Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1150 E. 2018/180 K. 16.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1150 Esas
KARAR NO : 2018/180

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 20/12/2017
KARAR TARİHİ : 16/02/2018
GEREKÇELİ KARAR YAZIM
TARİHİ : 02/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin hissedarı olduğunu, ve bu şirket hissesini Zeytinburnu …. Noterliğinin 11/05/2016 tarihli ve … yevmiye sayılı limited şirket pay devri sözleşmesile davalıya devrettiğini, davalı bu devirden sonra şirketin tek hissedarı olduğunu bu nedenle şirket ve hisse devrini ticaret siciline ilanı için gerekli işlemleri yapmaktan imtina etmekte olduğunu, davanın kabulü ile davacının şirket nezdindeki hisselerinin davalıya devrettiğini ve devrin ticaret siciline tescil ve ilanına karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Dosya üzerinden resen dava şartları bakımından yapılan inceleme sonucunda,
Davacı dilekçede sadece hisseyi devralanı göstermiştir. Taraf sıfatına gelince, bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının o dava yönünden davacı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceğinden sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.
YARGITAY 11. Hukuk Dairesi ESAS NO: 2014/7746 KARAR NO: 2014/14033 sayılı emsal içtihadında da belirtildiği gibi Dava, limited şirket hisse devri nedeniyle ortaklığın tespiti ve hisse devrinin pay defterine işlenmesi istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. İşbu davada husumetin hisseleri devralındığı ileri sürülen limited şirkete yöneltilmesi gerekir. Bu nedenlerle, şirket ortaklarına husumet yöneltilmesi doğru olmadığından davanın pasif husumet nedeniyle reddi gerekirken mahkemece bu husus göz ardı edilerek davanın esasına girilerek davanın reddi doğru değilse de, HMK’nın geçiçi 3. maddesi delaletiyle uygulanması gereken mülga HUMK’nun 438/son maddesi uyarınca sonucu itibariyle doğru bulunan ret kararının onanması gerekmiştir. Şeklinde emsal içtihadına göre de davada husumetin hisseleri devralındığı ileri sürülen limited şirkete yöneltilmesi gerekir
Öncelikle pasif husumet yokluğu, “davalı olma sıfatı” anlamına gelmektedir. (Baki Kuru-Hukuk Muhakemeleri Usulü) Örneğin; bir alacak davasında davalı olma sıfatı, o alacağın gerçek borçlusuna aittir. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2005/8103 E. numaralı kararında; “…Eğer davalı, davacının yönelttiği hakkın istenebileceği kişi değilse davada taraf sıfatı olmadığından mahkemece bu durumda davaya konu edilen hakkın esası hakkında bir inceleme yapılmayıp, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmektedir…” diyerek, bu ölçütü aynen vurgulanmıştır. HMK’da dahili davalı kurumu olmadığından bu şekliyle yargılamanın yürütülmesi anılan gerekçelerle mümkün görülmediğinden davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
3-Alınması gereken 35,90TL karar harcından alınan 31,40TL peşin harcın mahsubu ile bakiye harcın davacıdan alınmasına
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
6- Gerekçeli kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi. 16/02/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır