Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1118 E. 2018/1102 K. 22.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1118 Esas
KARAR NO : 2018/1102

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2017
KARAR TARİHİ : 22/11/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/12/2018
Davacı vekili tarafından açılan menfi tespit davasının Mahkememizde yapılan açıkyargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi ile müvekkilinin tekstil işi ile iştigal etmekte olduğunu, 2009 yılına kadar davalıların murisi olan ….’ün hissedarı olduğu taşınmaz üzerinde bulunan tekstil örme ve kot ve halı yıkama atölyesini işlettiğini, bu atölyenin işletilmesi sırasında müvekkilinin hissedarı olduğu arsadan çıkarılmakta olan kuyu suyundan faydalandığını, personellerin yeme-içme ve normal ihtiyaçlarında kullanılmak üzere davalıların murisi olan ….’ün aynı taşınmaz üzerinde bulunan gecekondusunda bulunan şebeke suyundan müvekkili ile …’ün şifahi olarak anlaştıklarını ve faturaların müvekkili tarafından ödendiğini, 2008 yılında davalıların murisi …. üzerinde gecekondusunun bulunduğu arsa payını satmak istediğini, …. ve çocukları davacılar ile müvekkilinin anlaşma sağladığını ve müvekkili tarafından arsa payının satın alındığını, satış esnasında davalıların murisi kullanılan şebeke suyundan dolayı İSKİ’ye 35.000,00-TL borcunun olduğunu bu borcunda ödenmesi şartıyla arsa payını satabileceğini bildirdiğini, müvekkili tarafından yapılan araştırma ile böyle bir borcunun bulunmadığını ancak ….’ün içinin rahat olması için müvekkili tarafından 35.000,00-TL bedelli teminat senedi verildiğini, taraflar arasında şifahi mutabakata göre arsanın satış tarihinden itibaren 2 yıl içerisinde herhangi bir İSKİ borcunun çıkmaması halinde senedin müvekkiline iade edileceğinin taahhüt edilidiğini, aradan geçen süre içerisinde herhangi bir borcun çıkmadığını, müvekkilinin …. ile görüşmesi sonucu senedi nereye koyduğunu unuttuğunu ve bulduğu takdirde iade edeceğinin bildirildiğini, ancak senedin iade edilmediğini, müvekkilinin yoğun iş temposu nedeniyle …’ü arayamadığını ve öldüğünden dahi haberinin bulunmadığını, davalıların müvekkili aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün…. Esas sayılı dosyasında 10/01/2015 tanzim tarihli, 10/05/2015 vade tarihli 35.000,0- TL bedelli senet ile ilgili olarak takipte bulunmuş olduklarını, müvekkilinin takibe konu senedi davalıların murisi …’e teminat senedi olarak düzenleyip vermiş olduğunu, davalıların murisi vefat ettikten sonra davalıların takibe konu senedi bularak müvekkili aleyhine icra takibinde bulunduklarından bu senetten dolayı müvekkilin davalılara borçlu olmadığının tespiti ile senedin iptaline ve %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile müvekkilleri ile anneleri olan …’ün vefatından önce bir araya geldiklerini ve müteveffa …’ün çocuklarına davacıdan para alacağının bulunduğunu beyan ettiğini, müvekkillerinin annelerinin sağlığıyla ilgilendiklerinden dolayı alacağın takibini yapamadıklarını, davacı her ne kadar verilen senedin teminat senedi olduğunu iddia etse de ortada herhangi bir sözleşmenin bulunmadığını, senet üzerinde de teminat senedi yazmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Yapılan yargılama sonucu dosya mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle İİK 72 maddesinde düzenlenen menfi tespit davası olup, davacı vekili müvekkili tarafından düzenlenen takibe konu 35.000 TL bedelli senedin 2008 yılından önce davalıların murisine teminat senedi olarak verildiğini, ancak davacılar tarafından murislerin vefatından sonra senedin davalılar tarafından takibe konulduğunu, bu senetten dolayı müvekkilin davalılara borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, davalılar vekili takibe konu senedin davacı tarafından müvekkillerin murisine borcu nedeniyle verildiğini savunmuş, senet metnin de senedin teminat senedi olarak verildiğine dair bir ibarenin olmadığı ve senedin nakden düzenlendiği anlaşılmış olup, davacı taraf iddialarını yazılı delille ispatlayamadığından delil listesinde dayanmış olduğu yemin delilinde de davalı tarafa yemin teklifinde bulunmayacağını beyan ettiğinden ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu menfi tespit davasının REDDİNE,
2-Davalılar vekilinin kötü niyet tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gereken 35,90-TL karar harcından peşin alınan 754,56-TL harcın mahsubu ile bakiye 718,66-TL fazla harcın istek halinde davacıya iadesine,
4-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden davalılar lehine takdir edilen 4.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) Davacı vekili Av. … yüzüne karşı davalılar vekilinin yokluğunda verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.22/11/2018

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.