Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/706 E. 2018/569 K. 21.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/706
KARAR NO : 2018/569

DAVA : İtirazın İptali (Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/08/2016
KARAR TARİHİ : 21/05/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Müvekkili ile davalı arasında ”Risk Paylaşım Sözleşmesi” akdedildiğini, müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirdiğini, sözleşme kapsamında davalıya verilen hizmetin faturalarının kesildiğini, ancak davalı tarafın satın almış olduğu hizmete ilişkin faturaları ödemekten kaçındığını, bu sebeple Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile 7 örnek ilamsız icra takibi başlattığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, yapılan itirazın haksız olduğunu, bu nedenlerle haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı şirketin Gaziantep merkezli …. Holding A.Ş bünyesinde bulunan şirketlerden olduğunu, 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişimin sonrasında kayyum tayin edilerek TMSF’ye devredildiğini, bu süreçte yaşanması muhtemel usulsüzlükler ve şirketin içinin boşaltılmasını önlemek bakımından şirkete kesilmiş mal ve hizmet faturaları reddedildiğini ancak gerekli kontroller yapıldıktan sonra eğer mal ve hizmet alımı yapılmışsa kabul edildiğini, davacı şirket ile de müvekkili arasında sözleşmeye dayalı cari hesap ilişkisi mevcut olup alacak ve borç miktarının davacının iddia ettiği gibi likit ve tartışmasız olmadığını, gerçek alacak miktarının ticari defterlerin incelenmesi ve sağlandığı iddia edilen hizmet veya malın davalıya teslim edildiğinin ispatı ile mümkün olacağını, 15 Temmuz 2016 öncesi ve sonrasında şirkete kesilen faturaların tamamının şüpheli işlemler olduğunu, davacının iddia ettiği fatura konusu mal ve hizmeti sağladığını ispat etmekle yükümlü olduğunu, 18/07/2017 günü şirket yetkilisi olmayan şirket çalışanına yapılan tebligatın usulsüz olduğunun tespitine, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ;
Dava Fatura ve taraflar arasındaki yazılı Risk paylaşım ticari ilişkiden kaynaklı davalı aleyhine başlatılan icra takibine konu alacağın ödenmemesi sebebiyle itirazın iptali talebine ilişkindir.
Takibe konu İcra dosyası, Taraflar arasındaki sözleşme, cari hesap eksteri Faturalar ve Ticari defter kayıtları dosya arasına alınmış ve iddia savunma kapsamında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda HMK 222. Maddesi uyarınca defter incelemesi yapılmıştr.
Davacının hakkındaki soruşturma sebebiyle kayyum olarak TMSF’nin atanması sebebiyle yeni yönetim kurulundan yetki belgesi sunularak davaya devam edildiği görülmüştür.
Bakırköy …. İcra Dairesi’ nin …. esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibi dosyasının incelenmesinde, davacı şirket tarafından, davalı şirket aleyhine, 122.897,53.-TL …. no ve 16.148,12.-TL …. numaralı faturalar dayanak gösterilmek suretiyle 139.045,65.-TL asıl alacak, 909,11.-TL işlemiş faiz toplamı 139.954,76.-TL toplam alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 9 ve değişen oranlarda ticari (reeskont iskonto) faiz uygulanmak suretiyle tahsili amacıyla 11.07.2016 tarihinde başlatılan ilamsız takipte ödeme emrinin davalı şirkete 20.07.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı şirket vekili tarafından 27.07.2016 tarihinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, mevcut davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın davalının davacıya takibe konu alacaktan dolayı borcunun olup olmadığı hususunda olup, dosyada deliller toplandıktan sonra dosyada HMK 266.madde uyarınca çözümü teknik bilgiyi gerektirmesi sebebiyle mali müşavir bilirkişi ile defterler üzerinde inceleme yaptırılmış buna göre,
İzmir ….Asliye Ticaret Mahkemesince … Talimat numaralı dosyada alınan talimat bilirkişi raporuna göre;
Raporda, davacı şirkete ait yasal belgelerin tetkikinde; Müvekkil şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki mevcut olduğu, dava şirket tarafından davaya konu olan 2 adet faturanın ve içeriği Risk Paylaşım bedellerinin davalıya teslim edilmiş olduğunun kanıtlandığı, 2016 yılı yasal defterlerinin açılış onaylarının muntazaman yaptırıldığı, birbirini teyit eder vaziyette işli oldukları yine TTK’nın 64/3 maddesinde yer aldığı şekli ile süresi içerisinde sene sonu e-defter kapanış onaylarının mevcut olduğu ve davacı şirkete ait 2016 yılı yasal defterlerinin davacı şirket lehine delil teşkil edecek nitelikte olduğu, davacı şirketin yasal defter ve dayanağı belgelerin tetkikinde, taraflar arasındaki davanın konusu olan iki adet faturanın davacı şirketin yasal defter ve dayanağı belgelerine göre kayıtlarında işlenmiş olduğu, Davacı şirketin takip tarihi itibariyle cari hesap ekstresine göre 139.045,65-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği yönünde rapor düzenlemiştir.
Ankara NÖBETÇİ ATM’Den alınana bilirkişi raporunda Özetle, Taraflar arasında mevcut Risk Paylaşım Sözleşmesi kapsammda, davacı şirket davalı şirkete vermiş olduğu elektrik enerjisi hizmeti nedeniyle 11.07.2016 tarihinde başlatmış olduğu ilamsız icra takibinde 31.05.2016 ve 30.06.2016 tarihli toplam 139.954,76.-TL tutarlı faturalardan kaynaklı alacağmm bulunduğunu iddia ederek, bu alacağın 909,11.-TL işlemiş faizi ile birlikte icraen tahsilini talep etmektedir. Davalı şirket ticari defter ve kayıtlan usulünce tutulmakla sahibi yarama delil olma özelliği taşımakta olup, risk paylaşım bedeli açıklamasını içeren alacağa dayanak faturalarda olmak üzere davacı şirket tarafından davalı adma düzenlenen 6 adet toplam 1.599.503,63.-TL tutarlı fatura davalı kayıtlarında yer almakta olup, yapılan ödeme tutan ise 1.460.457,98.-TL olup, mahsup işlemi sonrasında davacı şirketin 11.07.2016 olan takip tarihi itibariyle davalmm borçlu olduğu tutar 139.045,65.-TL’dir.İcra takip talebinde “30.05.2016 – 30.06.2016 arası faiz” ibaresi yer almakta olup, takip öncesi döneme ait temerrüt tarihi belirtilmemiş olduğu için aynca faiz hesabı yapılamamıştır. yönünde rapor düzenlemiştir.
Ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil teşkil etmesi, tacirin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerin kendisi lehine kanıt teşkil etmesi, her iki tarafın da defter tutma yükümlüsü olmasına , uyuşmazlığın her iki tarafında defterlerine kaydetmesi gereken ticari bir işle ilgili olmasına , tutulması gereken tüm defterlerin tutulmuş olmasına, defterlerin usulüne uygun tutulmasına ve onaya tabii defterlerin onaylatılmış olmasına, defterlerdeki kayıtların birbirini teyit etmesine, defterlere dayanarak ispat edilmek istenen iddianın da karşı taraf delillerince çürütülememiş olmasına, defterlerine dayanan tarafın yemin etmiş olmasına bağlıdır.(BAHTİYAR, M., Ticari Defterlerin Hukuki Önemi ve Sahibi Lehine Mahkemede Delil Olma Şartları, Makaleler II, s. 71 vd; ARKAN, s. 330 vd.).
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre uyuşmazlık davacının takibe konu fatura içeriğinden dolayı RİSK PAYLAŞIM sözlşemesi kapsamında alacaklı olup olmadığı yönündedir.Davacı şirket ile davalı şirket arasında 31 Aralık 2015 tarihinde imzalanan Risk Paylaşım Sözleşmesi dosya arasına alınmıştır.
Davacı tarafça sunulan fatura yanında ticari defterler de ayrıca ispat vasıtalarından birisidir.
Fatura ticari ilişkilerde ispat vasıtalarından birisidir. Bir faturanın borç doğurabilmesi için öncelikle faturanın karşı tarafa tebliğ ve teslim edilmesinin ispatı gereklidir.
Davalı taraf icra dosyasına borcunun bulunmadığı itiraz beyanında bulunmasına karşın, davacı taraf inceleme gününde ticari defterlerini ibraz edip, davaya konu olan faturaların davacı ticari defterlerinde ve davalı ticari defterlerin de kayıtlı olduğu görülmüş olup söz konusu faturanın bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi usulüne uygun tutulan taraf defterlerinin lehlerine delil vasfına haiz oldukları anlaşılmakla dava konusu edilen faturaların hiçbir ihtirazi kayıtta bulunmada daha sonra bunu kendi defterine kaydetmesi dosyaya sunulan fatura belgeleriyle de risk paylaşım sözlşemesi nedeniyle ödenemeyen dava konusu edilen faturaların içeriği hizmetin davalıya verildiği bunun karşılığı olan ödeme edimini davalı borçlunun yerine getirmediği ve davalının bu kayıtların aksini çürütecek yazılı ve kesin delille çürütemediği de anlaşılmıştır. Davalı taraf bu faturaları itirazsız şekilde kabul ettiğinden faturanın kim tarafından teslim aldığının gelen defter kayıtlarına göre önemi kalmamıştır. Taraflar arasında yazılı ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve dava konusu alacağın dayanağı olan faturalar ile muhteviyatındaki hizmetin davalıya verildiği anlaşıldığından asıl alacak yönünden talebin kabulü ile takibin aynen devamı yönünden karar vermek gerekmiştir. Faiz başlangıcı yönündne ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 117 ve 234/1 maddesinden bahisle davada söz konusu edilen faizin temerrüt faizi olduğu bu nedenle muaccel olma durumundan hareketle ihtar gönderilmesine gerek olduğu anlaşıldığından Taraflar arasında temerrüt ile ilgili herhangi bir sözleşme veya davacı tarafından davalıya gönderilmiş herhangi bir borç ihtarnamesi bulunmadığından temerrüdün dava tarihi itibarıyla oluştuğu anlaşılmış olup davacının takip öncesi talep etmiş olduğu 909,11.TL tutarındaki işlemiş faiz talebinin reddi ile talebin kısmen kabul ve reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL-KISMEN REDDİNE,
2-Davalı borçlunun Bakırköy …. İcra Dairesinin …E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin asıl alacak yönünden (139.045,65 TL) aynen devamına,
3-Davacının işlemiş faiz talebinin reddine,
4-Hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek şekilde yıllık %9 oranını aşmayacak şekilde değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
5-Hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
6-492 sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 9.498,20 TL nispi karar harcından peşin alınan harçtan 1690,31 TL ve icrada yatan 699,77 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.108,12 TL ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 2180 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 909,11 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 29,20 başvurma harcı, 4,30 TL vekalet harcı ve 1690,31 TL peşin harç olmak üzere 1723,81 TL toplam harç nedeniyle yargılama giderinin kısmen kabul red oranına göre 1.712,61 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-6100 sayılı HMK’nın 326/2 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.396,40 TL yargılama giderinin kısmen kabul red oranına göre 1.387,33 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine
-Gider Avansından kalan miktarın 6100 SY nın 333 md göre karar kesinleşince davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/05/2018

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.