Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/50 E. 2022/445 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/50 Esas
KARAR NO : 2022/445

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 17/01/2017
KARAR TARİHİ : 20/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 18,12.2016 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların kanun, ana sözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı olması nedeniyle iptal edilmesi gerektiğini, zira olağan genel kurul yapma kararının usulüne uygun alınmamış ve toplantıdan en az 30 önce üyelere tebligat yapılarak bildirilmediğini, genel kurulda yetki belgesi olmayan kimselerce oy kullanıldığını, genel kurula katılan davacıların – itiraz şerhlerin’ın tutanağa geçîrilmediğîni, bilançoda yanlış olarak düzenlenen hususlar olmasına rağmen bunlar açıklanmadan ve gösterilmeyen ve ç Sayfa 1 genel kurulun denetimine sunulmadan oylanıp ibraz edildiğini, ibraz edilmeyen yönetim ve denetim kurulu üyelerinin yeniden seçildiğini, daha önce 20.07.2014 tarihli olağan üstü genel kurul toplantısında kentsel dönüşüm mevzuatı gereği alınması gereken kararların geniş yetki ile yönetim kuruluna verildiğini, hukuka aykırı 20.07.2014 tarihli genel kurulun ilgili maddelerinin Bakırköy … ATM … E, … K sayılı 17.12.2015 tarihli kararla iptal edildiğini, müteahhitle yapılan sözleşme bu iptal kararı ardından hükümsüz hale gelmiş olmasına rağmen bu sefer 24.05.2015 tarihli olağan genel kurulda benzer nitelikte yeniden kararların alındığını, 24.05.2015 tarihli olağan genel kurulun iptali davasının da Bakırköy … ATM … E sayılı davasında derdest olduğunu, huzurdaki davanın konusunun ise 18.12.2016 tarihinde yapılan genel kurul kararlarının iptali istemi olduğunu ,mahkeme kararı ile yok hükmünde sayılan genel kurulda alınan yetkilere istinaden müteahhitle noterden onaylı kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin onaylatılan bu sözleşmenin tekrar genel kurula onaylatılmasının mümkün olmadığını, genel kurulun devir ve terk edemeyeceği yetkilerinin yönetim kuruluna devredilmesine ilişkin alınan kararların kanun ana sözleşme ve iyi niyet ilkelerine aykırı olduğunu bu nedenlerle 18.12.2016 tarihinde yapılan genel kurulda alınmış kararların iyi niyet kurallarına , kanuna ve ana sözleşmeye aykırı olması nedeniyle iptal edilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Toplantı çağrısının usule uygun olarak yapılmadığı ve oy kullanamayacak kişilerin oy kullandığını yönündeki iddiaların gerçek dışı olduğunu, zira toplantıda hükümet komiserinin hazır bulunduğunu, … şubesinden 56 ortağa iadeli taahhütlü mektupla toplantı çağrısının yapıldığını, tutanaklardan da tespit edileceği üzere toplantıda 36 üyenin bulunduğunu ve toplantı çağrısı ve temsilinde hukuka aykırılığın bulunmadığını, görüşmelerde alınan kararların ve muhalif kalanların itirazlarının toplantı tutanağına geçirildiğini, bu nedenle itirazların tutanağa geçirilmediği yönündeki iddiaların gerçek dışı bulunduğunu, faaliyet raporları ile bilançoların oy birliği ile kabul edildiğini, kooperatifin kurulu bulunduğu taşınmazın Arsd vasfında olduğu ve taşınmaz üzerinde geçmişte kat mülkiyetinin kurulmadığını, dolayısıyla kooperatif tarafından genel kurulda karar alınması ve belli organların belli işlerde görevlendirilmesi mümkün olduğundan ve özel olarak bu işlerde özel kanun olan 6306 sayılı yasa hükümleri geçerli olacağından kooperatif genel kurulunda alınan kararlar doğrultusunda bir takım yetkilerin yönetim kurulu eliyle kullanılmasına dair alınan kararların, yerinde ve doğru kararlar olduğunu bu nedenlerle haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini” talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kooperatif genel kurul kararının İptaline ilişkin olup, uyuşmazlık, dava konusu genel kurul kararlarının iptali koşullarının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Taraflar dayanmış oldukları delillerinin dosyaya ibraz etmiş, davalı şirketin ticaret sicil kaydı ve ekleri dosyaya celp edilmiştir.
Bilirkişi Kooperatif Uzmanı …’ten rapor alınmasına karar verilmiş, 28.01.2018 tarihli alınan bilirkişi ön raporunda özetle; davaya konu 18.12.2016 tarihinde yapılan genel kurula ilişkin genel kurul dosyasının Çevre ve Şehircilik İl müdürlüğünden 1-Genel kurul toplantı gündemi,2-Genel kurul tutanağı, 3-Hazirun cetveli, 4- Bilanço ve gelir gider tablosu,5-2016 yılı tahmini bütçe, 6- Toplantı çağrısına dair mektup listesi,7- Toplantıda kullanılan vekaletnamelerin tümünü içerir şekilde ve kül halinde temin edilmesi gerekeceği bildirilmiştir.
Bilirkişi ön raporundaki eksikliklerin tamamlanması üzerine alının 04/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak;
1- Davacılardan …, …, …, …, …, …, … (….), …, …, …, …), …’in davalı kooperatifin ortağı bulunduğu, ortağı bulunduğu tespit edilen bu davacıların 1163 sayılı kanunun 53. Mad ve ana sözleşmenin 38 mad hükmüne istinaden huzurdaki genel kurul kararlarının iptaline ilişkin davayı ikame edebilecekleri, (DAVA ŞARTI)
Davacılardan …’ın ise hazirun cetvelinde kooperatif ortağı olmadığı, kooperatif üyesi olmadığı tespit edilen …’ın 1163 sayılı kanunun 53. Mad ve ana sözleşmenin 38 mad hükmüne istinaden huzurdaki davayı ikame edemeyeceği (DAVA ŞARTI)
2- 18.12.2016 tarihli genel kurul kararların iptali isteminin ,harç makbuzuyla tevsik edildiği üzere 17.01.2017 tarihinde açıldığı dikkate alındığında , iptal edilebilir nitelikteki kararlar yönünden davanın 1163 sayılı kanunun 53 ve ana sözleşmenin 38 . maddesinde belirtilen 1 aylık hak düşürücü süre içinde açılmış bulunduğu,
3- Mutlak butlanla batıl olan kararlar (YOKLUK)yönünden alınan kararlar, baştan beri yok hükmünde olacağından, davanın hak düşürücü süre için de(1 aylık) açılıp açılmadığı ,üyelerin toplantıya katılıp katılmadığı ve muhalefet şartlarının oluşup oluşmadığına bakılmayacağı,
4- Davaya konu genel kurul toplantısına ,davacılardan …, …, …, … (vekaletle), …, … (vekaletle), … (Vekaletle) “ın katılmış olduğu,
…,…,…, … , … “in ise genel kurul toplantısına katılmadığının hazirun cetveli gereği tespit edildiği,
5-Genel kurul tutanağında toplantıya katıldıkları halde alınan kararlara muhalefet şerhi koymadığı tespit edilen davacılar …, …, …, … (vekaletle), …, … (vekaletle)) … (Vekaletle) ‘ın iptal edilebilir nitelikteki kararlar yönünden iptal talebinde bulunma hakkının bulunmadığının kabul edilmesi gerekeceği,
6-Toplantıya çağrıda usulsüzlük tek başına alınan kararların geçersizliğini doğurmayacağı genel kurul toplantısına usulüne uygun olarak çağrılmadığını ileri süren , toplantıya katılmadığı tespit edilen davacılar ..,…, …., …, …’e toplantıya katılıp alınan kararlara muhalefet şerhi koyma şartı aranmaksızın , bu davacıların genel kurul kararlarının kanun ana sözleşme ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu gerekçesiyle iptal talebinde bulunabileceği,
6-Davaya konu 18.12.2016 tarihinde yapılan 2015 hesap yılı genel kurulunda 2015 yılı yönetim kurulu faaliyet raporu ile denetim kurulu faaliyet raporunun dosyaya İbraz edilmemiş olması nedeniyle anılan raporların 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 86. maddesi ve bu maddeye dayanılarak çıkartılmış 11.06.2008 tarihli ve 26903 sayılı Resmi / Gazete’de yayımlanmış – tebliğ hükümlerine uygun olarak tanzim edilip edilmediğinin denetlenemediği , yönetim ve denetim kurulu faaliyet raporlarının dosyaya ibraz edilmesi gerekeceği
7- Tebliğ hükümlerine aykırı olarak düzenlenen yönetim ve denetim kurulu faaliyet raporlarının genel kurulda görüşülemeyeceği ve kabul edilemeyeceği gibi buna dayanılarak ibraya da karar verilemeyeceği,
8- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul İ! Müdürlüğünden gelen davalı … Kooperatifine ait genel kurul dosyası içinde en son 15.11.2015 tarihli olağanüstü genel kurul tutanağının gönderildiği ancak davaya konu 18.12.2016 tarihinde yapılan 2015 hesap yılı olağan genel kuruluna ait Yönetim kurulu faaliyet raporu, denetim kurulu faaliyet raporu, genel kurul tutanağı, varsa muhalefet şerhleri, vekaletnameler, hazirun cetvelinin gönderilmediği ,
9- Bakırköy …. ATM … E sayılı dosyası ile davalı kooperatifin 20.07.2014 tarihli genel kurulda yok hükmünde olduğunun tespitine dair alınan kararla müteahhit ile kooperatif arasında yapılan sözleşme hükümsüz hale geldiği beyan edilmesine rağmen mahkeme hükmünün kesinleşip kesinleşmediği dosya kapsamı ile tespit edilemediğinden söz konusu dosyanın bekletici mesele yapılıp yapılmayacağının sayın mahkemenin takdirinde bulunacağı,
10-Genel kurulun birbiriyle bağlı olarak düzenlenen 11 ve 12 nolu gündem maddelerinin düzenleme şekline ve içeriğine bakıldığında daha önce yönetim kurulunca düzenlenmiş gündem madde ve içeriğinin sadece genel kurula onaylatma şeklinde oylamanın yapıldığı, yönetim kurulunca gündem madhdeleri hazırlanırken 11. maddenin yapılan görüşmesinde ne şekilde görüşme ve oylama yapılacağı belli olmadan 12. gündemin “ onbirinci gündem maddesinde görüşülüp onaylanan….) şeklinde gündem maddesinin düzenlemesinin kanun ana sözleşme ve objektif iyiniyet ilkelerine aykırı olduğu,
11- Kooperatif yönetim kurulu üyeleri için, kooperatif iş ve işlemlerinden doğan görev süreleri ve sonrasında aleyhlerine açılacak her türlü davalarda avukat tutulması , avukat ücreti ile dosya masrafları, harcırahları , doğabilecek tazminat ve oluşacak bilumum maasrafların kooperatif tarafından karşılanması hususunda alınan 14 nolu kararın kanun , ana sözleşme ve objektif iyi niyet ilkelerine aykırı olması sebebiyle iptal edilmesi gerekeceği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Taraf vekillerinin bilirkişi raporuna itiraz ve beyanları ile bilirkii raporu içeriği nazara alınarak; Davalı vekiline bilirkişi kök raporunda sözü edilen 2015 yılı yönetim kurulu faaliyet raporu ile denetim kurulu faaliyet raporunu sunması için iki hafta kesin süre verilmesine, ve dosyanın önceki bilirkişiye tevdi ile davalı vekilinin kök rapora itirzlarını da irdeleyecek şekilde ek rapor tanzim edilmesinin istenmesine karar verilmiş, 18/01/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda tarafların itiraz ve beyanları tek tek değerlendirilmiş ve kök rapordaki görüşlerinde bir değişiklik olmadığı kanaati bildirilmiştir.

Mahkememizini 11. nolu celsesinde bilirkişi kök ve ek raporlarındaki tespitler ve dosya kapsamı nazara alınarak eldeki davaya konu 18/12/2016 tarihli genel kurul kararlarından bir kısmının Bakırköy …. ATM’nin … E sayılı dava dosyasına konu ve iptaline karar verilen 20/07/2014 tarihli genel kurul kararları ile sıkı bağlantı içinde bulunduğu ve mahkememiz dosyasında verilecek karara etki edeceği anlaşıldığından anılan mahkeme dosyasının bekletici mesele sayılmasına karar verilmiş, mahkemece verilen kararın kesinleşmesi üzerine yargılamaya devam olunmuştur.
Bakırköy …. ATM’nin … Esas sayılı dosyası incelendiğinde özetle; Davacılar vekilinin, davacıların davalı kooperatifin üyesi olduğunu, 20/07/2014 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısındaki çağrının usulüne uygun bulunmadığını, çoğunluk sağlanmadan toplantının yapıldığını, alınan kararların objektif ve değerlenebilir olmadığını, kanun, ana sözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu ileri sürerek, davaya konu genel kurul kararının iptalini talep ve dava ettiği, Mahkemece 17/12/2015 tarihli ve … karar sayılı kararla; davacıların kooperatif üyesi olduğu, yasal süre içinde davanın açıldığı, davalılardan … , … (…) ve …r’in toplantıya katılmadıkları, diğer davacıların toplantıya katıldığı, ancak katılan davacıların muhalefet şerhlerini toplantı tutanağına yazdırmamaları nedeni ile iptal davası açmalarının mümkün olmadığı toplantı nisabının uygun bulunduğu, toplantıda kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapma, kooperatifin maliki olduğu taşınmazda ipotek tesis etme, bağımsız bölüm sayısı belirleyerek bu sayıya göre üye kayıt etme ile ilgili 3,4,6,7 ve 9 no.lu kararların 1163 Sayılı Yasa’nın 42.maddesinde düzenlenen emredici hükme aykırı olması nedeni ile mutlak butlanla sakat olduğu, kura çekimleri konusunda genel kurulca bir karar alınmadan kura yöntemi konusunda yönetim kuruluna yetki verilmesi ile ilgili 8 no.lu kararın da yok hükmünde bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verildiği, ve kararın Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin … Esas … karar sayılı ve 26.02.2020 tarihli kararı ile onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

Bekletici mesele yapılan Bakırköy …. ATM’nin … Esas sayılı dosyasında verilen kararın kesinleşmesi üzerine önceki bilirkişiden ek rapor alınması değerlendirilmişse de; Önceki bilirkişinin sağlık sorunları yaşaması; davalı vekilinin bilirkişi raporlarındaki itirazlarında Kooperatif Hukuku konusunda uzman ve akademik ünvanı en az Doçent seviyesinde olan bir bilirkişi ya da bilirkişi kurulundan yeniden rapor alınmasını talep etmesi nedenleriyle; önceki raporlardaki tespitlerde nazara alınarak yeni bir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş; bilirkişiler Prof. Dr. … ve ….’den alınan bilirkişi raporunda özetle :
-Davacılardan 7, 9, 10,11, 12. sırada yer alanların davalı Kooperafin üyesi olmakla beraber hazirun cetvelinde imzaları tespit edilemediği, dolayısıyla bu davacıların toplantıda hazır bulunmadıkları dikkate alındığında huzurdaki davada aktif dava ehliyetleri bulunmadığı, davacılardan 13 nolu sırada bulunan …’ın ise Hazirunda isminin yer almadığı toplantıya da katılmadığının anlaşıldığı, bu durumda bu davacının da aktif husumet ehliyeti olmadığı, anılan davacılar dışında diğer davalıların aktif dava ehliyetleri mevcut olduğu,
– Davanın dinlenebilirlik şartlarından toplantıda hazır bulunan 1 2 3 4 5 6 ve 8 numarada yer alan davacıların red oyu kulandıkları ancak muhalefetin zapta geçirilmediğinin anlaşıldığı, genel kurul kararlarının iptali bakımından dava şartı olan bu hususa ilişkin olarak davacılar vekili muhalefetlerini zapta geçirtmek istediklerini ancak taleplerinin kabul edilmediğini ileri sürdüğü, buna karşın davalı bu iddianın doğru olmadığını kararlarda red oylarının ayrı yazıldığını belirttiği, bu durumda davacının muhalefet şerhi derc ettirme talebinin davalı şirket tarafından red oyunun karara yazılması haliyle yeterli görüldüğünün kabulü gerektiği, bir başka anlatımla dava şartı olan muhalefetin zapta geçirilmesi hali davacılar bakımından gerçekleştiği, bu durumda red oyu verilen kararlar bakımından bir değerlendirme yapılacağı, davalı şirketin iptali talep edilen 2016 tarihli genel kurulunda oybirliği ile alınan 3.4.5.6.7.8.9.10.13 ve 15 nolu kararların iptali söz konusu olamayacağından bu kararlar bakımından ayrıca bir değerlendirme yapılmayacağı,
-İptale konu olabilecek 2 nolu karar divanın oluşturulmasına ilişkin olup bu kararın kanuna, esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırı bir yanı bulunmadığı,
-İptali talep edilen 11 ve 12 nolu kararlar yönünden yapılan değerlendirmede; Gündem maddelerinden 11. ve 12. maddede belirtilen konular, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/12/2015 tarihli … Esas ve … Karar sayılı kararı’nda mutlak butlanla sakat ve yok hükmünde sayılan kararlara istinaden gerçekleştirilen sözleşmelerin onaylanmasına ilişkin olup, her ne kadar söz konusu kararın butlanı ile sözleşme davalı şirketin iradesinin yokluğu nedeniyle kurulamamış olsa da bu defa genel kurulda bu sözleşme temelinde gerçekleştirilen ve genel kurulun iradesini gerekli nisaplara uyularak ortaya koyan bir sözleşme ortaya çıktığı, ve 12 nolu gündem maddesi ile bu kabul gören sözleşmenin imzalanması konusunda davalın idare ve temsil organına yetki verildiği, bu durumda her ne kadar davalı kooperatifin genel kurula ait bir yetkiyi yönetim kuruluna devretme konusunda aldığı karar batıl olsa da 2016 tarihli genel kurulda sözleşme bu defa kanuna uygun bir biçimde genel kurulda alınan bir karara dayandığından ve bu şözleşmenin davalı şirket adına yönetim kurulunca imzalanmasında kanuna aykırı bir durum söz konusu olmadığından alınan 11 ve 12 nolu kararların kanuna aykırılık dolayısıyla iptali koşulu oluşmadığı, yine davalı kooperatif esas sözleşmesinde alınan kararı iptal edilebilir kılan bir sözleşme hükmü de yer almadığı, kararın dürüstlük kuralına aykırılığı noktasında ise çoğunluğun azlığın haklarını ızrar etme veya ortaklar arasında eşitsizlik yaratma gibi bir niyeti taşıdığı yönünde kanaat hasıl olmadığından söz konusu kararların bu yönüyle de iptal edilemeyeceği,
– İptali talep edilen 14 nolu gündem maddesinde kasıt ve ağır ihmal halini dışarıda bırakılmadan yönetim kurulu üyesinin sorumluluğundan doğabilecek tazminatın ve masrafların davalı kooperatif tarafından üstlenileceğine yönelik kararın BK md. 27 ye aykırılık nedeniyle batıl sayılması gerektiği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davacılar vekili’nin 18.10.2021 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunduğu ve ek rapor alınmasın talep ettiği görülmüş ve alınan Bilirkişi Ek Raporunu Özetle ; kök raporlarında davacılardan 7, 9, 10,11, 12. sırada yer alanlar davalı Kooperatifin üyesi olmakla beraber hazirun cetvelinde imzaları tespit edilemediği, dolayısıyla bu davacıların toplantıda hazır bulunmadıkları dikkate alındığında huzurdaki davada aktif dava ehliyetleri bulunmadığı görüşünü bildirmişlerse de; Yerleşmiş Yargıtay uygulaması, emsal Y….. HD’nin 02.05.2017 T. ve …E., … K. sayılı ilamı ve TTK m.446/1-b gereği “usulsüz çağrı genel kurul kararlarının iptali için tek başına yeterli olmayıp, usulsüz çağrılan ortağa, genel kurulda alınan kararlara red oyu kullanıp, muhalefet şerhini tutanağa geçirtme koşulları aranmaksızın iptal davası açma hakkını sağlar. Ancak çağrı usulsüz olsa bile genel kurul kararlarının iptali davasının 1163 sayılı Yasa’nın 53. maddesi bir ay içinde açılması gerekmekte olup, davacının genel kurulda bulunmamaları sürenin başlamasına engel değildir.” şeklinde olduğundan mezkur davacıların da iptal davası açma haklarının bulunduğunu, 18/10/2021 tarihli Kök Rapor’undaki “davacılardan 7, 9, 10, 11 ve 12 numarada yer alanların toplantıya katılmadıkları ndan 13 numarada yer alan davacının ise hazirun cetvelinde adı yer almadığından aktif dava ehliyeti bulunmadığı” şeklindeki görüşümüzün değiştiği; ancak diğer hususlarda 18/10/2021 tarihli Kök Raporda değişiklik gerektirecek bir husus bulunmadığı görüş ve kanaatini bildirir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirilmiştir. Mahkememizce uyuşmazlık konusunda ilk bilirkişi raporu ve ek rapor alınmış, daha sonra Bakırköy …. ATM’nin … Esas sayılı dosyası bekletici mesele yapılmış, söz konusu dosyada verilen kararın kesinleşmesi üzerine, önceki bilirkişinin sağlık sorunları ve tarafların talepleri değerlendirilerek yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Esasen her iki bilirkişi raporunda da bazı konularda aynı ve benzer tespitler olmakla birlikte özellikle dava konusu genel kurulun 11. ve 12. gündem maddelerine ilişkin farklı değerlendirmeler bulunmaktadır. Mahkememizce bu farlılık yönünden aşağıda açıklanacağı üzere ikinci heyet raporundaki değerlendirmelere itibar edilerek karar verilmiştir.
Davaya konu genel kurul kararlarının iptali talep edilmiş olmakla birlikte, kararın öncelikle mutlak butlanla batıl veya yoklukla malul olup olmadığının da tespit edilmesi gerekecektir. Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesine göre İptali kabil kararlar yönünden 1 aylık hak düşürücü süre ile toplantıya katılıp, karara muhalif kalma şartının varlığı aranması gerekirken, mutlak butlanla batıl olan kararlar yönünden ise alınan kararlar baştan beri hükümsüz olacağından hak düşürücü süre ile toplantıya katılıp, katılmadığı ve muhalefet şartlarının oluşup oluşmadığına bakılmayacaktır. 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, geçersiz olması hali, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrılmama, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiaları dışında, yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için, toplantıya katılan üyenin red oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın bu iddiaların tümü bakımından toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir. Davacıların, 18.12.2016 tarihinde yapılan genel kurul kararların iptali davasını 17.01.2017 tarihinde açmış olduğu dikkate alındığında, iptal edilebilir nitelikteki kararlar yönünden 1163 sayılı kanunun 53 ve ana sözleşmenin 38 . maddesinde belirtilen 1 aylık hak düşürücü süre içinde açılmış bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacılar dava konusu kooperatif genel kuruluna çağrının usulsüz olduğunu ileri sürmüş, Kooperatifler kanunu 53. maddeye göre; usulsüz çağrı durumunda, kooperatif ortağının genel kurulda alınan kararlara muhalif kalıp keyfiyeti tutanağa geçirtme koşulu aranmaksızın kooperatif genel kurul kararının iptali davası açabilecekken, usulsüz çağrının kooperatif genel kurul kararının iptali için başlı başına bir neden değildir. İlk bilirkişi raporuna göre, davacılar her ne kadar bir kısım ortaklara toplantı çağrısının usule uygun olarak yapılmadığını ve çağrının toplantıdan en az 30 gün önce üyelere tebligat yapılarak bildirilmediği iddia edilmiş ise de; davaya konu 18.12.2016 tarihinde yapılan 2015 hesap yılı genel kurul tutanağı ve hazirun cetvelinden de tespit edildiği üzere davalı kooperatife kayıtlı toplam 56 ortağın bulunduğu, 08.11.2016 tarih 176 sayılı yönetim kurulu kararı ile genel kurulun yapılmasına yönelik kararın alındığı, genel kurul Toplantı çağrı Posta listesine göre toplantıya davet mektuplarının 30 gün önceden davacılarda dahil olmak üzere toplam 56 ortağa iadeli taahhütlü mektupla gönderilmiş olduğu, ibraz edilen belgelerden tespit edilmiştir. Ancak dosya kapsamında Genel Kurul Toplantısının tarihi yeri ve gündemi en az 15 gün önce ilgili bakanlık il müdürlüğü’ne bildirilerek temsilci talebinde bulunulduğu ve ücretinin yatırıldığı davalı kooperatif tarafından ispat edilmediği görüşü bildirilmiş, ikinci bilirkişi raporunda ise Davalı’nın 07.02.2018 tarihli sunduğu dilekçe ekindeki kooperatif üyelerine iadeli taahütlü toplantı günü tebliğine ilişkin çağrı posta gönderi listesi sunmuşsa da, -…gov.tr- adresinden yapılan sorgulamadı barkod hatalı uyarısı alındığı ve dosya kapsamında tebligatın gönderildiğine ilişkin bir evrak ve posta alındı belgesi bulunmadığı, davalı’nın sunduğu 2015 yılı olağan genel kurul toplantısına ait Hazirun Cetveli incelenmiş sunulan vekaletnamelerde kooperatifte temsil yetkisinin olmadığı, yetki verilen kişilerden eş ve kooperatif ortağı olmayan kişilerin olduğunun tespit edildiği görüşü bildirilmiş, bu nedenle her iki bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere usulüne uygun olarak çağrı yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum toplantıya katılmayan ortakların iptal davası açabilmeleri açısından önemlidir. Buna göre; usulsüz çağrı genel kurul kararlarının iptali için tek başına yeterli olmayıp, usulsüz çağrılan ortağa, genel kurulda alınan kararlara red oyu kullanıp, muhalefet şerhini tutanağa geçirtme koşulları aranmaksızın iptal davası açma hakkını sağlayacağından davacılardan toplantıya katılmayan 7, 9, 10, 11 ve 12 numarada yer alanlar ile, ise hazirun cetvelinde adı yer almayan 13 numarada yer alan davacının da aktif dava ehliyetinin bulunduğu kabul edilmiştir.
İkinci heyet raporunda belirtildiği üzere; davalı şirketin iptali talep edilen 2016 tarihli genel kurulunda oybirliği ile alınan 3.4.5.6.7.8.9.10.13 ve 15 nolu kararlarında red oyu ve muhalefet bulunmadığından iptali söz konusu olamayacağı, iptale konu olabilecek 2 nolu karar ise divanın oluşturulmasına ilişkin olup bu kararın kanuna, esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırı bir yanı bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu genel kurulun 11. ve 12. gündem maddelerine ilişkin yapılan değerlendirmede; Kooperatifler kanununun 42. maddesi ve davalı kooperatifin ana sözleşmesinin 23. Maddesi incelendiğinde; kooperatifin adına kayıtlı olan arazi üstünde yapılı bulunan blokların yıkılması ve yerine yenilerinin yapılmasına , inşaatın yaptırılma yöntem ve şeklini belirleme, kooperatife kaydedilecek ortak ve konut sayının belirlenmesi, gayrimenkulün aynına yönelik alım satım ve buna benzer kooperatifi borç altına sokacak her türlü işlem konusunda karar alma yetkisi sadece genel kurula ait olup , genel kurula kanun ve ana sözleşmeyle tanınan bu yetkiler yönetim kuruluna devredilemeyeceğinden yetki devrine ilişkin alınacak genel kurul kararlarının emredici hükümlere aykırılık teşkil edecektir. Davaya konu 18.12.2016 tarihinde yapılan genel kurulun 11 nolu genel kararıyla, 2015 yılında Müteahhit …. mimarlık Gayrimenkul Danışmanlık Hiz. İnş.San ve Tic.Ltd.Şti ile davalı kooperatif yönetim kurulu arasında Bakırköy …. Noterliğinin 08.04.2015 tarih …. yevmiye no ile tanzim edilen Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa karşılığı inşaat sözleşmesine ilişkin olarak alınan kararın genel kurulun devredilemez yetkisinin devri teşkil edip etmediği uyuşmazlık konusudur.
Gündem maddesi incelendiğinde;
11.Gündem: Sözleşme metni genel kurul tutanağına ilk hali ile ek yapıldı. Ancak sözleşme maddelerinin tek tek görüşülmesi neticesinde orijinal metin üzerinden aşağıdaki değişikliklerin yapılmasına karar verildi. Genel kurul kararı gereği Asset inşaat firması ile Bakırköy …. Noterliğinde düzenlenip imzalanan … yevmiye numaralı inşaat sözleşmesinin, dilenen ve istenen şekilde değiştirmek amacı İle madde madde görüşmeye açılması sözleşme maddelerinin müzakere edilerek, uygun görülen maddelerin aynen bırakılıp uygun görülmeyen maddelerin ise değişik kapsam, sınır ve koşulları kararlaştırmak üzere oylanması , mevcut sözleşmedeki sözleşme maddelerinin mMmüzakere sonucu oylamada kararlaştırıldığı şekliyle mevcut imzalı sözleşmeye genel kurulca onay verilmesi maddesine geçildi. Sözleşme madde madde okundu. Ve ekrana yansıtıldı. Sözleşmenin 1,2,3,4,5,6,7,8,9,10 maddeleri 30 kabul 6 red oyuna karşılık oy çokluğu ile aynen kabul edildiği, 10/1 maddesi 1. Ve 2. Cümle aynen korunarak 3. Cümlesi “müteahhite düşen dairelerin mülkiyeti” aşağıdaki 10/2 maddesinde yer aldığı şekilde inşaatın aşamalarına göre devredilecektir. Şeklinde gelen önerge oylatılarak 30 kabul 6 red oyuna karşılık oy çokluğu ile bu şekilde değiştirilmesine karar verildiği, Sözleşmenin 10/2 maddesi ortaklardan gelen iş bu sözleşmenin 10/1 maddesinde müteahhite düşen dairelerin mülkiyeti aşağıdaki oranlarda devredilecektir.
a) 3 daire üzerindeki mülkiyet inşaatın temeli atılıp su basmanı bitilmesi akabinde 5 iş günü
içinde
b) 6 daire üzerindeki mülkiyet tüm inşaatın kaba inşaatının bitirilmesi akabinde 5 iş günü
içerisinde,
c) 7 daire üzerindeki mMmülkiyet tüm kaba inşaatın bitirilmesinden sonraki mekanik ve pencere doğramalarının tamamlanması akabinde 5 iş günü içinde
d) 8 daire üzerindeki mülkiyet bağımsız bölümlerin taşınmaz sahiplerine anahtar teslimi akabinde en geç 5 iş günü içinde devredilecektir. Devir ile ilgili tapu harç ve masraflar olması halinde müteahhit tarafından ödenir. Müteahhit devredilecek daireleri seçme hakkına sahiptir. Arsa sahipleri işin aşamasına göre devredilecek daire sayısını bir adet artırmak ve azaltmak hakkına sahiptir. Şekliyle değiştirilmek üzere oylandı. 30 kabul 6 red oyuna karşılık oy çokluğu ile kabul edildi,
12.Gündem On birinci gündem maddesinde görüşülüp onaylanan aynen bırakılan ve değişikliğe karar alınan sözleşme maddelerinin kararda yer alan sınır ve koşullarda yeni bir sözleşme olarak yeniden imzalanması yada sadece değişikliğine karar alınan maddelerinin ek sözleşme olarak onaylanması ve imzalanması İçin yönetim kuruluna imza yetkisi verilmesinin müzakere edilip karara bağlanması maddesi görüşüldü. 30 kabul 6 red oyuna karşılık oy çokluğu ile kabul edildi,
şeklinde olduğu görülmektedir.
Görüldüğü üzere, daha önce genel kurulun devredilemez yetkisi kapsamında kaldığı gerekçesiyle yönetim kurulunca imzalanan sözleşme, genel kurul kararının batıl olduğuna mahkemece karar verilmiş olması nedeniyle batıl sayılmakta ise de; söz konusu sözleşme genel kurulda madda madde okunarak ve ekrana yansıtılarak, tek tek oylamaya sunulduğu bazı maddeleri değiştirilerek bazı maddeleri aynı bırakılarak kabul edildiği, 12. Gündem maddesi ile de kabul edilen ve değiştirilen bu maddelere göre belirlenen sınırlara uyularak yeni bir sözleşme imzalanması konusunda yönetim kuruluna yetki verildiği, bu durumda artık yönetim kuruluna verilen yetki genel kurulda alınan bir karara dayandığından ve bu şözleşmenin davalı kooperatif adına yönetim kurulunca imzalanmasında kanuna aykırı bir durum söz konusu olmadığından alınan 11 ve 12 nolu kararların kanuna aykırılık dolayısıyla iptali koşulu oluşmadığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu genel kurulun 14 nolu gündem maddesinde alınan karar yönünden her iki bilirkişi raporunda da iptal edilmesi gerektiği kanaati bildirilmiş olup, bu karar davalı kooperatif yönetim kurulu üyeleri aleyhine açılacak sorumluluk davalarında her türlü tazminatın şirket tarafından karşılanmasına ilişkindir. Bu hususta her ne kadar esas sözleşmeye koyulacak bir hükümle veya genel kurul kararıyla yöneticilerin sorumluluğunun şirket tarafından üstlenilmesi mümkünse de; Sorumsuzluk (Indemnification/Schadloshaltung) olarak adlandırılan bu sistemde şirket ile YK üyesi arasında sözleşme yapılırken veya genel kurulda bu yönde karar alınırken dikkat edilmesi gereken husus sözleşmenin veya kararın kasten ve ağır ihmaller dışında hafif ihmali karşılayacak şekilde düzenlenmesi aksi halde BK md. 27 gereği ahlaka adaba aykırılık dolayısıyla batıl sayılabileceğidir. (Akdağ Güney, Necla, Anonim Şirket Yönetim Kurulu, İstanbul 2. Bası, 2016, s. 245 ). Ancak huzurdaki uyuşmazlıkta olduğu gibi kasıt ve ağır ihmal halini dışarıda bırakmadan yönetim kurulu üyesinin sorumluluğundan doğabilecek tazminatın ve masrafların davalı kooperatif tarafından üstlenileceğine yönelik kararın BK md. 27 ye aykırılık nedeniyle batıl olduğu kabul edilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle dava konusu genel kurulun 14. gündem maddesinde alınan kararın mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: ;
1-Davanın kısmen kabulü ile, davalı kooperatifin 19.12.2016 tarihli genel kurulunda 14 nolu gündem maddesinde alınan kasıt ve ağır ihmal halini dışarıda bırakılmadan yönetim kurulu üyesinin sorumluluğundan doğabilecek tazminatın ve masrafların davalı kooperatif tarafından üstlenileceğine yönelik kararın mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gereken 80,70-TL karar harcından daha önce peşin yatırılan 31,40-TL harcın mahsubu ile 49,30- TL bakiyenin davalıdan tahsiline,
3-Davacı kendisini vekili ile temsil ettirdiğinden, yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekili ile temsil ettirdiğinden, yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 4.352,75-TL yargılama giderinin taktiren 2.000,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.20/04/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır