Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/694 E. 2018/697 K. 25.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/694 Esas
KARAR NO : 2018/697

DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/08/2016
KARAR TARİHİ : 25/06/2018
Gerekçe Yazım TARİHİ : 25/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı …Ltd.Şti. 13.466,04 TL tutarındaki asıl alacak için Küçükçekmece ….İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasına istinaden Davalı firmaya 09.03.2016 tarihinde ödeme emri göndermiştir. 25.07.2016 tarihinde Davacı vekili tarafından Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesine Davalı tarafın ödeme emrine karşı yaptığı itiraza karşılık olarak beyanda bulunmuştur. Davalı ve Davacı arasında icra takibine konu alacağa dayanan faturalarda belirtildiği üzere ofset baskılı pasta kutusu satışı hususunda mutabakata varmışlardır. Bu mutabakat neticesinde, Davalı şirket Davacı şirketten talep ettiği miktar ve ebattaki pasta kutularının siparişini vermiş, Davacı şirket te talep doğrultusunda ürünü hazırlamış ve ürünler Davalı şirket tarafından, Davacı şirketin deposundan… plakalı Davalı şirket aracı ile ayrı ayrı tarihlerde şirket şöförleri … ve …. tarafından bizzat alınmıştır. Davacı şirket kendi üzerine düşen yükümlülüğü eksiksiz olarak yerine getirmiş olmasına rağmen, Davalı şirket Davacı şirkete ödemesi gereken ve faturalarda belirilen borç miktarını ödememiştir. Bu neden ile Davacı şirket tarafından alacağın tahsili için icra takibinin başlatıldığı, Davalı şirket tarafından takibe kötü niyet ile itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, Davalı tarafın itirazının haksız olup iptalinin gerektiğini Davalının itirazının tamamında kötü niyetli olduğunu belirterek itirazın iptali ile alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzre icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Davaya cevap vermemiş olup Davalı, Küçükçekmece ….İcra Müdürlüğü …. esas sayılı dosyasına 22.03.2016 tarihinde tebliğ edildiğini, ilamsız takipteki ödeme emrine süresinde itirazlarını sunup takibin durdurulması talebinde bulunulmuştur. Davacı tarafından iki fatura bedelinden oluşmak üzere 13.466,04 TL alacak ve işlemiş faizlerine ilişkin Davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Davalı firmanın bu tutarda borcu bulunmadığını, 22.03.2016 tarihinde tebliğ edilen ve ödeme emrinde belirtilen borca, vekalet ücretine, faize ve tüm ferilerine 7 günlük yasal süresi içinde itiraz ederek, takibin durdurulmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ;
Dava İİK 67.madde kapsamında taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı fatura alacağından kaynaklı itirazın iptali talebine ilişkindir.
29.07.2016 tarihli ….Asliye Hukuk Mahkemesinin gerekçeli kararına istinaden Davacı tarafından açılan dava mahkememize iş bu dava görevsizlikle gönderilmiştir.
Takibe konu İcra dosyası , davalı SGK çalışanlarına dair kayıtlar, söz konusu Faturalar ve Ticari defter kayıtları dosya arasına alınmış ve iddia savunma kapsamında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda HMK 222. Maddesi uyarınca defter incelemesi yapılması sonucunda,
Davacı ( alacaklı ) tarafından davalı ( borçlu) aleyhine Başlatılan İcra Takibi: Davacı şirket, davalı şirket hakkında 13.466,04 TL icra giderleri, vekalet ücreti ve avans faizi ile birlikte tahsili talebiyle Küçükçekmece …. İcra Dairesinin …. esas sayılı takip tarihi itibariyle fatura alacağından kaynaklanan alacağı için haciz yolu ile takibe geçtiği görülmüştür. Davacı vekilinin yasal bir yıllık süre içinde davalının itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açtığı, uyuşmazlığın davalının davacıya takibe konu alacaktan dolayı borcunun olup olmadığı hususunda olup, dosyada deliller toplandıktan sonra dosyada HMK 266.madde uyarınca çözümü teknik bilgiyi gerektirmesi sebebiyle mali müşavir bilirkişi ile inceleme yaptırılmış,Dava dosyasına sunulu olan deliller, cari hesap ekstreleri, Davacı taraf ticari defterleri, takip dosyası ile dosyaya mübrez tüm evraklar üzerinde yapılan incelemeler ve değerlendirmeler aşağıdaki gibi özetlenmiştir: Dava konusunun, taraflar arasında ticari bir ilişkiye bağlı olarak Davacının bakiye 13.466,04 TL cari hesap alacağının tahsili için Davalı aleyhine yürütülen icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi talebinden ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Davacının 2015 yılına ait ticari defterlerinin LEHİNE delil niteliğinin bulunduğu kanaatine varılmıştır. Davalı taraf incelenmek üzere ticari defterlerini,cari hesap ektresi vs.. ibraz etmemiştir. Davacı tarafından kesilen satış faturaları sevk irsaliyesi ile bağlantılı olup irsaliyelerde ürünlerin nasıl teslim edildiğine ait bilgiler bulunmaktadır. İrsaliyelerde, teslim eden teslim alan kısımları imzalı olup ilgili kişilerin isim ve soy isimleri belirtilmiştir. Ayrıca ürünlerin araç ile teslim edildiği ve araç plakalarının yazıldığı görülmüştür. Davalı tarafından, Davacının kesmiş olduğu faturalara ait iade faturası kesilmediği, faturaları ihtaren 8 günlük yasal süresi içinde iade edildiğine dair Davacının cari hesap ekstresinde ve dava dosyası içerisinde bir bilgiye rastlanmamıştır. Cari hesap ekstresi, fatura ve ödeme bazında detaylı incelenmiş olup; Cari Hesap Ekstresi Özeti: Toplam Kesilen Fatura :24.571,91 TL Toplam Yapılan Ödeme:11.105,87 TL toplam 13.466,04 TL cari hesap bakiyesi ve dava konusu olan tutardır. Davacının 13.466,04 TL Davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Ticari defterlerin kendisi lehine kanıt teşkil etmesi, her iki tarafın da defter tutma yükümlüsü olmasına , uyuşmazlığın her iki tarafında defterlerine kaydetmesi gereken ticari bir işle ilgili olmasına , tutulması gereken tüm defterlerin tutulmuş olmasına, defterlerin usulüne uygun tutulmasına ve onaya tabii defterlerin onaylatılmış olmasına, defterlerdeki kayıtların birbirini teyit etmesine, defterlere dayanarak ispat edilmek istenen iddianın da karşı taraf delillerince çürütülememiş olmasına, defterlerine dayanan tarafın yemin etmiş olmasına bağlıdır.(BAHTİYAR, M., Ticari Defterlerin Hukuki Önemi ve Sahibi Lehine Mahkemede Delil Olma Şartları, Makaleler II, s. 71 vd; ARKAN, s. 330 vd.).
Öte yandan davacı usule uygun şekilde tutulan ve onaylanan kendi defter ve kayıtlarına göre davalıdan takip konusu miktar kadar alacaklı gözükmektedir. Ancak davalı tacir olduğundan davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına da dayanmıştır. Ne var ki davalı şirkete inceleme gün ve saatinde hazır olması gerektiği konusunda ihtarat yapılmasına rağmen davalı taraf ticari defter ve kayıtlarını sunmaktan kaçınmıştır.
HMK. 219. maddesine (HUMK. 326) göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, eş söyleyişle, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar HMK. 219. ve ardından gelen maddelerindeki konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre uyuşmazlık davacının takibe konu fatura içeriğinden dolayı davalıya mal teslimi yapıp yapmadığı alacaklı olup olmadığı yönündedir.
Davalı davaya cevap vermeyerek HMK 128.maddesi uyarınca davayı inkar ettiğinden alacağı olduğunu ve malları davalıya hizmet verdiğini iddia eden davacı ispat yükü altında olup davacı tarafça sunulan fatura yanında ticari defterler de ayrıca ispat vasıtalarından birisidir.
Fatura ticari ilişkilerde ispat vasıtalarından birisidir. Bir faturanın borç doğurabilmesi için öncelikle faturanın karşı tarafa tebliğ ve teslim edilmesinin ispatı gereklidir.
Dayanak olan ve davacı şirketin düzenlemiş olduğu irsaliyeli faturaların ekinde bulunan gönderi takip formlarının içeriğine göre davacı şirketin düzenlemiş olduğu faturaların ve içeriğinin davalı şirkete gönderilmiş olduğu, teslim edildiği, bu yöne ilişkin ise zaten açık bir itirazın bulunmadığı anlaşılmaktadır. TTK.m.21 uyarınca sekiz günlük yasal süre içerisinde faturaya itiraz ve iade ettiğini kanıtlama yükümlülüğü ise, davalı tarafa aittir. TTK’nın 21. maddesi uyarınca teslimine rağmen faturayı süresinde itiraz ve iade etmeyen davalı tacir, fatura münderecatını aynen kabul etmiş ve faturayı gönderen davacı taraf, faturaya dayalı bu alacağının varlığını ispatlamış olur.
Kaldı ki hazırlanan bilirkişi raporu gerekçeli, denetime elverişli ve uyuşmazlık konularının da tamamını irdeleyen niteliktedir.
Davalı taraf icra dosyasına borcunun bulunmadığı itiraz beyanında bulunmasına karşın, davalı davaya cevap vermemiş defter inceleme günü kayıtlarını sunmamış olup davacı taraf inceleme gününde ticari defterlerini ibraz edip, davaya konu olan faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüş olup söz konusu faturanın bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi usulüne uygun tutulan taraf defterlerinin lehlerine delil vasfına haiz oldukları anlaşılmakla davalı taraf defterlerini sunmamış olup dosya kapsamı ve sunulan belgelere göre davacı şirket tarafından düzenlenerek teslim edilen malların teslim edilen kişilerin gelen belgelere göre davalı çalışanı olduğu bir kısmının ise isim ve imzaya rağmen SGK kaydının gözükmediği anlaşılmış olup SGK kaydına göre teslim alan kişiler davalı şirket çalışanı olup davacının fatura belgeleriyle de nedeniyle dava konusu edilen faturalar ile muhteviyatı mal ve hizmetlerin davalı şirkete teslim edildiği kanaatine varılmıştır. Taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve dava konusu alacağın dayanağı olan faturalar ile muhteviyatındaki mal ve hizmetlerin davalı şirkete teslim edildiği anlaşılmış olup sonuç olarak davaya konu faturalar yönünden taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve dava konusu alacağın dayanağı olan isim ve imzalı olan faturalar ile muhteviyatındaki mal ve hizmetlerin davalı şirkete verildiği talebe konu asıl alacak yönünden ispatlanan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş davacı işlemiş faiz yönünden talepte bulunmadığından bu hususta değerlerime yapılmamıştır. Bu durumda davacının davalıdan takip ( temerrüt ) tarihi itibariyle 13466,04 TL tutarınca alacağının bulunduğu ve bu tarihten borç tamamen ödeninceye kadar takipte davacının talebiyle bağlı kalınarak yıllık %9,75 oranında avans faiz uygulanma ve İİK’nin 67 maddesi uyarınca da davalının itirazında haksız oluşu ve alacağın likit olması nedeniyle davalının alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı borçlunun Küçükçekmece …. İcra Dairesinin….E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin asıl alacak yönünden (13.466,04 TL) aynen devamına,
3-Hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek şekilde yıllık %9.75 oranını aşmayacak şekilde değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
4-Hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine
5-492 sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 919,86 TL nispi karar harcından peşin alınan 229,97 TL harcın mahsubu ile bakiye 689,89 TL nispi ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,

6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 2180 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 29,20 başvurma harcı 229,97 TL peşin harç, 9,50 TL vekalet harcı olmak üzere 268,67 TL toplam harç nedeniyle yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6100 sayılı HMK’nın 326/2 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 647,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine
10-Gider Avansından kalan miktarın 6100 SY nın 333 md göre karar kesinleşince davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/06/2018
Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza