Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/810 E. 2018/640 K. 04.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/810
KARAR NO : 2018/640

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/09/2017
KARAR TARİHİ : 04/06/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Davalıya karşı Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin usule uygun olarak davalı yana tebliğ edildiğini ve borçlunun borca süresinde itiraz ettiğini, müvekkilinin bilgisayar yazılım işleri yapan alanında tanınmış bir firma olduğunu, müvekkilinin davalı yana sunduğu hizmetlere karşılık olarak kesmiş olduğu 30/12/2016 tarihli faturanın davalıya iletildiğini ve davalı yanın faturayı ödemekten imtina ettiğini, bu sebeple icra takibi başlatıldığını, bu nedenlerle yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davacı tarafın iddiasının hizmet karşılığı kesilen faturanın taraflarına tebliğ edildiği ve fakat faturanın ödenmediğine ilişkin olduğunu, bu iddianın kabulünün taraflarınca mümkün olmadığını, alacağın ispatının davacı tarafta olduğunu, davacı şirketin alacağı olduğunu iddia ederek takibe başlamış olduğunu, taraflarınca bu takibin durdurulmuş olduğunu beyan ederek huzurda açılan davanın tümden reddine, dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ;
Dava Fatura ve taraflar arasındaki Tıpdata 6+ Hastahane Bilgi Yönetim Sistemleri (HBYS) Bakım Sözleşmesi kapsamında ticari ilişkiden kaynaklı davalı aleyhine başlatılan icra takibine konu alacağın ödenmemesi sebebiyle itirazın iptali talebine ilişkindir.
Takibe konu İcra dosyası, Taraflar arasındaki sözleşme, cari hesap eksteri Faturalar ve Ticari defter kayıtları dosya arasına alınmış ve iddia savunma kapsamında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda HMK 222. Maddesi uyarınca defter incelemesi yapılmıştr.
Davacı ( alacaklı ) tarafından davalı ( borçlu) aleyhine Başlatılan İcra Takibi: Davacı şirket, davalı şirket hakkında 3184,831 TL icra giderleri, vekalet ücreti ve avans faizi ile birlikte tahsili talebiyle Bakırköy ,… İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip tarihi itibariyle fatura alacağından kaynaklanan alacağı için haciz yolu ile takibe geçtiği görülmüştür. Davacı vekilinin yasal bir yıllık süre içinde davalının itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açtığı anlaşılmıştır.
SMMM bilirkişi Raporunda Özetle; Davacı yasal defter kayıtlarına göre 03.07.2017 takip tarihi itibari İle davacı asıl alacağının 3.184,38 TL’ si olduğu, Sayın Mahkemenin davalı tarafa defterlerin ibrazı konusunda İhtar verdiği verilen süreye karşın davalının defterlerini ibraz etmediği, Davalının defter ve belge İbraz etmemesine ilişkin değerlendirme ve takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu ancak davacının usulüne uygun ve alacağın kaynağını oluşturan kayıtları içeren ticari defterleri lehine kati delil teşkil edebileceği, Sayın Mahkemenin ara kararı ve ihtarına rağmen davalının defter ve belgelerini ibraz etmediği, Davalının davacı defterlerinde kayıtlı olan aynı içerikte ki faturaları kabul etmek sureti ile ödemelerini yaptığı, Davacının 2016 yılı son dönemine ilişkin fatura içeriğini bilmesine karşın ödemesini yapmadığı, Fatura içeriği 3.184,36 TL lik hizmeti aldığına dair (aynı içerikte ki diğer faturalarda ki kabul ve ödemeler dikkate alındığında) kabulünün bulunduğu ve Davalının söz konusu fatura içeriği hizmeti iade ettiği ve/veya ödediğine dair ispat edici mahiyette vesaik sunmadığı dikkate alındığında 03.07.2017 takip tarihi itibari île Davalı taraftan 3.184,38 TL si asıl alacaklı olduğunun ispatlandığı yönünde görüş bildirmiştir.
Ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil teşkil etmesi, tacirin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerin kendisi lehine kanıt teşkil etmesi, her iki tarafın da defter tutma yükümlüsü olmasına , uyuşmazlığın her iki tarafında defterlerine kaydetmesi gereken ticari bir işle ilgili olmasına , tutulması gereken tüm defterlerin tutulmuş olmasına, defterlerin usulüne uygun tutulmasına ve onaya tabii defterlerin onaylatılmış olmasına, defterlerdeki kayıtların birbirini teyit etmesine, defterlere dayanarak ispat edilmek istenen iddianın da karşı taraf delillerince çürütülememiş olmasına, defterlerine dayanan tarafın yemin etmiş olmasına bağlıdır.(BAHTİYAR, M., Ticari Defterlerin Hukuki Önemi ve Sahibi Lehine Mahkemede Delil Olma Şartları, Makaleler II, s. 71 vd; ARKAN, s. 330 vd.).
Öte yandan davacı usule uygun şekilde tutulan ve onaylanan kendi defter ve kayıtlarına göre davalıdan takip konusu miktar kadar alacaklı gözükmektedir. Ancak davalı tacir olduğundan davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına da dayanmıştır. Ne var ki davalı şirkete inceleme gün ve saatinde hazır olması gerektiği konusunda ihtarat yapılmasına rağmen davalı taraf ticari defter ve kayıtlarını sunmaktan kaçınmıştır.
HMK. 219. maddesine (HUMK. 326) göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, eş söyleyişle, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar HMK. 219. ve ardından gelen maddelerindeki konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre uyuşmazlık davacının takibe konu fatura içeriğinden dolayı davalıya mal teslimi yapıp yapmadığı alacaklı olup olmadığı yönündedir.
Davalı davayı inkar ettiğinden alacağı olduğunu ve malları davalıya hizmet verdiğini iddia eden davacı ispat yükü altında olup davacı tarafça sunulan fatura yanında ticari defterler de ayrıca ispat vasıtalarından birisidir.
Fatura ticari ilişkilerde ispat vasıtalarından birisidir. Bir faturanın borç doğurabilmesi için öncelikle faturanın karşı tarafa tebliğ ve teslim edilmesinin ispatı gereklidir.
Dayanak olan ve davacı şirketin düzenlemiş olduğu irsaliyeli faturaların ekinde bulunan gönderi takip formlarının içeriğine göre davacı şirketin düzenlemiş olduğu faturaların ve içeriğinin davalı şirkete gönderilmiş olduğu, teslim edildiği, bu yöne ilişkin ise zaten açık bir itirazın bulunmadığı anlaşılmaktadır. TTK.m.21 uyarınca sekiz günlük yasal süre içerisinde faturaya itiraz ve iade ettiğini kanıtlama yükümlülüğü ise, davalı tarafa aittir. TTK’nın 21. maddesi uyarınca teslimine rağmen faturayı süresinde itiraz ve iade etmeyen davalı tacir, fatura münderecatını aynen kabul etmiş ve faturayı gönderen davacı taraf, faturaya dayalı bu alacağının varlığını ispatlamış olur.
Kaldı ki hazırlanan bilirkişi raporu gerekçeli, denetime elverişli ve uyuşmazlık konularının da tamamını irdeleyen niteliktedir.
Davalı taraf icra dosyasına borcunun bulunmadığı itiraz beyanında bulunmasına karşın, davalı defter inceleme günü kayıtlarını sunmamış olup davacı taraf inceleme gününde ticari defterlerini ibraz edip, davaya konu olan faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüş olup söz konusu faturanın bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi usulüne uygun tutulan taraf defterlerinin lehlerine delil vasfına haiz oldukları anlaşılmakla davalı taraf defterlerini sunmamış olup Tıpdata 6+ Hastahane Bilgi Yönetim Sistemleri (HBYS) Bakım Sözleşmesi kapsamında davalı tarafından ödemelerin düzenli yapıldığı aralık ayına dair son faturanınn ödenmediği anlaşılmıştır.
MK. 219. maddesine (HUMK. 326) göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, eş söyleyişle, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar HMK. 219. ve ardından gelen maddelerindeki konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir.
Somut uyuşmazlık yönünden bakıldığında Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararlarında da açıklandığı üzere HMK. 220. maddesi, bir tarafın, mahkemece kendisine verilen süre içerisinde ilgili belgeyi ibraz etmemesi halinde, mahkemenin, o tarafın maksadını gözeterek, diğer tarafın o belgeye ilişkin açıklamasını kabul edebileceğini öngörmektedir. Önemle vurgulanmalıdır ki HMK. 220. (HUMK. 330, 331, 332 ) maddesindeki bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerin mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır. Eş söyleyişle, belirtilen bu durumda ticari defterler de HMK. 219. ve sonraki maddeleri anlamında “belge” niteliğindedir.
Davalı şirkete ihtaratlı olarak inceleme gün ve saati tebliğ edilmiş, sonuçları hatırlatılmış olduğu halde davalı taraf defterlerini sunmamıştır.
Sonuç olarak davaya konu faturalar yönünden taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve dava konusu alacağın dayanağı olan faturalar ile muhteviyatındaki hizmetlerin davalı şirkete verildiği talebe konu asıl alacak yönünden ispatlanan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş davacı işlemiş faiz yönünden talepte bulunmadığından bu hususta değerlerime yapılmamıştır. Bu durumda davacının davalıdan takip ( temerrüt ) tarihi itibariyle 3184,38 TL tutarınca alacağının bulunduğu ve bu tarihten borç tamamen ödeninceye kadar takipte davacının talebiyle bağlı kalınarak yıllık %9,75 oranında avans faiz uygulanma ve İİK’nin 67 maddesi uyarınca da davalının itirazında haksız oluşu ve alacağın likit olması nedeniyle davalının alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı borçlunun Bakırköy … İcra Dairesinin …. E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin asıl alacak yönünden (3.184,38 TL) aynen devamına,
3-Hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek şekilde yıllık %9.75 oranını aşmayacak şekilde değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
4-Hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
5-492 sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 217,52 TL nispi karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 163,12 TL nispi ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,

6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 2180 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 31,40 başvurma harcı 54,40 TL peşin harç 4,60 TL vekalet harcı olmak üzere 90,40 TL toplam harç nedeniyle yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6100 sayılı HMK’nın 326/2 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 589,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine
10-Gider Avansından kalan miktarın 6100 SY nın 333 md göre karar kesinleşince davacıya iadesine,
Miktar itibariyle HMK 341 vd. Uyarınca kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/06/2018

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.