Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/289 E. 2018/335 K. 20.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/289 Esas
KARAR NO : 2018/335

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/03/2017
KARAR TARİHİ : 20/03/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/03/2018
Davacı vekili tarafından açılan İtirazın İptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Küçükçekmece …Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı borçlu şirket arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, ticari ilişki sebebiyle cari hesap ilişkisinin olduğunu, dava konusunu oluşturan alacak rakamın müvekkili şirket ile davalı şirket arasında dosyaya sunulan cari hesap hareketlerinde de anlaşılacağı üzere kesilmiş faturalardan kaynaklandığını, bu ticari ilişki uyarınca davalı şirketin müvekkil şirket nezdinde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla faiz ve masraflar hariç olmak üzere 12.863,40 TL borcu doğduğunu, faturalardan kaynaklanan borcun ödenmesine ilişkin olarak davalı şirket aleyhine Küçükçekmece 2 İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını ve davalı şirket tarafından da herhangi bir cari hesap borcu bulunmadığı gerekçesiyle borcun tamamına itiraz edildiğini, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesinde de davanın haklılığının ve davalı firmanın itirazının alacağı sürüncemede bırakmak amaçlı olduğunun ortaya çıkacağını, davalının itirazın haksız olduğunu işbu nedenle bu davanın açılması gerektiğini, davalı şirket tarafından yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile Küçükçekmece ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin takip tutarı üzerinden devamına, davlı taraf hakkında %20den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Küçükçekmece ….Asliye Hukuk Mahkemesi … esas …. karar sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememize gelmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; davacı şirket ile aralarında cari hesap veya başka bir şekilde ticari ilişki bulunmadığını, davacı şirketin, yurt dışında faaliyet gösteren bir başka şirketteki alacağını haksız olarak davalı şirketten tahsil etme amacında olduğunu, bu nedenlerle icra takibine itiraz ettiklerini ve haksız davanın reddi gerektiğini, haksız ve dayanaksız davanın reddine, asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmolunmasına, yargı gider ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
Yapılan yargılama sonucu dosya Mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; davacı ( alacaklı ) tarafından davalı ( borçlu) aleyhine Küçükçekmece ..
.İcra Müdürlüğünün 2017/676 Esas sayılı dosyasında 12.863,40 TL asıl alacak için icra takibinde bulunduğu, davalının ( borçlunun ) yasal süresi içerisinde borca itirazı üzerine takibin durmuş olduğu, davacı vekilinin yasal süre içinde davalının itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açtığı, uyuşmazlığın davalının davacıya takibe konu miktardan dolayı borcunun olup olmadığı hususunda olup, dosyada deliller toplandıktan sonra mali müşavir bilirkişi ile inceleme yaptırılmış, bilirkişinin 05/12/2017 havale tarihli raporunda; ……….İncelenen davacı şirkete ait 2016 yılı ticari defterlerinin e-defter olarak tutulduğu ve 01.06.2016- 30.09.2016 dönemine ilişkin açılış/kapanış beratlarının ibraz edildiği böylece ibraz edilmiş olan ticari defterlerinin delil olma ve ispat kuvvetine sahip bulunduğu kanaatine varılmış, Taraflar arasındaki ticari ilişki 2016 yılında 0,00 t bakiye ile başlamış olduğu; davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre davalı şirket ile aralarında herhangi bir hesap kaydı bulunmadığı saptanmıştır. Davacı şirket tarafından dosyaya ibraz edilmiş olan hesap muavin kayıtlarının ise dava dışı “….” şirketine ait olduğu anlaşılmıştır. Davacı şirket dava dışı şirkete ilişkin hesapları … alt hesabında takip etmekte olduğu, (senetsiz alacağın doğması ile bu hesaba borç, tahsil edilmesi halinde “ödemeler, aktarmalar ve hesaben mahsuplar dahil” alacak kaydedilir) davacı şirket kayıtlarına göre dava dışı şirketin hesap bakiyesinin 30.09.2016 tarihi itibarı ile 12.863,40 t bore kalanı verdiği görülmüştür. Davacı şirketin 2016 yılı muavin kayıtlarına göre davacı ile dava dışı “…” şirket arasında başka işlem kaydı bulunmamakta olup, davacı şirketin kendi ticari defter ve kayıtlarına göre dava dışı şirketten 12.863,40 t alacaklı olduğu saptanmıştır, davalı şirkete ilişkin ise herhangi bir hesap kaydı tespit edilememiştir. Taraflar arasında cari hesap ilişkisi nedeniyle Temel bir ticari ilişkinin oluştuğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise bu ticari ilişki nedeniyle oluşan cari hesap işlemlerinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu tespitler nedeniyle de irsaliye ve faturalara ait teslim, iade ve ödemelerin tam ve kesin tespiti ile taraflar arasındaki cari hesap ilişkilerinin her iki firma TİCARİ DEFTER KAYITLARI’ndaki kayıtların karşılaştırmalı mutabakatı sonucu tespiti mümkün olacaktır. Bilindiği gibi; salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenlenen kişiyi, fatura düzenleyene karşı borçlu duruma düşürmez. Adına fatura düzenlenen kişinin borçlu sayılabilmesi için, VUK.’un 230. Md. Göre hazırlanmış faturayı, usulüne uygun biçimde tebellüğ ettiği halde 8 gün içinde münderecatı hakkında itiraz etmemiş olması ya da fatura konusu mal veya hizmetin adına fatura düzenlenen kişi veya kuruma tesliminin belgelenmesi gerekmektedir. Bu iki teslim veya tebliğden biri varit olmadan düzenlenen fatura borç doğurmaz. Sayın Mahkemenin yerinde inceleme kararına istinaden davacı şirket merkezinde inceleme yapılmış olup, davacı tarafından düzenlenen ihtilafa konu faturaların ve irsaliyelerin ibraz edilmesi istenmekle, ibraz edilen belgeler incelemeye tabii tutulmuştur. Davacı şirket tarafından sunulan faturaların toplam 17 adet olduğu, faturaların tamamının “….” unvanlı dava dışı şirkete hitaben düzenlendiği ve ibraz edilen irsaliyelerinde dava dışı şirkete ilişkin düzenlendiği anlaşılmıştır. Ek’ de davacı şirket tarafından incelemeye ibraz edilen fatura ve irsaliyeler sunulmuştur.
Davacı şirket aynı faturalara ilişkin başka irsaliyelerde ibraz etmiş olup, yapılan incelemede, icra takibine konu edilen ve dava dışı şirkete ilişkin faturaların içeriği ile aynı olan irsaliyeler ibraz edilmiş olup, bu irsaliyelerin ise davalı şirkete hitaben düzenlenmiş olduğu bu irsaliyelerde de içeriğin davalı şirkete teslim edildiği yönünde imzalar bulunmadığı görülmüştür. Aynı faturalara ilişkin 2 farklı irsaliyenin düzenlenmiş olması muhasebe standartlarına aykırılık teşkil etmekte olup, ihtilafa konu aynı faturalara ilişkin ticari malların farklı iki şirkete sevk edildiğine ilişkin irsaliye düzenlenmesi ve her iki irsaliyede de teslime edildiğine ilişkin imzalar bulunmaması da gözetildiğinde davacı şirket tarafından bu ürünlerin davalı şirkete teslim edildiğini ispat edememektedir. Ek ‘de davacı şirket tarafından ibraz edilen ihtilafa konu fatura ve irsaliyeler sunulmuştur.
Davalı şirketin 2016 yılında işletme defteri tutuğu, defterin açılış tasdikinin yasal süresinde yapıldığı fakat kapanış tasdiki bulunmadığı, işletme defteri tutan işletmelerin kapanış tasdiki yaptırma zorunlulukları bulunmadığı, davalı şirketin nevi değişikliğine gittiği ve … / … unvanına sahip şahsi şirketi …Limited Şirketi olarak … tarihinde tescil ettiği ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 19.12.2016 tarih .. Sayı 141. Sayfasında ilan edildiği yapılan incelemeden anlaşılmıştır.
İncelenen davalı şirkete ait 2016 yılı ticari defterlerinin, açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığı, yevmiye defteri kapanış tasdikinin TTK Madde 69-70/son 72/3 ve V.U.K. madde 220-226 uyarınca yasal sürelerde ve usulüne uygun şekilde yaptırıldığı, ticari defterlerin kayıt nizamının V.U.K. madde 215-219 ve usulüne uygun olduğu ve belirli kanuni şartları taşıdığı anlaşılmakla sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu kanaatine varılmış ise de Nihai Takdir Sayın Mahkemenize aittir.
Davalı şirket 2016 yılı hesap dönemi içerisinde 01.01.2016-13.12.2016 tarihleri arasında işletme defteri tutmuştur. İşletme defteri yapısı itibariyle gerçek borç – alacak ilişkisini, verilen avansların tespitine imkan vermeyen bir ticari defter türüdür. Bu nedenle taraflar arasındaki ihtilafa konu faturaların 01.06.2016-30.09.2016 arasındaki döneme ait olması da gözetildiğinde, davalı şirketin işletme defterinden bu dönem için tespit yapmak imkan dahilinde değildir. Davalı şirket 13.12.2016 tarihinde nevi değişikliği yaparak şahıs şirketini, ticari şirket haline dönüştürmüş ve bilanço usulü defter tutmaya başlamıştır. Yevmiye ve kebir defterlerine 13.12.2016 tarihinde işletme defterinden devir yapılmakla 2016 yılı hesap dönemi bilanço usulü kapatılmıştır. Davalı şirketin 2016 yılı devir ve kapanış hesapları incelemeye tabi tutulmuş olmakla, davacı şirket tarafından tanzim edilmiş herhangi bir fatura kaydı veya taraflar arasında ticari ilişkiye dayanak oluşturabilecek herhangi bir hesap kaydına rastlanmamıştır.
Davacı ve davalı şirkete ait 2016 yıllarına ilişkin ticari defterlerin açılış/kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığı ve belirli kanuni şartları taşıdığı anlaşılmakla, ibraz edilmiş olan ticari defterlerinin delil olma ve ispat kuvvetine sahip bulunduğu kanaatine varılmış ise de Nihai Takdir Mahkemeye ait olduğu,
Davacı şirketin kendi ticari defter ve kayıtlarına göre davalı şirket adına açılmış bir hesap kaydı bulunmadığı, ihtilafa konu faturaların dava dışı 3. Şirkete hitaben düzenlenmiş olduğu, faturalara ilişkin irsaliyelerde davalıya teslim edildiğine ilişkin imza da bulunmadığı, Davalı şirketin kendi ticari defter ve kayıtlarına göre davacı şirkete hitaben açılmış herhangi bir hesap kaydı bulunmadığı, davacı şirket ile aralarında ticari bir ilişki olduğuna ilişkin herhangi bir hesap kaydı bulunmadığı, Küçükçekmece … İcra Müd. … E. Sayılı dosyasından takip 26.01.2017 tarihi itibariyle yukarıdaki tespitimiz gibi, Davacının davalı şirketten alacaklı olduğuna ilişkin bir tespit yapılamadığı, açıklanmış, bilirkişi raporu mahkememizce hükme ve denetime elverişli bulunduğundan hükme esas alınmış, bilirkişi raporunda açıklandığı üzere, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre davalı aleyhine açılmış bir hesap kaydı bulunmadığından alacağa konu faturaların dava dışı 3.şirket için düzenlendiği ve faturalara ilişkin irsaliyelerde malların davalıya teslimi ispat edilemediğinden yine davalı şirket ticari defterlerinde davacı ile aralarında ticari ilişki olduğuna dair bir kayıt bulunmadığından subut bulmayan davanın reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasının REDDİNE,
2-Davalı vekilinin davacıdan talep ettiği kötü niyet tazminat talebinin şartları bulunmadığından reddine,
3-Davacının yapmış olduğu masrafların üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı lehine takdir edilen 2.180,00.-TL.vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Alınması gereken 35,90.-TL karar harcından peşin alınan 213,21.-TL harcın mahsubu ile bakiye 177,31.-TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
6-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) Davacı vekili Av. …, Davalı vekili Av. … yüzüne karşı verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/03/2018

Katip …

Hakim …