Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1026 E. 2019/156 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1026
KARAR NO : 2019/156

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/10/2018
KARAR TARİHİ : 07/02/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün….Esas sayılı dosya borcuna istinaden ana borca ilişkin istirdat hakkı mahfuz kalmak kaydıyla faiz ve cezai şart yönünden borçlu olmadığının tespitine, İİK 72/3 maddesi gereği işbu miktar yönünden ihtiyati tedbir kararı verilerek icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi için takibin durdurulmasına, haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına dair karar verilmesini istem ve talebinden ibarettir.
CEVAP; 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Yasanın 73/1 maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olacağı düzenleme altına alındığını, işbu davada borcun konusunu, müvekkili ile tüketici arasındaki satış sözleşmesinin oluşturduğunu, satış sözleşmesinin taraflarının davacı tüketici ve davalı müvekkili olduğunu, taraflar arasında akdedilen satış sözleşmesi 6502 Sayılı Kanun hükümlerince tüketici işlemi olduğunu, bu sebeple görevli mahkemelerin Tüketici Mahkemeleri olduğu beyan etmiştir.

ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ …H.D…. E… K.sayılı ilamı ile;
“…….
Dava taraflar arasında düzenlenmiş tüketici kredisi sözleşmesine dayalı borçlu olunmadığının tespiti için açılmış menfi tespit davasıdır.
28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Bir hukukî işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Eldeki davada, davacı ile davalılar arasındaki uyuşmazlık taraflar arasında imzalanmış olan tüketici kredisi sözleşmesi sebebiyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davası olup, davacının borçlu olduğu sözleşmenin tüketici kredi sözleşmesi olması sebebiyle 6502 sayılı yasa kapsamında tüketici olduğu anlaşılmış olup taraflar arasındaki sözleşmenin geçerliliği kefalet ilişkisinin varlığı yada yokluğu hususundaki değerlendirmenin görevli tüketici mahkemesi tarafından yapılması gerektiği anlaşıldığından Adana ….Tüketici Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılarak yargı yeri olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. …”

Taraflar arasındaki uyuşmazlığın ; icra dosyasındaki diğer borçluların davalı mağazadan ürün aldığı ve de davacının bu işleme kefil olduğu ,davacının tacir olmadığı dava konusu işlemin de münhasıran ticari davalardan sayılmadığı anlaşılmakla ,davacının kendisine başvurma koşullarının oluşmadığı iddiası ,menfi tespit talebinin görülmesi gereken mahkemenin yukarıda anılan içtihat uyarınca da Tüketici Mahkemesi olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114. Ve 115. Maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-HMK nun 20. Maddesine göre kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde müracaat halinde dosyanın yetkili ve görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi halde aynı madde gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4-HMK 331/2 maddesi gereği Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/02/2019

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.