Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/366 E. 2021/911 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/366 Esas
KARAR NO : 2021/911

DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2017
KARAR TARİHİ : 12/10/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :10/11/2021

Davacı vekili tarafından açılan Tazminat davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı firmanın dava konusu araç üzerinde yapmış olduğu eksik onarı sebebiyle davacı firmanın aracını tamir maksadıyla … Oto Servis Hiz .San ve TİC.LTD.ŞTİ götürdüğünü ve 26.02.2017 tarihli fatura ile 24.376,84.- TL ödediğini, daha sonra … Oto servis ve TİC.A.Ş tarafından yapılan onarım için davacı firmanın 6.477,65.TL ödeme yaptığını, davalı şirkete ait serviste yapılan onarım işlemlerinin hiç birinin tam olarak yapılmadığını, davacı tarafın Edirne … Noterliği ‘nin 10.08.2015 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtamamesi ile yasal süresinde ihbar edildiğini, davalı tarafın basma kalıp cevap verdiğini, davalı firma tarafından onarıldığı iddia edilen tüm parçaların tam ve eksiksiz onarılmadığının tespit edildiğini ve Edime .. Sulh. Hukuk Mahkemesi nin … D.iş dosyası ile tespit yaptırıldığını, davalı şirketin yapmış olduğu onarımları tam ve eksiksiz olarak yapmadığını ve davacı firmayı 46.309,00.-TL zarara uğrattığını, diğer tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, haklı davalarının kabulüne, davacı tarafından davalı tarafa ödenen 26.969,63.-TL nin ihtarname tebliği tarihi olan 18.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek bankaların mevduata uyguladığı en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya iadesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddia ve talepleri 09.12.2014 ve 07.08.2015 fatura tarihli servis hizmetlerine ve bu tarihli fatura bedellerinin davalı taraftan tahsiline ilişkin olduğunu, dava tarihinin ise 19.04.2017 olduğunu, davacının, eser sözleşmesinin varlığı gerekçesine istinaden BK m 475 teki seçimlik haklara atfen dava ikame ettiğini beyan ettiğini, BK m 478 hükmü amir olup davacının eser sözleşmesi iddiası kapsamında ikame ettiği 09.11.2014 tarihli fatura bedelinin tahsiline ilişkin davasının zamanaşımına uğramış olup davanın esasına girilmeksizin davanın bu sebeple zamanaşımı sebebiyle reddi usul ve yasa gereği olduğunu, davalıya tebliğ edilen raporun tarihi 14.03.2016 olduğunu, 09.12.2014 ve 07.08.201 tarihli fatura konusu işlemeler için 14.03.2016 tarihinde alınmış bir raporun geçerliliğinin hukuken düşünülemeyeceğini, 09.12.2014 tarihinden 15 ay sonra ve 07.08.2015 tarihinden 7 ay sonra alınmış raporla davalıya kusur isnadı hukuki himayeden yoksun olduğunu, iki fatura tarihi arasında dahi 8 ay süre olduğunu, dolayısıyla bu süreler nazara alındığında ve bu sürelerde aracın kullanılmış olması da göz önünde tutulduğunda 19.04.2017 tarihinde de dava açılmış olması karşısında gerek hak düşürücü süreler gerekse zamanaşımı süreleri bakımından gerekse BK hükümleri uyarınca huzurdaki davanın hukuken dinlenebilir olmadığı da davalının atfı kabil kusuru olamayacağı izahtan vareste olduğunu, usule ve esasa ait itirazları da nazara alınarak davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin yapmış olduğu eksik ve ayıplı ifa sebebiyle davacının ödemiş olduğu bedelin iadesi istemine ilişkin olup, taraflar arasında ki sözleşmesinin eser sözleşmesi olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı tarafından davacının aracında yapılan her iki tamir işleminin ayıplı olup olmadığı, davalının davacıdan tahsil etmiş olduğu, her iki fatura bedelinin davacıya iadesinin gerekip gerekmediği, 09/12/2014 tarihli faturadan dolayı zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı hususlarındadır.
Edirne … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyası Uyap üzerinden, … Oto Servis Hizm San ve Tic Ltd Şti nden dava konusu araca yapılan iş ve işlemlerle ilgili fatura suretleri ve özellikle araca yapılan bakım, onarım, değişim ve tadilat ile ilgili tüm bilgi ve belgeleri celp edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında çözümü teknik bilgiyi gerektirmesi sebebiyle araç üzerinde makine mühendisi bilirkişi ile inceleme yaptırılmasına karar verilmiş, 13/03/2018 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; … plaka numaralı taşıtın onarım sonrası arızası ile onarım arasında illiyet bağı bulunduğu, arızanın ortaya çıkmasında …. Otomotiv Hizm. ith.İhrc.San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin servis hizmet kusurunun mevcut olduğu, davalı şirketin 09.12.2014 tarih ve … seri numaralı, 07.08.2015 tarih ve … sıra numaralı faturalar ile olarak ortaya çıkan KDV dahil 26.639,63-TL. onarım bedelinden sorumlu olduğu, kanaati bildirilmiş, davalı vekilinin rapora karşı itirazı üzerine yeni bir makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, 15/10/2018 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın hatalı onarımdan dolayı değişen parçalardan dolayı kusursuz olduğu kanaatine varıldığı, davalı taraf hatalı yapılan onarımdan dolayı %100 kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, davacı tarafın dava konusu yapabileceği tazminat miktarı 6.131,14.-TL X % 100 – 6.131,14TL olduğu kanaatine varıldığı, kanaati bildirilmiş, dosyada alınan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunması sebebiyle çelişkinin giderilmesi için 3 lü makine mühendisi bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, 14/06/2019 havale tarihli alınan bilirkişi heyeti raporunda; davaya konu araçta 09/12/2014 tarihinde 184049 km’de iken 23.614,35 TL bedel karşılığında gerçekleştirilen motor revizyonunun olması gereken nitelikte yapılmamış olduğu ve bununla birlikte turboşarj elemanının yağ eksiltme sorununa sebebiyet verdiğinin tespit edilemediği dolayısıyla bu tarihte alınmış hizmetin ayıplı olarak kabul edilmesi gerektiği, 27/07/2015 tarihinde davaya konu araç 197807 km’de iken 3.927,53 TL bedel karşılığında gerçekleştirilen emme manifoldu değişiminin kök arızayı gideremeyecek nitelikte illiyet bağı olmayan bir işlem olduğu ve bu nedenle yapılan bu onarımın da ayıplı hizmet olarak kabul edilmesi ve sorumluluğunun davalı serviste olması gerektiği, kanaati bildirilmiş, davalı vekilinin rapora karşı itirazı üzerine bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş, 23/12/2020 havale tarihli alınan bilirkişi heyeti raporunda; kök raporun aynen tekrar edildiğini, davalı vekilinin ek rapora karşı itirazları sebebiyle bilirkişi heyetinden 2.kez ek rapor alınmasına karar verilmiş, 15/03/2021 havale tarihli alınan bilirkişi heyeti raporunda; dava dosyasına sonradan sunulan 10/09/2020 tarihli servis evrakı incelendiğinde 26/02/2017 tarihli faturaya istinaden yapılan işlerin dökümünün sunulduğu görüldüğü, davaya konu aracın 210540 km kullanım mesafesinde iken ilgili tarihte “ısındığı zaman motordan ses gelmeşi ve ısındığı zaman yağ başınç düşük ikaz ışığı yanması” sebebi ile servise getirildiği, motor bölümünde yapılan kontrollerde yatak sardığının tespit edildiği, bu durumun da yağ pompasından ileri gelen problemden kaynaklandığı belirtildiği, yapılan işlemlerin detayı incelendiğinde pistonlar ve segmanların, ana ve kol yatakların, supapların, tüm contaların, kol burcunun, yağ pompasının, supap iticisinin, devirdaim pompasının değiştirildiği bununla birlikte krank milinin, kam milinin ve silindir kafasının çıkma parçalar ile değiştirildiği anlaşıldığı, dava dosyasına sonradan sunulmuş olan servis evrakı incelenmiş ve önceden sunulmuş nüshasından farklı olarak dava dışı servisin