Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/763 E. 2018/857 K. 10.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/763
KARAR NO : 2018/857

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/08/2017
KARAR TARİHİ : 10/09/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/09/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Cari hesaba mahsup edilmek üzere davalıya 81.600 TL ödeme yapıldığını, ödemenin davalı şirket çalışanına 27/04/2017 tarih ve …. sayılı makbuz halinde yapıldığını, aynı davalı çalışanına 27/02/2017 tarih ve … sayılı makbuz mukabilinde 45.000,00 TL, 18/03/2017 tarih …. sayılı makbuz mukabilinde 15.000 TL daha ödeme yapıldığını, bu ödemelerin şirketin yasal defterlerine işlendiğini, son parti paranın şirkete aktarılmadığından bahisle 81.600 TL’lik ödemenin davalı tarafından kabul edilmediğini, çalışanın suistimalinin müvekkiline mâl edilmeye çalışıldığını, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA; Her iki tarafında cari hesap ekstresi incelendiğinde karşılıklı düzenlenen faturalarla ilgili taraflar arasında bir problem olmadığı, sadece davacı alacaklı tarafın cari hesabında 27/04/2017 tarih, … nolu evrak gereği ve nakit bilgisiyle alacak olarak kaydedilen 81.600 TL’lik bir tutarın müvekkiline cari hesap kayıtlarında görünmemesinden dolayı taraflar arasında bir ihtilafın bulunduğu anlaşıldığı, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ;
Dava İİK 67.madde kapsamında taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı fatura alacağından kaynaklı itirazın iptali talebine ilişkindir.
Takibe konu İcra dosyası , banka yoluyla yapılan ödemelere dair kayıtlar, B.Çekmece Başsavcılığına …. dosyası söz konusu Faturalar ve Ticari defter kayıtları dosya arasına alınmış ve iddia savunma kapsamında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda HMK 222. Maddesi uyarınca defter incelemesi yapılması sonucunda,
Davacı ( alacaklı ) tarafından davalı ( borçlu) aleyhine Başlatılan İcra Takibi: Davacı şirket, davalı şirket hakkında 62104,33 TL icra giderleri, vekalet ücreti ve avans faizi ile birlikte tahsili talebiyle Bakırköy …. İcra Dairesinin….. esas sayılı takip tarihi itibariyle fatura alacağından kaynaklanan alacağı için haciz yolu ile takibe geçtiği görülmüştür. Davacı vekilinin yasal bir yıllık süre içinde davalının itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açtığı, uyuşmazlığın davalının davacıya takibe konu alacaktan dolayı borcunun olup olmadığı hususunda olup, dosyada deliller toplandıktan sonra dosyada HMK 266.madde uyarınca çözümü teknik bilgiyi gerektirmesi sebebiyle mali müşavir bilirkişi ile inceleme yaptırılmış,
Davacı ve davalı tarafça ibraz edilen yasal defterlerin (HMK md. 222) uyarınca Her iki taraf defterlerinin de sahibi lehine delil olma niteliği taşıdığı, 81.600,00 TL lik makbuzun davalı şirkete ait olduğu, ancak bu makbuzda ödemenin kredi kartı ile yapıldığı yazılı olmasına rağmen kredi kartı sliplerinin dosyaya sunulmadığı, davalının ” ekte belirtilen makbuza ait bizim pos cihazlardan çekilmiş tahsilat bulunmamaktadır. Tahsilata ait slip sureti yada kredi kartı hesap özeti görüntüsünü rica ederim” içeriğindeki e postaya cevap verildiğine dair bir belgeye rastlanmadığı, 45.000,00 TL ve 15.000,00 TL lik ödemelerin de aynı şekilde yapıldığı, fakat bunlara ait sliplerin bulunduğu, 62.000,00 TL lik EFT’ nin ön Ödeme olarak defterlere kaydedildiği ve dekonta da “….Cari Hesabına Mahsuben” ibaresinin yazılı bulunduğu, ….’ nun hakkında B.Çekmece Başsavcılığına…. Esas Sayılı dosya ile şikayette bulunulduğu, davacı şirketin yetkisi olan ….’ nin de şüpheli konumunda bulunduğu, şu şekli ile davacının davasının ispata muhtaç bulunduğu yönünde görüş bildirmiştir.
Ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil teşkil etmesi, tacirin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerin kendisi lehine kanıt teşkil etmesi, her iki tarafın da defter tutma yükümlüsü olmasına , uyuşmazlığın her iki tarafında defterlerine kaydetmesi gereken ticari bir işle ilgili olmasına , tutulması gereken tüm defterlerin tutulmuş olmasına, defterlerin usulüne uygun tutulmasına ve onaya tabii defterlerin onaylatılmış olmasına, defterlerdeki kayıtların birbirini teyit etmesine, defterlere dayanarak ispat edilmek istenen iddianın da karşı taraf delillerince çürütülememiş olmasına, defterlerine dayanan tarafın yemin etmiş olmasına bağlıdır.(BAHTİYAR, M., Ticari Defterlerin Hukuki Önemi ve Sahibi Lehine Mahkemede Delil Olma Şartları, Makaleler II, s. 71 vd; ARKAN, s. 330 vd.).
Öte yandan davacı usule uygun şekilde tutulan ve onaylanan kendi defter ve kayıtlarına göre davalıdan takip konusu miktar kadar alacaklı gözükmektedir. Ancak davalı tacir olduğundan davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına da dayanmıştır.
HMK. 219. maddesine (HUMK. 326) göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, eş söyleyişle, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar HMK. 219. ve ardından gelen maddelerindeki konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre uyuşmazlık davacının takibe konu bedelin siparişler sebebiyle yerine getirilmeyen avans ödemesi nedeniyle alacaklı olup olmadığı yönündedir.
Davalı söz konusu ödemenin önceye dayalı borç ödemesi olduğunu savunarak davayı inkar ettiğinden alacağı parayı avans olarak verdiğini iddia eden davacı ispat yükü altında olup her iki tarafça sunulan fatura yanında ticari defterler de ayrıca ispat vasıtalarından birisidir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre davacı takipte talep ettiği bedelin avans olduğunu iddiası etmesi üzerine incelenen defter kayıtlara göre kendi defterleri yönünden bu husus doğrulansa da davalı defterlerinde davacının daha önce ödediği iddia ettiği mal bedeli olan 81.600 TL ilgili davalı defterinde kayıt bulunmadığı görülmüş ve davacının ödediği takip miktarındaki bedeli davalı mahsup ederek davacı davalıya borçlu görünmektedir. İncelenen banka EFT dekontlarının açıklama bölümünde62.000,00 TL lik EFT’ nin ön Ödeme olarak defterlere kaydedildiği ve dekonta da “….Cari Hesabına Mahsuben” ibaresinin yazılı bulunduğu anlaşılmıştır.
Kural olarak Havale bir ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödendiğini gösterir. Bu karinenin aksini havaleyi gönderen şahsın ispat etmesi gerekir. Banka dekontunda paranın gönderiliş nedeni ile ilgili bir açıklamanın bulunmadığı hallerde, paranın mevcut bir borcun ödenmesi için gönderildiğinin, kabulü gerekir. Somut olayda ise davacının delil olarak dayandığı banka havalesinde paranın gönderiliş nedenine ilişkin ön ödeme şeklinde açıklama yapmıştr.
Hal böyle olunca TMK.’ nun 6. maddesi ve HMK.’ nu hükümleri gereğince, paranın ödünç olarak verildiğini ispat yükü davacıya ait olup, davacı paranın gönderilmesi nedenini açıklama kısmına yazmıştır.
Kaldı ki 27/04/2017 Tarih ve … Sayılı, 27/02/2017 Tarih ve …. Sayılı ve 18/03/2017 Tarih ve …. Sayılı makbuzlar, davalı şirket tarafından bastırlan resmi makbuzlar olup imza şirket ya da şirket çalışanı plasiyer … tarafından imzalar inkar edilmemiştir. Ayrıca davalının Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığına ….Soruşturma sayılı dosya gereğince,…. ve bir kısım şüpheliler hakkında yapılan şikâyet dilekçesinin son sayfasında 15. madde ” …bir kısım müşterilerden çeşitli tahsilatlar yapıldığı, ancak aşağıda bilgileri verilen tahsilatların şirkete ulaştırılmadığı” denmekte ve çalışanının imzalayıp müşterilere verdiği tahsilat makbuzları arasında aslı müvekkilde bulunan ve sureti dosyanıza ibraz edilen 27/04/2017 Tarih ve …. Sayılı 81.600,00 TL lik makbuz da zikredilmiştir. Davalı taraf da dava dışı çalışan ….’nın para tahsil etmeye yetkisi olduğunu ve davalı çalışanın tahsil ettiği paranın davalı şirkete iletilmediğini kendisi beyan ettiği dikkate alındığında davalıya ödenen paranın sipariş avansı olarak gönderildiği ve davalının karşılığında mal bir türlü teslim etmediği anlaşılmış olup davacının bunu iadesini talebi yerinde görülmüş olup talebe konu asıl alacak yönünden ispatlanan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş davacı işlemiş faiz yönünden talepte bulunmadığından bu hususta değerlerime yapılmamıştır. Bu durumda davacının davalıdan takip ( temerrüt ) tarihi itibariyle 62104,33TL tutarınca alacağının bulunduğu ve bu tarihten borç tamamen ödeninceye kadar takipte ticari avans faizi uygulanma ve İİK’nin 67 maddesi uyarınca da davalının itirazında haksız oluşu ve alacağın likit olması nedeniyle davalının alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı borçlunun Bakırköy … İcra Dairesinin …. E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin asıl alacak yönünden (62.104,33 TL) aynen devamına,
3-Hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek şekilde yıllık %10,75 oranını aşmayacak şekilde değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
4-Hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
5-492 sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 4242,34 TL nispi karar harcından peşin alınan 750,07 TL icrada yatan 310,52 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.18152 TL nispi ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 7.181,48 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 31,40 başvurma harcı 705,07 TL peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı olmak üzere 786,07 TL toplam harç nedeniyle yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6100 sayılı HMK’nın 326/2 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 656,65 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine
10-Gider Avansından kalan miktarın 6100 SY nın 333 md göre karar kesinleşince davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/09/2018

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.