Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1071 E. 2018/544 K. 10.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1071 Esas
KARAR NO : 2018/544

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 01/12/2017
KARAR TARİHİ : 10/05/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/05/2018
Davacı vekili tarafından açılan İtirazın İptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; Müvekkili şirketin uluslararası taşımacılıkla iştigal etmekte olup, davalıya ait emtianın taşınması işlerini gerçekleştirdiğini, davalı-borçlu şirket, müvekkili şirketin davalı şirket için yaptığı taşımalardan kaynaklanan bedelleri ödemediğini, taraflar arasındaki taşıma ilişkisinden doğan bedelleri gösterir faturalar ve konşimentolar davalıya tebliğ edildiğini ancak davalı tarafça faturalara yasal süre içerisinde itiraz edilmediği gibi, bir ödeme de yapılmadığını, müvekkili şirketin, davalıdan toplamda 7.706,60 TL alacaklı olduğunu, … firması tarafından davalı-borçlu şirkete gönderilen emtinanın davalı-borçlu şirkete teslimi için yapılan taşımaya ilişkin olarak, 1 kap, 52,20 kg “bakır boru” emtianın taşınması için müvekkil şirket tarafından davalı-borçlu şirket adına düzenlenen … numaralı ve 22.08.2016 tarihli 1.882,11 TL bedelli fatura, … no’lu 15.08.2016 tarihli konşimento, … no’lu 16.08.2016 tarihli konşimento, Müvekkil Şirket ile davalı-borçlu firma arasındaki e-posta yazışmaları, emtiaya ilişkin 11/08/2016 tarihli faturalar ve paket listesi Davalı-Borçlu Şirket tarafından … Ltd şirketine gönderilen emtianın alıcıya teslimi için yapılan taşımalara ilişkin olarak; 1 palet, 10 parça, 65 kg “seperatör” emtianın taşınması için müvekkil şirket tarafından davalı-borçlu şirket adına düzenlenen … numaralı, 17.08.2016 tarihli 1.291,40 TL bedelli fatura, buna ilişkin 17.08.2016 tarihli, …. no’lu konşimento, 17.08.2016 tarihli, … no’lu konşimento, menşe şahadetnamesi, paket listesi, emtiaya ilişkin 16.08.2016 tarihli, … sıra no’lu fatura, 35 palet, 1742 parça “seperatör” emtianın taşınması için müvekkil şirket tarafından davalı-borçlu şirket adına düzenlenen … no’lu 31.08.2016 tarihli 1.888 TL bedelli fatura, firma ile liman arasındaki kara taşımasına ilişkin sevk irsaliyesi ve bu taşımaya ilişkin … no’lu 30.08.2016 tarihli konşimento 1705 parça “seperatör” emtianın taşınması için müvekkil şirket tarafından davalı-borçlu şirket adına düzenlenen … no’lu 05.10.2016 tarihli 1.888 TL bedelli fatura ve bu taşımaya ilişkin … no’lu 04.10.2016 tarihli konşimento 215 parça “hava-yağ seperatörü” emtianın taşınması için müvekkil şirket tarafından davalı-borçlu şirket adına düzenlenen … no’lu 31.10.2016 tarihli 757,09 TL bedelli fatura ve bu taşımaya ilişkin … no’lu 28.10.2016 tarihli konşimento, Davalı/Borçlu Şirket bir takım ödemeler gerçekleştirmiş ise de 7.706,60 TL bakiye alacağın tahsili için Müvekkil şirket Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını ancak icra takibi, borçlunun yapmış olduğu yetkiye, borca, faiz oranına ve fer’ilere haksız itirazı nedeniyle durduğunu, davalı- borçlu şirket, müvekkil şirketin herhangi bir alacağı olmadığını iddia ettiğini, oysaki müvekkil şirketin ticari defter ve kayıtlarından anlaşılacağı üzere müvekkili şirketin, icra takibinin açıldığı tarih itibariyle icra takibine konu bedel kadar davalı-borçlu şirketten alacaklı olduğunu, davalının taşınmasını talep ettiği emtianın taşınmasından kaynaklanan bedel davalı tarafından ödenmediğini, müvekkili şirketin, üstüne düşen edimi kusursuz şekilde ifa ettiğini ve icra takibi konusu alacağa hak kazandığını, Davalı-borçlu şirketin yetki itirazının da haksız olduğunu, somut olayda, cari hesap alacağına dayalı olarak genel haciz yolu ile müvekkili şirketin yerleşim yerinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, HMK md.10’da sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılabileceği açıkça düzenlendiğini, TBK md.89’a göre, para borçlarının ifa yeri alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri olduğundan, müvekkili şirketin kendi yerleşim yeri olan Küçükçekmece İcra Müdürlüğünde icra takibi başlatılmasında hukuka aykırılık bulunmadığını, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … E., … K. no’lu kararı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … sayılı kararının da bu yönde olduğunu, bu nedenle davalı-borçlu şirketin yetki itirazının da haksız olduğunu, haksız ve mesnetsiz itirazın iptali için işbu davayı açma zorunluluğunun doğduğunu, müvekkili şirketin alacağının likit ve muayyen olup davalının borcun tamamına itirazı kötü niyetli, haksız ve her türlü yasal dayanaktan yoksun olduğunu, bu sebeple davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini ve itirazın iptali ile takibin devamı için işbu davanın açılmasını talep etmek zaruretinin hâsıl olduğunu, haksız ve mesnetsiz olan yetkiye, borca, faiz oranına, ferilere ilişkin itirazının iptaline, takibin devamına, davalının % 20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; davalı şirketin Ankara merkezli ve Türkiyenin en büyük filtre üreticisi olduğunu, yurdışına ihracaat yaptığını, 20/10/2015 tarihinde davacı … firması ile müvekkili şirketin … isimli müşterisinin Hindista bulunan … isimli müşterisine 2 adet 40HC ve 1 adet 20 DC konteyner olmak üzere toplam 3 konteynerlik DAP teslim denizyolu sevkiyatı organize edildiğini, yani davacı şirketin davalı şirketin yurtdışı nakliye işlerini organize ettiğini, bu sevkiyatlarda Hindistaki alıcı firma … firmasının tek sorumluluğu Hindistan gümrüklemesini yapmak ve gümrük vergilerini ödemek olduğunu, sevkiyat DAP teslim organize edildiği için alıcı … firması ordino masrafı ödemek zorunda olmadığını, kaldı ki, ordino ücretinin de yasal olmadığını, hukuki açıdan eşyanın mülkiyetinin devri yani teslimi için konşimentonun gümrük idaresine ibrazının yeterli olduğunu, zira konşimentoda eşyanın göndereni ve gönderilenin belli olduğunu, konşimento ile eşyanın alıcıya teslim edileceği garınti altına alındığını, gümrüklerde de eşya teslim edilirken Ordinoyla değil, konşimentonun alıcı nüshası ile teslim edilmekte olduğunu, Ordino değil, Konşimentonun alıcı nüshası ile edildiğini, Ordino, ne Türk Ticaret Kanununda ne de Gümrük Kanununda yeri olmayan bir belge olduğunu, yani Ordino hukuki açıdan hiç bir değer taşımadığını, Ordino, işlemlerin bir aşamadan diğer bir aşamaya geçerken önceki aşamaların tamamlanıp tamamlanmadığının kontrolünü sağlamak amacıyla yürürlüğe konulmuş bir belge iken, zaman içinde bu belgeye taşıyıcılar tarafından farklı fonksiyonlar yüklendiğini, oysa bu kontrol Konşimento ile sağlanabildiğini, özellikle gümrük işlemleri bilgisayar ortamında yapıldığından iş akımları Gümrük Bilge sistemi tarafından kontrol edilebildiğinden, Ordinonun bu yönden de hiç bir gerekliliği olmadığını, davacı şirket Türkiye ile hindistan ofisi arasındaki yanlış iletişim, yanlış bilgilendirme ve davacı şirketin ısrarlı müdahalelerine rağmen ordinonun 18 gün boyunca Hindistandaki müşteriye teslim edilemediğini, bu yüzden Hindistanda detention oluştuğunu ve bu ücretin müvekkilinden talep edildiğini, oluşan detention miktarının 14.718,33 TL olduğunu, bu ücretin tek sebebinin davacı şirketin Hindistan ofisi ile iletişim hatası olup, bu hatalarını kabul ettiklerini, bu ücretin yarısının sırf müşterilere malzemelerin gecikmesinde sıkıntı olmaması açısından davalı müvekkili şirket tarafından ödendiğini ve acil mağdururiyetin giderildiğini, … firmasının kalan bakiye zararı ie kendisinin karşılayacağını, bu hususta ileriki dönemde yapılacak başka sevkiyatlardan peyderpey düşmeyi kabul ettiğini ve bu şekilde 2.000 TL lik zarar kısmının mahsup edildiğini, ancak ileriki aşamalarda davacı şirketin hatalı gümrükleme ve nakliye işlerine devam etmesi üzerine ciddi boyutlara ulaşan sorunların çözülmemesi üzerine davalı müvekkili davacı şirket ile ilişkisini sonlandırdığını, bu aşamadan sonra davacı şirket yetkilisi …in 18/08/2016 tarihli e-mail ile daha önce kabul ettiği iadeyi ( alacak ) bu kez çalaşmama kararı üzerine reddettiğini, davacı taraf kendi hatasından kaynaklanan ve kabul ettiği detention bedelini sırf iş ilişkisi sona erdiği için yeniden davalı müvekkiline ödetmek gayreti içerisinde olduğunu, haksız ve kötüniyetli davanın reddi ile davacı firmanın inkar tazminatına mahkum edilmesini beyan etmiştir.
Davacı vekili 04/04/2018 havale tarihli feragat dilekçesi ile davasından feragat ettiğini bildirmiştir.
Bilindiği üzere, HMK’nın 307. maddesine göre davadan feragat ” Davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” Yine aynı kanunun 311. maddesine göre “Feragat, kesin hükmün sonuçlarını doğurur.” Bu hükümler gözetildiğinde davadan feragat davaya kendiliğinden son veren bir taraf işlemi olduğunda kuşku bulunmadığı, davadan feragatın usulüne uygun, süresinde ve tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri hususta olduğu anlaşılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
10/05/2018
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu İtirazın İptali davasının feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 11,96.-TL ( feragat nedeniyle duruşmasız 3/1 ) karar harcından peşin alınan 131,61.-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 119,65.-TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı lehine takdir edilen 2.180.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi ve İİK 263. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 10/05/2018

Katip …

Hakim …