Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/911 E. 2018/628 K. 31.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/911 Esas
KARAR NO : 2018/628

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/10/2016
KARAR TARİHİ : 31/05/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/06/2018
Davacı vekili tarafından açılan Alacak davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; müvekkili tarafından davalının gerçek kişi tacir olarak işletmekte olduğu işyerine malzeme temini ve tadilat işlemleri için 68.558 TL tutarınca harcama yapıldığını, davalı tarafın sevk irsaliyesi ve iş teslim tutanağını imzalamış olup bu harcamaların 20/09/2016 tarihli fatura ile faturalandırıldığını, ancak davalı tarafın bu faturaya ilişkin ödemeyi herhangi bir haklı gerekçesi olmadığı halde yapmadığını, bu nedenle huzurdaki alacak davasının ikame edildiğini, davalı tarafa teslim edilen malların bir kısmının kolaylıkla elden çıkarılabilecek spor malzemeleri olup davalının borcunu ödemediği gibi bu emtiayı elinden çıkardığı takdirde fatura bedelinin tahsilinin de mümkün olmayacağını, bu nedenle mahkemece teminatsız olarak veya uygun görülecek teminat karşılığında faturaya konu eşyaların üçüncü kişilere devrinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini, haklı davanın kabulü ile 68.558 TL nin ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; müvekkili ile davacının 1 yıla aşkın bir süre ilişki yaşadıklarını, bu ilişki içerisinde davacının müvekkilini kendi işini kurması konusunda teşvik ettiğini, bunun neticesinde müvekkilinin kendi işini yapma konusunda karar verdiğini ve bu konuda girişimde bulunduğunu, müvekkilinin söz konusu işini oluştururken gerekli harcamaları gerçekleştirdiğini, ürün alımlarını yaptığını ve işyerinin bulunduğu adresteki gayrimenkulü de kiraladığını, müvekkilinin bu alım ve kiralama işlerini kendisinin yaptığını, bu sırada davacının müvekkiline fatura kesmeyi, bu şekilde vergiden avantaj sağlayabileceğini, kendisinin de fatura kesmeye ihtiyacı olduğunu belirterek davaya konu faturayı kestiğini, müvekkilinin yaşının da vermiş olduğu tecrübesizlik ve bilgisizlik ve aynı zamanda basiretsizlikle bu teklifi kabul ettiğini, bu şekilde kesilen bir faturanın borç doğurmayacağının aşikar olduğunu, kaldı ki, dava dilekçesinde yapıldığı iddia edilen inşaatın nereye yapıldığının açıklanması gerektiğini, zira işyerine ait kira kontratının inşaata izin vermediğini, bu konuda kiralayanın tanıklığına da müracaat edilebileceğini, mamafih ürünlerin satın alındığı firmanın tanıklığına ve kesilen faturalarına da başvurulabileceğini, davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini beyan etmiştir.
Yapılan yargılama sonucu dosya mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; davalı vekili 15/03/2018 tarihli duruşmada müvekkilinin tacir olmadığını, müvekkilinin esnaf olmadığını, hiçbir ticari işletmesinin olmadığını, TTK 4/1 maddesine göre davanın ticari olmadığını beyan etmiş, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen cevabı yazıda davalının gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunamadığı gibi sicil kayıtlarına göre ortağı olduğu komandit, kollektif ve limited şirket kaydının da bulunamadığını, Beylikdüzü Vergi Dairesi Müdürlüğünden gelen cevabı yazıda davalı …’ ın … Ltd Şti arasında mahkememizde görülen satım sözleşmesinden kaynaklanan dava sebebi ile ilgili 07/09/2016 tarihinden itibaren kendi hesabına bireysel çalışan atlet, hakem, zaman tutucu, antrenör, spor eğitmeni vb.sporcuların faaliyetleri ilgili mükellefiyeti bulunduğu, 30/06/2017 tarihinde mükellefiyeti terk ettiğinin tespit edildiği, Ticaret Sicil Müdürlüğünden ve Vergi Dairesi Müdürlüklerinden gelen cevabı yazılardan da anlaşılacağı üzere, davalının tacir olmadığı, davalı tacir olmadığından taraflar arasındaki dava TTK 4 ve 5 maddelerinde sayılan ticari davalardan olmadığı, davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, HMK 114/c maddesi gereği mahkemenin görevli olmasının dava şartı olduğu, HMK 115 maddesi gereği dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılması gerektiği anlaşılmakla, davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK 114/c ve 115/2 maddesi gereğince usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, HMK 20.madde gereği kararın kesinleştiği tarihten 2 hafta içinde mahkememize başvuru yapıldığında dava dosyasının Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) Davacı vekili Av. …, Davalı vekili Av. … yüzüne karşı verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.
31/05/2018

Katip …

Hakim …