Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/770 E. 2018/300 K. 14.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/770
KARAR NO : 2018/300

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2017
KARAR TARİHİ : 14/03/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekili şirkete TMSF’nin kayyım olarak atandığını, taraflar arasında “Yazıcı Satın Alma ve Baskı Hizmeti Alım İşi özleşmesi” imzalanmış olduğunu, müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini, ancak davalının sözleşmeye aykırılığının tespit edilmesi nedeniyle noter aracılığı ile ihtarname gönderilerek sözleşmenin fesh edildiğinin bildirilerek fazla ödemenin istirdadının talep edildiğini,ancak ihtardan sonuç alamadıklarını bildirerek muadil toner kullanılması nedeniyle garantinin kalkmasına yol açması nedeniyle garanti bedeli olarak ödenen ve karşılıksız kalan 911.953,00 TL’nin ödeme tarihinden, teklif tarihindeki kur yerine fatura tarihindeki kur farkından doğan 103.465,00 TL’nin fatura tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmede yer alan yetki kuralı uyarınca İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, davacının sunduğu sözleşmenin müvekkilinde bulunan sözleşme ile farklılıklar taşıdığını, davacının iddialarının yersiz olduğunu, zarar iddiasının gerçek dışı bulunduğunu, kur farkı talebinin yersiz olduğunu, bakım yükümlülüğünün yerine getirilmediği iddiasının da temelsiz bulunduğunu, davacının cihazlarla ilgili bir şikayetinin müvekkiline iletilmediğini, yedek toner gönderilmediği iddiasının da doğru olmadığını, ödenen garanti ücretinin bölünmesinin mümkün bulunmadığını savunarak asıl davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili açtığı karşı dava ile müvekkilinin sözleşme kapsamında hak kazandığı bakiye satım ve hizmet bedelinin her türlü ihtara rağmen ödenmediğini, sözleşme her ne sebeple sona erdirilmiş olursa olsun müvekkilinin ifa ettiği edimlerinin karşılığının ödenmesi gerektiğini, sözleşmenin davacı- karşı davalı tarafından haksız olarak fesh edildiğini ve bu nedenle erken fesihten dolayı müvekkili şirketin kar kaybı bulunduğunu savunarak müvekkilinin hak ettiği, ancak ödenmeyen 133.203,57 TL alacak için faturaya bağlı yapılan İstanbul … İcra müdürlüğünün … E sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi ile karşı davalı tarafından ödenmeyen 11 günlük hizmet bedeli 44.771,98 TL tutarındaki fatura bedelinin karşı davalıdan ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Asıl Dava, sözleşmenin haklı nedenle feshi ile ödenen ve karşılıksız kalan bedel ile kur farkı alacağının tahsili; karşı dava ise bakiye hizmet bedeline ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Asıl davada davalı vekilinin yetki ilk itirazında bulunması nedeniyle ön inceleme duruşmasında bu itirazı incelenmiştir.
Davalı- karşı davacı vekili; asıl davaya verdiği cevap dilekçesinde taraflar arasındaki sözleşmede yetki şartı olduğunu ve İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığını ileri sürmüş; davacı ise taraflar arasındaki sözleşmede yetki şartı bulunduğunu, ancak Bakırköy mahkemelerinin yetkili kılındığı ileri sürerek yetki ilk itirazının reddini istemiştir.
Gerçekten de davacı vekilince sunulan sözleşme fotokopisinin incelenmesinde sözleşmenin 15. maddesinde Bakırköy mahkemelerinin yetkili kılındığı görülmüştür. Bunun üzerine taraf vekillerine sözleşme asıllarını sunmaları bildirilmiş; davalı vekili sözleşme aslını sunmuş; davacı vekili ise yine sözleşme fotokopisini sunmuştur. Davalının sunduğu sözleşme aslının incelenmesinde sözleşmenin 15. maddesi ile İstanbul mahkemelerinin yetkili kılındığı saptanmıştır. Davacı vekili sözleşme aslını sunmadığından ve davalı vekilince sunulan sözleşme aslına da itiraz etmediğinden davalı vekilince sunulan sözleşme aslı dikkate alınmıştır.
Bilindiği üzere HMK 17. maddesi ile tacir olan kişiler aralarında doğmuş ve doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemede açılabilir. Somut olayda uyuşmazlığın her iki yanı tacir olup, yetki sözleşmesi de yazılı yapıldığından geçerlidir ve tarafları bağlar. Bu durumda taraflar arasındaki yetki sözleşmesine istinaden davanın İstanbul A. Ticaret mahkemesi yerine Bakırköy ATM’de açılmış olması karşısında davalının yetki ilk itirazının kabulü gerekir.
Hal böyle olunca asıl ve karşı dava yönünden aşağıdaki karar oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının asıl davaya yönelik olarak yaptığı yetki ilk itirazının kabulü ile asıl ve karşı davanın mahkememizin yetkisizliği nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının İSTANBUL ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılacağının taraflara hatırlatılmasına,
3-Yargılama giderleri konusunda HMK 331. maddesi gereğince şimdilik karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere hazır taraf vekillerinin yüzünde oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.14/03/2018 10:48

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …