Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/741 E. 2018/887 K. 17.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/741
KARAR NO : 2018/887

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/08/2016
KARAR TARİHİ : 17/09/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Müvekkilinin Genel Pastacılık Lezzet ve Dekor Eğitmenliği ve Danışmanlığı görevini yaptığını, halihazırda ayrıca …. firmasının da danışmanlığını yaptığını, 18-20 Mart tarihleri arasında Londra’da düzenlenen Cake İnternational adlı yarışmaya katıldığını ve altın madalya kazandığını, organizasyon bitiminde Türkiye dönüşü için davalı taraf olan …. bilet aldığını ve Türkiye’ye 21/03/2016 tarihinde …sefer sayılı uçağı ile döndüğünü, uçağa binmeden önce … kontuarına bagajını teslim etmek üzere gittiğini, valizini ve paketlenmiş ödüllü eserini kırılacak eşya uyarısı ile özel kutusu ile …. görevlilerine teslim ettiğini, İstanbul’da uçaktan indiğinde bagaj paketinin hasara uğradığını, açtığında ise eserinin parçalandığını, …. ile yazışmalarında uzlaşı sağlanamadığını, öncelikle güveni kötüye kullanarak hizmet kusuru nedeni ile uğranılan maddi zarara ilişkin şimdilik 3.000 TL haksız fiil tarihi olan 21/03/2016 tarihinden itibaren ticari faizi ile davalı kurumdan tahsiline, müvekkilinin dünya çapında ödüllü eserinin kurulu hizmet sonucu sergilenemeyecek olması karşısında müvekkilinin duymuş olduğu derin üzüntü keder nedeni ile 20.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA; Davacının talebinin dayanağı uçuş sırasında hasarlandığını iddia ettiği eserin, bagaj olarak taşınabilecek bir eşya olmadığını, davacının eser olarak iddia ettiği pastanın süsleme kaplama malzemelerinden ibaret olduğunu, bu kadar basit bir pastanın araba bagajında bile taşınsa en basit bir sarsıntıda hasar alabileceği, davacının bilet almakla taşıma koşullarını kabul ettiği bir sözleşmesinin olduğunu, davacının içinde ne olduğunu bilmediği paketi talebi üzerine bagaj olarak kabul ettiğini, davacının hasarlandığını iddia ettiği pastasının aldığını iddia ettiği ödüllerin, taşıyıcının sorumluluğu bakımından bir öneminin olmadığını, geriye dönük olarak haksız fiil tarihinden itibaren faiz talebinin usulsüz olduğunu, sınırlı sorumluluk kapsamında hükmedilebilecek en yüksek limitin davacının dava açma tarihinden önce zaten teklif edildiğinden faiz istenemeyeceğini, davacının manevi tazminat talebininde yasaya ve usule uygun olmadığını belirterek maddi ve manevi tazminat talebinin reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep ettiği görüldü.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ;
Dava hava yolu ile taşıma esnasında meydana gelen zayi iddiasından alacak kaynaklı maddi ve manevi alacağın tahsili talebine ilişkindir.
Dosyaya delil olarak, …. uçuş belgesi dava öncesi yazışmalar Hasar fotoğrafları celp ve ibraz edilmiştir.
Meydana gelen olayda tarafların sorumlulukları emtianın değeri ve Mevzuat ve zarar tespiti yönünden incelenmesi için dosya HMK 266.madde kapsamında bilirkişilere tevdi ve en son alınan ve hükme esas olan …. ve ….den alınan 25.04.2018 tarihli heyet raporunda özetle,
Davacının bagaj içeriğinin zayii hususu, davalının ödeme teklifi de gözetildiğinde ihtilafsız olduğu, Davacı yolcunun zararının, dinlenen tanık anlatımları, dosya içeriği fotoğraflar, ürünün rayiç değeri olan ve ticarete konu emtia olmaması hususları birlikte gözetildiğinde 30.000 TL ila 50.000 TL arasında olabileceği,
Meydana gelen zararın kasa içinde, istifleme-sabitleme ve sair kasa-ambalaja yerleştirme hatalarından kaynaklı ve davacı sorumluluk alanında meydana geldiği; ancak taşıma sürecinde oluştuğundan; davalının 1.131,00 SDR ile sınırlı sorumlu olduğu,
Davalının 1.131,00 SDR karşılığı TL miktarı gözetilerek 21.06.2016 tarihinde tazminat ödeme TEKLİFİNDE bulunduğu ve davacının bunu kabul etmediği, Gelinen aşamada, dava açılmasına sebebiyet verenin davacı olduğu; lehine 1.131,00 SDR karşılığı TL kadar tazminata hükmedilebileceği, davalının ağır kusurunun ispatlanamadığı gibi; malda özel menfaat de bildirmeyen davacının; ancak sınırlı sorumlu tazminatı talep edebileceği, Montreal Konvansiyonu m.22/6 özel hükmü karşısında, davacı lehine faiz-masraf ve yasal vekâlet ücreti gibi yargılama giderlerine de hükmedilmeyeceği,Davalının maddi ve manevi ayırımı olmaksızın mevcut dosya kapsamına göre ispatla-nabilen zarar miktarı bakımından azami tazminat sorumluluğunun sayın mahkeme karar tarihinde 1.131,00 SDR karşılığı TL miktarı kadar olacağı, Manevi zarar ve tazminat değerlendirmesinin sayın mahkemenin takdiri olduğu yönünde rapor düznelemişlerdir.
İlk raporlar hüküm kurmaya elverişli bulunmamış ve itirazlar sebebiyle ikinci bilirkişiden rapor alınmış olup hükme esas alınan ikinci bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır.
Dava, uluslararası havayolu ile taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dava konusu uyuşmazlığa uygulanacak Montreal Sözleşmesinin 18/1. maddesi uyarınca taşıyıcı, kayıtlı bagajın tahribi, kaybı veya hasara uğraması halinde doğan zarardan ve 19. maddesi uyarınca hava taşımasındaki yolcu, bagaj veya eşyanın gecikmesinden doğan zarardan, sorumlu olacaktır. Taşıyıcının sorumluluğu gerçek zarar miktarı kadar olmakla birlikte sorumluluk tutarı sözleşmenin 22. maddesinde belirtilen meblağla sınırlıdır
Montreal Konvansiyonu, bagaj taşıması bakımından sayılan kurtulma sebepleri dışında havayolu taşıyıcısının genel bir sorumluluktan kurtulma sebebi öngörmemektedir. Montreal Konv. m.18 hükmü incelendiğinde havayolu taşıyıcısının taşıma sürecinde vaki hasardan sorumlu olacağı, ifa yardımcıları, acente ve sair kişilerin eyleminden de sorumlu olacağı açıktır. Buna karşın sayınla dört (4) farklı sorumluluktan kurtulma sebebi ortaya konularak ancak sorumluluktan kurtulma mümkündür. Somut olayda hasarın taşıma esnasında meydana geldiği dikkate alındığında ambalaj kusuru veya savaş ve sıkıyönetim ya da kamu otoritesi eylemine dayalı sorumluluktan kurtulma sebepleri gözetildiğinde; taşıma süreci sonunda tespit edilen hasar-ıslaklık ile ilgili sorumluluktan kurtulma sebebi ortaya konulmadığı görülmektedir. Kuru ve sağlam taşımaya alınan emtianın varma yerinde hasarlı olduğu tespit edilmekle hasarın taşıma sürecinde meydana geldiği ve davalının taşıma sürecinde vaki hasardan sorumlu olduğu anlaşımıştır.Montreal Konv. m. 22/3.fıkra gereği yüke ilişkin ÖZEL MENFAAT belirtilmemiş ise taşıyıcının bagaj ve yük taşımasında sorumluluğu zayi olan veya hasarlı emtianın bürüt kg basına 19 SDR ile sınırlıdır. Sınırlı sorumluluğun bagaj veya yük taşıması bakımından sınırsız hale gelmesi söz konusu değildir. Taşıma sürecine tam ve sağlam olarak alınan emtianın varma yerinde hasarlı olduğu tüm dosya kapsamından anlaşılmış olup Montreal Sözleşmesi çerçevesinde davacının pastacılık alanında meydana getirdiği eserlerinin davalının sorumluluğu esnasında zayi olduğu sabittir. Ancak davacının maddi Montreal Konv.m 22/2 gereği bagajın taşıyıcının sorumluluğuna verildiği anda yolcu, bagajın ulaşacağı yerde teslimi ile ilgili özel bir fayda beyanında bulunmadığı ve durumun gerektirmesi halinde ilave bir ödeme yapmadığı müddetçe , taşıyıcının bagajın zayii veya hasarı halinde her yolcu için havayolu taşıyıcısının bagaj zayi ve hasarında sorumlu tutulacağı zararın 1.131.00 SDR ile sınırlı olduğu dikkate alındığında davacının maddi zarar kalemleri bakımından talep ettiği sınırlı sorumluluk halini aşan maddi zarar kazanç kaybı gibi talepleri yerinde görülmeyerek davalının sınırı sorumluluk ilkesi kapsamında 1131 SDR ile sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda ise hesaplanan tazminat ıslah tarihindeki www.tcmb.gov.tr resmi SDR kuru esas alınarak karşılığı 10200,60 TL olmakla; tamamını davalının tazmin etmesi gerektiği açıktır, Sonuç olarak yukarıda açıklanan gerekçelerle itirazın iptali davasının kabulüne Montreal Konvansiyonu’nun 22/2 maddesinde düzenlenen sınırlı sorumluluk ilkesi gereği SDR baz alınarak hesaplanan tutarındaki zararın karar tarihindeki karşılığını tazmin etmekle yükümlü bulunduğu, ve davacının dava tarihinden itibaren yasal faizi talep edebileceği kanaatine varılar kısmen maddi tazminat yönünden davanının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacının olayla ilgili manevi tazminat talebi yönünden ise manevi zarar mal varlığında bir azalmayı değil ve fakat kişilik haklarına vaki tecavüz nedeniyle bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ve ızdırabı, elemi ve böylece yaşama zevkinde bir azalmayı ifade eder. 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. (TBK 58) maddesine göre, şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir denilmiştir. Şahsiyet haklarına saldırıda, manevi tazminat istenebilmesi için 818 sayılı BK 49. (TBK 58) maddede belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar ise şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunmasıdır. (Bkz. Prof Dr. Safa Reisoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, yirminci baskı, S.202-208) Somut olayda davacının meslek olarak meydana getirdiği ürünlerin hasar nedeniyle talep ettiği manevi tazminatın TMK’nın 24 ve TBK’nın 49. (TBK 58) maddeleri anlamında kişilik haklarının ihlaline neden olacağının kabulü mümkün değildir. Her sözleşmeye aykırılık manevi tazminat gerektirmeyeceği gibi, davacı tarafça da meydana gelen olay nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiği ispat edilememiştir. Bu itibarla, davacının kişilik haklarına saldırı bulunmadığı, BK’nın 49. (TBK 58) maddesinde öngörülen manevi tazminat şartlarının oluşmadığında bu kısım yönünden davanın kısmen reddine dair karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL-KISMEN REDDİNE;
2-Davacının maddi tazminat talebinin talep artırım dilekçesi ile birlikte kabulü ile 10.200,60 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının koşulları oluşmaması nedeniyle manevi tazminatın reddine,
5-492 sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 696,80 TL nispi karar harcından peşin alınan 122,96 ıslah hacı ve 372,79 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 696, 287 TL nispi ilam harcının davalıdan alınmasına
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 2180 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 2180, 00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı 122,96+372,79 TL vekalet harcı ve 4,30 TL peşin harç olmak üzere 549,25 TL toplam harç nedeniyle yargılama giderinin toplam harç nedeniyle yargılama giderinin kısmen kabul red oranına göre 185,51 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6100 sayılı HMK’nın 326/2 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1689,80 TL yargılama giderinden kısmen kabul red oranına göre hesaplanan 570,75 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafında yapılan 50 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 33,12 TL’sinin davacıdan alınmasına
-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine
-Gider Avansından kalan miktarın 6100 SY nın 333 md göre karar kesinleşince davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/09/2018

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.