Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/586 E. 2018/382 K. 02.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/586
KARAR NO : 2018/382

DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2017
KARAR TARİHİ : 02/04/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Müvekkilinin …adlı işyerinde sağlık hizmetleri verdiğini, müvekkilinin davalı tarafa sağlık hizmeti sunduğunu, karşılığında faturaları davalı tarafa tebliğ ettiğini, davalı tarafın işbu faturalara süresinde itiraz etmediğini ve böylere faturaların mündericatı alacağının kesinleştiğini, davalı tarafın 38.764,28 TL alacağının her türlü talebe rağmen ödemediğini, bu sebeple Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı dosyası ile ilamsız yolla icra takibi yapıldığını, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Müvekkilinin müşterisi olan …. Firmasına ait eliza testinin yaptırılması konusunda davacıyla anlaşıldığını, bu testin 4’lü aşamadan oluştuğunu, eksik yapılması halinde 2’li veya 3’lü olması halinde iş görememekte karşı firmanın ihtiyaçlarını karşılayamadığını, davacının bilerek ve kasten eksik test yaptığını ve sonuçların bir kısmınıda özellikle davalıya teslim etmediğini, davacının özellikle 4’lü testten …’yi yapmadığını, fakat faturalarını 4’lü test üzerinden düzenleyerek gönderdiğini, davacının kötü niyetli davranarak icra takibine gittiğini, müvekkilinin icra takibinde belirttiği gibi cari hesap borcu bulunmadığını, davacının yapması gereken testleri yapmaması neticesinde davalı müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ;
Dava taraflar arasındaki sağlı testi hizmeti sözleşmesi kapsamındaki sözleşme bedeli faturalar için yapılan takip sonucunda İİK nın 67 maddesine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Dosyaya delil olarak takip konusu iki adet fatura,Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …E. İcra sayılı icra dosyası, tarafların ticari defter ve kayıtları dosya arasına alınmıştır.
Davacı ( alacaklı ) tarafından davalı ( borçlu) aleyhine Başlatılan İcra Takibi: Davacı şirket, davalı şirket hakkında 38764,28 TL asıl alacağın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar asıl alacağa işleyecek yıllık %10,50 avans faizi ve değişen oranlardaki faizi ile, icra giderleri, avukatlık ücreti ile birlikte BK 100. Maddesi uyarınca yapılacak kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve masraflara mahsubuyla tahsili talebiyle Bakırköy …. İcra Dairesinin ….E.sayılı dosyasından takip tarihi itibariyle fatura alacağından kaynaklanan alacağı için genel haciz yolu ile takibe geçtiği görülmüştür.
Davacı vekilinin yasal bir yıllık süre içinde davalının itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açtığı, uyuşmazlığın davalının davacıya takibe konu alacaktan dolayı borcunun olup olmadığı hususunda olup, dosyada deliller toplandıktan sonra dosyada HMK 266.madde uyarınca çözümü teknik bilgiyi gerektirmesi sebebiyle mali müşavir bilirkişi ile inceleme yaptırılmıştır. Mali müşavir raporunda,
Davalı, Bakırköy … İcra Müdürlüğü nün … E. Sayılı dosyası ile ilamsız olarak icra takibine 38.764.28 TL üzerinden başlatmış bulunmuşsa da, bu bakiye davacı ve davalının defter ve belgelerindeki 20.03.2017 tarihli cari hesap bakiyeleri olup, bu bakiyede mutabık olduklarını, davalı, davacıya bu tarihten sonra 10.08.2017 tarihinde 15.000,00 TL ödemiş bulunduğundan 10.08.2017 tarihli bakiye 23.764,82 TL olup, davacı ve davalının defter ve belgelerindeki bakiyede mutabık oldukları tespit edilmiştir. Davalı ile davacı arasında, ticari alım satım işleri gerçekleştirilmiştir. Taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacının ve davalının ibraz ettiği kendilerine ait Yasal Faturalardan, yasal Ticari Defterler ve belgelerden tespit edilmiştir. Davalı ve davacı tarafça bu borcun ödendiğine dair bir bilgi ve belge ibraz edilememiştir. Davalı ve davacı arsında ki ticari faaliyet cari hesap şeklinde devam ettiği, davalı ve davacı 10.08.2017 tarihi itibari ile cari hesap bakiyelerinde mutabık oldukları tespit edilmiştir. Davalının, davacıya 23.764,82 TL Asıl borcu, Faiz borcu 444,40 TL olmak üzere Toplam 24.209,22 TL Borcu olduğu yönünde rapor düzenlemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre davalının sorumluluğuna göre davacının iş gören yüklenici olması sebebiyle eksik ayıplı işler yaptığını sözleşme kapsamında eksik ve kusurlu ifada davacı bulunduğu eksik ifa sebebiyle haksız talepte bulunduğunu beyan etmesi üzerine taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olması sebebiyle davacının eksik ayıplı iş meydana getirmediği davalının eksik ödeme yapmakta haklı olup olmadığı hususlarda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davaya Eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup TMK’nın 6. maddesine göre; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Dava 818 sayılı BK’nın 355. (TBK’nun 470.) ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda; işin yapılıp teslim edildiğini ve iş bedeline hak kazanıldığını kanıtlama yükü yükleniciye; iş bedelinin ödendiğini ispat külfeti ise, iş sahibine düşer.
Tüm dosya kapsamı sunulan deliller ve taraflar arasındaki sözleşmeye göre davalı taraf her ne kadar sözleşme kapsamında belirtilen sağlık tarama tıbbi tahlil test gibi sözleşme kapsamında yapılan işler sebebiyle söz konusu faturaların kesildiği ve HMK 222.madde kapsamında taraf defterleri incelenmiş usulüne uygun tutulan taraf defterlerinin lehlerine delil vasfına haiz oldukları anlaşılmakla davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı tarafça itirazsız bir şekilde davalı tarafça defterlere kaydedilmesi ve makul süre içinde dava açıldığı zamana kadar sağlık testlerinin ayıplı veya eksik yapıldığı hususlarında süresinde ayıp ihtarında bulunmadığı dikkate alındığında davalının sözleşmesi kapsamında davacının fatura içeriklerine göre sözleşmenin niteliği dikkate alıdnığında Eser sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda ayıplı imalât halinde açık ayıplarda 6098 sayılı TBK’nın 474. maddesinde iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin doğal akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, 477. maddenin 1. fıkrasında eserin açıkça veya örtülü kabulünden sonra yüklenicinin her türlü sorumluluktan kurtulacağı, gizli ayıplarda da aynı maddenin son fıkrasında eserdeki ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde iş sahibinin gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, bildirmezse eseri kabul etmiş sayılacağı hükmü getirilmiştir.Söz konusu olayda da testlerin ayıplı olduğunu öğrenmesinden itibaren makul sayılabilecek süre çok geçtikten sonra dava esnasında savunmayla ilk defa ayıp ihbarında bulunduğu, süresinde ayıp ihbarında bulunmamak suretiyle eseri mevcut haliyle zımnen kabul etmiş sayılacağı ve süresinden sonra yaptığı ayıp ihbarı hukuki sonuç doğurmayacağından davalının sadece daçılan davada ileri sürdüğü eksik ayıplı iş savunması makul sürenin aşılması sebebiyle yerinde görülmeyerek davacının sözleşme kapsamında hak edişten dolayı bakiye alacağını talep hakkı olduğu kanaatine varılarak davacının icra dosyası kapsamında faturalardan dolayı alacaklı olduğu anlaşıldığından davalının ayıp eksik iş savunması yerinde görülmemiş olup kaldı ki davalı faturaları itirazsız şekilde defterine kaydetmiş ve bedelde mutabık kaldıkları görülmüştür ve sonuç olarak davalının icra takibinden sonra 15000 TL kısmi ödeme yaptığı da dikkate alındığında davanın asıl alacak yönünden kabulüne ve ödenen bedelin infazda dikkate alınmasına karar verilerek bu durumda davacının davalıdan takip ( temerrüt ) tarihi itibariyle 38764,28 TL tutarınca asıl alacağının bulunduğu ve bu tarihten borç tamamen ödeninceye kadar takipte faiz türü ve oranı açık belirtilmediğinden asıl alacağa yasl faiz uygulanmasına ve İİK’nin 67 maddesi uyarınca da davalının itirazında haksız oluşu ve alacağın likit olması nedeniyle davalının alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı borçlunun Bakırköy …. İcra Dairesinin …E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takip ve dava tarihinden sonra davalı tarafça yapılan 15.000 TL ödemenin infazda dikkate alınarak takibin devamına,
3-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek şekilde yıllık %9.75 oranını aşmayacak şekilde değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
4-Asıl alacak üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
5-492 sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 2.647,98 TL nispi karar harcından peşin alınan 468,18 TL ve icrada yatan 193,82 TL olmak üzere toplam harcın mahsubu ile bakiye 1985,98 TL nispi ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 4.614,07 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 4,60 TL vekalet harcı 468,18 TL peşin harç olmak üzere 504,18 TL toplam harç nedeniyle yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6100 sayılı HMK’nın 326/2 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 581,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine
10-Gider Avansından kalan miktarın 6100 SY nın 333 md göre karar kesinleşince davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/04/2018

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.