Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/814 E. 2018/907 K. 25.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/814
KARAR NO : 2018/907

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/07/2010
KARAR TARİHİ : 25/09/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında yapılan sipariş sözleşmeleri ve aralarında oluşan teamül gereği davalı şirkete USD ve TL satıştan olmak üzere iki türlü satış yapıldığını, USD olarak satılan malların müvekkili şirket tarafından davalı tarafa, teyitli sipariş sözleşmesine göre faturalandırılarak faturalar üzerine USD karşılıklarının belirtilerek davalı firmaya tevdi edildiğini, davalı firmanın ödemelerini fatura tarihlerine uygun olarak yapmadığını, sözleşmelerde dövizli satışların ödeme tarihindeki TCMB Döviz Satış Kuru’ na göre ödeme yapılacağının belirtildiğini, ancak davalının söz konusu düzenleme hilafına ödeme yapmayarak müvekkili şirketi zarara uğrattığını, davalı firma ile müvekkili şirketin ticaretinin 2006 yılında başladığını ve 2006 yılı ile 2007 yılının 10 aylık bölümünde yapılan dövizli satışlarda taraflar arasındaki sipariş sözleşmeleri ve teamüle göre ödemelerin davalı tarafından yapıldığını, ancak 2007 yılının 11. ayından itibaren müvekkili şirketin uyarılarına rağmen davalı tarafın sözleşmedeki ödeme düzenlemesine riayet edilmediğini, davalı tarafça müvekkili şirkete ödeme yapılacağı davalı tarafından belirtilmesine rağmen ödeme yapılmadığını, müvekkil şirket ile davalı arasında gerçekleşen dövizli satışlarda davalının ödeme tarihinde TCMB Döviz Satış Kuru’na göre ödeme yapmaması sebebi ile müvekkili şirketin kur farkından doğan zararının oluştuğunu, davalı şirket aleyhine taraflar arasındaki USD bedelli sipariş sözleşmelerine göre kesilen faturalardan doğan kur farkı ve temerrüt faizi alacaklarının tahsili için davalı aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün…E. sayılı dosyasından ilamsız icra takibine geçildiğini, davalının takibi durdurmak maksadıyla haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, fazlaya dair her türlü taleplerinin saklı kalması kaydıyla davalının itirazının iptali ile takibin devamına davalının % 40 tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının ileri sürdüğü iddiaların gerçeklerle bağdaşmadığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında hiçbir zaman yazılı bir sözleşme olmadığını, taraflar arasında davacının iddia ettiği gibi de USD ve TL satışları değil bütün ticari ilişkinin TL üzerinden yapıldığını ve TL olarak faturalandırılıp süresi içinde de ödendiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin TL üzerinden olduğu yönünde teamül oluştuğunu, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında hiçbir zaman yazılı bir sipariş sözleşmesi akdedilmediğini ve imza altına alınmadığını bütün ticari alış verişin o zamanki ihtiyaca göre şifahi sipariş üzerine yapıldığını ve bu şekilde sürdürüldüğünü, bu durumu icra takibine yaptıkları itirazlarında da ayrıntılı olarak beyan ettiklerini, davacı tarafta böyle bir sözleşme varsa sözleşme aslını mahkemeye ibraz etmesini talep ettiklerini, müvekkili firma tarafından imzalanan böyle bir sözleşmenin olmadığını, bu nedenle belge asıllarının imza incelemesi yönünden mahkeme kasasına alınmasını talep ettiklerini, davacı tarafın icra dosyasına konu ettiği faturaların müvekkili firmanın kayıtlarında olmadığını, müvekkili firmaya böyle bir fatura gönderilmediğini, müvekkili şirket kayıtlarında bulunmayan faturalara istinaden kur farkı ve gecikme faizlerine ilişkin takip yapılmasının ticarî ahlaka sığmadığını, müvekkili firmanın davacı firma ile sözlü sipariş şekli ile çalıştığını ve hiçbir zaman da USD pazarlığı yapılmadığını, bütün ticari alış verişin TL üzerinden gerçekleştirildiğini ve davacı tarafa ödendiğini, davacı tarafın kur farkı sebebi ile alacaklı olduğunu ileri sürmesinin hukuki dayanağının olmadığını belirterek davanın reddi İle davacının % 40 tan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki davanın daha önce yapılan yargılaması sonucunda mahkememizin 11/04/2013 gün ve …. E- … K. Sayılı kararın temyizi üzerine Yargıtay …. HD.sinin 27.11.2013 gün ve …. E …K sayılı kararı ile öztele:”Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan olan kur farkı ve temerrüt faizi alacağını tahsil etmek için yaptığı icra takibinin davalının haksız itirazı nedeniyle durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında kur farkı uygulanacağına ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmadığını, davacının elinde varsa kur farkı sözleşmesi aslını mahkemeye sunması gerektiğini belirterek davanın reddine, %40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece taraflar arasındaki sipariş sözleşmelerinde yer alan, siparişe ilişkin faturaların ödemesi vadesinde yapılmadığı takdirde gecikmeler için aylık %3 vade farkı tahakkuk ettirilir hükmünün faturaların Türk Lirası üzerinden düzenlendiği dikkate alındığında kur farkı uygulamasının bulunmadığının kabulü gerektiği, davacının ancak vade farkı isteyebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının talebi kur farkı alacağına ilişkindir. Taraflar arasında bedeli USD üzerinden kararlaştırılan satım sözleşmesi ve dava konusu faturaların USD karşılığı TL üzerinden düzenlendiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Yabancı para karşılığı ile yapılan satışlarda alacağın faturada belirtilen tarihte ödenmemesi ve daha sonraki tarihte ödenmesi nedeniyle oluşacak kur farkı alacağının talep edilebileceğinin ve buna göre somut uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiğinin gözetilmeden mahkemece eksik inceleme ve somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı delillerle hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuş; mahkememizce yargıtaya bozma kararına uyulmasına karar verilmiştir. bozma kararından sonra yeniden yapılan yargılama sonucunda mahkememizce verilen 13/01/2015 gün ve …. E…. K. sayılı kararın temyizi üzerine Yargıtay …. HD. sinin 14/06/2017 gün ve …E – … K. sayılı kararı ile özetle” Mahkemece taraflar arasındaki sipariş sözleşmelerinde yer alan, siparişe ilişkin faturaların ödemesi vadesinde yapılmadığı takdirde gecikmeler için aylık %3 vade farkı tahakkuk ettirilir hükmünün faturaların Türk Lirası üzerinden düzenlendiği dikkate alındığında kur farkı uygulamasının bulunmadığının kabulü gerektiği, davacının ancak vade farkı isteyebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz 27.11.2013 tarih, … E. – … K. sayılı ilamı ile “ Davacının talebi kur farkı alacağına ilişkindir. Taraflar arasında bedeli USD üzerinden kararlaştırılan satım sözleşmesi ve dava konusu faturaların USD karşılığı TL üzerinden düzenlendiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Yabancı para karşılığı ile yapılan satışlarda alacağın faturada belirtilen tarihte ödenmemesi ve daha sonraki tarihte ödenmesi nedeniyle oluşacak kur farkı alacağının talep edilebileceğinin ve buna göre somut uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiğinin gözetilmeden mahkemece eksik inceleme ve somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı delillerle hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan kur farkı olarak 63.495,79 USD talep edebileceği, takip tarihi itibariye bu miktar USD’nin TL karşılığının 98.126,39 TL olduğu, davacının takipte daha az miktar talep ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne, asıl alacak üzerinden % 40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamında davacının kur alacağı talep edebileceği belirtilmiştir. Ne var ki dosya içerisinde bulunan ve bozmadan önce alınan 06.02.2012 tarihli rapor ve 20.02.2013 tarihli ek rapor birbiri ile çelişmektedir. Mahkemece ikinci rapor alınmasına rağmen ilk rapora göre karar verilmesi hatalı olup bu durumda davacının kur alacağının tespiti yönünde konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulu aracılığıyla önceki raporları da irdeleyen bilirkişi raporu sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir. ” gerekçesiyle yeniden bozulmuş; mahkememizce Yargıtay bozma kararına uyularak yargılama sürdürülmüştür.
Uyulan Yargıtay bozma kararı gerekçesine uygun olarak yeniden bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi raporuna itiraz üzerine de ek rapor alınmıştır. Gerek bilirkişi kök ve gerekse ek raporda özetle:” tüm dosya kapsamı itibariyle davacının isteyebileceği kur farkı alacağının 90.150,54 TL olduğu” bildirilmiştir. Gerek bilirkişi kök gerekse ek raporlarına yönelen itirazlar mahkememizce yerinde görülmeyerek bilirkişi raporları gerekçesine ve hesap tarzına göre kabule şayan bulunarak hükme esas alınmıştır.
Hal böyle olunca tarafların iddia ve savunmalarına, uyulan Yargıtay bozma kararı gerekçesine, davacının kur farkı talep etme hakkının bulunmasına ve kur farkı alacağının miktarını hesaplayan bilirkişi kök ve ek raporuna ve tüm dosya kapsamına göre aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile davalının K.Çekmece İcra Müdürlüğünün …E sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın dava konusu asıl alacağın 90.150,54 TL’si yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
90.150,54 TL asıl alacak üzerinden % 40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline,
2-Alınması gereken 6.158,18 TL karar harcından daha önce yatırılan 809,00 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye karar harcının davalıdan tahsiline,

3-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 9.962,04 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 17,15 TL başvurma harcı ile 809,00 TL peşin harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yapılan 2.501,00 TL yargılama giderinin ret kabul oranına göre 2.300,92 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yapılan 199,75 TL yargılama giderinin ret kabul oranına göre 15,98 TL’sinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde mahkememize gönderilecek veya sunulacak dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı 25/09/2018 10:30:49

Katip …

Hakim …

YARGILAMA MASRAFLARI
DAVACI DAVALI
T.Ö. – 628,00 TL 15 Tebligat – 160,00 TL
7 Tebligat – 73,00 TL Temyiz Masrafı – 39,75 TL
Bilirkişi Ücreti – 1.800,00 TL Toplam= 199,75 TL
Toplam = 2.501,00 TL