo ücreti ve diğer ücretlerle birlikte 498 USD alacaklı olduğu; sayın mahkemece aksi kanaat ile azınlık görüşü kabul edildiğinde ise toplam 342 gün için diğer ücretlerle (toplam 120 USD) birlikte 17.874,57 USD alacaklı olduğunun değerlendirildiği; Son olarak 07.08.2018 tarihli gümrük idaresinin davacı şirkete hitaben gönderdiği yazıda dava konusu emtianın tasfiyesine karar verilmiş olduğu, ancak fiili tasfiyenin gerçekleşip gerçekleşmediği ve tasfiye şekline ilişkin dosyada bilgi olmadığı ve davacı şirkete tasfiye ve el koyma nedeniyle idarece mevzuat çerçevesinde bir saklama ücreti ödenip ödenmediği ile bu bağlamda davacının söz konusu emtiayı hala davalı şirket yararına saklayarak teslime amade tutup tutmadığının da anlaşılamadığı; sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Somut davada; davacı vekili davacının antrepo/geçici depolama yeri işlettiğini, davalıya ait dava konusu emtianın davacının işlettiği geçici depolama yerine konulduğunu, ancak söz konusu emtiaya cezai kovuşturmaya konu olması sebebiyle el konulduğunu, emtianın işlettikleri antrepo/geçici depolama yerine konulduğu tarihten dava tarihine kadar işlemiş antrepo ücretinin davalı tarafından ödenmediğini, bu sebeple antrepo ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise dava konusu emtiaya ceza soruşturma ve kovuşturması kapsamında el konulduğunu, bu sebeple söz konusu emtiaya ilişkin antrepo ücret talep edilemeyeceğini, taraflar arasında dava konusu emtia geçici depolama statüsünde depolandığından depolama sözleşmesi akdedilmediğini, geçici depolama statüsünde kalan eşyanın burada kalma süresinin en fazla yirmi gün olduğunu, bu süre içerisinde gümrükçe onaylanmış ve bir işleme veya kullanıma tabi tutulmaması halinde tasfiye edilmesi gerektiği, davacının ilgili Gümrük İdaresinden tasfiye talep etmemekle kusurlu olduğu, ardiye ücretini Gümrük İdaresinden talep etmesi gerektiğini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili her ne kadar dava konusu emtianın geçici depolama statüsünde olması sebebiyle davacı ile aralarında depolama sözleşmesi kurulmadığı savunmasında bulunmuş ise de; davalıya ait dava konusu emtianın davacının antreposuna indirilmesi sebebiyle taraflar arasında 6098 Sayılı TBK’nun 561 ve devamı maddeleri uyarınca saklama sözleşmesi kurulmuştur. Bu sebeple taraflar arasındaki akdi ilişkinin kurulduğuna ilişkin ihtilaf bulunmamaktadır ve davalının bu yöndeki savunmalarına Mahkememizce itibar edilmemiştir. Taraflar arasındaki ihtilaf dava konusu emtiaya ceza soruşturması ve kovuşturması sırasında el konulmasından dolayı davalının tüm ardiye ücretinden sorumlu olup olmadığına ilişkindir. Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada davalı şirket yetkilisi …. ve davalı gümrük müşaviri … hakkında “… … Üniversitesi Kimya Metalurji Fakültesi Dekanlığı 19/07/2018 tarihli raporunda beyannamenin 2. kaleminde belirtilen … ile beyannamenin 4.kaleminde beyan edilen …’in 3302.90.10.00.00 …’inde olduğunu belirtmiş, soruşturma sırasında alınan 11/01/2018 tarihli İstanbul Labartuvar Müdürlüğünün raporu ile …. Üniversitesi Kimya Metalurji Fakültesi Dekanlığının 19/07/2018 tarihli raporları arasıdnaki çelişki göz önüne alınarak … Kargo Gümrük Müdürlüğünce İstanbul Labaratuvar Müdürlüğünden alınan 31/10/2018 tarihli raporda da aynı müdürlüğün 11/01/2018 tarihli rapor içeriğinin tekrar edildiği görülmüş, … belirleme yetkisinin gümrük muayene memuruna ait olması ve beyan edilen eşyanın gümrük yönetmeliğinin 23. numaralı eki labartuvar tahliline tabi eşya listesinde yer alması ve … belirleme yetkisinin de gümrük muayene memuruna ait olması yanlış … beyanından dolayı ithalatçı şirket yetkilisi sanık … ile gümrük müşaiviri sanık …’ın sorumlu tutulamayacağı, böylece sanıkların üzerilerine atılı suçu işlemedikleri anlaşıldığından 5271 sayılı CMK’nın 223/2-b maddesi uyarınca ayrı ayrı beraatlerine, eşyanın gümrük kanunu gereğince, gümrük işlemlerinin ikmali akabinde ithalatçı sanığa iadesine….” karar verilmiştir. Söz konusu yargılamada suçun oluşmadığından bahisle beraat kararı verilmemiş, eylemlerden gümrük muayene memurunun sorumlu olduğu ve suçu sanıkların işlemediğinden beraat kararı verilmiştir. Bunun yanında davalı şirket yetkilisinin beraat etmesi durumunda dahi Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 10/04/2007 tarih, … esas ve … karar sayılı ve 21/11/2018 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamlarında belirtildiği üzere; dava konusu emtiaya ceza soruşturması ve kovuşturması sırasında el konulmasının davalı açısından bir mücbir sebep olarak kabulü mümkün olmadığından, bu durumu kendi akidine karşı ifa imkansızlığı kapsamında ileri sürmesinin mümkün olmadığı, davacının 6098 sayılı TBK 574. maddesi uyarınca ardiye ücretinin tümünü davalıdan talep edebileceği, Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı kesinleşmiş mahkeme kararının davalı şirket yetkilisi veya vekiline tebliğ tarihine kadar, antrepo ücretinden davacı şirkete karşı davalı ve idarenin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, Mahkeme kararının davalı şirket yetkilisi veya vekiline tebliğ tarihinden sonra ise antrepo ücretinden sorumluluğun sadece davalı şirkete aittir. Bu içtihat doğrultusunda Mahkememizce davacının talep ettiği döneme ilişkin olarak antrepo ücreti bilirkişiye hesaplattırılmış ve usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne ve davacının antrepo ücreti alacağının hüküm altına alınmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
-Davacının ardiye ücreti alacağı olan 40.795,87 USD nin dava tarihi olan 06/12/2018 tarihinden itibaren işeyecek avans faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki TCMB döviz efektif satış kuru üzerinden davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 15.023,45 TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 3.755,87 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 11.267,58 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 33.790,27 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 3.755,87 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 3.791,77 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.650,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, ihbar olunan vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.13/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır