Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1162 E. 2020/36 K. 14.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1162 Esas
KARAR NO : 2020/36

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/06/2015
KARAR TARİHİ : 14/01/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/02/2020
Davacı vekili tarafından açılan Menfi Tespit davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Bakırköy ……..Tüketici Mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesi ile; davalı alacaklının ihtiyati haciz kararına istinaden müvekkilimin banka hesabına bloke konuduğunu, bu ihtiyati haciz kararına konu senedin bedelsiz olduğu, söz konusu senedin dava dışı şirketten kredi kartı alacağının olması nedeniyle hukuksuz olarak takibe konduğu, ayrıca davalı bankanın kredi kartı sözleşmesinde müvekkilinin kefil dahi olmadığı, müvekkilinin araç kredisine kefil olduğu ve bu kredinin ödendiği, müvekkilinin genel kredi kartı sözleşmesinde kefil olmadığını beyanla müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı vekilinin Bakırköy …….. Tüketici Mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; öncelikle görev ve yetki itirazlarının olduğunu, görevli mahkemelerin Ticaret Mahkemeleri, yetkili mahkemenin ise İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafın müvekkil bankaya göndermiş olduğu ihtarnameye taraflarınca Beşiktaş ……. Noterliğinin 18.05.2015 tarih ve ……. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile verilen cevapta kesinlikle takibe konu senedin kredi borcunun teminatı olarak alındığı yönünde bir ifade kullanılmadığını, taraflarınca keşide edilen söz konusu ihtarnamede aynen “kredi borcunun geri ödenmesi için dava dışı şirket tarafından verildiğine” ilişkin bir ifade kullanıldığını, eş söyleyişle, takibe konu senet kredi borcunun teminat olarak değil, dava dışı şirketin kredi borcunun geri ödemek amacıyla müvekkil bankaya ciro ve teslim edildiğini, açıklamaları ve sunulan Yargıtay kararlarından da anlaşılacağı üzere; takibe konu senet teminat senedi niteliğinde olmadığını, aksinin de davacı tarafından ispatı gerektiğini, dolayısıyla davacı tarafın bu iddiasının da reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı borçlu üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Dosya Bakırköy ……. Tüketici Mahkemesinin …….. esas …… karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilmiştir.
Yapılan yargılama sonucu dosya Mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle İİK 72 maddesinde düzenlenen menfi tespit davası olup, dosyada tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişinin 05/11/2019 havale tarihli raporunda; ……………24.04.2012 tarihinde 1.000.000.-TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesi akdedilmiş olup ……. ve …….nun müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu tespit edilmiştir. 28.09.2012 tarihinde 1.000.000.-TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği tespit edilmiş olup davalı banka tarafından sunulan belgelerde kefil bilgileri yer almadığından varsa kefiller tespit edilememiştir. 13.06.2012 ve 20.11.2012 tarihlerinde Şirket Kredi Kartı sözleşmesi imzalanmış olup sözleşmede ……..’in garantör olduğu tespit edilmiştir. İncelenen sözleşmelerde, davacı …….’in dava dışı ……. SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ.’nin davalı bankatlan kullandığı krediler için kefalet imzası görülmemesi nedeniyle davacının kefil olmadığı kanaatine vanlmıştır.
Davalı banka tarafından keşide edilen ihtarnamenin incelenmesi;
Davalı banka tarafından T.C. Üsküdar ……. Noterliği’nin 31.03.2015 tarih ……. yevmiye numaralı ihtarının keşide edildiği, ihtarnamenin dava dışı ……. SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ.’nin şirket kredi karlı borcunu ödememesi nedeniyle keşide edilmiş olduğu, muhattaplar arasında davacının da yer aldığı tespit edilmiştir.
Davalı banka ile dava dışı ……. SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ. arasında akdedilen sözleşmelerin incelenmesinde davacı ……’in kefaleti bulunmadığı tespit edilmiş olup dava dışı ……. SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ.’nin şirket kredi kartı borcundan davacının sorumlu olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davava konu edilen Teminat Mektubunun incelenmesi
12.03.2013 tarihinde Halkalı Gümrük Müdürlüğü’ne hitaben 31.077,35.-TL tutarlı süresiz teminat mektubu düzenlendiği, 19.08.2013 tarihinde teminat mektubunun iade edildiği tespit edilmiştir.
Davava konu edilen senedin incelenmesi
Senedin borçlusu :……. Senedin alacaklısı :……..
Ciro zinciri :…….. tarafından ……. KONFEKSİYON SAN. VE
TİC.LTD.ŞTİ/ye, ……. KONFEKSİYON SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ. tarafından davalı bankaya ciro edilmiş.
Tanzim tarihi :28.09.2012
Vade tarihi :10.04.2015
Tutar :29.000.-TL
Söz konusu senede yönelik ödeme yapılmaması nedeniyle davalı banka tarafından davacıya 14.04.2015 tarihinde ödenmeme protestosu çekildiği tespit edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde davaya konu senedin davaya konu edilen Teminat Mektubuyla ilişkili olduğunu beyan etmiştir. Ancak yapılan incelemede teminat mektubunun tanzim ve iade tarihi ile senedin tanzim ve vade tarihinin farklı olması nedeniyle senedin teminat mektubunun teminatı olamayacağı kanaatine varılmıştır.
Sunulan belgelerin incelenmesi sonucunda.
> Davalı banka ile dava dışı …….KONFEKSİYON SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ. arasında akdedilen sözleşmelerde davacı ……’in kefaleti bulunmaması nedeniyle dava dışı …….KONFEKSİYON SAN. VE TİC.LTD.ŞTl.’nin davalı bankaya olan borçlarından davacının kefil sıfatıyla sorumlu olamayacağı,
> Davaya konu teminat mektubu ile davaya konu senedin çok farklı tarihlerde düzenlenmiş olması nedeniyle senedin teminat mektubunun teminatı olarak düzenlenmiş olamayacağı,
> Davacı ……’in, ciro zincirinde davalı bankanın alacaklı olduğu 29.000,00.-TL bedelli senetten sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Konuya ilişkin emsal Yargıtay kararlan bulunmakta olup Yargıtay kararlarında,
Davaya konu senette teminat ifadesi bulunmamakla birlikte, bulunsa dahi teminat senedi ibaresinin tek başına bononun kayıtsız ve şartsız belli bir bedelin ödenmesi vaadini içeren niteliğini etkilemeyeceği,
Bununla yanında, bononun teminat amaçlı olarak düzenlenmiş olduğunun yazılı belgeyle ya da alacaklının kabul beyanı ile kanıtlanması gerektiği belirtilmiş, kanıtlanamaması halinde bonoların kredi sözleşmesinin ödeme aracı olarak düzenlendiği, kabul edilmiştir
Yargıtay 12.HD. E 2016/15432 15.06.2016 tarih 2016/17007 K. Sayılı kararı
Takip dayanağı bonoların TTK/nun 776. maddesi uyannca tüm unsurian havi bonolar olduğu ve kredi sözleşmesi kapsamında düzenlendiği tartışmasızdır. Söz konusu bonolann sözleşme kapsamında verilmiş olmalan kayıtsız şartsız borç ikrannı içermediği sonucunu doğurmaz. Bonolann teminat amaçlı olarak düzenlenmiş olduğunun yazılı belgeyle ya da alacaklının kabul beyanı ile kanıtlanması gerekir
Somut olayda takip dayanağı bonolann teminat bonosu olduğu yönünde herhangi bir yazılı belge bulunmadığı gibi bonolann teminat amaçlı verildiği yönünde alacaklının kabul beyanı da bulunmadığından bonolann kredi sözleşmesinin ödeme aracı olarak düzenlendiğinin kabulü gerekmektedir”
Yargıtay 12.HD. E 2011/519015.11.2011 tarih 2011/22202 K. Sayılı kararı
“Bonoda sadece (Teminat) ibaresinin bulunması onun kambiyo senedi vasfını ve bu senetlere ilişkin özel yol ile takibe dayanak yapılmasını engellemez. H.G.K.nun 14.3.2001 tarih ve 2001/12-233 sayılı ve yine H.G.K.nun 20.6.2001 tarih ve 2001/12-496 sayılı kararlannda da kabul edildiği üzere dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı bir belge ite kanıtlanmadığı sürece sadece teminat senedi ibaresi tek başına bononun kayıtsız ve şartsız belli bir bedelin ödenmesi vaadini içeren niteliğini etkilemez. Somut olayda, borçlu tarafından dosyaya sunulan takibe konu senedin fotokopisinde sol tarafta sadece Teminat” yazısının olduğu görülmüş ise de, yukanda da açıklandığı üzere senedin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı bir belge ile ispatlanamadığından istemin reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü isabetsizdir
Davacının sorumlu olduğu kanaatine varılmış olan 29.000,00.-TL bedelli senedin, emsal Yargıtay kararlarına göre de ödeme aracı olarak düzenlendiğinin kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
SONUÇ:
Sayın Mahkeme’niz dava dosyası ile belge ve kayıtların tetkiki neticesinde; nihai Takdiri tamamen Mahkeme’ye ait olmak üzere;
> Davalı banka ile dava dışı …….KONFEKSİYON SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ. arasında akdedilen sözleşmelerde davacı ……’in kefalet imzası bulunmaması nedeniyle dava dışı …….KONFEKSİYON SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ;nin davalı bankaya olan borçlarından davacının kefil sıfatıyla sorumlu olamayacağı,
> Davaya konu teminat mektubu ile davaya konu senedin çok farklı tarihlerde düzenlenmiş olması nedeniyle senedin teminat mektubunun teminatı olarak düzenlenmiş olamayacağı,
> Davacı …… ’in; borçlusu olduğu 28.09.2012 tanzim, 10.04.2015 vade tarihli 29.000,00.-TL bedelli senedin emsal Yargıtay kararlarına göre de ödeme aracı olarak düzenlendiğinin kabul edilmesi gerektiği, davacının davalıya karşı senetle ilgili sorumlu olduğu açıklanmış, bilirkişi raporunda açıklandığı üzere, davalı banka ile dava dışı …….Konfeksiyon San ve Tic Ltd Şti arasında 24/04/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalanmış, davacının kredi sözleşmesinde kefil olmadığı ve imzasının olmadığı, ancak davacının borçlu olduğu, 28/09/2012 tanzim tarihli 10/04/2015 vade tarihli, 29.000 TL bedelli senedin dava dışı …….Konfeksiyon ….. Ltd Şti tarafından davalı bankaya ciro yolu ile teslim edildiği, senedin teminat senedi olmadığı, dava dışı ……. Konfeksiyon ………Ltd Şti nin davalı bankaya kredi kartı borcunun olduğu, davalı bankanın senedin vadesinde ödenmemesi üzerine davacıya protesto çektiği, dolayısıyla 29.000 TL bedelli senedin davacı tarafından ödeme aracı olarak düzenlendiği subut bulmakla davanın reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu menfi tespit davasının REDDİNE,
2-Davacının yapmış olduğu masrafların üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı lehine takdir edilen 4.800.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Alınması gereken 54,40.-TL karar harcından peşin alınan 583.-TL harcın mahsubu ile bakiye 528,60.-TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) Davacı vekili Av. ……., Davalı vekili Av. ……. yüzüne karşı verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.14/01/2020

Katip ……
¸e-imzalıdır.

Hakim ……
¸e-imzalıdır.