Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/256 E. 2019/393 K. 01.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/256
KARAR NO : 2019/393

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/03/2017
KARAR TARİHİ : 01/04/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Davalı şirketin … A.Ş’ni devraldığı, müvekkili ile devir alnına şirketle arasında 2014 yılında başlayan ticari ilişki nedeniyle cari hesap alacağı olduğunu, devrolunan şirketten bakiye alacaklar için 31/12/2015 tarihine kadar teslim edilen ürünlere ilişkin faturaların kesilerek, şirket merkezine ulaştırılmasını istediği, müvekkil, …. A.Ş marketlerine konsinye olarak teslim edilen malların, iade edilmeyen teşhir stantlarının ve hesap hatalarından doğan alacaklara ilişkin faturalarını keserek, …. A.Ş ile elektronik posta yazışmalarında belirttikleri bu şirket yetkilisine bizzat faturaları imza karşılığı teslim ettiklerini, davalı … şirketine devir süreci devam ederken, müvekkili Maltepe … Plaza’daki adrese de bizzat gittiğini, ancak devir işlemi yoğunluğu olduğu, henüz tüm hesapların …. devredilmediği, devirler tamamlandığından bakiye alacağının ödeneceğinin söylendiğini, ancak ne devralan ne de devreden borçlu şirket tarafından hiçbir ödeme yapılmadığı gibi, içerde bulunan malların satış raporları verilmediği, bu nedenle noter ihtarnamesi göndererek davalıya bu kez yazılı olarak ihtar yaptıklarını iddia ve beyan ederek davanın kabulüne, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün ….E. Sayılı dosyasına yaptıkları itirazlarının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Müvekkili şirket nezdinde davacının herhangi bir alacağı bulunmadığını ve aksini iddia eden davacı iddiasını kanıtlayamadığı, mahkemece müvekkili şirketin nezdinde bilirkişilerce yerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmesi halinde müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu olmadığının anlaşılacağını, müvekkili şirketin haksız olarak bedelleri talep edilen faturaları davacıya iade etmiş olduğundan herhangi bir ödeme yükümlülüğü altında bulunmadığını, alacağın yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatına karar verilemeyeceğini, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ;
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
05/10/2017 tarihli Bilirkişi Raporunda;
Dava dosyasında davacı …. A.Ş ile arasında imzalanmış Tedarikçi Anlaşma Formu olduğu, ilgili formda tedarikçi davacının …. A.Ş’ye verdiği ürünleri konsinye irsaliyesi ile sevk edeceğini, satış raporuna göre faturalandırılacağı hususunda anlaşıldığının görüldüğü, bu sebeple teslim edilen malların sevk irsaliyeleri ile düzenlenen satış faturalarının karşılaştırılmasının yapılamadığı,
…. A.Ş’nin birleşmeden dolayı tedarikçisi davacı …’a 04/01/2016 tarihli bir mail attığı, ilgili mailde faturalarının 31/12/2015 tarihine kesilmesi ve bu faturaların en geç 3 gün içinde taraflarına ulaştırılmasının yazıldığının görüldüğü, davacı tarafından… nolu faturaların 05/01/2016 tarihinde … A.Ş çalışanı olduğu iddia edilen …. isim ve imzası olan teslim alındı yazısı ile teslim edildi yazısının görüldüğü, incelenen …. A.Ş’nin ticari defterinde …’a ait cari hesapta toplu olarak verilen bu faturalardan 165804 ve 165803 nolu faturaların kaydının görüldüğü, ancak dava konusu…. nolu faturaların kaydının görülmediği,
Davalı şirketin 31/12/2015 tarihinde tescil olan şirket birleşmesinden dolayı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde 21/01/2016 tarihinde ”Birleşmeden Dolayı Alacaklılara Çağrı”da bulunduğu, alacaklıların adresine müracaat ederek alacaklılarını teminata bağlayabileceklerinin ilan edildiği,
Davacı tarafından ilan için Beyoğlu … Noterliğinden 21/03/2016 tarih ve …. yevmiye numarası ile ihtar çekildiği, ihtarda … A.Ş’ye teslim edilen faturaların tutarları olan 170.601,00 TL’nin talep edildiği görülmüştür.
Sonuç;
Taraflar arasındaki ihtilaf konusunun, davalının birleşme yoluyla devir aldığı firmaya davacı tarafından düzenlenen faturalar sonucunda oluşan 170.601,00 TL cari hesap alacağının davalıdan tahsil edilmesi talebinden ibaret olduğu,
Davacının sunmuş olduğu 2014-2015 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliği bulunduğu,
Devir alınan…A.Ş ve …. A.Ş’nin 2014-2015 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliği bulunduğu,
Davalının birleşme dönemi olan 2016 yılına ait ticari defterlerinin lehine delil niteliği bulunduğu,
Dava dosyasında davacı ile …. A.Ş arasında imzalanmış Tedarikçi Anlaşma Formu’nun olduğu, ilgili formda tedarikçi davacının … A.Ş’ye verdiği ürünleri konsinye irsaliyesi ile sevk edeceğini, satış raporuna göre faturalandırılacağı hususunda anlaşıldığının görüldüğü, bu sebeple davacının yıl içerisinde konsinye verilen malların sevk irsaliyeleri ile dava konusu yapılan satış faturaları arasında sevk irsaliyesi – fatura eşleştirmesinin yapılamadığı,
Davacının 2014 yılında işletme hesabı usulünde defter tuttuğundan dolayı … A.Ş ile olan cari hesabının devir rakamlarının tespit edilemediği, dava konusu ilgili faturaların davacının 2015 yılı ticari defterlerinde görüldüğü,
…. şirketi tarafından 31/12/2015 tarihine kesilmesi istenilen faturaların davacı tarafından kendilerine tanınan 3 günlük süre içerisinde …. şirketi çalışanı olduğu söylenen….’e imzalı olarak teslim edildiği,
… şirketinin incelenen 2015 yılı ticari defterlerinde davacının dava konusu yaptığı faturaların kaydının görülmediği, birleşme sebebi ile davalıya sunulan 01/01/2015 – 31/12/2015 tarihli mizanda davacıya sadece… A.Ş’nin 13,55 TL borçlu görüldüğü, …. A.Ş’nin davacı cari hesabının 0,00 TL olarak görüldüğü
Davacının davalı tarafından alacaklılara yapmış olduğu çağrıya 3 aylık süre içinde noter aracılığı ile ihtarda bulunduğunun görüldüğü görüş ve kanaatine varılmıştır.
16/04/2018 tarihli Bilirkişi Ek Raporunda;
Davacının takip konusu ilgili faturalarını davalı …. A.Ş birleşme sebebi ile devir aldığı …. A.Ş’ye düzenlediği, bu sebeple davalının 2015 yılı resim defterlerinde ve 2015 yılı BA formunda görülemeyeceği,
Davacı yanın 05/01/2016 tarihinde …. A.Ş çalışanı olduğu iddia edilen …. isim ve imzalı teslim tutanağında …. nolu faturaların teslim edildiği, davalı tarafından iade edildiği iddia edilen bu faturalardan …. nolu ve …. nolu faturaların … A.Ş cari hesaplarında işleme alındığının görüldüğü, dava konusu 7 adet faturanın resmi defterlere alınmadığı, işbu 7 adet faturanın iadesi ile ilgili dava dosyasında belge ve bilginin bulunmadığı,
Davacı yanın 2014’ten beri süregelen iş ilişkisinden dolayı 2015 yıl sonunda resmi defterlerinde …. A.Ş’den 208.739,20 TL alacaklı olarak görüldüğü, ancak davalıdan birleşme sebebi ile düzenlemiş olduğu 7 adet toplamda 170.601,00 TL’lik tutarındaki fatura bedellerini talep ettiği,
Kargo firmalarından gelen yazılarda davacının çeşitli ürünleri .. A.Ş’ye teslim ettiğinin görüldüğü, ancak konsinye olarak teslim edilen bu malların 31/12/2015 tarihinde düzenlenen satış faturaları ile eşleştirmelerinin yapılamadığı, davacı yanın birleşmeden dolayı davalıdan alacağını teminata bağlamak için belirlenen süre içinde Beyoğlu …. Noterliğinden 21/03/2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile …. A.Ş’den alacağı olan 170.601,00 TL’nin talep edildiğinin görüldüğü görüş ve kanaatine varılmıştır.
14/08/2018 tarihli Bilirkişi Raporunda;
Bilindiği üzere, 213 sayılı VUK’un 194. Maddesine göre ”İşletme Hesabına” göre defter, işletme hesabının sol tarafını gider, sağ tarafını hasılat ksımı teşkil edilmek suretiyle,
Gider Kısmına, satın alınan mallar veya yaptırılan hizmetler karşılığında ödenen veya borçlanılan paralar ve işletme ile ilgili diğer bütün giderler,
Hasılat kısmına, satılan mal bedeli veya yapılan hizmet karşılığı olarak tahsil edilen paralarla tahakkuk eden alacaklar ve işletme faaliyetinden elde edilen diğer bütün hasılat, kayıt olunmak suretiyle tutulmaktadır.
Buna göre, işletme defterine kayıtların, tahsilat – ödemeye göre değil, ticari işlemler mahiyet ve tutar itibari ile gerçekleştiğinde, yani işlemler tahakkuk ettiğinde yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, bu deftere göre tacirlerin arasındaki ticari işlemlerin sonucundaki alacak borcun hesabı; defterdeki mal ve hizmet alış ve satışları toplamları birbirinden çıkarıldıktan sonra bu tutardan daha sonra, işletme defterine kayıt edilmeyen ve taraflar arasındaki ödeme ve tahsilatın çıkarılması ile bulunması gerekir.
Sonuç;
Yukarıda yapılan açıklamalar muvacehesinde, tarafların beyanları, takip dosyası, deliller ve davacı tarafın ticari defter kayıtlarının incelenmesi sonucunda;
Davacı tacirin, dava dışı …. A.Ş’den 2014 yılından 2015 yılına 37.835,75 TL alacak devrinin olduğu,
Davacı tacirin, dava dışı …. A.Ş’den 2014 yılından 2015 yılına 10.922,87 TL alacak devrinin olduğu,
Davacı tacirin, dava dışı ….A.Ş’den 148.456,75 TL alacağının olduğu, … A.Ş’den 60.282,45 TL alacağının olduğu, toplamda ise …. şirketlerinden ve dolayısı ile davalı şirketten 208.564,90 TL olduğu,
Davacı tacirin, 2014 yılı yevmiye defteri ayrık tutulsa bile sadece 2015 yılı ticari defterlerine göre, davalı şirketten 159.806,28 TL olduğu,
… şirketleri kayıtlarına göre, davacıya 16,74 TL borcunun olduğu görülmekle birlikte yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının sevk irsaliyeleri ile bu irsaliyelere göre düzenlenen faturalara göre usulüne uygun defterlerine kayıt ettiği kayıtlarına itibar edilmesi gerektiği,
Buna göre davacının …. şirketlerine konsinye yolu ile 7 adet fatura ve toplam 170.601,00 TL sattığı ticari ürünler nedeni ile devir aldığı … şirketleri için, davalı şirketin, davacı tacire, Bakırköy … İcra Dairesinin …E. Sayılı dosyası nedeni ile bu dosyanın 31/03/2016 takip tarihi itibari ile 170.601,00 TL borcunun olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ;taraflar arasındaki uyuşmazlık cari hesap alacağına ilişkin olup taraf ticari defter ve belgeleri incelenmiş olup;

6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 532-546 maddelerinde konsinye mal satışlarına ilişkin düzenleme yer almakta olup, ayrıca KDV’nin ”Vergiyi Doğuran Olayın Meydana Gelmesi” başlıklı 10/d maddesinde vergisel düzenleme bulunmaktadır.
Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229. Maddesinde ”Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.”şeklinde tanımlanmıştır.
Aynı kanunun 230. Maddesinde; malın bir mükellefin birden çok işyeri ile şubeleri arasında taşındığı veya satılmak üzere bir komisyoncuya veya diğer bir aracıya gönderildiği hallerde de malı gönderen tarafından sevk irsaliyesine bağlanması gerektiği, bu bentte yazılı irsaliyeler hakkında fiyat ve bedel ile ilgili bilgiler hariç olmak üzere bu madde hükmü ile 231. Madde hükmünün uygulanacağı ve irsaliyelerde, malın nereye ve kime gönderildiği ayrıca belirleneceği hüküm altına alınarak ayrıca, açıklanmış bulunmaktadır.
Konsinye satış işlemi bir işletmenin daha önceden tespit edilen bir fiyatla ya da günün şartlarına göre satılmak üzere diğer bir tacire mal gönderme işlemidir. Burada mülkiyet devri yapılmaksızın zilliyetliğin devri yapılmaktadır. Konsinye satışta mallar doğrudan alıcı yerine aracıya, umumi mağazaya, gümrük antrepolarına gönderilir. Emanet suretiyle yapılan bu satışa konsinyasyon suretiyle satış denilmektedir. Malı gönderen tüccar veya işletmeye konsinyatör, satış sorumluluğunu yüklenen kişiye (komisyoncuya) malı satmak üzere teslim alan tüccar veya işletmeye de konsinyi denmektedir.
Konsinyasyon suretiyle yapılan mal satışlarında, tüketicinin malı konsinyiden satın alınması ile mal sahibinin konsinyiye malı satması aynı anda gerçekleşmektedir. Bu işlem konsinyiye malın gönderilmesi ve konsinyi tarafından fiili satışın yapılması olarak iki aşamada gerçekleşmektedir.
Birinci aşamada konsinyi malı kendi nam ve hesabına satar. Konsinasyon suretiyle satışta, satışın kar ve zararı konsinyiye aittir. Konsinyi malı kararlaştırılan bedelden yukarı satmak suretiyle kar elde eder. Komisyoncular ve konsinasyon suretiyle yapılan satışlarda, satılmak üzere bekleyen malın mülkiyeti satış gerçekleşinceye kadar malı gönderenin üzerinde kalmaktadır.
Buna göre, konsiye malın, konsiyatör tarafından konsiniyiye gönderilmesi halinde sevk irsaliyesinin konsiyatör tarafından, konsinyi tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde ise konsinyi tarafından konsinye işlemi ile sevk edildiğine ilişkin açıklama yapmak suretiyle düzenlenmesi gerekmektedir. Yukarıda ayıntılı olarak açklandığı üzere komisyonculara veya konsinyasyon suretiyle yapılan satışlarda bu kişiler malın satışına aracılık etmektedir.
Malların nihai alıcıya teslimi ile birlikte hem satıcı hem de konsinyi firması açısından vergisel yükümlülüğü doğmaktadır. Malların alıcıya tesliminden itibaren 7 gün içerisinde ise faturanın düzenlenmesi gerekmektedir. Bu süre, hem satıcı hem de konsinyi firması açısından bağlacıyıdır.
Dava dosyası incelendiğinde davalı şirketle birleşen …. ön adlı şirketlerle davalı arasında 6098 sayılı Borçlar Kanununun 532-546. Maddelerinde konsinye mal satışlarına ilişkin sözleşme bulunduğunu aşikar olduğu,
Bu sözleşme hükümlerine göre, davacı tacir ticari mal temin ederek, …. ön adlı şirketlerle göndermekte, söz konusu mallar …. ön adlı şirketler tarafından 3. Şahıslara bulunmakta, satışlar yapılıncaya kadar söz konusu malların mülkiyeti davacıda, zilyetliği ise …. şirketlerinde bulunmakta, satışlar yapılınca malın mülkiyeti 3. Şahıslara geçmekte ve satış faturaları da bu aşamada davacı tarafından davalı şirketlere kesilmesi gerekmektedir.
Ancak, davaya ve icra takibine konu 7 adet ve toplamı KDV dahil 170.603,36 TL olan mallara ait faturalar ise henüz 3. Şahıslara teslim edilmeden, söz konusu şirketlerin birleşme yolu ile söz konusu malların davalı şirketle intikal etmesi nedeni ile düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda da görüleceği üzere, davacı tacirin 2014 yılı yevmiye defterine, …. şirketleri ile olan ticari satışlar bağlamında analiz edildiğinde,
Dava dışı …. .A.Ş’ye 153.999,90 TL’lik mal teslim etmiş, bu şirket ise davacıya iskonta, iade ve benzeri 24.326,64 TL’lik faturalar kestiği ve bakiye davalının tahsilat ödemeler hariç 129.673,26 TL bakiye alacağının kaldığı,
Bu alacaklara ilişkin tahsilat belgesi sunulmamakla birlikte 37.835,75 TL’nin alacak olarak 2015 yılına devir olduğu,
Dava dışı …A.Ş’ye 49.973,04 TL’lik mal teslim etmiş, bu şirket ise davacıya iskonta, iade ve benzeri 5.157,09 TL’lik faturalar kestiği ve bakiye davalının tahsilat ödemeler hariç 44.815,95 TL bakiye alacağının kaldığı,
Bu alacaklara ilişkin tahsilat belgesi sunulmamakla birlikte 10.922,87 TL’nin alacak olarak 2015 yılına devir olduğu anlaşılmaktadır.
Yine, yukarıda da görüleceği üzere davacı tacirin 2016 yılı bilanço usulüne uygun tutulmuş defterlerine göre, …. şirketleri ile olan ticari satışlar bağlamında analiz edildiğinde,
Davacının ….A.Ş’den 148.456,75 TL alacağının olduğu, …. .A.Ş’den 60.282,45 TL alacağının olduğu, toplamda ise …. şirketlerinden ve dolayısı ile davalı şirketten 208.564,90 TL olduğu hesaplanmaktadır.
Buna göre, davacı tacirin, 2014 yılı yevmiye defteri ayrık tutulsa bile sadece 2015 yılı ticari defterlerine göre, davalı şirketten 159.806,28 TL olduğu görülecektir.
Yukarıda tespit edilen …. şirketleri kayıtlarına göre davacıya 16,74 TL borcunun olduğu görülmekle birlikte,
Ancak, davalı şirket tarafından dava dışı tacirin ”… A.Ş’nin” davalı tacirden mal alımlarına ilişkin irsaliyelere ilişkin sunulan devir tarihi itibari ile stok özetinin KDV hariç 118.293,90 TL, KDV dahil 127.757,42 TL olduğu anlaşılmakta ayrıca, ilgili stok özeti fiziksel olarak sunulmadığı gibi parasal değerleme ile sunulduğu ve ayrıca, diğer birleşilen ancak …. .A.Ş ile davacı tacire borcu olmadığı gerekçesi ile stok özeti raporu sunulmamıştır.
Ve ayrıca, söz konusu stokların …. şirketlerinin kayıtlarına oradan da bu stokların …. şirketlerinin devir kayıtlarında yer alması gerekirken yer alamadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacının sevk irsaliyeleri ile bu irsaliyelere göre düzenlenen faturalara göre usulüne uygun defterlerine kayıt ettiği kayıtlarına itibar edilmesi gerektiğini kanaati ile;
Bakırköy …. İcra Dairesinin…. E. Sayılı dosyası nedeni ile bu dosyanın 31/03/2016 takip tarihi itibari ile 170.601,00 TL borcunun olduğu düşünülmektedir.
Davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 170.601,00 TL üzerinden aynen devamına ve asıl alacak 170.601,00 TL’nin %20’si oranında davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KABULÜNE,
2-Davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün…. E. Sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 170.601,00 TL üzerinden aynen devamına,
3-Asıl alacak 170.601,00 TL’nin %20’si oranında davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
4-492 sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 11.653,75 TL karar harcından peşin alınan 2.060,44 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.593,31 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı 4,60 TL vekalet harcı ve 2.060,44 TL peşin harç olmak üzere 2.096,44 TL toplam harç nedeniyle yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6100 sayılı HMK’nın 326/2 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.195,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 16.186,06 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine
9-Gider Avansından kalan miktarın 6100 SY nın 333 md göre karar kesinleşince davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/04/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır