Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1053 E. 2018/264 K. 07.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1053
KARAR NO : 2018/264

DAVA : Tazminat (Yöneticinin sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/11/2017
KARAR TARİHİ : 07/03/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Yöneticinin sorumluluğundan Küaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette % 50 pay sahibi olduğunu, diğer %50 payın da davalılardan …’ya ait ve aynı zamanda şirket müdürü olduğunu, davalı …’nın şirket çalışanı ve doktor olan diğer davalılar ile anlaşarak şirketin ticari faaliyetlerinin yürütüldüğü adresine ait ruhsatı iptal ettirerek birlikte muayene açılışı yapıp, şirketin kira sözleşmesini fesh ederek şirketin tüm müşterilerini ele geçirdiklerini ve şirketi zarara uğrattıkları gibi, haksız kazanç elde ettiklerini, şirkete mahkemece kayyım atandığını ileri sürerek belirsiz alacak davası olarak tedbiren davalılarca kullanılan internet sitesinin erişime engellenmesi ile müvekkilinin ortağı olduğu şirketin zararlarının tespiti ile davalıların müteselsilen müvekkilinin ortağı olduğu şirkete şimdilik 10.000,00 TL tazminat ödemeye, müvekkilinin uğradığı manevi zaralar için müvekkiline davalıların müteselsilen 10.000,00 TL manevi tazminat ödemelerine karar verilmesini istemiştir.

Davalı … vekili, yetki itirazlarının bulunduğunu, davanın yetkili İ. A. A. Ticaret mahkemesinde açılması gerektiğini, davacının manevi tazminat talep edemeyeceğini, diğer davalılara da husumet yöneltemeyeceğini, şirketin şubelerinin genel kurul kararı ile kapatıldığını, müvekkilinin ve diğer davalıların tümünün ruhsat ve vergi açılış kayıtlarının bulunduğunu, tarafların ortak olduğu şirketin çalışma ruhsatının İstanbul İl Sağlık müdürlüğü tarafından askıya alındığını, haksız rekabette bulunanın bizzat davacı olduğunu ve bu hususta kendisi aleyhine Bakırköy … ATM’nin… E sayılı dava dosyasının bulunduğunu, şirketin Web sitelerini davacının sildiğini ve başka sitelere yönlendirdiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Davalı … ve … vekili, müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini, kendi sine verilmesi talebiyle manevi tazminat davası açamayacağını, yetki itirazlarının bulunduğunu, davanın yetkili İ. A. A. Ticaret mahkemesinde açılması gerektiğini, müvekkillerinin faaliyette bulundukları adresle davacı ile bir bağlantısının bulunmadığını, aynı adres olsa bile bu adresteki şirket faaliyetlerinin sona erdiğini ve buranın müvekkillerince kiralandığını, müvekkillerinin kusurlu olmadığını ve zarar da doğmadığını, savunarak davanın reddini dilemiştir.
Dava, şirket ortağı olan davacı tarafından davalı şirket müdürü ile şirket müdürü ile birlikte zarara neden oldukları gerekçesiyle şirket ortağı olmayan diğer davalılara karşı açılmış sorumluluk davasıdır.
Uğranıldığı iddia edilen zarar, davalı şirket müdürünün diğer davalılarla birlikte hareket ederek şirketin ticari faaliyetlerinin yürütüldüğü adresine ait ruhsatı iptal ettirerek birlikte muayene açılışı yapıp, şirketin kira sözleşmesini fesh ederek, şirketin tüm müşterilerini ele geçirmek suretiyle şirkete ve davacıya verilen zarardır.
Davalılar yetki itirazında bulunduklarından bu itirazın yerindeliğinin tespiti yanında, somut davada kesin yetkiye ilişkin dava şartının bulunup bulunmadığının tahkiki gerekir.
Bilindiği üzere 6102 sayılı TTK’nın 644. maddesi uyarınca limited şirketlerde de uygulanması gereken anonim şirket sorumluluk davalarına ilişkin 561. maddesinde “Sorumluluk davaları şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesinde açılabilir.” hükmü yer almaktadır.
Diğer yandan 6100 sayılı HMK’nın 14/2. maddesinde ” özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerine karşı açacakları davalar için ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” hükmü taşımaktadır. Öte yandan 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesinde ” Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” 7. maddesinde ise ” Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmiş ise davaya o yer mahkemesinde bakılır.” hükmü yer almaktadır.
Az yukarıda belirtilen yetkiye ilişkin hükümlere bakıldığında HMK’nın 6 ve 7. maddelerindeki yetki kuralı genel yetki kuralı niteliğindedir. HMK 14/2. maddesinde belirtilen yetki kuralı ise özel yetki kuralı olup kesin yetkiyi işaret etmektedir. 6102 sayılı TTK 561. maddesindeki yetki kuralı ise özel bir yetki kuralı olup, HMK 14/2. maddesindeki yetki kuralı ile aynı hususu düzenlemektedir.
Her ne kadar TTK 561. maddesinde HMK 14/2. maddesindeki gibi açıkça şirket merkezi mahkemesinin yetkisini kesin yetki olarak belirtmemiş olsa da TTK 561. maddesi ile HMK 14/2. maddesi hükmünü ortadan kaldırıcı mahiyette değildir.

Gerek HMK 14/2. madde hükmü, gerekse TTK 561. madde hükmü dikkate alındığında kanun koyucunun şirket yöneticilerinin sorumluluğuna ilişkin davalarda şirket merkezini esas aldığı açıkça anlaşılmaktadır. Kanun koyucunun bu hususta şirket merkezini öngörmesi, buradan delillerin daha kolay ve ucuz temin edilmesi imkan derecesini dikkate aldığını gösterir.
Nitekim Yargtay 11. Hukuk Dairesinin 03/10/2016 tarihli ESAS 2016/7444 KARAR 2016/7664 sayılı emsal içtihadı da bu yönde olup, buna göre TTK’nın 561.maddesi hükmünde ise sorumlular aleyhinde TTK’nın 553. ve devamı maddelerine göre şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde dava açılabileceğinin belirtildiği, tarafların ortağı oldukları …Anonim Şirketi’nin ” Güneşli/İstanbul” adresinde faaliyette bulunduğu bu haliyle yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle, kesin yetki kuralı gereği davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir.Söz konusu yerel mahkeme kararı onanmıştır.
Hal böyle olunca aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kesin yetkiye ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde başvurulması halinde dava dosyasının şirket merkezinin bulunduğu İSTANBUL ANADOLU ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, ihtar edildi.
3-Yargılama giderleri konusunda şimdilik karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere hazır taraf vekillerinin yüzünde oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 07/03/2018 10:15

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …