Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/914 E. 2018/856 K. 10.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/914
KARAR NO : 2018/856

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/10/2017
KARAR TARİHİ : 10/09/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Müvekkili şirket ile davalı borçlu arasındaki cari hesap ilişkisine istinaden davalı borçlunun cari hesaptan kaynaklanan yükümlülüklerini müvekkili davacının tüm uyarılarına rağmen yerine getirmediğini, bunun üzerine davalı borçlu aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, 3.516,22 TL asıl alacağa uygulanacak yıllık %18 TCMB azami mevduat faizi, icra masrafları, vekalet ücreti ve sair giderlerle birlikte ödenmesinin talep edildiğini, ödeme emrinin 11/09/2017 tarihinde borçluya tebliğ edilmesini takiben borçlunun 13/09/2017 tarihinde borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının borcun tamamına itiraz etmesinin açıkça kötü niyetli olduğunu, arz ve izah edilen nedenlerle davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline, asıl alacağa uygulanacak %18 TCMB azami mevduat faizi ile birlikte tahsiline, asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı taraf davaya ilişkin cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ;
DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ;
Dava İİK 67.madde kapsamında taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı fatura alacağından kaynaklı itirazın iptali talebine ilişkindir.
Takibe konu İcra dosyası söz konusu Faturalar ve Ticari defter kayıtları dosya arasına alınmış ve iddia savunma kapsamında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda HMK 222. Maddesi uyarınca defter incelemesi yapılması sonucunda,
Davacı ( alacaklı ) tarafından davalı ( borçlu) aleyhine Başlatılan İcra Takibi: Davacı şirket, davalı şirket hakkında 3.516,22 TL icra giderleri, vekalet ücreti ve avans faizi ile birlikte tahsili talebiyle Bakırköy … İcra Dairesinin …. esas sayılı takip tarihi itibariyle fatura alacağından kaynaklanan alacağı için haciz yolu ile takibe geçtiği görülmüştür. Davacı vekilinin yasal bir yıllık süre içinde davalının itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açtığı, uyuşmazlığın davalının davacıya takibe konu alacaktan dolayı borcunun olup olmadığı hususunda olup, dosyada deliller toplandıktan sonra dosyada HMK 266.madde uyarınca çözümü teknik bilgiyi gerektirmesi sebebiyle mali müşavir bilirkişi ile inceleme yaptırılmış,Dava dosyasına sunulu olan deliller, cari hesap ekstreleri, Davacı taraf ticari defterleri, takip dosyası ile dosyaya mübrez tüm evraklar üzerinde yapılan incelemeler ve değerlendirmeler aşağıdaki gibi özetlenmiştir: Dava konusunun, taraflar arasında ticari bir ilişkiye bağlı olarak Davacının bakiye 3516,22 TL cari hesap alacağının tahsili için Davalı aleyhine yürütülen icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi talebinden ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Davacının 2015 yılına ait ticari defterlerinin LEHİNE delil niteliğinin bulunduğu kanaatine varılmıştır. . Davalı tarafından, Davacının kesmiş olduğu faturalara ait iade faturası kesilmediği, faturaları ihtaren 8 günlük yasal süresi içinde iade edildiğine dair Davacının cari hesap ekstresinde ve dava dosyası içerisinde bir bilgiye rastlanmamıştır. Davacının 3516,22 TL Davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Ticari defterlerin kendisi lehine kanıt teşkil etmesi, her iki tarafın da defter tutma yükümlüsü olmasına , uyuşmazlığın her iki tarafında defterlerine kaydetmesi gereken ticari bir işle ilgili olmasına , tutulması gereken tüm defterlerin tutulmuş olmasına, defterlerin usulüne uygun tutulmasına ve onaya tabii defterlerin onaylatılmış olmasına, defterlerdeki kayıtların birbirini teyit etmesine, defterlere dayanarak ispat edilmek istenen iddianın da karşı taraf delillerince çürütülememiş olmasına, defterlerine dayanan tarafın yemin etmiş olmasına bağlıdır.(BAHTİYAR, M., Ticari Defterlerin Hukuki Önemi ve Sahibi Lehine Mahkemede Delil Olma Şartları, Makaleler II, s. 71 vd; ARKAN, s. 330 vd.).
Öte yandan davacı usule uygun şekilde tutulan ve onaylanan kendi defter ve kayıtlarına göre davalıdan takip konusu miktar kadar alacaklı gözükmektedir. Ancak davalı tacir olduğundan davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına da dayanmıştır. Ne var ki davalı şirkete inceleme gün ve saatinde hazır olması gerektiği konusunda ihtarat yapılmasına rağmen davalı taraf ticari defter ve kayıtlarını sunmaktan kaçınmıştır.
HMK. 219. maddesine (HUMK. 326) göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, eş söyleyişle, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar HMK. 219. ve ardından gelen maddelerindeki konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre uyuşmazlık davacının takibe konu fatura içeriğinden dolayı davalıya mal teslimi yapıp yapmadığı alacaklı olup olmadığı yönündedir.
Davalı davaya cevap vermeyerek HMK 128.maddesi uyarınca davayı inkar ettiğinden alacağı olduğunu ve malları davalıya hizmet verdiğini iddia eden davacı ispat yükü altında olup davacı tarafça sunulan fatura yanında ticari defterler de ayrıca ispat vasıtalarından birisidir.
Fatura ticari ilişkilerde ispat vasıtalarından birisidir. Bir faturanın borç doğurabilmesi için öncelikle faturanın karşı tarafa tebliğ ve teslim edilmesinin ispatı gereklidir.
Dayanak olan ve davacı şirketin düzenlemiş olduğu irsaliyeli faturaların ekinde bulunan gönderi takip formlarının içeriğine göre davacı şirketin düzenlemiş olduğu faturaların ve içeriğinin davalı şirkete gönderilmiş olduğu, teslim edildiği, bu yöne ilişkin ise zaten açık bir itirazın bulunmadığı anlaşılmaktadır. TTK.m.21 uyarınca sekiz günlük yasal süre içerisinde faturaya itiraz ve iade ettiğini malların ayıplı olduğu hususlarını kanıtlama yükümlülüğü ise, davalı tarafa aittir. TTK’nın 21. maddesi uyarınca teslimine rağmen faturayı süresinde itiraz ve iade etmeyen davalı tacir, fatura münderecatını aynen kabul etmiş ve faturayı gönderen davacı taraf, faturaya dayalı bu alacağının varlığını ispatlamış olur.
Kaldı ki hazırlanan bilirkişi raporu gerekçeli, denetime elverişli ve uyuşmazlık konularının da tamamını irdeleyen niteliktedir.
Davalı taraf icra dosyasına borcunun bulunmadığı ve reklamasyon faturası düzenleyerek iade ettiği itiraz beyanında bulunmasına karşın, davalı davaya cevap vermemiş defter inceleme günü kayıtlarını sunmamış olup davacı taraf inceleme gününde ticari defterlerini ibraz edip, davaya konu olan faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüş olup söz konusu faturanın bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi usulüne uygun tutulan taraf defterlerinin lehlerine delil vasfına haiz oldukları anlaşılmakla davalı taraf defterlerini sunmamış olup dosya kapsamı ve sunulan belgelere göre de davalı tarafın itiraz beyanından malları teslim aldığı sabit olup bunu reklamasyon faturası düzenleyerek ayıplı olduğu iddiası nedeniyle dava konusu edilen faturalar ile muhteviyatı mal ve hizmetlerin davalı şirkete teslim edildiği kanaatine varılmıştır. Taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve dava konusu alacağın dayanağı olan faturalar ile muhteviyatındaki mal ve hizmetlerin davalı şirkete teslim edildiği anlaşılmış olup sonuç olarak davaya konu faturalar yönünden taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve dava konusu alacağın dayanağı olan isim ve imzalı olan faturalar ile muhteviyatındaki mal ve hizmetlerin davalı şirkete verildiği ve davalının malların ayıplı olduğu yönündeki itiraz ve iddiasını ise ispata yarar delil sunmadığı anlaşılmış olup ayıp iddiasında bulunan taraf alıcı olarak bu husus yönünden ispat yükü altında olduğu ve davalının hunu ispat edemediği nazara alaınarak talebe konu asıl alacak yönünden ispatlanan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş davacı işlemiş faiz yönünden talepte bulunmadığından bu hususta değerlerime yapılmamıştır. Bu durumda davacının davalıdan takip ( temerrüt ) tarihi itibariyle 3.516,22 TL tutarınca alacağının bulunduğu ve bu tarihten borç tamamen ödeninceye kadar takipte davacının talebiyle bağlı kalınarak yıllık %9,75 oranında avans faiz uygulanma ve İİK’nin 67 maddesi uyarınca da davalının itirazında haksız oluşu ve alacağın likit olması nedeniyle davalının alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı borçlunun Bakırköy … İcra Dairesinin …. E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin asıl alacak yönünden (3.516,22 TL) aynen devamına,
3-Hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek şekilde yıllık %9.75 oranını aşmayacak şekilde değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
4-Hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
5-492 sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 240,19 TL nispi karar harcından peşin alınan 42,47 ve 17,58 TL harcın mahsubu ile bakiye 180,14 TL nispi ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 2.180 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 31,40 başvurma harcı, 4,60 TL vekalet harcı ve 42,47 TL peşin harç olmak üzere 78,47 TL toplam harç nedeniyle yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6100 sayılı HMK’nın 326/2 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 741,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,e,
9-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine
10-Gider Avansından kalan miktarın 6100 SY nın 333 md göre karar kesinleşince davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/09/2018

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.