Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/863 E. 2018/872 K. 12.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/863
KARAR NO : 2018/872

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 06/10/2016
KARAR TARİHİ : 12/09/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette %40 pay sahibi olduğunu, şirketin %30 pay sahibi… tarafından yönetildiğini, ortaklar arasında 02/02/2011 tarihinden beri iletişimin sağlanamadığını,şirketi yöneten ortağın işlerin iyi olduğunu beyan etmesine rağmen şirketin kötü durumda bulunduğu ve fabrikasının kapanmak üzere olduğunun anlaşıldığını, şirket merkezinin nakledildiğini, diğer ortağın ise şirketin eski adresinde şirketle aynı iş kolunda iştigal ettiğinin öğrenildiğini, şirketin çevresinden faydalandığını ve şirkete ait merkez ve makineleri kullandığını,makine ve malzemelerin akıbetinin belirsiz olduğunu,şirketin faaliyetsiz olmasına rağmen krediler çekildiğini, bu kredinin ne amaçla kullanıldığının belirsiz olması nedeniyle ortaklar arasında güvensizlik oluştuğunu, müvekkiline bilgi verilmediğini, ortaklar arasında oluşan güvensizlik nedeniyle tasfiye hususunda ihtar çekildiğini, ancak sonuç alınamadığını ileri sürerek ihtiyati tedbir ile şirketin haklı nedenle feshine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekilinin, 07/01/2011 tarihinden itibaren fiilen sona eren ortaklık ilişkisine binaen davacının ortaklıktan çıkarılması için karşı dava açtıklarını, ortaklıktan çıkma hususunda bu tarih itibariyle pay hesabı yapılmasını, şirket ortaklarından ….’in sattığı taşınmazı ile şirketin makinelerini aldığını, ödemeleri bizzat kendisinin yaptığını, 07/01/2011 tarihinden itibaren ise kendi taşınmazları aleyhine ipotekler tesis ettiğini, şirketin tek bir binasının bulunduğunu, ortaklığın kooperaife olan borcunun da bu ortak tarafından üstlenildiğini ve ödendiğini, şirket merkezinin değiştirilmediğini, davacının kendi kusuruna dayanarak talepte bulunmasının hakkın kötüye kullanılmasını oluşturacağını, davacının bilgi alma hakkını dahi kullanmadığını, davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu savunarak davacının fesih talebinin reddine karar verilmesini istemiş, açtığı karşı dava ile de davacının ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini istemiştir.
Asıl dava Limited Şirketin haklı nedenle feshi; karşı dava ise ortaklıktan çıkarmaya ilişkindir.
Asıl davacı vekili 09/05/2018 tarihli oturuma mazeret bildirmeden gelmemiş davalı tarafın da davayı takip etmemesi nedeniyle asıl dava yönünden bu tarih itibariyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş; asıl dava davacısı yasal süre içinde davasının yenilememiştir. Bu durumda HMK 150. maddesi gereğince asıl davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Karşı davada davacı vekili, asıl dava davacısı ortağın ortaklıktan çıkarılmasını talep etmiş ise de oturum arasında verdiği 04/06/2018 tarihli dilekçesi ve 12/09/2018 tarihli oturumda alınan beyanında ” dilekçemi aynen tekrar ediyorum, dilekçeme ekli belgelerden de anlaşılacağı üzere müvekkilim şirket, tasfiyesini tamamlayarak davacı-karşı davalınında katılımı ile yaptığı ortaklar kurulu toplantısında tasfiyenin onaylanması kararına müteakip terkin edilmiş karşı davamız konusuz kalmıştır.” demiştir.
Davalı- karşı davacı şirketin tasfiyesinin tamamlayarak ticaret sicilden terkin edildiği, dolayısı ile karşı davanın konusuz kaldığı sunulan ticaret sicil kayıtlarından saptanmıştır. Karşı dava konusuz kalmış ise de yargılama giderleri yönünden yapılan değerlendirme de şirketin tasfiye edilerek sicilden terkin edilmesi yoluna gidilmiş olması nedeniyle karşı davalı aleyhine yargılama giderine hükmedilmesine gerek bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Hal böyle olunca aşağıdaki karar oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açılanan nedenlerle:
A-Asıl dava yönünden:
1-Asıl davanın açılmamış sayılmasına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan haçlar tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 29,20 TL’den mahsubu ile bakiye 6,70 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B-Karşı dava yönünden:
1-Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2- Alınması gereken 35,90 TL karar harcından daha önce yatırılan 29,20 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL ‘nin karşı davacıdan tahsiline,
3-Karşı davacı ve karşı davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davalı-karşı davacı vekilinin yüzünde verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 12/09/2018 10:08

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …