Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/611 E. 2020/334 K. 06.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/611 Esas
KARAR NO : 2020/334

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/07/2017
KARAR TARİHİ : 06/07/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı borçlunun müvekkilim ….’ın … nolu kurumsal elektrik abonesi olduğunu, borçlu ticarethaneye gönderilen sözleşmedeki taahhüdünün ihlali sebebiyle tahakkuk ettirilen fesih tazminat bedeli faturasını süresi içinde ödemediğini, işbu sebeple borçlu aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı takibi başlatıldığını, borçlunun itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğunu, yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davalı vekilinin görev, yetki ve husumet itirazında bulunduğunu, davacının dava dosyasına sunduğu 09/07/2014 tarihli sözleşmenin iki dönemli olup müvekkilinin taahhüt süresinin dolduğunu, müvekkilinin davacıya yönelik herhangi bir taahhüt yükümlülüğünün kalmadığını, sözleşmenin 6502 sayılı kanunun 52/4 maddesi gereğince geçersiz bir sözleşme olup, müvekkilinin davacıya hiçbir borcunun bulunmadığını, öncelikle davanın görev yönünden, yetki yönünden ve husumet yönünden usulden reddine karar verilmesi gerektiğini talep etmiştir.
30/07/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre
Taraflar arasında akdedilen 09.07.2014 tarihli Elektrik Abone Sözleşmesiyle davalı …, …. Mahallesi …. Sokak No: … …. Kat …. adresinde …. Unvanlı iş yerinde kurulu … sayılı tesisat için davacının yasal abonesidir, taraflar arasında akdedilen 09.07.2014 tarihli sözleşme ile davacıya …. sözleşme gücü tahsis edilmiştir, davacı kuruluşun dava dosyası içerisinde bulunan 13 Kasım 2017 tarih …. sayılı ilgi yazıları ekinde ibraz edilen Abone Detay belgesinden sözleşme esnasında davacıdan 1.600,35 TL Güvence Bedeli ile 48,33 Depozito Bedeli tahsil edildiği, tedarikçi değişikliğinin 12.07.2016 tarihinde olduğu, aynı belgenin sayaçlar kısmında tesisata … marka … seri numaralı aktif sayacın takıldığı gösterilmiştir. Sayaç en son 31.10.2017 tarihinde okunmuştur.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin, Sözleşmenin Süresi ve Yenilenmesi başlıklı 9. Maddesi ile “işbu sözleşme, madde 10 (on) da belirtilen koşulların sağlanmasından itibaren Tarihler arasında iki yıllık dönemi kapsamaktadır.” denilmektedir. Aynı maddenin devamında “taraflardan herhangi birisi sözleşme bitim tarihinden en az 90 gün öncesinden yazılı bildirimde bulunmak şartıyla fesh edebilir” denilmiştir.
Sözleşmenin Yürürlüğe Girmesi ve Fesh başlıklı 10. maddesinde sözleşmenin tüketici tarafından haklı bir sebep olmaksızın fesh edilmesi durumunda Tüketici Tedarikçiye sözleşmenin imza tarihi ile fesih bildiriminin tedarikçiye ulaştığı tarih arasındaki dönem içerisinde oluşan en yüksek fatura bedelinin iki katı tutarında ceza bedeli ödeyeceğinin tedarikçinin bu ceza bedelinin sözleşme uyarınca verilecek teminat tutarından tahsil edebileceğini beyan ve kabul eder. Tedarikçinin bu ceza bedelini aşan zararını tanzimini isteme hakkı saklıdır, denilmektedir.
Dava dosyası içerisinde sözleşmenin fesh edilmesi talebine ilişkin davalı tarafından davacıya verilmiş bir dilekçe görülememiştir. Davacı kuruluş akdedilen sözleşmenin ilgili maddelerine göre davalı adına 16.02.2017 son ödeme tarihli 13.244,80 TL bedelli faturayı düzenlemiştir. Faturanın süresi içinde ödenmemesi üzerine T.C.
^ Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyası ile 11.644,45 TL enerji bedeli üzerine 15.06.2017 takip tarihine kadar geçen sürede işlemiş 646,66 TL gecikmiş gün faizi ve 116,40 TL gecikmiş gün faizinin KDV’si olmak üzere toplam 12.407,51 TL üzerinden takipte bulunmuştur. Söz konusu talebe davalı borçlu
Aboneliğinin devam ettiği süre içerisinde oluşacak en yüksek fatura bedelinin iki katı tutarından depozito bedelinin düştükten sonra kalan 22 Haziran 2017 havale tarihli dilekçeleri ile talip alacaklı tarafa hiçbir borcunun bulunmadığını, bu neden icra takibine konu borca, Faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itirazla takibi durdurulmasını taleple borca tamamen etmiştir.
Dava dosyası içine sunulan belgelerden davalının …. sayılı tesisat için aboneliği döneminde tahakkuk ettirilen en yüksek dönem faturasının 2016/803 dönem 6.958,80TL olduğu görülmüştür.
Sözleşmenin yukarıda açıklanan hükümlerine göre dönem içindeki en yüksek faturanın iki katı cezai şart faturası 6.958,80 x 2 (iki katı) = 13.917,60 TL’dir. Davacı vekili cevaba cevap dilekçeleriyle anılan bedelden depozito bedelinin düşülerek kalan kısmı üzerinden takipte bulunduklarını açıklamıştır. Davalıdan alınan Güvence Bedeli 1.600,35 TL’dir. Bu durumda kalan bedel 13.917,60 – 1.600,35 = 12.317,25 TL olmaktadır. Davacı tarafından takiple bu bedel 11.644,45 olarak talep edilmiştir.
DAVALI TEMERRÜTÜ VE DAVACI ALACAĞI:

Fatura son ödeme tarihi 16.02.2017 Takip Tarihi 15.06.2017
Fatura Tutarı 11.644,45
16.02.2017-15.06.2017 arasında 119 gün x 0,1680 / 360 x 11.644,45 = 646,66 TL.
KDV (%18) 116,40 TL
^ O halde toplam takip tutarı
Asıl alacak tutarı Gecikmiş gün cezası
.K.Q.V.(%.1.8)
TOPLAM
: 11.644,45 646,66 : 116,40
12.407,51 TL’dir.
Diğer taraftan, 24 Ocak 2015 Tarih 29426 sayılı Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe giren Abonelik Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin ilgili maddeleri aşağıda açıklanmıştır. Bu maddelere göre taraflar arasında akdedilen sözleşmenin geçersiz olduğu anlaşılmaktadır, ancak bu hususun takdiri Yüksek Mahkemenize ait bulunmaktadır.
Taahhütlü aboneliğin süresinden önce feshi
MADDE 16-(1) Taahhütlü aboneliklerde tüketicinin süresinden önce taahhütlü aboneliğini sonlandırması halinde, satıcı veya sağlayıcının talep edeceği bedel, tüketicinin taahhüdüne son verdiği tarihe kadar tüketiciye sağlanan indirim, cihaz veya diğer faydaların bedellerinin tahsil edilmemiş kısmının toplamı ile sınırlı kalmak zorundadır. Ancak, tüketiciden taahhüt kapsamında tahsil edileceği belirlenen bedellerin henüz tahakkuk etmemiş kısmının toplamının, bu tutardan düşük olması halinde sınır değeri olarak tüketici lehine olan tutarın esas alınması zorunludur.
(2) Taahhütlü aboneliklerde tüketicinin yerleşim yerinin değişmesi ve taahhüt konusu hizmetin tüketiciye yeni yerleşim yerinde aynı nitelikte sunulmasının fiilen imkânsız olması durumunda, tüketici birinci fıkrada belirtilen tutarları veya herhangi bir bedeli ödemeksizin taahhütlü aboneliğini feshedebilir.
Taahhütlü aboneliğin sona ermesinin bildirimi
MADDE 17-(1) Taahhütlü aboneliğin sona ermesinden en az bir fatura dönemi öncesinden satıcı veya sağlayıcı, bu durumu ödeme bildiriminin yanı sıra yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı ile ayrıca tüketiciye bildirir.
Sözleşmenin feshi
MADDE 22-(1) Tüketici, belirsiz süreli veya süresi bir yıl ve daha uzun olan belirli süreli abonelik sözleşmesini herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin istediği zaman feshetme hakkına sahiptir.
(2) Süresi bir yıldan az olan belirli süreli abonelik sözleşmesinde satıcı veya sağlayıcı tarafından sözleşme koşullarında değişiklik yapılması halinde veya tüketicinin hizmetten yararlanmasına engel olabilecek geçerli bir sebebin varlığı halinde tüketici sözleşmeyi feshedebilir.
(3) Tüketicinin taahhütlü aboneliğini süresinden önce feş ncı madde hükmü uygulanır.
imesi halinde, 16
(4) Satıcı veya sağlayıcı, abonelik sözleşmesinin feshedilmesi ile ilgili bildirim ve taleplere ilişkin işlemleri yerine getirmek üzere gerekli tedbirleri almak ve gerektiğinde uygun bir sistem kurup bu sistemi kesintisiz olarak açık tutmakla yükümlüdür.
SONUÇ:
Yukarıda yapılan tüm açıklamalardan görüleceği gibi, dava dosyasına toplanan delil ve bilgilere göre takip tarihi itibariyle davacı alacağının 12.407,51 TL olduğu, davalının bu miktar için itirazının iptali ile takibin yalnızca asıl alacağı, takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %16,80 akdi faiz yürütülmesi suretiyle takibin devamının gerekeceği, davacının %20 icra inkâr tazminatı ile 24 Ocak 2015 Tarih 29426 sayılı Resmi Gazete ‘de yayınlanarak yürürlüğe giren Abonelik Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin ilgili maddelerine göre taraflar arasında akdedilen sözleşmenin geçersiz olduğu anlaşıldığı yönünde rapor tanzim edilmiştir.
15/01/2020 tarihli bilirkişi ek raporuna göre
Dava konusu olayla ilgili olarak davacı kuruluş vekili 16.09.2019 tarihli 1 nolu ara karar gereci beyanlarına ilişkin 23.09.2019 Uyap cjk t.ı tarihli dilekçeleriyle …. sayılı tesisatta …. adına 01.09.2014-01.09,2016 tarihleri arasın için geçerli Elektrik Rat ıs Sözleşmesi‘nin 9.maddesinde belirtildiği üzere sözleşmenin 2 yıl süre li imzalandığını,taraflardan herhangi birinin 90 gün öncesinden yazılı bildirimde bulunmaması halinde sözleşmenin birer yıllık sürelerle yeri i]enir hükmünün bu]undu£unu,sözleşmenin 10.maddesinde de sözleşme nin tüketici tarafından haklı bir sebep olmaksızın feshedilmesi durumunda tüketici tedarikçiye Sözleşmenin imza tarihi ile fesih bildirimin tedarikçiye ulattığı tarih arasındaki dönem içinde oluşan en yüksek fatura bedelinin 2 katı tutarında ceza bedeli ödeyeceğini tedarik cinin bu ceza bedelini sözle&me uyarınca verilecek teminat tutarından tahsil edebileceğini beyan ve kabul eder.Tedarikçinin bu ceza bedelini asan zararının tazminini isteme haklı saklıdır denildiğini, davalı borçlunun z yıllık taahhüt süresi içerisinde herhangi bir haklı sebep göstermeksizin sözleşmeyi sona erdirdiğini»Avrupa Elektrik isimli bir tedarikçiyle 02.06.2016 tarihinde sözleşme imzaladığım,01.07.2016 ta rihinde elektrik almaya başladığını,sözleşmesini süresinden önce sona erdiren borçlunun ticarethaneye eri yüksek faturasının iki katı tutarında fatura bedelinin ceza fesih bildirimi ekte ibraz edilen fatura ile tahakkuk ettirilerek tebliğ edildiğini,16.02.2017 son ödeme tarih li faturada belirtildiği üzere sözleşme ceza bedelinin davalının en yüksek faturasının 2 katı tutarındaki enerji bedeli olduğunu,davalıya en yüksek faturanın 28 günlük kullanım için düzenlenmiş 2016/06 dönem 6.180,90 T] tutarında oldu£uııu,en yüksek bedelli faturanın okuma gün sayısına gere belirlendiğini»2 ay için 60 ile çarpımı sonucu 13.244,8 Tl ceza fesih bedeli olduğunu,davalının 1.600,35 Tl güvence bedelinin mahsubu İle takibin açıldığı 15.06.2017 tarihine kadar seçen 4 aylık sürede 646,66 Tl gecikme faizi ve 118,40 Tl faizin KDV’si eklendiğinde takip çıkısı 12.407,51 Ti tutarın ortava çıktığını açıklamış,ekinde bir kısım belaelerl ibraz etmiştir.fbraz edilen belgelerin fesih tazminat bedeli faturası,Sözleşmenin ilgili sayfaları»mahsup işlemini gösterir tahsilat listesi,faturalar m içeriğini gösterir kWh endeks dökümü oldukları görülmüştür,
Dava konusu olayla ilgili olarak mahkemenin yukarıda açıklaması yapılan ara kararları,davacı vekilinin yukarıda açıklaması yapılan dilek-çeleri ekinde ibraz edilen belgeler,önceki raporum ve dosva tümüyle tekrar okunup incelenmiştir»Yapmış olduğum incelemelerde;
Davanın taraflar arasında 2 yıl süreli olarak akdedilen abone sözleşmesinin davalı tarafından hic bir mazeret göstermeksizin sözleşmenin geçerli olduğu 01.09.2014-01.09.2016 tarihinden önce erken feshi sehe biyle sözleşmenin 10.maddesinde belirtilen hükmünden dolayı davacı ta rafından davalı adına tahakkuk ettirilen o dönem içerisindeki en yüksek fatura bedelinin 2 katı tutarındaki fesih ceza bedelinin tahsilini teminen yapılan takibe davalının itirazı üzerine görülen itirazın iptali davası olduğu,
Bu maksatla tarafımdan düzenlenen önceki raporumda o ilenim içerisinde düzenlenen en yüksek faturanın 2016/03 döneme a.i t 6,958.80 Tl bedelli fatura olduğunun görülerek 2 katı tutarının 13.917,60 Tl ve 1,600.35 Tl güvence bedelinin mahsubu ile 12.317,25 Tl olduğunun hesaplandığı, ceza faturasının 16.02.2017 son ödeme tarihinden 15.06.2017 takip tarihine kadar gecen sürede işlemiş 646,66 Tl gecikme faizi, ve 116,40 Tl KDV olmak üzere toplam tutarının 12.407,5.1 Tl halinde belirlendiği ,
Davacı vekili tarafından bu defa 2016/06 donem faturasının 6,180.90 Tl olduğu yönünde yaptığı açıklamalar itibariyle davacı kuruluş tarafından davalı adına dönemde tahakkuk ettirilen faturaların;
..
Dava dosyasında yukarıda dönemleri gösterilen fatura]arın tahakkuklarına ait ilk./son okuma tarihleri görü]ememistir,Davacı vekili tarafın dan bu defa ibraz edilen belgeden 28.05 .2016-24,Ofi .2016 Uk/son okuma tarihleri için 2016/06 donem faturasının 6,160,90 Tl olduğu , ilk/son okuma tarihleri arasında 28 günlük kullanım sürende tüketim bedelinin 6.160,90 Tl , 1 günlük tüketim bedelinin 6.180.90/26=220,75 Tl ve 60 günlük bedelinin de 220,75 x 60 :18.244,80 Tl olduğu, 1.600,35 Tl güvence bedelinin mahsubu ile 13,244,80-1.600,35:11.644,45 Ti olduğu anlasaImıstır.
Bu duruma göre toplam takip tutarı:
Fatura tutarı :11.644,45
Son ödeme tarihi: 16,0 2,2 Ot. 7 TakİP tarihi :15-06.2017
16.02.2017-15.06.2017 arasında 119 gün k %16,3/360 x ii,644,45:646,66
KDV %J0 :116.40
0 HALDE TOPLAM TAKİP TUTARI
Asıl alacak tutarı:11.644,45 Gecikmiş gün faizi: 646.66 KDV 3S18 : 116,40
12,407,51 Tl olduğu yönünde rapor tanzim edilmiştir.

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;

Davacı tarafın Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine ödenmeyen gecikmiş enerji bedeli talebi asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı 12.407,51 TL üzerinden icra takibi başlattığı ,davalının, takibe süresinde borcu olmadığı savı ile itiraz ettiği ve de süresi içerisinde iş bu davanın 12.407,51 TL üzerinden açıldığı anlaşılmakla;
Davacı yan her ne kadar icra takibinde alacak kalemini ödenmeyen enerji bedeline dayandırmış ise de; dava dilekçesinde taraflar arasında akdedilen elektrik abonelik sözleşmesinin devamı esnasında davalının taahhüdünü ihlal ettiği gerekçesi ise fesih tazminatı bedeli olarak anılan tutarın talep edildiği,
Aldırılan bilirkişi raporu ve ek raporu uyarınca ,davalının ödenmeyen enerji bedeli alacağı olmadığın ancak 25.01.2015 tarihli 29246 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan abonelik sözleşmeleri yönetmeliği uyarınca fesih tazminatı talep edilip edilemeyeceği ve de sözleşmenin bu yönetmelik hükümleri doğrultusunda geçerli olup olmadığı husunda iki farklı rapor tanzim edildiği,
Anılan yönetmeliğin tanımlar başlıklı 4/ı.maddesi uyarınca tüketici tanımına ticari ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlama yapıldığı bu hali ile anılan yönetmeliğin ticari işletmelere yönelik ve de iş bu davada uygulanamayacağının anlaşıldığı ,
İcra takibine dayanak asıl alacak ve dava dilekçesinde revize edilen alacak kalemi açısından yapılan değerlendirmede;

T.C.
YARGITAY
15.HUKUK DAİRESİ
Esas Karar
——— ———
2012/5307 2013/3233

İtirazın iptali davaları, icra takibine bağlı davalardandır. İtirazın iptali davasının konusu, davacı tarafından takibe konu edilip de davalı tarafından itiraz edilen alacak kaleminden ibarettir. Buna göre, itirazın iptali davasının en geniş hali, icra takibine bütünüyle itiraz edilmesi halinde söz konusu olur ki, bu halde takip talebinde alacağa konu edilen miktarın tamamı bir eda davası olan itirazın iptali davasının konusu haline gelir. Bu halde, itirazın iptali davasının konusunun bölünmesi mümkün olmadığından kısmi dava şeklinde itirazın iptali davası açılması da mümkün değildir. Başka bir anlatımla, itirazın iptali davalarında mahkeme, takip talebindeki taleple bağlı olup; ıslahın ancak mevut bir usul işlemine ilişkin olabileceği gözetilerek, ıslah yoluyla ancak itirazın iptali davasına konu edilen alacağın alacak davası olarak görülmesinin talep edilebileceği kabul edilerek sonuca ulaşılmalıdır. Bu nedenle icra takibine konu edilen bir talep olmadan itirazın iptali istemine ilaveten ıslah yoluyla alacak istenmesi mümkün değildir. Nitekim, dava itirazın iptali istemine ilişkin olup, davacının yargılama sırasında nisbi harç yatırarak itirazın iptali isteğine ,ilaveten takip kapsamı dışında kalan miktarda alacak isteminde bulunması, talebe yeni bir talep eklenmesi niteliğinde olup, usulüne uygun olarak yapılmış ıslah olarak kabul edilemeyeceğinden, mahkemece bu konuda esastan bir karar verilmesi mümkün değildir.
Somut olayda, davacı takip talebinde 201.648,27 TL iş bedelinin tahsilini talep etmiş, davalı taraf bu bedelin 152.262,00 TL’lik kısmına itiraz ederek kalan kısmı ödemiştir. Bu bakımdan, davacının davasına konu edebileceği alacak kalemi en fazla 152.262,00 TL olup, bu miktarda alacak itirazın iptali davasına konu edilmiştir. Davacı tarafça, bilirkişiler kurulunca verilen raporda, hak edilen iş bedelinin 303.632,00 TL olarak belirlendiği, davalının takibe konu icra takip dosyasına 49.087,00 TL ödeme yaptığı, bakiye 254.545,00 TL alacaklarının kaldığının belirlendiği gerekçesiyle icra takibine konu edilmeyen 101.983,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Takip talebinde tahsili istenen alacağın haricinde kalan kısmın ancak yeni bir dava ile istenmesinin mümkün olduğu gözetilmeden, usulüne uygun olmayan ıslah dilekçesiyle, dava konusu edilmeyen bir alacak isteminin asıl davaya ilave edilmesi suretiyle sonuca varılması doğru olmadığı gibi; takipteki talebin 26.03.2006 tarihine kadar oluşan iş bedeli alacağına ilişkin olduğu gözetilmeksizin talebin aşılması suretiyle 31.12.2006 gününe kadar oluşan iş bedeli alacağının hüküm altına alınması da doğru değildir.”

Yukarıda anılan içtihat uyarınca; Mahkeme takip talebindeki taleple bağlı olup; davacı yan icra takibine konu etmediği alacak kalemine yönelik icra takibine yapılan itirazın iptalini istediği; davacının ıslah ile talebini alacak davasına da dönüştürmediği bu hali ile davalının ödenmeyen enerji borcu olmadığı anlaşılmakla davacının davasını ispat edemediği anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere,
1-Açılan davanın reddine,
2-Alınması gereken 54,40 -TL karar harcının peşin alınan 149,85- TL harçtan mahsubu ile bakiye 95,45 -TL’ sinin davacıya iadesine,
3-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
6- Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen nispi 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2020

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.