Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/14 E. 2018/185 K. 19.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/14 Esas
KARAR NO : 2018/185

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/01/2017
KARAR TARİHİ : 19/02/2018
GEREKÇELİ KARAR YAZIM
TARİHİ : 05/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkiye binaen düzenlenen fatura bedellerinin ödenmemiş olması sebebiyle müvekkilinin alacağının temini için Bakırköy … İcra Dairesinin … E. Sayılı icra dosyasından borçlu hakkında ilamsız icra takibine geçildiğini, davalının müvekkiline bir borcu olmadığını iddia ederek takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu, itirazın haksız ve dayanaksız olduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkilinin işyerini kanuni tüm prosedürlere uygun olarak işleten dürüst bir tacir olduğunu, tüm bu ticari ilişki süresince doğmuş olan tüm borçlarını zamanında ödemiş olduğunu, davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, takibe haklı olarak 04/01/2016 tarihinde itiraz ettiklerini, itirazın iptali davasının süresinde açılmayıp zamanaşımına uğradığını, işbu davanın reddine, %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE YARGILAMININ ÖZETİ:
Dava Fatura ve ticari ilişkiden kaynaklı davalı aleyhine başlatılan icra takibine konu alacağın ödenmemesi sebebiyle alacağın ve ferilerine yönelik İİK 67.madde uyarınca açılmış itirazın iptali talebine ilişkindir.
Takibe konu İcra dosyası, Vergi dairesi BA formu kayıtları, cari hesap eksteri Faturalar ve Ticari defter kayıtları dosya arasına alınmış ve iddia savunma kapsamında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda HMK 222. Maddesi uyarınca defter incelemesi yapılmıştr.
Davacı ( alacaklı ) tarafından davalı ( borçlu) aleyhine Başlatılan İcra Takibi: Davacı şirket, davalı şirket hakkında 28.958,04 TL asıl alacağın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar asıl alacağa işleyecek yıllık % 10,50 avans faizi ve değişen oranlardaki faizi ile, icra giderleri, avukatlık ücreti ile birlikte BK 100. Maddesi uyarınca yapılacak kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve masraflara mahsubuyla tahsili talebiyle Bakırköy ….İcra Dairesi’nin … dosyasından takip tarihi itibariyle cari hesap alacağından kaynaklanan alacağı için haciz yolu ile takibe geçtiği görülmüştür.
Davacı vekilinin yasal bir yıllık süre içinde davalının itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açtığı, uyuşmazlığın davalının davacıya takibe konu alacaktan dolayı borcunun olup olmadığı hususunda olup, dosyada deliller toplandıktan sonra dosyada HMK 266.madde uyarınca çözümü teknik bilgiyi gerektirmesi sebebiyle mali müşavir bilirkişi ile inceleme yaptırılmış buna göre, Kök raporda ifade edildiği üzere, Taraflar arasındaki ihtilaf konusunun, davacının davalıya düzenlemiş olduğu faturalar sonucunda oluşan 28.958,04 TL cari hesap alacağının davalıdan tahsil edilmesi talebinden ibaret olduğu, ticari ilişkinin cari hesap ilişkisi olduğu, Dava dosyasında yer alan takip konusu edilen 10 adet irsaliyeli faturalardan 3 tanesinin isimsiz-imzalı olduğu, 7 tanesinin teslim alan imzasının olmadığı, davalı tarafından bu faturalara itiraz edildiğine dair herhangi bir evraka dava dosyasında rastlanmadığı, Güneşli Vergi Dairesi’nden davalının beyan ettiği BA(Büvük Alışlar) formunda davacının adına düzenlediği faturaları aldığı ve kayıt ettiği, Davacının 2015 yılında düzenlemiş olduğu faturalar neticesinde, resmi defterlerinde davalıdan 56.338,04 TL alacağının görüldüğü, davacının resmi defterlerinde tahsilatlar ile ilgili bilgi eksikliğinin var olduğu, davacının davalıdan yapmış olduğu 27.380,00 TL’lik tahsilatını inceleme günü beyan ettiği, tahsilatlar ile ilgili herhangi bir evrak sunulmadığı, davalı tarafın defter incelemesi yapılamadığından ilgili tahsilatların doğruluğunun tespit edilemediği, resmi defterlerde yer almayan tahsilatların kabulü neticesinde davacının davalıdan 28.958,04 TL alacaklı olduğu yönünde rapor düzenlemiştir.
Ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil teşkil etmesi, tacirin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerin kendisi lehine kanıt teşkil etmesi, her iki tarafın da defter tutma yükümlüsü olmasına , uyuşmazlığın her iki tarafında defterlerine kaydetmesi gereken ticari bir işle ilgili olmasına , tutulması gereken tüm defterlerin tutulmuş olmasına, defterlerin usulüne uygun tutulmasına ve onaya tabii defterlerin onaylatılmış olmasına, defterlerdeki kayıtların birbirini teyit etmesine, defterlere dayanarak ispat edilmek istenen iddianın da karşı taraf delillerince çürütülememiş olmasına, defterlerine dayanan tarafın yemin etmiş olmasına bağlıdır.(BAHTİYAR, M., Ticari Defterlerin Hukuki Önemi ve Sahibi Lehine Mahkemede Delil Olma Şartları, Makaleler II, s. 71 vd; ARKAN, s. 330 vd.).
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre uyuşmazlık davacının takibe konu fatura içeriğinden dolayı davalıya hizmet verip vermediği alacaklı olup olmadığı yönündedir.
Davalı ödeme yaptığını alacağı inkar ettiğinden alacağı olduğunu ve malları davalıya hizmet verdiğini iddia eden davacı ispat yükü altında olup davacı tarafça sunulan fatura yanında ticari defterler de ayrıca ispat vasıtalarından birisidir.
Fatura ticari ilişkilerde ispat vasıtalarından birisidir. Bir faturanın borç doğurabilmesi için öncelikle faturanın karşı tarafa tebliğ ve teslim edilmesinin ispatı gereklidir.
Davalı taraf icra dosyasına borcunun bulunmadığı itiraz beyanında bulunmasına karşın, davacı taraf inceleme gününde ticari defterlerini ibraz edip, davaya konu olan faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüş olup söz konusu faturanın bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi usulüne uygun tutulan taraf defterlerinin lehlerine delil vasfına haiz oldukları anlaşılmakla dava konusu edilen faturaların hiçbir ihtirazi kayıtta bulunmada daha sonra bunu BA formunda davalı tarafça vergi dairesine bildirmesi ve dosyaya sunulan sevk irsaliyesinin imzalı olması sebebiyle de fatura belgeleriyle de nedeniyle dava konusu edilen faturalar ile muhteviyatı mal ve hizmetlerin davalı şirkete teslim edildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve dava konusu alacağın dayanağı olan faturalar ile muhteviyatındaki mal ve hizmetlerin davalı şirkete teslim edildiği ve davalının havale ile ödedim iddiaları ise davalı tarafından havale gönderildiği defter kayıtlarında görülse de sonraki faturaların bedelinin ödenmediği bunu ispata yarar delil sunmadığından banka yoluyla ödedim savunması yerinde görülmemiş olup talebe konu asıl alacak yönünden karar vermek gerekmiş taraflar arasında yazılı bir sözleşme, teamül haline gelmiş faiz uygulaması ve alacaklının borçluyu temerrüde düşürücü her hangi bir ihtarının bulunmadığı görülüp, ödenecek tarih belirlenmediğinden ve davacı taraf takipten önce faiz istemediğinden, bu konuda değerlendirme yapmaya gerek bulunmamaktadır.Bu durumda davacının davalıdan takip ( temerrüt ) tarihi itibariyle 28.958,04 TL tutarınca alacağının bulunduğu ve bu tarihten borç tamamen ödeninceye kadar takipte avans faiz uygulanma ve İİK’nin 67 maddesi uyarınca da davalının itirazında haksız oluşu ve alacağın likit olması nedeniyle davalının alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı borçlunun Bakırköy …. İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin asıl alacak yönünden (28.958,04 TL) aynen devamına,
3-Hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek şekilde yıllık %9.75 oranını aşmayacak şekilde değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
4-Hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
5-492 sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 1978,12 TL nispi karar harcından peşin alınan 149,79 TL icrada yatan , 344,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 1483,58 TL nispi ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,

6-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 31,40 başvurma harcı 4,60 TL vekalet harcı ve 344,75 peşin harç olmak üzere 380,75 TL toplam harç nedeniyle yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6100 sayılı HMK’nın 326/2 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 629,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 3474,96 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine
10-Gider Avansından kalan miktarın 6100 SY nın 333 md göre karar kesinleşince davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/02/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır