Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/874 E. 2018/351 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/874 Esas
KARAR NO : 2018/351

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/10/2017
KARAR TARİHİ : 22/03/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/03/2018
Davacı vekili tarafından açılan Tazminat davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; tren altında kalması sonucunda kazada hayatını kaybeden … in müvekkilleri … ve …’ in evladı olduğunu, müvekkillerin feci kaza sonucu evlatlarını yitirmiş olup onun mevcut ve beklenen desteğinden yoksun kaldıklarını, davalının meydana gelen olaydan dolayı müvekkillerinin uğradığı zararı tazmin etmekle yükümlü olduğunu, dava konusu tren kazasına ilişkin ceza soruşturmasının Küçükçekmece Adliyesinde yürütelmekte olduğunu, müvekkillerinin … ölümü nedeniyle psikolojik açıdan zorlu bir sürece girdiği gibi gerek müteveffanın destek ve yardımlarından mahrum kalarak gerekse de cenaze ve defin masraflarına katlanarak maddi anlamda da birtakım zararlara uğradığını, bundan bahisle 6100 sayılı HMK m.107 uyarınca toplanacak deliller doğrultusunda mahkememizce yaptırılacak tazminat hesabı ile kaza tarihinden itibaren işletilecek faiziyle birlikte maddi ve manevi tazminat talebinde bulunma zarureti hasıl olduğunu, müvekkillerinin müteveffa …’ in ölümü ile derin bir üzüntü yaşadığını, hastane ve cenaze masraflarına katlanmakla birlikte ayrıca müteveffanın gelecekteki maddi ve manevi tüm yardım ve desteğinden de mahrum kaldığını, ölüm olayı gerçekleşmeseydi müteveffanın muhtemel yaşama ve çalışma süresi ile kazanç miktarı ve müvekkillerin destek alacağı sürelerin taraflarınca tespit edilme imkanı bulunmadığını, bu nedenledir ki, söz konusu zararların tespiti ve tespit edilen zararların tazmini için iş bu davayı ikame etme zarureti doğduğunu, buna göre huzurdaki davanın HMK 107/1 hükmü uyarınca asgari bir değer belirtilerek açıldığını, şimdilik 5.000 TL maddi ve 60.000 TL manevi olmak üzere olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte, destekten yoksunluk tazminatı ile hastane, cenaze ve defin giderlerinin davalıdan tahsiline, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine ve adli yardımdan yararlanılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; müvekkili şirketin 14.06.2016 tarihinde tescil edilerek tüzel kişilik kazandığını ve 01 Ocak 2017 tarihinden itibaren de fiilen faaliyetlerine başladığını, Bila tarihli dava dilekçesinde, davaya konusu kazanın 15.06.2010 tarihinde meydana geldiği belirtilmektedir. Müvekkil Şirket bu tarihte henüz Ticaret Sicil Müdürlüğüne tescil edilmemiş ve dolayısıyla tüzel kişilik kazandıını, tüzel kişilik kazanmasından önceki bir tarihte meydana gelmiş olan bir olay sebebiyle müvekkil Şirketin sorumlu tutulabilmesi hukuken ve fiilen imkansız olduğundan, görülmekte olan davanın husumetten reddine karar verilmesini talep ettiklerini, Bila tarihli dava dilekçesinde, davacılar yakını …’in “tren altında kalması sonucu meydana gelen kazada hayatını kaybetmiş olduğu” belirtildiğini, davacı taraf haksız fiil hükümlerine dayandığına göre; Görülmekte olan davanın da bu durumda Ticaret Mahkemesinde değil, Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerekirdi. Bu nedenle, iş bölümü itirazında bulunuyor ve davanın iş bölümü itirazı nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 72. maddesi hükmü gereğince haksız fiilde zamanaşımı süresi 2 yıl olup, 15.06.2010 tarihinde meydana gelmiş olan kaza sebebiyle açılmış olan davanın zamanaşımına uğradığını, Bu nedenle zamanaşımı itirazında bulunuyor ve davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, haksız fiil hükümlerine dayanan davalarda, kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi hukuka aykırı olup, müvekkil Şirket temerrüde düşürülmediğinden, ancak dava tarihinden itibaren faiz işletilebileceğini, haksız fiil hükümlerine dayanan davalarda, ticari faiz talep edilemeyeceğini, Haksız fiil hükümlerine dayanan davalarda talep edilebilecek faiz, ancak ve ancak yasal faiz olduğunu, Eğer davanın ticari nitelikte bir dava olduğu iddia ediliyorsa; o zaman da 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında taşıma sözleşmesinden kaynaklanan davaların Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerektiği için bu davanın da Ticaret Mahkemesinde değil, Tüketici Mahkemesinde açılması gerektiğini, Bu nedenle, davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacılar yakını ….’in vefatına müvekkili şirketin sebep olmadığını, Bu nedenle, müvekkil Şirket aleyhine açılmış olan davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, Bila tarihli dava dilekçesinde, 2 davacı için destekten yoksun kalma tazminatı, hastane masrafları ve cenaze ve defin giderleri talep edilmekte ve tüm bunlar için 5.000.- TL. istenildiği bildirildiğini, Ancak, hangi davacı için kaç lira destekten yoksun kalma tazminatı istendiği ve talep edilmekte olan hastane masrafları ile cenaze ve defin giderlerinin kaçar lira olduğunun net olmadığını, Bu hususların açıklığa kavuşturulması gerektiğini, Talep edilen manevi tazminat tutarı makul ve kabul edilebilir bir tutar olmadığını, son derece fahiş olan bu rakam, haksız ve sebepsiz zenginleşmeye sebep olacak nitelikte olduğunu, yargılama sırasında re’sen gözönüne alınacak diğer nedenlerle, haksız ve yasal dayanaktan yoksun olarak aleyhimize açılmış bulunan davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
Yapılan yargılama sonucu dosya mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; davacılar vekili tarafından davalı şirket aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasında davalı şirket vekili cevap dilekçesinde görev itirazında bulunmuş, davacılar vekili de ön inceleme duruşmasında davanın haksız fiilden kaynaklandığını, mutlak ve nispi ticari dava sayılmayacağını dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmiş, taraf vekillerinin beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davacılar vekili tarafından davalı aleyhine açılan tazminat davası ticari dava ve ticari işlerden olmadığından haksız fiilden kaynaklandığından usulden reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu tazminat davasının HMK 3, 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, HMK 20.madde gereği kararın kesinleştiği tarihten 2 hafta içinde mahkememize başvuru yapıldığında dava dosyasının Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili Av. … yüzüne karşı , davalı vekilinin yokluğunda verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.22/03/2018
Katip …

Hakim …