yağ pompasında mevcut arıza nedeniyle dava konusu aracın motorunu revize ettiğinin anlaşıldığı, Krank ve kam millerinin de değişimini kapsayacak bir onarım yapıldığı servis evrakında belirtildiği, kök raporlarında belirttikleri üzere davalı yan tarafından gerçekleştirilen motor revizyonuna karar verilmesi aşamasındaki ölçümlerin dosyaya sunulmadığı bu nedenle revizyonum gerekliliğine dair heyetimizce teknik mütalaaya gidilemediği hususundaki görüşlerini tekrar ettiklerini, davalı şirketin uyguladığı onarım metodolojisi incelendiğinde revizyona sebep olan kök nedenin tespit edilmediği daha sonrasında emme manifoldundaki yağlanmaya istinaden yine kök neden analizi yapılmadan emme manifoldunun değiştirildiği sonrasında ise yağ eksilmesine neden olan kök nedenin tespit edildiği ve turboşarj elemanın değiştirildiği anlaşıldığı, davaya konu aracın aşırı doldurma sistemi elemanı olan turboşarjın yağ kaçağı oluşturduğu, bu nedenle emme manifoldunun yağlandığı ve değiştirildiği, sonrasında turboşarj elemanın değiştirildiği ve dava dosyasına sonradan sunuları evrakta ek olarak yağ pornpası arızası tespiti yapıldığı ve bu nedenle motorun tekrardan yatak sarması neticesinde kapsamlı onarıma tabi tutulduğu evraklardan anlaşıldığı, davalı yanın 09/12/2014 tarihinde gerçekleştirdiği motor revizyonunda yağ pomapaşı elçmamın da değiştirildiği ilgili servis evrakında belirtildiği, dava dosyasına sonradan sunulan 10/09/2020 tarihli servis evrakında “Esındığı zaman motordan ses gelmesi ve ısındığı zaman yağ basınç düşük ikaz ışığı yanması” tespitlerine yer verildiği, bu tespitler doğrultusunda otomobilin motorunun basınçlı yağlamasından sorumlu olan yağ pompası elemanın görevini yerine getiremediği, davalı tarafın 09/12/2014 tarihinde gerçekleştirdikleri onarımda yağ pompasının değiştirildiği servis evrakında belirtilmektedir. Bu nedenle 18/12/2020 tarihli ek raporlarında belirtmiş oldukları davalı yanın yağ pompasının değiştirilmesinde de servis kusuru olduğu, davalının 09/12/2014 tarihinde araç 184049 km’de iken 23.614,35 TL bedel karşılığında gerçekleştirdiği motor revizyonunun olması gereken nitelikte yapılmamış olduğu ek olarak turboşarj elemanının yağ eksiltme sorununa sebebiyet verdiğinin tespit edilemediği, takılan yağ pompasının arızalı olduğu dolayıstyla bu tarihte alınmış hizmetin ayıplı olarak kabul edifmesi gerektiği, 27/07/2015 tarihinde davaya konu araç 197807 km’de iken 3.927,53 TL bedel karşılığında gerçekleştirilen emme manifoldu değişiminin kök arızayı gideremeyecek nitelikte illiyet bağı olmayan bir işlem olduğu ve bu nedenle yapılan bu onarımın da ayıplı hizmet olarak kabul edilmesi gerektiği kanaati bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilafın 6098 Sayılı TBK’nun 470 ve devamı maddeleri niteliğinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olduğu açıktır. 6098 Sayılı TBK’nun 470. Maddesi uyarınca eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içeren bir iş görme akdîdir. Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise teslim edilen eserin bedelini ödemektir. Eser sözleşmesinin varlığı halinde, yüklenici işi sözleşme, fen ve sanat kurallarıyla iş sahibinin beklediği yararı gözeterek imal edip teslim ettiğini, iş sahibi ise iş bedelini ödediğini ispat etmek zorundadır. Somut olayımızda davalı yüklenici, davacı ise iş sahibidir ve davalının edimi dava konusu araçtaki arızaları giderip davacıya teslim etmek, davalının edimi ise yapılacak iş karşılığı bedeli ödemektir. Davacı tarafından davalı tarafça yapılan işe karşılık 09/12/2014 tarihli fatura bedeli ve 07/08/2015 tarihli fatura bedeli davalıya ödenmiş ve bu hususta taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf davalı yüklenicinin servis hizmetini gereği gibi eksiksiz yerine getirip getirmediği noktasında toplanmaktadır.
Eser sözleşmesinden kaynaklanan davalarda, eserin yapılıp teslim edildiğini ispat yükü davacı yüklenicide, iş bedelinin ödendiği hususunun ispat yüküde davalı iş sahibindedir.

Davalı vekili tarafından zamanaşımı defi ve ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı ve bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
6102 Sayılı TTK’nun 23/1-c maddesinde; “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
6098 Sayılı TBK’nun 474. Maddesin uyarınca; İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, aynı Kanun 477. Maddesinde; Eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra, yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulacağı; ancak, onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilemeyecek olan ayıplar için sorumluluğu devam ettiği, İşsahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılacağının, eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa işsahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunda olduğu ve bildirmezse eseri kabul etmiş sayılacağı hükümleri düzenlenmiştir.
6098 Sayılı TBK’nun 478. maddesinde; Yüklenici ayıplı bir eser meydana getirmişse, bu sebeple açılacak davalar, teslim tarihinden başlayarak, taşınmaz yapılar dışındaki eserlerde iki yılın; taşınmaz yapılarda ise beş yılın ve yüklenicinin ağır kusuru varsa, ayıplı eserin niteliğine bakılmaksızın yirmi yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağı belirtilmiştir.
Somut olayımızda; davacı tarafından dava konusu araç davacı servise ilk önce 09/12/2014 tarihinde araçtaki arızalar nedeniyle bırakılmış ve davalı tarafça arızanın giderildiği bildirildikten sonra araç davacı tarafça teslim alınmıştır. Ancak dava konusu araçtaki arızaların giderilmemesi ve aynı arızaların tekrarlaması üzerine davacı tarafça yine 07/08/2015 davalı tarafa bırakılmış ve davalı tarafça arızanın giderildiğinin bildirilmesi üzerine araç davacı tarafça teslim alınmıştır. Davacı tarafça teslim alınan araçtaki arızaların giderilmediğinin anlaşılması üzerine davacı tarafça Edirne …. Noterliği’nin 10/08/2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile söz konusu araçtaki devam eden arızanın giderilmesi talep edilmiş, ancak davalı tarafça söz konusu ihtarname gereği yapılmamış ve ihtarnameye olumsuz cevap verilmiştir. Davacı tarafça bu kez arızaların tekrar etmesi üzerine davacı tarafça araç davalı dışındaki başka servislere 07/04/2016 tarihinde ve 26/02/2017 tarihinde götürülmek suretiyle araçtaki arızanın onarımını yaptırmıştır. Davacı tarafça dava konusu araç ilk kez servise 09/12/2014 tarihinde götürülmüş ve araç kullanıldıktan sonra arızanın giderilmediği anlaşılınca tekrar servise 07/08/2015 tarihinde götürülmüş ve tekrar araç kullanıldığında arızanın giderilmediği anlaşılınca 10/08/2015 tarihinde davalı tarafa ihtarname gönderilmiş ve ayıp ihbarında bulunulmuştur. Mahkememizce alınan bilirkişi raporlarında da tespit edildiği üzere dava konusu araçtaki davalı tarafça yapılan onarım ve hizmet ifası gizli ayıp niteliğindedir. Davacı söz konusu hizmetin ayıplı olduğunu iki kez aracı servise götürmesine rağmen arızanın giderilmemesi üzerine anlamış ve 10/08/2015 tarihinde gecikmeksizin ihtar çekmiştir ve ayıp ihbar yükümlülüğünü yerine getirmiştir. Ayrıca söz konusu ayıpın ikinci kez servise götürülmesinden sonra anlaşılması ve her iki ifanın da ayıplı olduğunun ve araçtaki arızaların davalı şirketçe giderilmemesi sebebiyle ikinci kez servise götürme tarihi olan 07/08/2015 tarihinde ayıplı ifanın anlaşılması sebebiyle 2 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan süresinde davacı tarafça iş bu dava açılmıştır. Ayrıca kaldı ki davacı tarafça aynı sebeple araç davalı servise götürülmüş ve buna rağmen arıza giderilmemiştir ve ayıpın davalının ağır kusurundan kaynaklandığı anlaşıldığından da somut olayda 20 yıllık zamanaşımı süresi uygunlanması gerektiğinden dava zamanaşımı süresi dolmamıştır ve davalı tarafın bu savunmalarına Mahkememizce itibar edilmemiştir.
6098 Sayılı TBK’nun 475. Maddesinde; “Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde işsahibi, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Eser işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme.
2. Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme.
İşsahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Eser, işsahibinin taşınmazı üzerinde yapılmış olup, sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa işsahibi, sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz.” hükmü düzenlenmiş olup, davacı ayıp sebebiyle sözleşmeden dönerek ödediği bedelin iadesini talep etmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi kurulu raporunda da ayrıntılı bir şekilde tespit edilen arıza sebebiyle davaya konu araçta 09/12/2014 tarihinde 184049 km’de iken 23.614,35 TL bedel karşılığında gerçekleştirilen motor revizyonunun olması gereken nitelikte yapılmamış olduğu ve bununla birlikte turboşarj elemanının yağ eksiltme sorununa sebebiyet verdiğinin tespit edilemediği dolayısıyla bu tarihte alınmış hizmetin ayıplı olarak kabul edilmesi gerektiği, 27/07/2015 tarihinde davaya konu araç 197807 km’de iken 3.927,53 TL bedel karşılığında gerçekleştirilen emme manifoldu değişiminin kök arızayı gideremeyecek nitelikte illiyet bağı olmayan bir işlem olduğu ve bu nedenle yapılan bu onarımın da ayıplı hizmet olduğu usul ve yasaya uygun ve dosya kapsamı ile uyumlu bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Davalı tarafça verilen hizmetin ayıplı olduğu dosya kapsamı ve alınan bilirkişi heyet raporu, tekli bilirkişi raporları ve değişik iş dosyasında alınan raporlar ile sabittir ve davalı tarafça hizmetin eksiksiz ve ayıpsız yapıldığı ispatlanamamış ve buna ilişkin deliller dosyaya sunulmamıştır. Bu sebeple davalı tarafın hizmetin eksiksiz ve ayıpsız ifa edildiği savunmasına itibar edilmemiştir. Davalı ayıplı hizmet sebebiyle ödediği bedelin iadesini talep etmiş ve bu talebi araçtaki arızanın başka servislere yapılarak giderilmesi sebebiyle onarım hakkını kullanamayacağından ödediği bedelin iadesini istemesinin hakkaniyet uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı tarafça yapılan hizmetin eksik ve ayıplı olması sebebiyle davacı tarafça bu hizmete ilişkin yapılan ödemelerin iade edilmesi gerektiğinden açılan davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
Davalının ayıplı hizmet ifası sebebiyle davacının ödemiş olduğu bedel olan 26.969,63-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 2.047,22 TL nisbi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 460,58 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.586,64 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 460,58 TL peşin harç, 31,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 491,98 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek veya başka bir Mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/10/2021

Katip ….
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.