Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/506 E. 2022/891 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/506 Esas
KARAR NO : 2022/891

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/06/2017
KARAR TARİHİ : 11/10/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :21/11/2022
Davacı vekili tarafından açılan tazminat davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Müvekkilinin 08/07/2016 tarihinde saat 11:30 sularında ….. Caddesi üzerinden … gitmek için …. isimli şahsın kullanmakta olduğu …. plakalı minibüse bindiğini, müvekkilinin minibüse bindikten hemen sonra kapıları kapatmadan hareket eden minibüsün bilahare aniden fren yapınca müvekkilinin minibüsün açık kapısından düştüğünü ve yaralandığını, vücudunda çeşitli kırıklar meydana gelen müvekkilinin kazadan sonra …. Hastanesine kaldırıldığını ve tedavi altına alındığını, müvekkilinin gördüğü tedaviye rağmen sağlığına kavuşamadığını ve sakat kaldığını, müvekkilinin kazadan önce tekstil sektöründe çalışmakta olup aylık gelirinin 3.000 TL olduğunu, …… plakalı aracın ……. Sigorta tarafından ….. poliçe numarası ile sigortalanmış olup müvekkilinin oluşan maddi zararlardan sigorta şirketinin de sorumlu olup tazminat ödenmesi için 04/04/2017 tarihinde yaptıkları başvuruya rağmen ödeme yapılmadığından işbu davayı açmak gerektiğini, davalı …… hakkında Küçükçekmece ….Asliye Ceza Mahkemesinde …. Esas ceza davası açılmış olup yargılamanın halen devam ettiğini, müvekkilinin kaza nedeniyle dalağının alındığını ve vücudunda kalıcı sakatlık oluştuğunu, müvekkilinin halen dahi eski sağlığına kavuşamadığını, kaza nedeniyle kalıcı sakatlık oluşan müvekkilinin artık eskisi gibi çalışamamakta ve daha fazla efor sarf etmekte olduğunu, müvekkilinin maddi zararlarının tespiti ile şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ettiklerini, kazadan sonra yatarak tedavi gören müvekkilinin hastaneden çıktıktan sonra da aylarca eski sağlığına kavuşamadığını, bir yandan sakat kalma korkusu bir yandan da ailesini geçindirmek için çalışması gerekirken aylarca çalışamamasının müvekkilinin psikolojisini olumsuz etkilediğini, müvekkilinin maruz kaldığı manevi Zararların giderilmesi için 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin geçirdiği kazadan sora sakatlanması hasebiyle çalışamadığını ve halen dahi çalışamadığını, bu nedenle yargılama giderlerini karşılayacak maddi imkanlardan yoksun olduğunu, müvekkilinin yargılama masraflarından muaf tutulması yönündeki adli yardım taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle fazlaya ilişkin haklar ile sonradan ortaya çıkabilecek durumlarla ilgili dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle adli yardım taleplerinin kabulüne, kazaya karışan aracın üçüncü şahıslara devrinin engellenmesi amacıyla trafik kaydına ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulmasına, HMK 107 maddesi gereğince alacağın miktarının kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olmaması hasebiyle alacaklarının miktarının tespiti ile müvekkilin uğradığı maddi zararların giderilmesi için 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilinin uğradığı manevi zararların giderilmesi için 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı …… Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; ……. plakalı aracın müvekkili tarafından tanzim edilen 19.11.2015-2016 vadeli …… poliçe no.lu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza tespit tutanağı ve diğer delillerin taraflarına tebliğ edilmediğini, davacı yanın iddia ettiği kazanın meydana geldiğini ve zarar görenin de bu kazaya karıştığını ispat etmesi gerektiğini, davaya konu talebin zaman aşımına uğramış olup davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, kaza sırasında sigortalı aracın işleteninin sigorta ettiren olup olmadığının araştırılmasını talep ettiklerini, işletenin sorumluluğunu teminat altına alan müvekkilinin işletenin sorumluluğu bulunmaması karşısında sorumluluğu bulunmayacağının açık olduğunu, davacı yanın kazaya ilişkin maluliyet iddialarının değerlendirilebilmesi için Adli Tıp Kurumuna sevk edilerek maluliyet durumu ve maluliyetin kaza ile illiyeti hakkında rapor alınmasını talep ettiklerini, davacıların sosyal ve ekonomik durumları ile hangi Sosyal Güvenlik Kuruluşlarına tabi olduklarının sayın mahkemece tespit edilmesi gerektiğini, bilindiği üzere eğer davacılar sosyal güvenlik kurumundan ölüm/cenaze masrafı geçici iş göremezlik ödeneği tedavi gideri ya da peşin sermaye değeri almış ise bu sosyal güvenlik kuruluşlarının kendi özel kanunlarına göre müvekkiline rücu imkanı doğduğunu, müvekkilinin davacıların dışında sosyal güvenlik kuruluşlarının da aynı kazadan dolayı aynı rücu talepleriyle karşı karşıya kalmaması için bu konudaki araştırmaların resen yapılması gerektiğini, yukarıda arz ve izah edilen nedenler ve sayın mahkemece resen tespit edilecek sebeplerle aleyhlerinde açılmış olan haksız ve mesnetsiz davanın esasına girdiği taktirde davaya konu talebin zamanaşımına uğraması sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmaması nedeniyle meydana geldiği iddia edilen zararın kaza ile illiyeti bulunmaması nedeniyle reddine, mahkeme masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi, davacı yanın müterafik kusurunun nazara alınmasına, celp edilmesi gereken delillerinin toplanmasına, kusur durumu ve zararın tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına, her halde haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı …… ve ……. vekili cevap dilekçesinde özetle; “Davacının olay günü müvekkilinin kullandığı ……. plakalı minibüse yolcu olarak bindiğini, müvekkilinin aracın kapılarını kapattığını ancak davacının araç içerisinde dengesini kaybettiğini, araç kapısının manuel açılmasına sebep olacak şekilde araç kapısına ellerini uzattığını elleri arada kaldığı için kapının kapanmadığını, müvekkilinin aracının ……. hat aracı olduğunu, bu araçlarda aracın hızı 0-20 km arasında iken kalkış sırasında kapıların otomatik olarak kapandığını, ancak davacının araç içerisinde dengesiz hareketleri ile aracın kapısının kapanmasını önlediğini, kapının açık kaldığını gören araç şoförü müvekkilinin aracı durdurduğunu aracın yeniden hareket ettiğini, hafif frene rağmen davacının kendi hareketleri ile açılmasına sebep olduğu kapıdan düştüğünü ve yaralandığını, davacının tekstilde çalıştığı halde 3.000 TL maaşının olduğunun hayatın olağan akışına aykırı ve abartılı ve gerçek dışı olduğunu, delile ve isbata muhtaç olduğunu, dava dilekçesinde bu konuda delillendirme ve izah da olmadığını, davacının Türkiye’de çalışma izni olmadığını, çalışma izni olsa dahi tekstil sektöründe maaş ortalamalarının çok daha düşük olduğunu, kaza tarihinde Türkiye’de turist olarak bulunduğunu hatta vize ve pasaport sorunlarından dolayı giriş çıkış yaparak hukuku dolandırarak Türkiye’de kaldığı konusunda duyumlarının olduğunu, müvekkiline ait aracın zorunlu mali mesuliyet ve ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçeleri olduğunu, her halde müvekkilinin varsa yargılama sonucunda kusur oranına isabet edecek tazminat miktarından sigorta şirketinin de sorumlu olduğunu, müvekkilinin aracının zorunlu mali mesuliyet sigortaları olduğunu, maddi zararlardan sigorta şirketinin sorumluluğu olduğunu, müvekkilinir bireysel olarak yalnızca manevi tazminat ile varsa kusuru oranında sorumlu tutulabileceğini, bu husus için müvekkilinin aracına ihtiyati tedbir ve haciz istenmesinin abartılı ve müvekkile zarar verilmesi amaçlı olduğunu, aracın ticari araç olduğunu, müvekkilinin adına kayıtlı gayrimenkuller de söz konusu olduğunu, aracın hem zorunlu hem ihtiyari mali mesuliyet sigortaları olduğunu, davacının 1.000 TL maddi 100.000 TL manevi zarar talebinde bulunduğunu, davacının yaralanması ve ilgili adli tıp raporları talep edildiğinde yaralanma ve varsa sakatlık durumunun tespit edilebileceğini, davacıya ilk müdahaleyi yapan hastane raporlarında yaralanmanın sakatlık riski olmadığının anlaşıldığını, ancak 100.00 TL manevi zararın Türk hukuk düzeninde olmayan kişinin zenginleşme yasağına ve BK. ve ilgili mevzuata göre abartılı bir talep olduğunu, toplanacak deliller ve değerlendirme sonucunda davacının isbat edemediği hususlarda davasının reddi mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, dava konusu 08/07/2016 tarihinde meydana gelen kazada davalı aracında yolcu olarak bulunan davacının davalının aracın kapılarını kapatmadan hareket etmesi sebebiyle düşerek yaralanmasından dolayı davacının uğradığı maddi ve manevi zararın tazminine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılmış, aile nüfus kayıt örnekleri, malvarlığı kayıtları ve SGK kayıtları Uyap ortamından alınarak dosya kapsamına dahil edilmiş, SGK kayıtları, kazaya sebebiyet veren aracın trafik tescil kayıtları, aracın sigorta poliçesi ve hasar dosyası, davacının tedavi evrakları celbedilmiş ve incelenmiştir.
Küçükçekmece …. Asliye Ceza Mahkemesini….. Esas numaralı dosyası uyap ortamından celp edilmiş, incelenmesinde; davalı aleyhine müşteki davacının dava konusu trafik kazası sebebiyle yaralanmasına neden olmasından dolayı taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan kamu davası açıldığı anlaşılmıştır.
Kazada tarafların kusur oranının belirlenmesi için dosyada mevcut deliller, tarafların iddia ve savunmaları birlikte değerlendirilerek gerekçeli denetime ve hükme elverişli rapor alınmasına karar verilmiş, 04/07/2018 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu olayın Karayolları Trafik Kanunu Kapsamında maddi hasarlı, trafik kazası olduğu, Meydana gelen olayda kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olmadığı, önlenebilir bir kaza niteliğinde olduğu, Dava konusu olayda 2015 model karsan jest marka model araçların yolcu kapılarının sensörlü değil, sıkışmayı engelleyici elektrikli sistem ile yapılmış olduğu, Aracın kapısının bir an için olsun kazalının sıkışmasını engellemek maksadıyla açılmış olduğu düşünülse bile davalı …. ” nun bu durumda aracı hemen durdurması ve hareket ettirmemesi gerektiği, Hareket halinde olmayan bir araçta kazalının kapıdan düşerek AĞIR (4) derecede yaralanması ve vücut kırıklarının oluşmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, Bu kapsamda davaya konu Trafik Kazasında; … plaka sayılı araç sürücüsünün %75 kusur oranı ile asli kusurlu olduğu, Kazalı ……’ un %25 kusur oranı ile tali kusurlu olduğu, 10/01/2019 havale tarihli alınan bilirkişi ek raporunda özetle; kök Rapordaki sonuç ve kanaatlerinin aynen devam ettiği tespit edilmiştir. Tarafların kusur oranlarının tespiti hususunda İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan 20/08/2019 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda özetle; Sürücü ….. sevk ve idaresindeki minibüs ile olay mahallinde harekete geçmeden evvel kapılarını kapatıp yolcuların can güvenliğini sağlaması gerekirken bu hususlara riayet