Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/163 E. 2018/437 K. 16.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/163
KARAR NO : 2018/437

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/02/2017
KARAR TARİHİ : 16/04/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların müvekkilleri aleyhine senetlere dayanarak Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla kambiyo senedine dayalı haciz yolu ile icra takibi başlattığını, takip konusu 10/10/2013 vade, 26/03/2013 keşide tarihli 1.500,00 TL meblağlı senetin takip tarihi olan 13/10/2016 tarihi itibariyle 3 yıllık sürenin dolması nedeniyle zamanaşımına uğradığını, takip konusu diğer 19 senedin ise ödendiğini, müvekkillerin itfa sebebiyle bir borcu bulunmadığını, senetlerin kötü niyetli olarak kullanıldığını beyanla öncelikle İİK nın 72/3 maddesi gereği icra veznesine yatırılacak olan/ dosyaya sunulacak olan teminat mektubunun alacaklı tarafa ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yine davanın kabulü ile Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasından davacı müvekkillerin davalılara 56.010,21 TL borçlu olmadığının tespitine, İİK nın 72/5 maddesi gereği alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Öncelikle davaya konu senetlerin iddia edildiği gibi gayrimenkul alım satımına dayanmadığı senet metninden anlaşıldığını, senet metninde senetlerin karşılığının nakde dayandığının belirtildiğini, müvekkillerinin murisinin müteahhitlik dışında ticaretle uğraşan bir kişi olması nedeni ile taraflar arasındaki diğer hukuki durumların mirasçı olan müvekkiller tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, ancak muris ölümünden önce davacılardan alacaklı olduğunu, ödeme yapmadıklarını söyleyerek başka avukatlarla görüşmeler yaptığını eşine beyan ettiğini, tapudan gelecek cevaba göre davacılar hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep ettiklerini, davanın reddine, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ;
Dava, bonolardan kaynaklı İİK 72/’3madde uyarınca takip sonrası açılmış menfi tespit ve istirdat davasıdır.
Dosyaya delil olarak, Murisler arasındaki Sözleşme sureti , Büyükçekmece …. Noterliğinin 26.03.20İ3 tarih, … yevmiye numaralı Düzenleme şeklinde vekaletnamesi ,Çek teslim tutanağı ,ödemeye ilişkin banka dekontları ve adi yazılı senetler, … İli, … İlçesi, … Köyü, … Ada, … Parselde bulunan 1 nolu depolu dükkanın Tapu kaydı, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ,Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesinin … Nolu dosyası ,…’ün (TC NO: ….) sigortasicil dosyası ve sair belge ibraz edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre ,
Davalı taraf Davacı aleyhine Bakırköy Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasında davaya konu senetlerden dolaı bedelli bir adet senetle ilgili kambiyo senetlerine mahsus takip yaptığı anlaşılmıştır.Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesinin …E. Sayılı dosyasının karara çıkartılarak söz konusu zamanaşımına uğrayan 10.10.2013 tarihli bononun zamanaşımına uğraması sebebiyle takibin iptaline karar verildiği görülmüştür.
Kural olarak Davacı dava konusu bonoda keşideci konumunda olup,dava dilekçesinde açıkça bonodaki borcun ibra edildiğini ödendiğini ileri sürmüş olmasına göre davacı bu miktar borçtan sorumlu olup,bu borcun ödendiğini yazılı delille ispat etmesi gerekir.
Mahkememizce yapılan incelemede, Bono, mücerret (soyut) borç ikrarı içeren bir kambiyo senedidir. Bunun sonucu olarak bono doğumuna neden olan bonoyu düzenleyen ile bononun lehtarı arasında mevcut bulunan hukuki işlemle bağlı değildir. Ancak bono kural olarak mücerret bir hukuki ilişki nedeniyle düzenlenir. Bononun düzenlenmesiyle birlikte bonoyu düzenleyen ile bononun lehtarı arasında iki ayrı borç ilişkisi meydana gelir. Bunlardan birisi temel borç ilişkisidir, diğeri ise kambiyo senedi ilişkisidir. Bono lehtarı bonoya bağlanmış alacağını tahsil etmek için temel borç ilişkisine veya bonoya dayanarak talep edilebilir. Ancak bedel kaydı bononun zorunlu unsurlarından değildir. Bedel kaydı, bonoyu düzenleyen ile bono lehdarı arasındaki hukuki ilişkiyi gösteren bir işarettir. Bononun düzenlenmesiyle mücerret (soyut) bir borç ilişkisi doğduğundan normal olarak bedel kaydının bir önemi bulunmamaktadır. Fakat YİBK’nun 12.4.1933 gün ve 30/6 sayılı ilamında belirtildiği gibi borç ikrarını içeren bir belgede borcun nedeni belirtilmişse borçlu bu nedenin gerçekleşmediğini ispat ederek borcundan kurtulur.
6100 sayılı HMK.’nun 200, 201 ve ilgili maddeleri, TTK.’nun 776 ve ilgili maddeleri ayrıntılı olarak incelenmiştir.
Dava aynı zamanda İİK’nun 72 /3.madde kapsamında incelenmiş olup, Davaya konu senet ve yapılan iddia ve savunmalar kapsamında davacı davaya konu senetlerin banka yolu taşınmaz devri ve senet yoluyla ödendiği iddiası ve davalı savunması dikkate alınmış olup, Tüm bu beyanlar dikkate alındığında davacı tarafça sunulan belgeler gözetildiğinde davacının dayandığı ve itfa iddiasına esas olan belgeler yönünden hesap bilirkişisinden HMK 266.madde kapsamında alınan raporda Özetle,
Dava konusunun, davacının davalıya vermiş olduğu kambiyo senedi vasfında olan takip konusu bono senedi nedeniyle davacıların davalılara borçlu olmadığının tespiti talebinden ibaret olduğu Taraflar Arasındaki uyuşmazlığın davacının davalıya vermiş olduğu 20 adet toplamda 47.500,00 TL senedin ödemesinin yapılıp yapılmadığına ilişkin olduğu, Davalının davacıya Beylikdüzü … Köyü … ada, … parselde bulunan 1 no.lu dükkânın 280.000,00 TL’ye satılması karşılığında 07.02.2013 tarihinde yapılan ek sözleşme gereği kalan bakiye karşılığında 20 adet 47.500,00 TL tutarında senet verildiği, Davacının dava dilekçesinde belirttiği ve 07.02.2013 tarihli yapılan protokol gereği kalan 55.000,00 TL bakiyenin protokol tarihinden sonra Banka aracılığı ile nakit olarak yapılan ödemeler toplamının 20.285,00 TL olduğu … Bankasından gelen cevabi yazıda çeki ibraz eden….’in 31.03.2015 tarihinde ödendiği tespit edilmiştir. Bu itibarla davacının muris …’a verildiği iddia edilen çeki teslim ettiğini ispat ettiği, Davacı …’ın Bakırköy …. İcra Dairesinin …. icra dosyasına toplamda 5.059,08 TL ödeme yaptığının tespit edildiği Davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu Ek-4 yer alan “05.07.2014 tarihinde elden ödenmiş buna ilişkin not kâğıdına imza atılmıştır.” 2.000,00 TL not kâğıdına yazılmış olduğu, kim tarafından imzalandığının tarafımızca tespitinin mümkün olmadığı, diğer ödemelerin banka, çek vb yollarla yapılmasına karşın bu ödemenin not kağıdına yapılmış olmasının önceki ödeme teamülleri dışında kaldığı, tüm bu anlatımlar çerçevesinde not kağıdına yazılı 2.000 TL tutarındaki davalı ödemesinin ve Ek-5 te yer alan aynı nitelikteki 1.500 TL ödemenin hesaplama dışı bırakılması gerekeceği yönünde görüş bildirmiştir.
İcra takibine konu senetler incelendiğinde düzenleyenin … kefilin ise diğer Davacı … olduğu davanın her iki senet sorumlusu tarafından açıldığı anlaşılmıştır.TTK’ nun 612,613 ve 614. maddeleri gereğince kefil sıfatı ile talebe konu bonolardan dolayı keşideci gibi sorumludur. Kefilin sorumluluğu Borçlar Kanunundan değil Türk Ticaret Kanunun yukarıda belirtilen hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Asıl borç sona erdiği takdirde kefilin de sorumluluğu son erer.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre davacının ödeme iddiaları senetlerin düzenleniş vade tarihleri ve davalılar murisi ile aralarındaki taşınmaz devri sözleşmesinden sonra düzenlenişi ve murisin imzası bulunan ödeme belgeleri dikkate alındığında banka yoluyla peyder pey ödenen bu bedellerin ve taşınmaz devrinin yanında davalılar çalışanı olanın aldığı çek de dikkate alındığında söz konusu ödemelerin ve taşınmaz devrini tahsil edilen çekin muaccel borç olan senetler için verildiği tüm dosya kapsamı ve gelen belgelerden sabit olduğundan takibe konu senetlerin bedellerinin ödendiği ve asıl borçlu ve kefilin ödemem sebebiyle senetlerden dolayı davlılara borçlu olmadıkları kanaatine varılmış olup davalılar bunun aksini yazılı delille davalı ispat edemediğinden davacının söz konusu icra takibine konu senettler dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine ve menfi tespit davalarında İİK’nın 72/V. maddesi gereğince alacaklının kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olması gerekir. Somut olayda mahkemece takibin haksız olduğu kabul edilmiş ise de; alacaklılarının murise ait alacaktan dolayı ödemelerle ilgili bilgi sahibi olamaması ihtimali gözetilerek davalıların takipte kötü niyetli olduğu kanıtlanmamıştır. Bu halde koşulları oluşmadığından davacının kötü niyet tazminat talebi yerinde görülemeyerek aşağıdaki şekilde davanın kabulü ile menfi tespit talebine göre fazla ödeme tespit edilmesi halinde dava istirdata dönüştüğünden takip dosyasına göre gelen kapak hesaplarına göre davacılar tarafından fazla ödenen 8.200,41 TL’nin istirdatı ile bu miktarın davalılardan alınarak davacıya ödenmesine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
2-Davacıların Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasındaki toplam 56.010,21 TL’den dolayı BORÇLU OLMADIKLARININ TESPİTİNE,
3-Davacı …’ın ödediği 8.200,41 TL’nin istirdatı ile bu miktarın davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacıların kötü niyet tazminatı taleplerinin şartlar oluşmaması nedeniyle reddine,
3-492 sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 3826,05 TL nispi karar harcından peşin alınan 956,52 TL harcın mahsubu ile bakiye 2869,53 TL nispi ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 6.511,12 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 29,20 başvurma harcı, 4,30 TL vekalet harcı ve 966,52 TL peşin harç olmak üzere 990,02 TL toplam harç nedeniyle yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-6100 sayılı HMK’nın 326/2 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan tebligat, bilirkişi ve ATK masrafı olmak üzere toplam 782,70 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine
8-Gider Avansından kalan miktarın 6100 SY nın 333 md göre karar kesinleşince davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/04/2018

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.