Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/804
KARAR NO : 2018/65
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 01/06/2016
KARAR TARİHİ : 23/01/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalı kurumun müvekkilinin … tesisat nolu aboneliğinden perakende satış hizmetleri, iletim, dağıtım ve kayıp kaçak bedelleri adına altında haksız ücretler tahsil ettiğini, müvekkillerinin bu bedellerin tespit edilip kendisine ödenmesi hususunda sözlü taleplerine herhangi bir yanıt alamadıklarını, bu bedellerin faturalara açık bir şekilde yansıtılmadığını, tüm bu nedenlerle müvekkilinden haksız olduğu iddiası ile tahsil edilen 01/06/2016 ve 01/06/2006 yıllarını kapsayan PSH, iletim, dağıtım ve kayıp ve kaçak bedellerinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla HMK’nın 107 maddesinin tatbikiyle fatura bedellerine değişken yasal faiz uygulanmak suretiyle hesaplanarak işlemiş faiziyle birlikte toplamının taraflarına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Elektrik vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davanın belirsiz alacak davası açılmasına uygun mahiyette olmadığını ve davacı kayıp kaçak bedeli ödediğine dair herhangi bir delil sunmadığını, müvekkili şirket elektrik dağıtım şirketi olmayıp özel sektör mensubu elektrik satış şirketi olduğunu, bu nedenle kendi adına tahsil etmediği kayıp dağıtım iletim bedellerinin müvekkilinden talep ve tahsil edilmesinin mümkün olmadığını, davacının sözleşme ile yükümlendiği taahhüdü ifadan kaçınmasının hukuken mümkün olamayacağını, davacının tacir olup söz konusu faturalara yasal süresi içinde itiraz etmediğini, fatura ve içeriğini kabul etmediğini, tüm bu nedenlerle dosyanın yetkisizlikle Bakırköy nöbetçi asliye ticaret mahkemesine gönderilmesine, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
İhbar olunan … A.Ş. Vekili, müvekkili kurumun iş bu davada herhangi bir taraf rolü olmadığını, faturaları düzenleyen kurumun … olmadığını, müvekkili kurumun elektrik dağıtım faaliyetinde bulunmadığını, dolayısıyla herhangi bir fatura düzenleyip gelir de elde etmediğini, dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesinde hisse satış modeli yöntemi uygulandığını, bu model uyarınca dağıtm şirketlerinin tüzel kişiliğinde ve buna bağlı olarak hak ve yükümlülüklerinde herhangi bir değişiklik söz konusu olmaksızın sadece hisselerin el değiştirdiğini, dolayısıyla geçmiş dönemlere ilişkin her türlü talebin muhatabı dağıtım ve perakende şirketleri olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın müvekkili yönünden husumetten reddine, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde davanın esas sorumlu olan …A.Ş ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna yöneltilmesini, esasa girilmesi durumunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, Elektrik abonelik sözleşmesinden kaynaklanan PSH, iletim, dağıtım ve kayıp ve kaçak bedelli için ödenen paranın istirdadı isteğine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler ile tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;
Davacı ile davalı … Elektrik şirketi arasında 01/08/2015 ile 31/07/2016 yıllarını kapsayan elektrik satış sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye konu elektrik kullanım yerinin davacıya ait …Salihli/ Manisa adresindeki …Üretim yeri olduğu, davacının sözleşmeyle aldığı elektriği iş bu yerde kullandığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar taraflar arasında elektrik satış sözleşmesi bulunduğu tartışmasız ise de taraflar arasındaki iş bu davada mahkememizin görevli olup olmadığının incelenmesi gerekmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmesel ilişki ve uyuşmazlık dikkate alındığında TTK 4. maddesi kapsamında taraflar arasındaki uyuşmazlığın mutlak ticari dava olarak nitelenmesi mümkün değildir. Diğer yandan eldeki davanın nispi ticari dava olması için, uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın da ticari işletmeleri ile ilgili olması gerekir. Oysa somut davada davacının Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı bir çiftçi olduğu, faaliyetinin de sözleşme kapsamında fason tavuk üretimi olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının tacir olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Davacının faaliyet şekline göre tüketici olarak da kabul edilmesi de mümkün bulunmadığından somut uyuşmazlıkta görevli mahkeme, genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Hal böyle olunca somut davada davacının tacir olmaması karşısında iş bu davada göreve ilişkin dava şartı eksikliği bulunduğu sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Hal böyle olunca iş bu davada göreve ilişkin dava şartı eksikliği bulunduğu sonucuna varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine,
2-HMK 20. maddesi gereğince kararın ksenleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememeze başvurulması halinde dava dosyasının BAKIRKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin taraflara ihtarına,
2-Yargılama giderleri ve gider avansı konusunda şimdilik karar verilmesine yer olmadığına,
3-Kararın taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzünde verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 23/01/2018 10:00:22
Katip …
Hakim …