Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/116 E. 2018/250 K. 05.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/116 Esas
KARAR NO : 2018/250

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/02/2017
KARAR TARİHİ : 05/03/2018
GEREKÇELİ KARARYAZIM
TARİHİ : 29/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinden … A.Ş tarafından davalı şirkete satılarak teslim edilen 06/05/2016 tarihli … nolu 32.629,25 USD bedelli, 10/02/2016 tarihli … nolu 20.905,26 USD bedelli faturalardan kaynaklanan 53.534,51 USD alacağını tahsil edemediğini, bu alacağın tahsili amacıyla Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla takip başlatılarak borçlu şirkete 7 örnek ödeme emri gönderildiğini, bu ödeme emrine süresinde itiraz edildiğini, diğer müvekkili …’in kredi sigortaları branşında faaliyet gösterdiğini, poliçelisi …A.Ş’nin alacağını tahsil edememesi sebebiyle 48.197,25 USD tazminat ödeyerek TTK md 1472 gereğince ödediği tutarın alacağa kanunen halef olduğunu, … A.Ş’nin halen ana para 5.337,26 USD alacağının bulunduğunu, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davalı tarafın itirazının iptali ile duran takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalının davaya cevap süresi içerisinde cevap vermediği görüldü.
DELİLLER VE YARGILAMININ ÖZETİ:
Dava taraflar arasındaki ticari ilişkisi sonucu sigortacı tarafından ödenen alacak bedelinin rücu talebinden kaynaklı İİK 67.maddeye göre itirazın iptali talebine ilişkindir.
Takibe konu davacılar arasındaki sigorta poliçesi ve ödeme dekontu, İcra dosyası, cari hesap eksteri Faturalar ve Ticari defter kayıtları dosya arasına alınmış ve iddia savunma kapsamında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda HMK 222. Maddesi uyarınca defter incelemesi yapılmıştr.
Davacı ( alacaklı ) tarafından davalı ( borçlu) aleyhine Başlatılan İcra Takibi: Davacı şirket, davalı şirket hakkında 53534,51 USD asıl alacağın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar asıl alacağa faizi ile, icra giderleri, avukatlık ücreti ile birlikte BK 100. Maddesi uyarınca yapılacak kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve masraflara mahsubuyla tahsili talebiyle Büyükçekmece …. İcra Dairesinin … ESAS SAYILI dosyasından takip tarihi itibariyle cari hesap alacağından kaynaklanan alacağı için haciz yolu ile takibe geçtiği görülmüştür.
Davacı vekilinin yasal bir yıllık süre içinde davalının itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açtığı, uyuşmazlığın davalının davacıya takibe konu alacaktan dolayı borcunun olup olmadığı hususunda olup, dosyada deliller toplandıktan sonra dosyada HMK 266.madde uyarınca çözümü teknik bilgiyi gerektirmesi sebebiyle mali müşavir bilirkişi ile inceleme yaptırılmış buna göre, Ek ve Kök raporda ifade edildiği üzere,0,08.2017 tarihinde davalı yanın bağlı olduğu Beylikdüzü Vergi Dairesi Müdürlüğümden gelen yazı ekinde yer alan 2016 yılına ait BA (Büyük Alışlar) formunun incelenmesi sonucunda davalı yanın davacı …A.Ş.’den 2016 yılında 5 adet KDV hariç toplam 357.014,00 TL’lik mal-hizmet satın almış olduğunu beyan ettiği, davalı yanca defter incelemesi yapılamadığından bu faturaların detayının bilgisinin verilemediği, ancak davacı yanca sunulan davalı yana ait cari hesap dökümünde yer alan fatura toplamları ile beyan edilen tutarın birbiri ile aynı rakam olduğu, davalı yanca icra takibine konu faturaların 2016 yılı BA formunda beyan edildiği, Davacı yanın 08.11.2017 tarihinde dava dosyasına sunduğu dilekçe ekinde icra takibine konu faturalara ait sevk irsaliyeleri ile sistem üzerinden gönderilen e-faturalara ait fatura bilgilerinin yer aldığı, sevk irsaliyeleri ile ilgili teslim alan bilgilerinde imzasız isimlerin yer aldığı, davalı adına düzenlenen e-faturaların davalıya iletildiği, davalının ilgili faturaları e-fatura sistemi üzerinden kabul ettiği, dava dosyasında davalı tarafından ilgili faturalara itiraz edildiğine dair herhangi bir evraka rastlanmadığı, Davacı … A.Ş.’nin davalıdan 2016 yıl sonundaki alacağı olan 53.534,51 USD’nin davacı Atradıus şirketi tarafından 48.197,25 USD’lîk tutarının ödendiği, bunun sonucunda davalı . … A.Ş.’nin davalıdan 5.337,26 USD’lik alacağının kaldığının görüldüğü, davacı Atradıus şirketinin poliçe karşılığı yapmış olduğu 48.197,25 USD ödeme tutarınca alacağa halef olduğu yönünde rapor düzenlemiştir.
Asıl alacak yönünden yapılan değerlendirmeye göre
Ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil teşkil etmesi, tacirin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerin kendisi lehine kanıt teşkil etmesi, her iki tarafın da defter tutma yükümlüsü olmasına , uyuşmazlığın her iki tarafında defterlerine kaydetmesi gereken ticari bir işle ilgili olmasına , tutulması gereken tüm defterlerin tutulmuş olmasına, defterlerin usulüne uygun tutulmasına ve onaya tabii defterlerin onaylatılmış olmasına, defterlerdeki kayıtların birbirini teyit etmesine, defterlere dayanarak ispat edilmek istenen iddianın da karşı taraf delillerince çürütülememiş olmasına, defterlerine dayanan tarafın yemin etmiş olmasına bağlıdır.(BAHTİYAR, M., Ticari Defterlerin Hukuki Önemi ve Sahibi Lehine Mahkemede Delil Olma Şartları, Makaleler II, s. 71 vd; ARKAN, s. 330 vd.).
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre uyuşmazlık davacının takibe konu fatura içeriğinden dolayı davalıya mal teslimi yapıp yapmadığı alacaklı olup olmadığı yönündedir.
Davalı süresi de cevap vermeyerek HMK 128.maddeye göre alacağı inkar ettiğinden alacağı olduğunu ve malları davalıya hizmet verdiğini iddia eden davacı ispat yükü altında olup davacı tarafça sunulan fatura yanında ticari defterler de ayrıca ispat vasıtalarından birisidir.
Fatura ticari ilişkilerde ispat vasıtalarından birisidir. Bir faturanın borç doğurabilmesi için öncelikle faturanın karşı tarafa tebliğ ve teslim edilmesinin ispatı gereklidir.
Davalı taraf icra dosyasına borcunun bulunmadığı itiraz beyanında bulunmasına karşın, davacı taraf inceleme gününde ticari defterlerini ibraz edip, davaya konu olan faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüş olup söz konusu faturanın bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi usulüne uygun tutulan taraf defterlerinin lehlerine delil vasfına haiz oldukları anlaşılmakla dava konusu edilen faturaların hiçbir ihtirazi kayıtta bulunmada daha sonra bunu BA formuyla davacı … şirketinden alış olarak vergi dairesine bildiği görülmüş olup sonuç olarak fatura belgeleriyle de nedeniyle dava konusu edilen faturalar ile muhteviyatı mal ve hizmetlerin davalı şirkete teslim edildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve dava konusu alacağın dayanağı olan faturalar ile muhteviyatındaki mal ve hizmetlerin davalı şirkete teslim edildiği ve davalının itirazları yerinde görülmemiş talebe konu asıl alacak yönünden kabulüne karar vermek gerekmiş
Rücu alacağı yönünden ise Davacı … şirketi tarafından alacağı sigorta edildiği poliçeden anlaşılmış olup icra takip tarihinden sonra alacağın poliçe kapsamında sunulan dekont ödeme belgesine göre 48.197,25 USD’lik kısmının sigorta şirketi tarafından alacaklı davacıya ödendiği anlaşılmıştır.
Konuyu düzenleyen 6102 sayılı TTK MADDE 1472– (1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. Bu durumda ödenen bedel yönünden sigorta şirketi artık halef olduğundan takipteki alacaklı sıfatı bu kısım yönünden sigorta şirketine geçtiğinden sigorta şirketi yönünden ayrı kabül yönünden hüküm kurulması gerekmiş olup sigorta şirketi tarafından karşılanmayan ve fatura alacağı olan bakiye 5.337,26 USD bedel yönünden ise incelenen BA formu kayıtları defter ve belgelere göre davacının mal satıp bedelini almadığı anlaşıldığından yukarında anılan gerekçelerle davacı alacaklının bu kısım yönünden talebinin kabulü ile yabancı para alacağı olması nedeniyle Hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden işleyecke şekilde 3095 sayılı Kanunun 4A maddesi uyarınca kamu bankalarının 1 yıl vadeli USD kuruna mevduata uyguladığı en yüksek faiz oranı üzerinden avans faizi uygulanmasına karar vermek gerekmiştir..Bu durumda davacının davalıdan takip ( temerrüt ) tarihi itibariyle 53.534,51 USD karşılığı olan 177809,53 TL tutarınca alacağının bulunduğu ve bu tarihten borç tamamen ödeninceye kadar takipte avans faiz uygulanma ve İİK’nin 67 maddesi uyarınca da davalının itirazında haksız oluşu ve alacağın likit olması nedeniyle davalının alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
2-Davalı borçlunun Büyükçekmece … İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın davacı …Sigorta Şirketi yönünden halef olduğu 48.197,25 USD yönünden ve asıl alacaklı … A.Ş yönünden 5.337,26 USD alacağı yönünden itirazın iptali ile takibin davacı sigorta şirketi yönünden takip tarihindeki kur üzerinden hesaplanan 160.082,34 TL asıl alacak ve davacı … A.Ş yönünden 17.727,17 TL olarak takibin aynen devamına,
3-Hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden işleyecke şekilde 3095 sayılı Kanunun 4A maddesi uyarınca kamu bankalarının 1 yıl vadeli USD kuruna mevduata uyguladığı en yüksek faiz oranı üzerinden avans faizi uygulanmasına,
4-Hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden takip tarihindeki kur esas alınarak davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
5-492 sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 12146,26 TL nispi karar harcından peşin alınan 2147,50 TL icrada yatan 889,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 9109,61 TL nispi ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,

6-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 31,40 başvurma harcı 4,60 TL vekalet harcı ve 2147,50 TL peşin harç olmak üzere 2183,50 toplam harç nedeniyle yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-6100 sayılı HMK’nın 326/2 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 629,95 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 16.618,57 vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
9-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine
10-Gider Avansından kalan miktarın 6100 SY nın 333 md göre karar kesinleşince davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/03/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır