Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/956 E. 2018/494 K. 30.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/956
KARAR NO : 2018/494

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/10/2017
KARAR TARİHİ : 30/04/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Müvekkilinin tıbbi cihaz alım-satım işi ile iştigal ettiğini, müvekkilinin davalıya sargı bezi, muayyene eldiveni, eldiven lateks vb. Tıbbi malzeme sattığını, davalıya satılıp teslim tıbbi malzemelerden dolayı 05/09/2017 tarihi itibari ile davacıya 10/671,31 TL borcu olduğunu, bu nedenle davalı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, borçlunun yetkiye itirazı üzerine dosyanın Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına kaydolduğunu, ödeme emrinin borçluya 22/09/2017 günü tebliğ edildiğini, davalının kötü niyetli olarak 26/09/2017 günü itiraz ettiğini bu nedenlerle itirazın iptali ile devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ;
Dava İİK 67.madde kapsamında taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı fatura alacağından kaynaklı itirazın iptali talebine ilişkindir.
Takibe konu İcra dosyası , davalı SGK çalışanlarına dair kayıtlar, söz konusu Faturalar ve Ticari defter kayıtları dosya arasına alınmış ve iddia savunma kapsamında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda HMK 222. Maddesi uyarınca defter incelemesi yapılması sonucunda,
Davacı ( alacaklı ) tarafından davalı ( borçlu) aleyhine Başlatılan İcra Takibi: Davacı şirket, davalı şirket hakkında 10671,31 TL icra giderleri, vekalet ücreti ve avans faizi ile birlikte tahsili talebiyle Büyükçekmece …. İcra Dairesinin …E. esas sayılı takip tarihi itibariyle fatura alacağından kaynaklanan alacağı için haciz yolu ile takibe geçtiği görülmüştür. Davacı vekilinin yasal bir yıllık süre içinde davalının itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açtığı, uyuşmazlığın davalının davacıya takibe konu alacaktan dolayı borcunun olup olmadığı hususunda olup, dosyada deliller toplandıktan sonra dosyada HMK 266.madde uyarınca çözümü teknik bilgiyi gerektirmesi sebebiyle mali müşavir bilirkişi ile inceleme yaptırılmış,
Davacı yanın incelenen ticari defterlerine göre davalı yandan takibin başlatıldığı 25.08.2017 tarihi itibariyle 10.671,31 TL bakiye cari hesap alacaklı olduğu görülmektedir. Davacı yanın incelenen ve dava dosyasına sunulan 2017 yılı yevmiye defter kapanış sayfasında … no.lu Alıcılar hesap kodunda davalı yandan 10.671,31 TL bakiye cari hesap alacaklı olduğu davalı yanın icra takibine itiraz dilekçesinde takibe konu faturalardan dolayı borçlarının bulunmadığı yönde itirazlarının olduğu, Faturalar üzerinde yapılan incelemelerde ise fatura muhteviyatının …, …., …, …, …., …, …, …, …., …., …, Mal Bedeli olduğu. Fatura Muhteviyatına ilişkin taraflar arasında akdedilmiş ve dosyaya sunulu bir sözleşmenin mevcut olmadığı. dosya içinde…. A. Ş. ‘ne ait Bağcılar Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından gönderilen Hizmet Döküm Cetvelleri incelendiğinde …. T.C. kimlik numaralı … ‘in, …. T.C. kimlik numaralı …nın ve … T.C. kimlik numaralı … ‘nin adlarının bulunduğu, adı geçen şahısların ilgili faturalara ve sevk irsaliyelerine ait mal teslimlerinin yapıldığı dönemde davalı şirket bünyesinde çalıştıkları. Sevk İrsaliyelerinin Teslim alan bölümünde bulunan …, …. için İstanbul SGK İl Müdürlüğüne yazılan yazının cevabının gelmediği. Faturanın Teslim alan bölümünde ismi bulunan …. için bilgi mevcut olmadığı, tespitleri yapılmıştır.
Ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil teşkil etmesi, tacirin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerin kendisi lehine kanıt teşkil etmesi, her iki tarafın da defter tutma yükümlüsü olmasına , uyuşmazlığın her iki tarafında defterlerine kaydetmesi gereken ticari bir işle ilgili olmasına , tutulması gereken tüm defterlerin tutulmuş olmasına, defterlerin usulüne uygun tutulmasına ve onaya tabii defterlerin onaylatılmış olmasına, defterlerdeki kayıtların birbirini teyit etmesine, defterlere dayanarak ispat edilmek istenen iddianın da karşı taraf delillerince çürütülememiş olmasına, defterlerine dayanan tarafın yemin etmiş olmasına bağlıdır.(BAHTİYAR, M., Ticari Defterlerin Hukuki Önemi ve Sahibi Lehine Mahkemede Delil Olma Şartları, Makaleler II, s. 71 vd; ARKAN, s. 330 vd.).
Öte yandan davacı usule uygun şekilde tutulan ve onaylanan kendi defter ve kayıtlarına göre davalıdan takip konusu miktar kadar alacaklı gözükmektedir. Ancak davalı tacir olduğundan davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına da dayanmıştır. Ne var ki davalı şirkete inceleme gün ve saatinde hazır olması gerektiği konusunda ihtarat yapılmasına rağmen davalı taraf ticari defter ve kayıtlarını sunmaktan kaçınmıştır.
HMK. 219. maddesine (HUMK. 326) göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, eş söyleyişle, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar HMK. 219. ve ardından gelen maddelerindeki konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre uyuşmazlık davacının takibe konu fatura içeriğinden dolayı davalıya mal teslimi yapıp yapmadığı alacaklı olup olmadığı yönündedir.
Davalı davaya cevap vermeyerek HMK 128.maddesi uyarınca davayı inkar ettiğinden alacağı olduğunu ve malları davalıya hizmet verdiğini iddia eden davacı ispat yükü altında olup davacı tarafça sunulan fatura yanında ticari defterler de ayrıca ispat vasıtalarından birisidir.
Fatura ticari ilişkilerde ispat vasıtalarından birisidir. Bir faturanın borç doğurabilmesi için öncelikle faturanın karşı tarafa tebliğ ve teslim edilmesinin ispatı gereklidir.
Dayanak olan ve davacı şirketin düzenlemiş olduğu irsaliyeli faturaların ekinde bulunan gönderi takip formlarının içeriğine göre davacı şirketin düzenlemiş olduğu faturaların ve içeriğinin davalı şirkete gönderilmiş olduğu, teslim edildiği, bu yöne ilişkin ise zaten açık bir itirazın bulunmadığı anlaşılmaktadır. TTK.m.21 uyarınca sekiz günlük yasal süre içerisinde faturaya itiraz ve iade ettiğini kanıtlama yükümlülüğü ise, davalı tarafa aittir. TTK’nın 21. maddesi uyarınca teslimine rağmen faturayı süresinde itiraz ve iade etmeyen davalı tacir, fatura münderecatını aynen kabul etmiş ve faturayı gönderen davacı taraf, faturaya dayalı bu alacağının varlığını ispatlamış olur.
Kaldı ki hazırlanan bilirkişi raporu gerekçeli, denetime elverişli ve uyuşmazlık konularının da tamamını irdeleyen niteliktedir.
Davalı taraf icra dosyasına borcunun bulunmadığı itiraz beyanında bulunmasına karşın, davalı davaya cevap vermemiş defter inceleme günü kayıtlarını sunmamış olup davacı taraf inceleme gününde ticari defterlerini ibraz edip, davaya konu olan faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüş olup söz konusu faturanın bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi usulüne uygun tutulan taraf defterlerinin lehlerine delil vasfına haiz oldukları anlaşılmakla davalı taraf defterlerini sunmamış olup dosya kapsamı ve sunulan belgelere göre davacı şirket tarafından düzenlenerek teslim edilen malların teslim edilen kişilerden bir kısmı yönünden davalı çalışanı olduğu bir kısmının ise isim ve imzaya rağmen SGK kaydının gözükmediği anlaşılmış olup SGK kaydı olanlar yönünden fatura belgeleriyle de nedeniyle dava konusu edilen faturalar ile muhteviyatı mal ve hizmetlerin davalı şirkete teslim edildiği kanaatine varılmıştır. Taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve dava konusu alacağın dayanağı olan faturalar ile muhteviyatındaki mal ve hizmetlerin davalı şirkete teslim edildiği anlaşılmış olup isim ve imzanın bulunduğu SGK kaydının olmadığı bir kısım faturlar yönünden ise davalı şirket isticvap edilmiş olup bu hususta davetiye çıkarılmış davete icabet etmediği duruşmaya gelerek beyanda bulunmadığı görülmüştür. HMK’nın 171/2 maddesine göre ”Çağrılan taraf özürsüz olarak gelmediği veya gelip de soruları cevapsız bıraktığı takdirde, mahkemece sorulan vakıaları ikrar etmiş sayılır’.’ şeklindeki düzenleme dikkate alındığında geçerli özür bulunmadan gelmediği ve mazeret bildirmediği dikkate alınarak ikrar etmiş sayıldığı da gözetilmiş ve davaya konu isim ve imzalı faturalar yönünden bir kısım fatura içeriği malın davalıya verildiğini dosyadaki delillerle de verdiği tespit etmiş olmakla dosyaya sunulan dava konusu edilen ve davalı firmanın imzası ve kaşesi bulunan faturalar faturalar ile muhteviyatı mal ve hizmetlerin davalı şirkete teslim edildiği anlaşılmıştır. Sonuç olarak davaya konu faturalar yönünden taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve dava konusu alacağın dayanağı olan isim ve imzalı olan faturalar ile muhteviyatındaki mal ve hizmetlerin davalı şirkete verildiği talebe konu asıl alacak yönünden ispatlanan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş davacı işlemiş faiz yönünden talepte bulunmadığından bu hususta değerlerime yapılmamıştır. Bu durumda davacının davalıdan takip ( temerrüt ) tarihi itibariyle 10671,31 TL tutarınca alacağının bulunduğu ve bu tarihten borç tamamen ödeninceye kadar takipte davacının talebiyle bağlı kalınarak yıllık %9,75 oranında avans faiz uygulanma ve İİK’nin 67 maddesi uyarınca da davalının itirazında haksız oluşu ve alacağın likit olması nedeniyle davalının alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı borçlunun Büyükçekmece …. İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin asıl alacak yönünden (10.671,31TL) aynen devamına,
3-Hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek şekilde yıllık %9.75 oranını aşmayacak şekilde değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
4-Hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
5-492 sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 728,95 TL nispi karar harcından peşin alınan 128,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 600,07 TL nispi ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,

6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 2180 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 31,40 başvurma harcı 128,88 TL peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı olmak üzere 164,88 TL toplam harç nedeniyle yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6100 sayılı HMK’nın 326/2 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 593,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine
10-Gider Avansından kalan miktarın 6100 SY nın 333 md göre karar kesinleşince davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/04/2018

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.