Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/120 E. 2019/221 K. 20.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/120
KARAR NO : 2019/221

DAVA : Tazminat ( Hisse devir sözleşmesinden)
DAVA TARİHİ : 07/02/2017
KARAR TARİHİ : 20/02/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat ( Hisse devir sözleşmesinden) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili ile davalıların dava dışı …. San. AŞ’nin hissedarları olduklarını, …. San. AŞ ve …. ailesini temsilen … ile davacı şirket arasında 23/07/2014 tarihli ortaklık sözleşmesi imzalandığını, bilahare sözleşme gereğince tüm …. San. AŞ’in tüm ortakların katıldığı 16/10/2014 tarihli Olağanüstü genel Kurul toplantısı yapıldığı ve ortaklık sözleşmesi gereğince 22.600.000,00 TL olan sermayenin 46.122.450,00 TL’ye çıkarıldığını, ayrıca müvekkilince bu sermayeye ilaveten …. San. AŞ’ye 7.092.476,51 TL emisyon primi ödendiğini, bilahare 23/12/2014 tarihinde Olağanüstü Genel Kurul toplantısı yapıldığı ve şirket sermayesinin 46.122.980,00 TL’ye çıkarıldığını, sermayeye ilaveten …. San. AŞ’ye 18.477.550,00 TL emisyon primi ödendiğini, bunlarla beraber müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve …. San. AŞ’nin %51 hissesine sahip olduğunu, ancak daha sonra şirket varlıklarının gerçek değerinden daha fazla gözüktüğünün ortaya çıkması üzerine …. San. AŞ hissedarları biraraya gelerek 16/10/2014 tarihli telafi sözleşmesini imzaladıklarını, bilahare tarafların ek sözleşme ile yükümlendikleri yükümlülükleri yerine getirmesi amacıyla 31/03/2016 tarihinde ek-2 sözleşmeyi yaptıklarını, bu sözleşme gereğince davalıların müvekkiline devretmesi gereken hisseleri devretmediklerini, ihtara rağmen de sonuç alınamadığını bildirerek davalıların devretmesi gereken %4,1 oranındaki hissenin devredilmemesi nedeniyle zararları olan 2.850.000,00 USD’nin 30/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal temerrüt faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, dava dilekçesinde bildirilen sözleşme ve ek sözleşmelerin varlığından dava ile haberdar olduklarını, müvekkillerinin bu sözleşmelerden haberdar bulunmadıklarını, yönetim kuruluna da böyle bir yetkinin verilmediğini, bu nedenle bu sözleşmelerin müvekkillerini bağlamayacağını, zararın ispatı gerektiğini, husumetin sözleşmede imzası bulunan şirket genel müdürüne yöneltilmesi gerekeceğini, davacının şirketin tüm bilgi ve belgelerini inceleyerek şirkete hissedar olduğunu, müdür ile aralarında husumet bulunduğunu, müdürün şirket genel kurul kararı olmaksızın davacı şirketin sahibine sattığı taşınmaz için iptal davası açtıklarını, bunun üzerine iş bu davanın müvekkillerine baskı amacıyla açıldığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Dava, tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı vekili 11/02/2019 havale tarihli dilekçesi ile yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmamak kaydıyla davadan feragat ettiğini bildirmiş, davalılar vekili ise 14/02/2019 havale tarihli dilekçesi ile yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını ve feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Bilindiği üzere, HMK’nın 307. maddesine göre davadan feragat “Davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” Yine aynı kanunun 311. maddesine göre “Feragat, kesin hükmün sonuçlarını doğurur.” Bu hükümler gözetildiğinde davadan feragat davaya kendiliğinden son veren bir taraf işlemi olduğunda kuşku bulunmadığı, davadan feragatın usulüne uygun, süresinde ve tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri hususta olduğu anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın vaki feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davanın feragatin gerçekleştiği safhaya göre alınması gereken 2/3 oranındaki 39,60 TL karar harcının alınan peşin harçtan mahsubu ile bakiyesinin talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davalılar tarafından vekalet ücreti talep edilmediğinden vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 20/02/2019 11:42

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …