Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1136 E. 2021/565 K. 07.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1136 Esas
KARAR NO : 2021/565

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2017
KARAR TARİHİ : 07/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin sözleşmeye göre üzerine düşen yükümlülükleri zamanında ve tam olarak yerine getirdiğini, ödemelerini yaptığını, karşı tarafın ise asansörleri süresinde yapıp teslim etmediği gibi teknik şartnameye aykırı imalat yapmış olduklarını asansörlerin çoğunun kullanılmaz durumda olduğunu, hatta bazılarının, yeşil etiket alamadığı için mühürlenmiş olduğunu, konuyla ilgili müvekkili şirket tarafından davalı şirkete; Büyükçekmece ……Noterliği’nin sırasıyla ……….., ………, ……….., ………. yevmiye numaralı ve yine Büyükçekmece …… Noterliği’nin ……. yevmiye numaralı ihtarnameleri keşide ettiğini, tüm bu ihtarnamelere karşın site genelindeki asansörlerin davacı şirketçe sözleşmeye ve kullanıma uygun hale getirilmediğini belirtmiştir. İlgili sitede, müvekkil şirketten daire alan 35 site sakininin, Beyoğlu …………….Noterliği tarafından ………. yevmiye numaralı ihtarame keşide edilerek, müvekkili şirketten asansörlerin sorunlarının düzeltilmesini talep ettiğini, ……… D.İş sayılı dosya ile durumun tespitini talep ettiğini, sözleşme konusu asansörlerin ayıplı ve kusurlu olduğunu, vermesi geren teknik hizmeti eksik ifa ettiğini, teknik şartnameye uygun olmayan bu durum sonucu, müvekkil şirketin, site sakinlerinin açtığı dava sonucu, asansörleri yeniden yaptırmak zorunda kalacağından, uğradığı ve uğrayacağı zararlar nedeniyle şimdilik fazlaya dair hakları saklı kalarak 10.000,00 TL ödenmesini talep etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacı tarafın taraf ehliyeti bulunmamakta olup dava mümkün değildir, Davacının bir hak veya alacağı olduğu kabul edilse ve bile işbu hak ve alacaklar zaman aşamasına uğramıştır. Uğranılmamış bir zaman tazmini hukuken mümkün değildir. Davacı taraf bütün hak ve iddialarından gayrikabili rücu şeklinde feragat etmiştir. Davacı tarafından imzalı belgelerle sabit olduğu üzere Müvekkil Şirket bütün yükümlülüklerini yerine getirmiştir. Davacı tarafından bütün yükümlülüklerini yerine getirdiği iddiası gerçek olmaktan uzak olup, bu durum kendi imzalı belgeleri sabittir. Davacı tarafından kendi yükümlülüklerini Müvekkil Şirketin Yükümlülüğü olarak gösterip yeterli özen sahihi olmayan bilirkişi vasıtası ile yapılan tespitin kabulü mümkün olmayıp gerekli cevap tarafımızca verilmiştir. Davalı vekili davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;

Davacı ……….. ve …………. ‘nin adi ortaklık taraf sıfatı ile “……….. İnşaat Projesi” kapsamında davalı alt yüklenici ile asansör temin ve tesis sözleşmesi akdettiği ,anılan sözleşme 05/10/2012 tarihinde 18 adet asansörün temin ve tesisini kapsadığı anlaşılmakla ;
İş bu davayı davacı ……… açmış olup adi ortaklığın diğer ortağı mecburi dava arkadaşı olacağından yargılama aşamasında ……… ve ……….. davaya dahil edilmiştir.
Davacı yan davalı alt yüklenicinin asansörleri sözleşme teknik şartnamesine aykırı ,ayıplı,kusurlu,eksik ifa ettiği ,ilgili projede site sakinleri yerleşmeye başladıktan sonra ayıplı,kusurlu işlere yönelik şikayetlerin başladığını ve site sakinlerinin ihtarname keşide ettiklerini beyanla fazlaya dair haklarını saklı tutarak 10.000 TL değerinde tazminat davası açmakla;
Davalı yan davacı adi ortaklığın kendi sözleşmesel yükümlülüklerinin ifadan kaçındığı ,teslim alındıktan sonra bakımlarının yapılmadığı ve amacı dışında kullanıldığı kaldı ki davacı adi ortaklık ile aralarında 28/03/2016 tarihinde protokol akdedildiği ve de bütün hak ve alacaklarından gayrikabil rücu şeklinde feragat ettiği iş u sebeple davanın reddini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmeyle davalı taraf 18 adet asansörün temin ve tesisini belirli bir ücret karşılığında bağımsız olarak üstlendiğinden taraflar arasındaki sözleşme, istisna sözleşmesidir (TBK. m. 470). Ayıplı ifa durumunda alıcının haklarını düzenleyen TBK. m. 475 hükmüne göre: “Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde işsahibi, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Eserişsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme.
2. Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme.
İşsahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Görüldüğü üzere, sözkonusu hüküm, ayıba karşı tekeffülde işsahibi lehine seçimlik bazı haklar öngörmüştür. İşsahibi, dilerse, eseri redde hazır olduğunu beyanla eser sözleşmesinin feshini, dilerse eseri alıkoyup kararlaştırılan bedelden indirim yapılmasını talep edebilir. İşsahibinin ayrıca genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
3. İspat kuralına ilişkin MK. m. 6 hükmüne göre: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.HMK. m. 190/1 hükmüne göre: “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir”. Bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/962
KARAR NO : 2020/1175

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı yüklenici arasında, davacı tarafından davalı yükleniciye verilecek siparişlerin sözleşmede ve sipariş formunda belirlenen şartlar dahilinde fason olarak üretilmesi hususunda 15.04.2013 tarihli “Fason üretim ve Dolum Sözleşmesi” bulunmaktadır.
Eser sözleşmesi, iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. Eser sözleşmesinde iş sahibinin asli borcu TBK 470. maddesi çerçevesinde meydana getirilen eser karşılığında bir miktar pararın ödenmesi, yüklenicinin borcu ise eseri zamanında ve ayıpsız olarak imal ve teslim etmektir.
Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK’nın 474. ile 478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yüklenicinin ayıptan sorumlu olabilmesi için eserin iş sahibine teslim edilmesi, eserin ayıplı olması, eserin iş sahibi tarafından kabul edilmemiş veya kabul edilmek zorunda olunmaması, eserin iş sahibi tarafından muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilmiş olması, eserdeki ayıbın iş sahibinin tutumundan kaynaklanmamış olması ve son olarak ayıplı teslimden doğan hakların süresi içinde kullanılması gerekmektedir. Ayıp, teslim edilen eserde sözleşme ile kararlaştırılmış olan veya dürüstlük kuralına göre olması gereken ya da kanunun öngördüğü niteliklerin bulunmaması olarak nitelendirileceğinden ayıplı bir eserin imali ve teslimi sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğini gösterir.
Eserin teslim alınmasından sonra açıkça görülen veya usulüne göre yapılan bir muayene ile görülebilen ayıplar açık ayıp, bu şekilde tespit edilemeyen ancak zaman içerisinde eser kullanılırken ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilir. TBK’nın 474/1.maddesi gereğince açık ayıplar bakımından iş sahibi işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve uygun bir süre içerisinde tespit ettiği ayıpların yükleniciye bildirmekle yükümlüdür. İş sahibi bu külfetleri yerine getirmezse ayıp dolayısıyla kendisine tanınan haklardan yararlanamayacaktır. Bu külfetlerin yerine getirilmemesi iş sahibinin yükleniciye karşı sorumluluğunu gerektirmemekte, sadece ayıplı eser teslimi dolayısıyla sahip olduğu haklardan yararlanamaması sonucunu doğurmaktadır. TBK’nın 477/1. maddesi gereğince gizli ayıplar açısından ise, ayıbın varlığı zaman aşımı süresi içerisinde vakit geçirilmeksizin yükleniciye bildirilmelidir. Ayıbın bildirilmemesi halinde eser olduğu gibi kabul edilmiş sayılır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02.02.1979 gün 1977/11-393 E., 1979/80 K. Sayılı kararı ile Yargıtay ……….. Hukuk Dairesi’nin 16.01.2013 tarih ve ……………… E., …………….. K. sayılı ilamında esasları ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı yasal her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir. “

Taraf iddia ve savunmaları doğrultusunda mahallinde keşif yapılmış;

07/09/2018 Tarihli Bilirkişi Heyet Raporu’nda özetle;
a) Bilirkişi heyetimizce yapılan incelemede, yukarda belirtilen eksikliklerin asansörlerde devam ettiği, ancak mekanik aksam ile ilgili olan şikayetlerin günlük kullanımdan ve beş (5) yıllık süreç içinde vaktinde yapılmayan bakım-onarım hizmetlerinin yetersizliğinden oluşan arızalar olduğu, mekanik ve yapısal olarak asansörlerin kurulum ve montajının uygun olduğu,
b) İnşaat Eksikleri-1 Bölümünde belirtilen noksanlıkların, ………….. İnşaat Tic San A.Ş ve Gül İnşaat Proje A.Ş firmasının kendi sorumluluğunda olduğu ve sözleşmeden kaynaklanan, yükümlülüklerini yerine getirmedikleri için, 5.000 TL masrafın bu firmalarca karşılanması gerektiği,
c) İnşaat Eksikliklei-2 bölümünde belirtilen noksanlıkların, ……………. Makine ve Servis San ve Tic. A.Ş firmasının kendi sorumluluğunda olduğu ve sözleşmeden kaynaklanan, yükümlülüklerini yerine getirmedikleri için, 2.000,00 TL masrafın bu firmaca karşılanmasıgerektiği,
d) Elektrik-Elektronik akşamda oluşan noksanlıkların, ……………. Makine ve Servis San ve Tic. A.Ş firmasının kendi sorumluluğunda olduğu ve bu yükümlülüklerini yerine getirmedikleri için, 6.200 TL masrafın bu firmaca karşılanması gerektiği kanaati ile rapor tanzim edildiği

07/09/2018 Tarihli Bilirkişi Heyet raporu muhalefet Raporu’nda özetle;
……………. ili …………….. ilçesi,……………. Mahallesinde ……………… Sokak …………….. ada ………….. parselde ………………. Projesine 31.05.20I8 de gidilerek keşif icra edilmiştir. Dosyasında ve mahallinde yapılan incelemeler sonucu;
Taraflar arasında imzalanan 28.03.2016 tarihli protokol ve ekinde bedeller ve ödeme şekil ve süreleri belirlenerek anlaşmaya varddığı kanaatine varılmıştır.Bakiye alacak ve faiz hesabı mali defterlerin incelenmesini gerektirmekte ve Heyetimizin uzmanlığı dışında kalmaktadır.
31.05.2018 de tespit edilen ayıplı ifanın inşaat işleri ile ilgili kısmının sözleşmede davalı firma yükümlülükleri arasında bulunmadığı, davalının edimlerini yerine getirerek işi teslim ettiği ancak işletme sırasında kullanımdan kaynaklı kusurlar oluşabileceği ve inşaatın ana-yüklenicisinin sorumluluğundaki peyzaj-yalıtım ve .imalatlardaki kusurlardan kaynaklanabileceği görüşüne varılmıştır.
Davacının talebi İle 2 yıl projenin atıl kaldığı akabinde davalının bakım yaptığı ve değişen yeni yönetmelikleri uyguladığı bilgisine dosya münderecatında rastlanmıştır.
Bu nedenlerle davalının davacıyı zarara uğratmadığı, işbirliği ve iletişim içerisinde olduğu, iş programı süresince kalite yönetimini yürüterek davacıyı bilgilendirdiği, düzeltici-önleyici faaliyetler aldığa doküman yönetimi ile kayıtları-formları sakladığı, iş güvenliği ve işçi sağlığı sözleşmesini imzaladığı ve gereklerini yerine getirdiği, dava konusu eksik/kusurların inşaat işleri kısmında davalının ayıplı ifa bedeli ve ikmal süresi, işçi sayısı hususları için hesap yapmanın hakkaniyetli olmayacağı kanaati ile rapor tanzim edildiği,

Taraf itirazları ve talepleri doğrultusunda yeni bir heyetten rapor alınmasına karar verilmiş ;
10/05/2019 Tarihli Bilirkişi Raporu nda özetle;
1-Dava konusu asansörün ayıplı almadığı,
2-Makine dairesi aydınlatma işlemleri sözleşme metninde İşveren tarafından yapılacağı belirtilmiştir.
3- Makine dairesinde / mekanında asansöre ait olmayan tesisat/teçhizat sökülmeli veya izole edilmelidir. İşveren tarafından düzeltilmesi gerekir»
4-2.10 Kuyu duvarı» kuyu tabanı ve tavanının uygunluğu, İşveren tarafından düzeltilmesi gerekir.
5-Kuyu içi aydınlatma işlemleri sözleşme metninde İşveren tarafından yapılacağı belirtilmiştir.
6-Çelik konstrüksiyon işleri (ayırıcı seperator) sözleşme metninde işveren tarafından yapılacağı belirtilmiştir.
7-Kuyu dibi temizliği ve rutubet durumu- İşveren tarafından düzeltilmesi gerekir.
8-Kuyu içi elektrik tesisatının düzenlenmesi, karşı ağırlık ayırıcı bölmesi ile bükülgen kablo ve takoz bağlantısının standartlara uygun hale getirilmesi asansör montaj firması sorumluluğundadır. Bu eksikliklerin standartlara uygun hale getirilmesi için 13.500,00 TL (KDV Hariç) harcama gerektiği kanaati ile rapor tanzim edildiği görülmekle ;
Davacı yan anılan rapor doğrultusunda netice-i taleplerini 13.500 TL olarak ıslah etmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık konusunda her ne kadar iki ayrı heyetten rapor tanzimi istenilmiş dosyada iki ayrık görüş oluşmakla ; bir kısım işlerin eksik ayıplı ifa ediliği davalı tarafın sorumlu olduğu kanaati ile davalı tarafın sorumlu olmadığı kanaatine yönelik iki ayrı değerlendirme yapılmış ise de; yukarıda açıklamalar kısmında taraflar arsındaki eser sözleşmesi uyarınca davalı tarafın edimini eksik-ayıplı ifa ettiği kabul edilse dahi, yukarıda aktarıldığı üzere davacı tarafından usulüne uygun şekil ve sürede ayıp ihbarı yapılmadığı gibi ,davacı ve davalının tacir olduğu 28/03/2016 tarihinde protokol akdedildiği ve davacının bütün hak ve alacaklarından feragat ettiği ,anılan protokolün tarafların kabulünde olduğu ,taraflar arasındaki sözleşmenin iş bu protokol uyarınca karşılıklı rıza ile nihayete erdirildiği ve de davacının basiretli tacir sıfatı ile akdettiği iş bu feragat uyarınca alacak talebinin dinlenilebilir olmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30- TL harcın 170,78‬ TL peşin harç ve 60,00 TL lik ıslah harç olmak üzere toplam 230,78 TL harçtan mahsubu ile kalan 171,48‬‬ TL bakiye harcın davacı tarafa iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.

07/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır