Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/696 E. 2018/276 K. 12.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/696 Esas
KARAR NO : 2018/276

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/08/2017
KARAR TARİHİ : 12/03/2018
GEREKÇELİ KARAR YAZIM
TARİH : 22/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin davalı borçlu yana ”İş Güvenliği Uzmanı ve İşyeri Hekimi” hizmeti verdiğini, müvekkilinin bu hizmeti davalıya fatura ettiğini, davalı bakiye 5.850,00 TL borcunu tüm uyarılara rağmen müvekkiline ödemediğini, bunun üzerine borçlu aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının yetkisizlik itirazı üzerine dosyanın Bakırköy …. İcra Müdürlüğününün … E. Sayılı dosyası üzerinden devam ettiğini, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında herhangi bir faiz anlaşması mevcut olmadığı ve ödeme günü kararlaştırılmadığı gibi ödeme emrinde de talep olunan faiz oranının açıkça belirtilmediğini, herhangi bir dayanak gösterilmeksizin başlatılan icra takibine, müvekkil ile davacı arasında borç alacak net olmadığından faiz oranlarının açıkça belirtilmediğinden icra takibine itiraz etmek gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE YARGILAMININ ÖZETİ:
Dava taraflar arasındaki ticari ilişki hizmet sözleşmesi ve fatura alacağından kaynaklı İİK 67. Maddesi uyarınca açılmış olan itirazın iptali davasıdır.
Takibe konu icra dosyası iş yeri hizmet sözleşmesi ve personel görevlendirmeye dair İSG -Katip sistemindeki kayıtlar cari hesap ekstresi , SGK’dan gelen yazı cevabı, Faturalar ve Ticari defter kayıtları dosya arasına alınmış ve iddia savunma kapsamında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda HMK 222. Maddesi uyarınca defter incelemesi yapılması sonucunda,

HMK 266 madde kapsamında alınan Bilirkişi Heyet Raporunda Özetle ;
Tüm dosya kapsamı tarafların ticari delterleri ve 4 adet hizmet faturaları ile sınırlı olarak yapılan tespit ve inceleme neticesinde; Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının davalıya düzenlemiş olduğu faturalar sonucunda oluşan 5.850 Tl. cari hesap alacağının davalıdan tahsil edilmesi talebinden ibaret olduğu, Davalı şirketin 22,12,2017 tarihli inceleme gürümde hazır olmadıkları defter ve belgelerin ibraz edilmediği Dava dosyasında laraflar arasında imzalımmış olan ”Ortak Sağlık Güvenlik Birimi Hizmet S ö zl eşmesi Tıiıı olduğu, in Dava dosyasında yer alan Tul ışına ve Sosytıl Güvenlik Bakan lığfııın İş sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğünden gelen yazı ekinde davacının davalı yana iş güvenliği hizmetinle ilgili kayıtların olduğu , yönünde rapor düzenlemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu dosya mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle İİK 67 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası olup, davacı ( alacaklı ) tarafından davalı 5850 TL asıl alacak, asıl alacağa takip tarihinden faiz talebi için icra takibinde bulunduğu, davalının ( borçlunun ) yasal süresi içerisinde borca itirazı üzerine takibin durmuş olduğu, davacı vekilinin yasal süre içinde davalının itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açtığı, uyuşmazlığın dava konusu alacaktan davalının sorumlu olup olmadığı hususundadır.
Davalı İcra dosyasındaki itirazında borca ve faize itiraz etmiştir.
Davalı borcu davayı inkar ettiğinden alacağı olduğunu ve malları davalıya teslim ettiğini iddia eden davacı ispat yükü altında olup davacı tarafça sunulan ticari defterler de ayrıca ispat vasıtalarından birisidir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre uyuşmazlık taraflar arasında davacı şirket tarafından yürütülen ve taraflar arasındaki iş sağlığı ve iş güvenliği konusundaki hizmet sözleşmesinden dolayı davacı tarafın düzenlediği faturalardan dolayı alacaklı olup olmadığı davalının fatura içeriğine göre söz konusu tarihlerde hizmet verip vermediği noktasındadır.
Davalıya tebliği edilen faturalar TTK 21. maddesi kapsamında herhangi bir itirazda bulunmadığı,”…. bunu aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itirazda bulunmamışsa, söz konusu teyit mektubunun yapılan sözleşmeye veya açıklamalara uygun olduğunu kabul etmiş sayılır, ” denilmektedir.
Taraflar arasında İşyeri Hekimliği Sözleşmesi ve İş Güvenliği Sözleşmesi sözleşmelerinin düzenlenmiş olduğu, yapılan sözleşmelerde belirlenen şartlarına uygun olarak faturaların düzenlenerek davalı tarafa tebliğ edilmiş olmasında rağmen, sözleşme kapsamında kesilen 5850 TL tutarındaki fatura bedellerinin ödenmemiş olduğu görülmüştür.
Dava dosyasında mübrez evrakların tetkikinde, sözleşme kapsamında kararlaştırılan İş Sağlığı ve İş Güvenliği hizmetlerin verildiğine ,sözleşme kapsamında yer verilen hizmetlerin davalı şirkete verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından sunulan ekstre ve fatura içeriğine göre fatura muhteviyatının 2015 yılı Eylül Ekim Kasım ve ARalık aylarına ait iş sağlığı güvenliği hizmetleri bedeli olduğu görülmüştür. Yukarıda belirtilen iş güvenliği personeli görevlendirme detay raporları ve sözleşmelere göre belirtilen tarihleri de kapsayacak şekilde iş güvenliği hizmeti verildiğine dair ÎSG-Katip Programı verileri bulunduğu, davalı yanca söz konusu sözleşmelerin yerine getirilmediği ya da feshedildiğine dair herhangi bir delil sunulmadığı anlaşılmıştır. Belirtilen incelemeler neticesinde davacı şirketin davalı şirkete faturada belirtilen aylarda iş güvenliği hizmeti verdiği anlaşılmıştır. Bunun İSG-katip programında da resmi olarak kayıt altına alındığı davalının bunun aksini ispata yarar delil de sunmadığı dikkate alındığında gelen kayıtlar ve taraf defterleri davacının iş sağlığı ve güvenliği kapsamında hizmet verip cari hesap ve faturadaki alacağını doğruladığından davacının talebinin raporda tespit ediliği gibi 5850 TL’lik asıl alacak yönünden kabulü ile itirazın bu kısım üzerinden iptaline ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek şekilde 3095 Sayılı Yasa uyarınca yıllık %10.50 oranında avans faizi uygulanmasına, dikkate alınarak İK’nin 67 maddesi uyarınca da davalının itirazında haksız oluşu ve alacağın likit olması nedeniyle davalının alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiştir.
Hüküm; Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı borçlunun Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin asıl alacak (5.850,00 TL) aynen devamına,
3-Hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek şekilde yıllık %9.75 oranını aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
4-Davalının asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
5-492 sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 399,61 TL nispi karar harcından peşin alınan 199,91 TL harcın mahsubu ile bakiye 199,80 TL nispi ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,

6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 2180 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan. başvurma harcı 31,40 TL vekalet harcı 4,60 TL ve 199,81 TL peşin harç olmak üzere 235,81 TL toplam harç nedeniyle yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-6100 sayılı HMK’nın 326/2 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1102,85 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine
10-Gider Avansından kalan miktarın 6100 SY nın 333 md göre karar kesinleşince davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/03/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır