Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/214 E. 2018/731 K. 02.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/214
KARAR NO : 2018/731

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/03/2017
KARAR TARİHİ : 02/07/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Dava dışı 3. Kişi (davalının sigortalısı) …e ait ….plakalı araç tarafından 15/04/2016 tarihinde…. Ltd. Şti.’ye ait …. plakalı araca çarpmak suretiyle maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucu ….plakalı araçta meydana gelen değer kaybı alacağı, araç sahibi 3. Kişinin….Tarafından müvekkili …’a temlik ettiğini, bu kaza sonucu müvekkilinin aracında değer kaybı meydana geldiğini, söz konusu değer kaybının bağımsız eksper tarafından 4.400 TL olarak tespit edildiğini, bu değer kaybının tespitinin sağlanabilmesi için alınan eksperlik hizmeti sebebiyle de müvekkili tarafından 354,00 TL ekspertiz ücreti ödendiğini, işbu dava ile temlik alan sıfatıyla değer kaybının davalı … şirketinden tahsilinin talep edildiğini, bu nedenlerle kaza sebebiyle oluşan değer kaybı için 4.400 TL ve bunun tespiti için yapılan ekspertiz ücreti masrafı olarak 354,00 TL olmak üzere toplam 4.754,00 TL alacağın şimdilik 654,00 TL’sinin ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden, kabul görülmez ise ihtar tarihinden işetilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazminini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Müvekkili şirketin yerleşim yeri itibariyle söz konusu davayı yetkisiz mahkemede açtığını, müvekkili şirketin yerleşim yeri İstanbul olduğundan yetkili mahkemelerin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, davacının temlik alacağı sebebiyle aktif husumet ehliyeti bulunduğunu ispat etmesi gerektiğini, temlik dolayısıyla aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, hukuka uygun esas ve şekil şartları sağlanmış temlikin ispat edilememesi durumunda davanın aktif husumet yokluğundan reddini talep ettiklerini, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiaları reddettiklerini, müvekkili sigorta şirketinin değer kaybından sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise değer kaybının ne şekilde hesaplanacağı, ZMMS Sigortası Genel Şartları A.5.a maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre belirlenmesi gerektiğini, bu nedenlerle yetkisiz mahkemede açılan davanın yetkili İstanbul mahkemelerine gönderilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ;
Dava TBK 49 .madde ve KTK 97.maddesi uyarınca meydana gelen kaza sonucunda araçta oluşan değer kaybı zararının temlik alan sıfatıyla davalıdan tahsili amacıyla açılmış alacak davasıdır.
Davaya konu …. plakalı aracın ruhsat bilgileri ve araç tescil trafik kayıtları, sigorta bilgi ve Gözetim merkezinden tramer kaydı, Temlik belgesinin aslı ve örneği …. plakalı aracın ruhsat fotokopi ve trafik kayıtları, her iki aracın sigorta poliçesi Trafik Kaza Tespit Tutanağı, Davalı … sigorta hasar dosyası aracın hasar tamir faturası, Sürücü belgesi, Kazaya ilişkin Olay yeri ve araç hasar fotoğrafları dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce kusur ve tazminat bedeli tespiti için HMK 266.madde uyarınca bilirkişi ek ve kök raporlarında Özetle,
Dava konusu kazamn meydana gelişinde; … plaka no’lu aracın sürücüsü ….’in aracı davalı şirkete Z.M.M. sigortalı) %100 (yüzde yüz) oranında KUSURLU olduğu, ….plaka no’lu aracın sürücüsü ….’m (KUSURSUZ olduğu,…. plaka no’lu araçta kaza tarihi olan 05/12/2015 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle uğradığı değer kaybı 2.000 TL. (İkibin) olarak belirlenmiş olup, dava konusu kazada aracı davalı tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı aracın sürücüsünün kazadaki kusur durumu dikkate alındığında, bu bedelden davalı tarafın sorumluğunda olduğu yönünde rapor düzenlemiştir.
Kural olarak Trafik kazasına karışan araçlarda değer kaybı; aracın markası, modeli, yaşı, tipi, hasarın niteliği, kaza tarihine kadar aracın yaptığı km, aracın kullanım şekli (özel veya ticari), davalı … şirketi tarafından TRAMER ortamında aracın motor ve şasi numarası ile sorgulama yapılarak, aracın kaza geçmişinin, daha önce kaza geçirip geçirmediği, bu kazalarında uğradığı hasarların niteliklerine dair bilgi, hasar dosyaları ve ekspertiz raporlarına göre araçta değer kaybının hesaplanmasında esas alınmaktadır.
Mahkememizde gelen tutanak ve kaza tespit tutanağı ekspertiz raporuna göre oluşan kanaate göre davalı sigortalısı sürücüsü araçların geçmesine izin vermek üzere durdurabileceği hızda sürmek zorundadır” kuralına uyması gerekirken, bu kurala uymayarak, kavşakta dikkatsiz ve tedbirsiz davranarak geçiş önceliği olan araca yol vermeyerek, kavşağa girerek aracın sol yan kısmına çarpması nedeniyle, kazanın meydana gelişinde asli ve tam kusurlu olduğı kanaatine varılmıştır. Bu durumda dava dışı sigortalı araç sürücüsünün kusurundan dolayı meydana gelen zarardan sorumlu olup davacıya ait araç bu kaza nedeniyle araç onarılmakla istenilen şekilde eski halde getirilmiş olsa bile, hasara uğradığı için ekonomik değerinde azalma olur.
2918 sayılı KTK.nun 85/1. maddesine göre , “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüs unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”
Yasanın 85/Son maddesine göre, işleten, araç sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğundan, sigortacının sorumluluğunun da gerek zamanaşımı ve gerekse zararın niteliği yönünden işleten gibi değerlendirilmesi gerekmektedir.Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca; zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilecektir. Ayrıca, değer kaybı davası; araç sürücüsü ve/veya ruhsat sahibine açılabileceği gibi, bunlara karşı birlikte de açılabilecektir. Böylece Zorunlu Trafik Sigortası Poliçesi ile sigortacı, kusurlu araç sahibinin sorumluluğuna müteselsilen ortak haline gelmiştir
Buna göre davalı sigortanın ZMMS genel şartları kapsamında söz konusu zarardan sorumlu oldukları açıktır. Anılan yasal düzenlemeler yanında bir araçta kaza sonrası teknik olarak görünürde değer kaybı olmasa bile ekonomik değerinden kaybettiği kabul edilmelidir. Çarpılmış hasar görmüş bir motorlu aracın teknik ve ekonomik açıdan değer kaybı kaçınılmazdır. Sonuç olarak haksız fiilin meydana gelmesinde davalının sigortalısının kusurlu filleriyle meydana geldiği işleten ve şirketin zarardan poliçe 2918 sayılı yasa uyarınca sorumlu olduğu dikkate alındığında tarafların iddia ve savunmalarına, davacının aracındaki değer kaybı ve ikame araç bedeli yönünden bilirkişi tarafından sonuç olarak tespit edilen değer kaybı aracın türü durumu dikkate alındığında kaza tarihi dikkate alınarak ve poliçenin düzenleme tarihinin 01.06.2015 tarihinden önce olması sebebiyle ZMMS genel şartları esas alınamamış olup kaza itibariyle Yargıtay içtihatlarına göre aracın yaşı,cinsi km’si gibi aracın kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değer ile kaza sonrası ikinci el piyasa rayici arasındaki fark kriterlerine göre göre değer kaybı hesaplaması yaptığı, hesaplamanın denetime elverişli, objektif, hesaplanabilir ve poliçe genel şartları eki değer kaybı hesaplama esaslarına uygun olduğu dikkate alınarak hesaplanan bedelin 2000 TL olduğu tespit edilmiş ancak davacı talebini ıslah etmiş davalı ise zamanaşımı definde bulunmuş olup;
Dava dilekçesinde davacı, daha önce eksperiz raporu ile belirlenen değer kaybının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 300,00.TL’lik kısmını talep etmiştir. Dolayısıyla davanın HMK md. 109 uyarınca kısmi dava olarak açıldığı anlaşılmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca ve öğretide benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir. Nitekim bu husus, YARGITAY HUKUK GENEL KURULU 2010/17-664 E, 2010/689 K. ve 22.12.2010 T. Sayılı kararında; “Öte yandan, yargı kararlarında ve öğretide kısmi davada dava edilmeyen alacak kesimi için, fazlaya ait hakkın saklı tutulmuş olmasının zamanaşımını kesmeyeceği kabul edilmektedir. Kısmi dava açılması halinde zamanaşımı alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktarı için kesilir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 20.03.1968 gün ve 9/210 E., 151 K.; 23.11.1966 E.T/593, 296 K.; 03.07.2002 gün ve 2002/9-564 E., 572 K. sayılı ilamları).” Şeklinde de ifade edilmiştir.
İş bu davaya konu kaza, maddi hasarlı trafik kazası olup, ceza zamanaşımının uygulanması söz konusu olmadığından, davaya konu zararlar bakımından zamanaşımı süresi KTK md. 109/1 uyarınca 2 yıldır. Dava konusu kaza 15.04.2016 tarihinde meydana gelmiş olup, zamanaşımı süresi, 2198 sayılı KTK md.109/1 uyarınca 15.04.2018 tarihinde dolmuştur. Davacı ise dava değerini 24.05.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile artırmış olup, davacının ıslahla arttırdığı kısmın zamanaşımına uğradığı anlaşıldığından, ıslahla artırılan kısım bakımından davacı taleplerinin zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş olup davanın dilekçede belirtilen 300 TL yönünden kısmen kabulü ile ıslah ile artırılan kısmın anılan nedenlerle reddine karar vermek gerekmiş olup ve 2918 Sayılı KTK’nin 99/1 maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2 maddesi gereğince trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğünün süresi, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren 8 işgünü olarak belirlenmiştir. Davacı tarafından davalı … şirketine usulüne uygun olarak başvuru yapıldığı anlaşıldığından ihtarın tebliğinden belirlenen süre tarihinden itibaren davalı … şirketinin faizden sorumlu olmasına ve aracın hususi araç olması dikkat alınarak davacı ile Sigorta Şirketi arasında bir sözleşme bulunmaması, davacının haksız fiil mağduru 3. Şahıs olarak uyuşmazlığa taraf olması, nedeniyle, “yasal faiz”e hükmedilmesi hükmedilmesi gerekmiş ve davacının ekpertiz ücreti bedeli yönünden ise bu talep yargılama gideri olarak bu bölümde incelenmiş ve yapılan değerlendirmeye göre, Türk Ticaret Kanunu’nun 1426.maddesinde sigortacı, sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından, rizikonun, tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, ödemek zorundadır, şeklinde düzenlendiği dikkate alındığında davacı temlik alan üçüncü işi konumunda olduğu gibi davacının sigorta poliçesine karşı üçüncü kişi olması nedeniyle maddede belirtilen kişilerden olmadığından dolayı ve söz konusu masrafın makul gider arasında sayılamayacağından bu talebin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL-KISMEN REDDİNE,
2-Davalı tarafın zamanaşımı itirazının kabulü ile alacağın zamanaşımına uğrayan 1.700 TL’lik kısmının zamanaşımı nedeniyle reddine,
3-Dava dilekçesinde talep edilen 300 TL değer kaybının ihtarname tarihi olan 20/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-492 sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 35,90 TL harç peşin alınığından alınan harçtan mahsubu ile bakiye harcın talep halinde davacıya iadesine
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 300 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 1.700 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 31,40 başvurma harcı 4,60 TL vekalet harcı ve 60,50 TL peşin ıslah harç olmak üzere 96,50 TL toplam harç nedeniyle yargılama giderinin kısmen kabul kısmen red oranına göre 14,48 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6100 sayılı HMK’nın 326/2 maddesi gereğince davacının ekspertiz ücret talebinin reddi ile davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 565 TL yargılama giderinin kısmen kabul kısmen red oranına göre 84,75 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı tarafından yapılan 4,60 TL vekalet harcı ve 13,90 TL yargılama giderinin davacıdan kabul red oranına göre 15,73 TL’sinin davalıdan alınarak davalıya verilmesine
-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine
HMK 341 vd. Uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/07/2018

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.