etmediği, kapısı açık vaziyette harekete geçip araç içinde ayakta bulunan yolcunun açık olan kapıdan düşmesine sebebiyet verdiği anlaşılmakla kazanın oluşumunda kusurlu olduğu, yolcu ……. bindiği minibüste ayakta bulunduğu sırada kendi can güvenliğini sağlayacak vaziyette tutunma tedbirine başvurması gerekirken bu hususa riayet etmeyip aracın kapısı açık vaziyette harekete geçmesiyle açık olan araç kapısından düştüğü anlaşılmakla kazanın oluşumunda kusurlu olduğu, sonuç olarak, Sürücü ….. ‘nun %75 (yüzde yetmişbeş)oranında kusurlu olduğu, yolcu ….’un %25 (yüzde yirmibeş)oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
16/12/2020 tarihli Adli Tıp Kurumu Raporunda; Baxşeli oğlu, 1970 doğumlu …..’un 08.07.2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğine göre, Kas İskelet Sistemi; Alt Ekstremiteye Ait Sorunlarda Özürlülük, Tablo 3.9’a göre; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %5 (yüzdebeş) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği kanaati bildirilmiştir.
Davacının maddi tazminata ilişkin talepleri için alınan 18/07/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının talep edebileceği gecici iş göremezlik maddi zararının 8.058,72 TL olduğu, Davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik maddi zararının 54.924,09 TL olduğu, Temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi yönünden 02.06.2017 dava tarihi; davalı sürücü ve işleten yönünden ise 08.07.2016 kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu, sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Davalılar … ve ……. vekili tarafından Mahkememizin yetkisiz olduğu ve yetkisizlik kararı verilmesi talep edilmiş ise de; 6100 Sayılı HMK’nun 6. maddesi uyarınca genel yetkili Mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu, davalılar ….. ve …. dava açıldığı tarihteki ikametgah adreslerinin Mahkememiz yargı çevresi içerisinde olduğu, bunun yanında aynı Kanunun 16. maddesi uyarınca haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğunun düzenlendiği, bu hüküm uyarınca davacının ikametgah adresinin ve kazanın meydana geldiği yerin Mahkememiz yargı çevresinde olduğu ve Mahkememiz her iki hüküm uyarınca iş bu yargılamada yetkili olduğundan davalılar vekilinin yetkisizlik kararı verilmesi talebine itibar edilmemiş ve yargılamaya devam edilmiştir.
Davalılar …… ve …… vekili tarafından Mahkememizin görevsiz olduğu ve görev dava şartı sebebiyle davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de; somut uyuşmazlıkta davacı vekili tarafından davalı aracın zmms poliçesi ile aracı sigortalayan davalı Sigorta Şirketine de davayı yönelttiği ve bu sebeple 6102 Sayılı TTK’nun 4 ve 5. maddeleri uyarınca Mahkememiz iş bu yargılamada görevli olduğundan davalılar vekilinin görev dava şartı sebebiyle davanın reddine karar verilmesi talebinin reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı Sigorta vekili tarafından davanın zamanaşımı süresinin dolması sebebiyle reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de; 6098 Sayılı TBK’nun 72/1 maddesi “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” hükmünü içermektedir. Somut davamızda dava konusu kaza 08/07/2016 tarihinde meydana gelmiştir ve davacı yaralanmıştır. Davalı sürücünün eylemi aynı zamanda 5237 Sayılı TCK’nun 89. maddesinde düzenlenen taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçunu oluşturmaktadır. Aynı Kanunun 66. maddesi uyarınca bu suç için öngörülen dava zamanaşımı süresi 8 yıldır ve kaza tarihi dikkate alındığında dava tarihi itibariyle söz konusu zamanaşımı süresi dolmamıştır. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir.
Somut davamızda; 08/07/2016 tarihinde davalı…..’nun sevk ve idaresindeki … plakalı minibüs ile …… caddesi üzerinde durakladığı sırada yolcu …… ‘un minibüse bindiği akabinde minibüsün kapıları açık vaziyette harekete geçmesiyle ayakta yolcu olarak bulunan yolcu davacı ….. ‘un minibüsün açık kapısından düşmesi sebebiyle davacı yaralanmıştır. Mahkememizce kusura ilişkin alınan bilirkişi raporu ve Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin raporunda meydana gelen kazada davalı ….’ın sevk ve idaresindeki minibüs ile olay mahallinde harekete geçmeden evvel kapılarını kapatıp yolcuların can güvenliğini sağlaması gerekirken bu hususlara riayet etmediği, kapısı açık vaziyette harekete geçip araç içinde ayakta bulunan yolcunun açık olan kapıdan düşmesine sebebiyet vermesi sebebiyle % 75 oranında, yolcu davacının ise bindiği minibüste ayakta bulunduğu sırada kendi can güvenliğini sağlayacak vaziyette tutunma tedbirine başvurması gerekirken bu hususa riayet etmemesi sebebiyle % 25 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Mahkememizce kusura ilişkin alınan bilirkişi raporu ve Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin raporunda her ne kadar davacıya % 25 oranında kusur atfedilmiş ise de; dava konusu kazanın oluşumunda davalının bir dahili bulunmamaktadır. Davalı …… davacıyı yolcu olarak aldıktan sonra minibüsün kapısını kapatmayarak, yolcunun tam binip binmediğini, minibüse yerleşip yerleşmediğini kontrol etmeyerek ve sürüşüne dikkat etmeyerek kazanın meydana gelmesine ve davacının düşerek yaralanmasına sebebiyet vermiştir. Dolayısıyla davalı …. kazanın oluşumunda % 100 kusurludur. Bu sebeple bilirkişi raporunda ve Adli Tıp Kurumu raporunda davacının kusurlu olduğu yönündeki tespitlere Mahkememizce itibar edilmemiştir. Ancak soruşturma aşamasındaki davacı beyanı ve dinlenen tanık beyanlarına göre minibüsün boş olmasına rağmen davacı minibüse bindikten sonra oturmamak suretiyle yaralanmasının artmasına sebebiyet verdiğinden Mahkememizce müterafik kusurlu olduğu ve olayın oluş şekli ve yaralanmasının derecesine göre kusur oranının % 25 olduğu kanaatine varılarak hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmıştır.
Dava konusu kaza sebebiyle davacının maluliyet oranın tespiti için Adli Tıp Kurumu …. İhtisas Kurulundan rapor alınmış, alınan rapora göre kaza sebebiyle davacının yaralanması sonucunda tüm vücut engellilik oranının %5 (yüzdebeş) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği tespit edilmiş, söz konusu raporun kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmesi ve usul ve yasaya uygun olması sebebiyle rapora taraflarca yapılan itirazlara itibar edilemeyerek hükme esas alınmıştır.
Dava konusu kazada davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik maddi tazminat taleplerinin tespit edilmesi için aktüerya uzmanı bilirkişiden rapor alınmış, alınan raporda davacı lehine 8.058,72-TL geçici iş göremezlik maddi tazminatı ve 54.924,09-TL sürekli iş göremezlik maddi tazminatı talep edebileceği tespit edilmiştir. Alınan raporda davacının maddi tazminat haklarının, net asgari ücret üzerinden hesaplanması, TRH-2010 yaşam tablosunun kullanılması ve % 10 artış ve % 10 iskontolu progressive rant yöntemine göre hesaplama yapılması sebebiyle usul ve yasaya uygun olduğundan Mahkememizce hükme esas alınmıştır. Ancak söz konusu raporda davacının geçici iş göremezlik maddi zararı hesaplanırken maddi hata yapılmış ve 08/07/2016-01/01/2017 tarihleri arasındaki dönemin 5,73 ay olması gerekirken 4,73 ay olarak hesaplandığı görülmüş, davacı vekilinin ıslah dilekçesi de dikkate alınarak söz konusu maddi hata Mahkememizce düzeltilerek davacının hesaplanan 9.034,47-TL geçici iş göremezlik maddi tazminatı ve 54.924,09-TL sürekli iş göremezlik maddi tazminatı hüküm altına alınmıştır. Düzenlenen bilirkişi raporu yukarıda anlatıldığı üzere usul ve yasaya uygun olduğundan tarafların rapora itirazlarına itibar edilmemiş ve hükme esas alınmıştır.
6098 sayılı TBK’nun 49. Maddesinde; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, aynı Kanunun 50. maddesinde; Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altında olduğu hüküm altına alınmıştır. Somut uyuşmazlıkta dava konusu kazaya davalı taraf % 100 kusuru ile sebebiyet vermiş ve söz konusu kazada davacı yaralanmıştır. Davacı tarafından davalının kusuru ve zararı ispat edilmiştir. Davalı ….. davalı aracın sürücüsü, davalı ….. aracın işleteni ve davalı Sigorta Şirketi aracın zmms poliçesini düzenleyen sigortacı olması sebebiyle davacının uğradığı zararı tazmin ile yükümlüdür. Bu sebeple davacının tespit edilen maddi tazminat alacakları hüküm altına alınmıştır. Ancak 6098 Sayılı TBK’nun 52. Maddesindeki Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir hükmü uyarınca zararın artmasında davacı müterafik kusurlu olduğundan Mahkememizce davacının hesaplanan tazminat miktarından % 25 oranında kusur indirimi yapılmıştır.
Dava konusu kazada davacının yaralanması sebebiyle davacı manevi tazminat talebinde bulunmuştur. 6098 Sayılı TBK’nun 56/1 maddesi uyarınca bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilebileceği hükmü düzenlenmiştir. Bu nedenle davacının yaralanmasının derecesi, davalının kusur oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü, manevi tazminatın amacı dikkate alınarak davacı lehine aşağıda belirtilen miktarda manevi tazminat takdir edilmiş ve fazlaya ilişki talebin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)Maddi tazminat taleplerine ilişkin dava yönünden;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
-Dava konusu 08/07/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan davacı lehine 9.034,47-TL geçici iş göremezlik maddi tazminatı ve 54.924,09-TL sürekli iş göremezlik maddi tazminatı takdiri ile takdir edilen maddi tazminatların davalı …. Sigorta A.Ş. yönünden dava tarihi olan 02/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalılar …… ve ….. yönünden kaza tarihi olan 08/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 4.369,00 TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 3,41 TL peşin harcın ve 215,04 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 4.150,55 TL karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 10.233,36 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 90,70 TL başvurma harcı, 3,41TL peşin harç, 215,04 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 309,15 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 3.079,65 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
B)Manevi tazminat taleplerine ilişkin dava yönünden;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-Dava konusu 08/07/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan davacı lehine 50.000,00-TL manevi tazminatı takdiri ile takdir edilen manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …… ve …… ‘dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 3.415,50 TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 372,96 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.042,54 TL karar harcının davalılar …… ve ….. ‘dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar……ve ……’dan müştereken ve müteselsilen tahsili davacıya verilmesine,
4-Davalılar ……. ve …… kendilerini davada vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 10/2 ve 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar …. ve ….’ya verilmesine,
5-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 372,96 TL peşin harcın davalılar …. ve …… ‘dan müştereken ve müteselsilen tahsili davacıya verilmesine,
6-Taraflar tarafından manevi tazminat talepli dava yönünden ayrıca yargılama gideri yapılmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı ….. ve ….. vekilinin ve davalı Sigorta vekilinin yokluklarında, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.11/10/2022

Katip ……
e-imzalıdır

Hakim …..
e-imzalıdır