Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/372 E. 2018/120 K. 05.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/372 Esas
KARAR NO : 2018/120

DAVA : Alacak (Acentalık Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/04/2017
KARAR TARİHİ : 05/02/2018
GEREKÇELİ KARAR YAZIM
TARİHİ : 28/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentalık Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında düzenlenen 02/04/2007 başlangıç tarihli acentelik sözleşmesi ile karayoluyla eşya taşımacılığından kaynaklı 20/05/2009 tarih … sıra nolu 5.667,54 TL bedelli fatura, 20/05/2009 tarih … sıra nolu 514,48 TL bedelli fatura, 20/05/2009 tarih … sıra nolu 178,70 TL bedelli fatura ve 20/05/2009 tarih … ve … sıra nolu 10.884,32 TL bedelli olmak üzere faturalarda gösterilen toplam 17.244,41 TL’nin 18/05/2009 tarihinden işleyecek değişen oranlarda reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Davalı cevap dilekçesinde özetle; Fesih işlemleri ardından cari hesaplar incelendiğinde …’un müvekkil şirkete karşı borçlu duruma düştüğünü, müvekkilinin alacağını tahsil amacıyla icra takibi başlattığını, borçlu takibin iptali istemiyle dava açmış ise de mahkeme davanın reddine karar vererek müvekkilinin haklılığını ortaya koyduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiği, zamanaşımı itirazının kabulü ile davanın zamanaşımı yönünden reddine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller ve Yargılamanın Özeti;
Dava Fatura ve acentelik ticari ilişkiden kaynaklı davalı aleyhine başlatılan icra takibine konu alacağın ödenmemesi sebebiyle alacağın tahisli taleine ilişkindir.
Takibe konu İcra dosyası, Vergi dairesi BA formu kayıtları, cari hesap eksteri Faturalar ve Ticari defter kayıtları dosya arasına alınmış ve iddia savunma kapsamında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda HMK 222. Maddesi uyarınca defter incelemesi yapılmıştr.
Davacının hakkındaki soruşturma sebebiyle kayyum olarak TMSF’nin atanması sebebiyle yeni yönetim kurulundan yetki belgesi sunularak davaya devam edildiği görülmüştür.
Davacı ( alacaklı ) tarafından davalı ( borçlu) aleyhine Başlatılan İcra Takibi: Davacı şirket, davalı şirket hakkında 17244,41 TL asıl alacağın ve işlemiş faiz olmak üzere takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar asıl alacağa işleyecek yıllık % 15 avans faizi ve değişen oranlardaki faizi ile, icra giderleri, avukatlık ücreti ile birlikte BK 100. Maddesi uyarınca yapılacak kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve masraflara mahsubuyla tahsili talebiyle hesap alacağından kaynaklanan alacağı için haciz yolu ile takibe geçtiği görülmüştür.
Davacı vekilinin yasal bir yıllık süre içinde davalının itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açmadığı genel mahkemelerde alacağın tahsiline yönelik iş bu eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır., uyuşmazlığın davalının davacıya takibe konu alacaktan dolayı borcunun olup olmadığı hususunda olup, dosyada deliller toplandıktan sonra dosyada HMK 266.madde uyarınca çözümü teknik bilgiyi gerektirmesi sebebiyle mali müşavir bilirkişi ile defterler üzerinde inceleme yaptırılmış buna göre,
10.01.2018 tarihli bilirkişi raporu ile tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmiş ve; ·Davacı şirket ile davalı şirketin 2014 yılı ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda ile davacının davalıdan 20.05.2009 tarihi itibarı ile 17.244,41 TL. Alacaklı olduğu tespit edilmiştir.Davalı şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen ticari defter ve kayıtları ile de kanıtlandığı üzere davacı ile imzaladığı Acentelik sözleşmesini tek taraflı olarak fesheden davalı şirket 2009 yılı Mayıs ayına ait hakediş bedeli karşılığı olan dava konusu fatura bedelleri 20.05.2009 t. ve … sıra no’lu 5.667,54 TL. , … sırA NO’LU 514,48 tl. , … sıra no’lu 178,07 TL. Bedelli … sıra no’lu 10.884,32 TL. Bedelli olmak üzere toplam 17.244,41 TL davacının alacaklı olduğu yönünde rapor düzenlemiştir.
Ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil teşkil etmesi, tacirin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerin kendisi lehine kanıt teşkil etmesi, her iki tarafın da defter tutma yükümlüsü olmasına , uyuşmazlığın her iki tarafında defterlerine kaydetmesi gereken ticari bir işle ilgili olmasına , tutulması gereken tüm defterlerin tutulmuş olmasına, defterlerin usulüne uygun tutulmasına ve onaya tabii defterlerin onaylatılmış olmasına, defterlerdeki kayıtların birbirini teyit etmesine, defterlere dayanarak ispat edilmek istenen iddianın da karşı taraf delillerince çürütülememiş olmasına, defterlerine dayanan tarafın yemin etmiş olmasına bağlıdır.(BAHTİYAR, M., Ticari Defterlerin Hukuki Önemi ve Sahibi Lehine Mahkemede Delil Olma Şartları, Makaleler II, s. 71 vd; ARKAN, s. 330 vd.).
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre uyuşmazlık davacının takibe konu fatura içeriğinden dolayı Acanetelik sözlşemesi kapsamında alacaklı olup olmadığı yönündedir.
Davacı tarafça sunulan fatura yanında ticari defterler de ayrıca ispat vasıtalarından birisidir.
Fatura ticari ilişkilerde ispat vasıtalarından birisidir. Bir faturanın borç doğurabilmesi için öncelikle faturanın karşı tarafa tebliğ ve teslim edilmesinin ispatı gereklidir.
Davalı taraf icra dosyasına borcunun bulunmadığı itiraz beyanında bulunmasına karşın, davacı taraf inceleme gününde ticari defterlerini ibraz edip, davaya konu olan faturaların davacı ticari defterlerinde ve davalı ticari defterlerin de kayıtlı olduğu görülmüş olup söz konusu faturanın bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi usulüne uygun tutulan taraf defterlerinin lehlerine delil vasfına haiz oldukları anlaşılmakla dava konusu edilen faturaların hiçbir ihtirazi kayıtta bulunmada daha sonra bunu kendi defterine kaydetmesi dosyaya sunulan fatura belgeleriyle de acentelik sözlşemesi nedeniyle elde eilen demirbaş ve sarf mazlemeleri içerkili dava konusu edilen faturalar ile davaya konu demirbaş bedelleirnin dava lı atarfından da kabul ediliği ve bu demirbaşların davalıya teslim edildiği anlaşılmıştır. Davalı taraf bu faturaları itirazsız şekilde kabul ettiğinden faturanın kim tarafından teslim aldığının gelen defter kayıtlarına göre önemi kalmamıştır. Taraflar arasında yazılı acantelik ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve dava konusu alacağın dayanağı olan faturalar ile muhteviyatındaki demirbaş ve sarf malzemeleirnin davalı şirkete teslim edildiği anlaşıldığından asıl alacak yönünden talebin kabulü ile takibin aynen devamı yönünden karar vermek gerekmiştir. karar vermek gerekmiştir. Faiz başlangıcı yönündne ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 117 ve 234/1 maddesinden bahisle davada söz konusu edilen faizin temerrüt faizi olduğu bu nedenle muaccel olma durumundan hareketle ihtar gönderilmesine gerek olduğu anlaşıldığından Taraflar arasında temerrüt ile ilgili herhangi bir sözleşme veya davacı tarafından davalıya gönderilmiş herhangi bir borç ihtarnamesi bulunmadığından temerrüdün dava tarihi itibarıyla oluştuğu anlaşılmış olup aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-17.244,41 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek şekilde değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 1177,96 TL nispi karar harcından peşin alınan 294,50 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 883,46 TL nispi ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,

4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 2,180 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 29,20 başvurma harcı 4,60 TL vekalet harcı ve 294,50 TL peşin harç olmak üzere 328,00 TL toplam harç nedeniyle yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6100 sayılı HMK’nın 326/2 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 730,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine
8-Gider Avansından kalan miktarın 6100 SY nın 333 md göre karar kesinleşince davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/02/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır