Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/141 E. 2018/1021 K. 05.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/141
KARAR NO : 2018/1021

DAVA : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 13/02/2017
KARAR TARİHİ : 05/11/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Davalının müvekkiline olan borcu için 09/10/2015 keşide ve 09/11/2015 vade tarihli 10.000 TL bedelli senedi keşide edip müvekkiline verdiğini, müvekkili davalı borcu süresinde ödememesi üzerine işbu senedi Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı icra dosyası üzerinden icra takibine konu ettiğini, davalının bir taraftan borcu ödeyeceğini belirtirken diğer yandan imzanın kendisine ait olmadığını belirtmek suretiyle Bakırköy …. İcra Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası üzerinden imzaya itiraz ettiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile 10.000 TL alacağın 09/11/2015 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Talep edilen bedelin ve alacağın zamanaşımına uğradığını, ayrıca müvekkilinin tacir sıfatı bulunmadığından görev ve yetki itirazında bulunduklarını, takibe konu senetteki imzanın taklit edilmek suretiyle müvekkiline ait olmadığını, haksız ve kötü niyetli davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ;
Dava kambiyo senetlerinden kaynaklanan alacak davasına ilişkindir.
İş bu davadaki gibi senede karşı mutlak defiler senede hamil olan herkese karşı ileri sürülebilir. Senedin hükümsüzlüğünü gerektiren defiler senet ve eklentilerinden anlaşılsın anlaşılmasın senedin hükümsüz sayılmasını gerektiren defilerdir. Bu defilerin bir kısmı mutlak, bir kısmı nispi (kişisel) defi niteliğindedir. Hangisinin mutlak, hangisinin nisbi defi sayılacağı, ‘görünüşe itimat (güven)’, ‘iyiniyet’ ilkesiyle, ‘kambiyo senetlerine ilişkin işlemlerdeki emniyetin korunması’ ilkelerinden hangisine öncelik tanınacağı sorunuyla ilgilidir. Bu iki çıkarın karşılıklı olarak çatıştığı bazı durumları yasa yapıcı özel olarak ele alıp hangi çıkarın korunacağını kendisi (örneğin; TTK. mad. 571/II, 592, BK. mad. 18/II, 505/II, TMK. mad. 990’ da olduğu gibi) düzenlemiştir. Kanunda öngörülüp açık bir hükümle düzenlenen bu durumların dışında gerek doktrinde ve gerekse de uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” vb. defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir. Bu nedenledir ki, borçlunun hamil/alacaklıya karşı senet metninde sahtekarlık (tahrifat) iddiası mutlak def’idir ve mahkemece bu iddia incelenmelidir. (Hukuk Genel Kurulunun 04.03.2015 gün ve 2013/19-1746 E., 2015/896 K.)
Davaya konu senet incelendiğinde şeklen yasal olarak bono unsurlarını taşıdığı görülmüştür.
Kural olarak Bono, mücerret (soyut) borç ikrarı içeren bir kambiyo senedidir. Bunun sonucu olarak bono doğumuna neden olan bonoyu düzenleyen ile bononun lehtarı arasında mevcut bulunan hukuki işlemle bağlı değildir. Ancak bono kural olarak mücerret bir hukuki ilişki nedeniyle düzenlenir. Bononun düzenlenmesiyle birlikte bonoyu düzenleyen ile bononun lehtarı arasında iki ayrı borç ilişkisi meydana gelir. Bunlardan birisi temel borç ilişkisidir, diğeri ise kambiyo senedi ilişkisidir. Bono lehtarı bonoya bağlanmış alacağını tahsil etmek için temel borç ilişkisine veya bonoya dayanarak talep edilebilir.İmzaya itiraz mutlak defi olup bu defiye karşı iyiniyet savunması dinlenilmez.
Davalının imza inkarında bulunduğu anlaşılmakla;
14/09/2018 hakim havale tarihli bilirkişi raporu uyarınca;davalının ıslak imzaları ile senet üzerinde davalıya ait imzaların karşılaştırılması yapılmış ,…”….’ün imzasını bilen ve tanıyan herhangi bir kişi tarafından takliden atıldığı ve …’ÜN ELİ MAHSULÜ OLMADIĞI kanaati ile rapor tanzim edildiği görülmüştür.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde usulüne uygun denetime elverişli bulunan raporda dava konusu senetteki davalıya atfen atılmış imzanın davalının eli ürünü olmadığı görüş bildirilmiş olup Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Davaya konu takibe dayanak bonodaki imzanın davada varılan usuli sonucun bir gereği olarak bonoda imzanın davalıya ait olmadığının kabulüyle davalının söz konusu senelerden dolayı davacıya borçlu olmadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-492 sayılı harçlar yasası uyarınca alınması gereken 35,90 TL karar harcından daha önce peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 134,88 TL harcın karar kesinleşince ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
6-HMK’nun uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereği talep halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/11/2018

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.