Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/491 E. 2018/1005 K. 25.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/491 Esas
KARAR NO : 2018/1005

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/05/2017
KARAR TARİHİ : 25/10/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/11/2018
Davacı vekili tarafından açılan Alacak davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalı bankadan 10/05/2011 tarihinde 155.000 TL bedelli kredi kullandığını, Rekabet Kurumu’ nun 08/03/2013 tarih 211-4-91 ve 2013-198-100 sayılı kararları uyarınca Türkiye de faaliyet gösteren 12 bankanın kendi aralarında mevduat, kredi kartı ve kredi hizmetleri konusunda anlaşarak uyumlu eylem içerisinde bulunmak sureti ile 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun un 4.maddesini ihlal ettiklerinin belirlendiğini, bu tespit sonucu verilen para cezası kararı Danıştay tarafından da onandığını, söz konusu 12 bankanın içinde davalı bankanın da bulunduğunu, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 57.maddesinde ” Her kim bu kanuna aykırı olan eylem, karar, sözleşme veya anlaşma ilerekabeti engeller, bozar ya da kısıtlarsa yahut belirli bir mal veya hizmet piyasasındaki hakim durumunu kötüye kullanırsa, bundan zarar görenlerin her türlü zararını tazmine mecburdur ” ifadesi yer aldığını, yine aynı kanunun 58.maddesinde ise ” Rekabetin engellenmesi, bozulması veya kısıtlanması sonucu bundan zarar görenler, ödedikleri bedelle, rekabet sınırlanmasaydı ödemekte olacakları bedel arasındaki farkı zarar olarak talep edebilir. Rekabetin sınırlanmasından etkilenen rakip teşebbüsler, bütün zararlarının tazminini rekabeti sınırlayan teşebbüs ya da teşebbüslerden talep edebilir. Zararın belirlenmesinde, zarar gören teşebbüslerin elde etmeyi umdukları bütün karlar, geçmiş yıllara ait bilançolar da dikkate alınarak hesaplanır. Ortaya çıkan zarar, tarafların anlaşması ya da kararı veya ağır ihmalinin olduğu hallerden kaynaklanmaktaysa, hakim, zarar görenlerin talebi üzerine, uğranılan maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği veya elde etmesi muhtemel olan karların üç katı oranında tazminata hükmedebilir.” denilmekte olduğunu, söz konusu madde uyarınca kartel faizi sebebiyle meydana gelen zararın 3 katının taraflarına ödenmesini, uğranılan zararın ne kadar olduğu belirlenebilir nitelikte olmadığından iş bu belirsiz alacak davasını açma zorunluğunun doğduğunu, davalı bankanın 21 Ağustos 2007 ve 22 Eylül 2011 arasında kartel faizi uygulamak suretiyle taraflarına vermiş olduğu zararın 3 katının fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, söz konusu zarar belirsiz nitelikte olduğundan şimdilik 100,00 TL sinin taraflarına ödetilmesine ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı taraf üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; Davacı, 15.01.2010 tarihinde imzaladığı GENEL KREDİ SÖZLEŞMESİ’ne istinaden bankalarından 10.05.2011 tarihinde aylık %1,10 faiz oranı üzerinden 155.000,00.-TL tutarlı Ticari Kredi kullandığını, işbu krediye, uygun faiz oranları üzerinden kredi kullandırılmasına rağmen (tabela faiz oranı %2’dir.) Davacı, Rekabet Kurumu’nun 08.03.2013 tarih, 13-13/198- 100 sayılı kararı gerekçe göstererek işbu dava ile müvekkil bankanın da dahil olduğu 12 adet bankanın rekabeti ihlal etmesi nedeniyle fazladan faiz ödemek zorunda kaldığını, bu şekilde zarara uğradığını, uğradığı zararın 3 katı tutarında tazminattan müvekkil bankanın sorumlu olduğunu iddia ederek, bu tazminatın kendisine ödenmesine karar verilmesini, davacının tüm taleplerinin haksız ve hukuki dayanakta yoksun olup reddi gerektiğini, söz konusu Rekabet Kurumu kararında krediler (Ticari/lşletme/lhtiyaç, konut) ve kredi kartları faiz oranları ile ilgili olarak bankalarına isnat edilen bir ihlal iddiası bulunmadığını, davaya mesnet adledilen Rekabet Kurumu kararı hakkında tarafımızca Ankara …. İdare Mahkemesi’nin …. E. Sayısına kayden ikame edilen iptal davası halen Danıştay karar düzeltme aşamasında olup kesinleşmediğini, bu nedenle söz konusu iptal davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğini, öncelikle davanın husumet ve görev itirazları doğrultusunda reddine, itirazları kabul edilmediği takdirde davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, usule ilişkin itirazları kabul edilmemesi halinde Rekabet Kurulu kararına karşı İdari Yargı’ da açılan iptal davasının bekletici mesele yapılmasına ve nihayetinde davanın esasa ilişkin savunmaları doğrultusunda reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama sonucu dosya Mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle alacak davası olup, dosyada deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişinin 18/09/2018 havale tarihli raporunda; ………..Davacının davalı banka şubesinden 10.05.2011 tarihinde 36 ay vadeli aylık %1,05 (yıllık % 12,60) faizli 155.000,00.-TL tutarında taksitli ticari kredi kullandığı,
Davaya konu uyuşmazlığın; kullandırılan ticari krediden dolayı ve bankalar arasındaki rekabet kurallarına aykırılık nedeni ile uğradığını iddia ettiği zararların tespiti ile tespit edilen zararın 3 katı oranında bedelin tahsiline karar verilmesi talebinden kaynaklandığı,
Rekabet Kurumunun 13-13/198-100 sayılı ve 08.03.2013 tarihli kararı ile; Bankacılık sektöründe faaliyet gösteren 12 teşebbüsün; mevduat, kredi kartı ve kredi hizmetleri alanında 4054 sayılı kanunun 4. Maddesini ihlal eden bir uzlaşma gerçekleştirdikleri ve bu nedenle kanunun 16. Maddesi ve rekabeti sınırlayıcı anlaşma, uyumlu eylem ve kararlar ile hakim durumun kötüye kullanılması halinde verilecek para cezalarına ilişkin yönetmelik uyarınca idari para cezası ile cezalandırılmalarına karar verildiği,
Rekabet Kurumu kararında soruşturmaya konu dönem 21.08.2007-22.09.2011 dönemini kapsamakta olup davacının 10.05.2011 tarihinde 155.000,-TL tutarında krediyi 36 ay vadeli aylık %1,05 (yıllık %12,60) faiz oranı ile kullandığı tespit edilmiştir.
Davacının kullandığı taksitli ticari kredinin aylık faiz oranının; 2011 yılında bankalarca TCMB’ye ticari kredilere (TL) uygulanacağı bildirilen azami faiz oranları ve Kamu bankalarınca ticari kredilere (TL) uygulanacağı bildirilen azami faiz oranları ile kıyaslandığında davacıyı zarara uğratacak bir kredi kullandırırın yapılamadığı kanaatine varıldığı, açıklanmış, bilirkişi heyet raporu denetime ve hükme elverişli bulunduğundan hükme esas alınmış, bilirkişi heyet raporunda açıklandığı üzere, davacının kullandığı taksitli ticari kredinin aylık faiz oranının, 2011yılında bankalarca TCMB ye ticari kredilere uygulanacağı bildirilen azami faiz oranları ve Kamu bankalarınca ticari kredilere uygulanacağı bildirilen azami fait oranları ile kıyaslandığında davacıyı zarara uğratacak bir kredi kullandırımı yapılmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu alacak davasının reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu alacak davasının REDDİNE,
2-Davacının yapmış olduğu masrafların üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı lehine takdir edilen 100,00.-TL.vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Alınması gereken 35,90.-TL karar harcından peşin alınan 31,40.-TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50.-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Davacı vekili Av. …., Davalı vekili Av. …. yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olarak karar verildi. 25/10/2018

Katip ….

Hakim ….