Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/66 E. 2019/373 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/66 Esas
KARAR NO : 2019/373

DAVA : Sigorta (Sigorta Edilen Şeyin Temlikinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/01/2016
KARAR TARİHİ : 28/03/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/04/2019
Davacı vekili tarafından açılan rucüen tazminat davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekeçesi ile, davalı kuruma ait kanalizasyon hattında oluşan tıkanık sonrasında geri tepen suların müvekkili şirketçe sigortalı olan dava dışı … Ltd. Şti’nin … Mah. …. Cd. No:…. Bakırköy adresinde bulunan işyerinde maddi hasara yol açtığını, müvekkili şirketçe sigortalısına 36.603,71-TL ödeme yapıldığını, ödenen bu tutarın TTK nın halefiyet maddeleri gereği hasara sebebiyet veren davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu cevap dilekçesi ile, 17/04/2015 tarihinde müvekkili kurumun şube müdürlüğüne arıza kaydının geldiğini, arıza kaydına istinaden ekipler tarafından yapılan incelemede söz konusu adreste bulunan binanın projesinin …. onaylı olmadığı ve rabıt bağlantısının …. tarafından yapılmadığının tespit edildiğini, meydana gelen zarardan müvekkili kurumun sorumlu olmadığını, işyerinin yol kotunda aşağıda bodrum kat olduğu fakat bu tip harici su girişlerine karşı taşınmaz sahibi tarafından herhangi bir tedbir alınmadığını, … Atıksuların Kanalizasyon Deşarj Yönetmeliğine göre binanın atıksularını kanalizasyon şebekesine ileten parsel bacasi ile atık su kanalı arasındaki bağlantı kanalının mal sahibine ait olduğunu, bunların bakim ve işletmesinin de taşınmaz sahiplerinin sorumluluğunda olduğunu, sigortalı ya da mal sahibi tarafından pompaj sistemi kurulmadığı gibi parsel çıkış bacasında atık suyun geri gelmesini önleyecek bir tedbirin alınmadığını, davada talep edilen hasar bedelinin fahiş olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Yapılan yargılama sonucu dosya Mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle TTK 1472 maddesinde düzenlenen rücuen tazminat davası olup, dosyada tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmış, Sigorta Hukuk Uzmanı bilirkişinin 14/02/2017 tarihinde sunmuş olduğu raporunda meydana gelen dahili su hasarından dolayı davalı …. Genel Müdürlüğünün kusursuz sorumluluğun mevcut olduğunu, hasarın davalı idaresin sorumluluğunda bulunan sokak içi ana kanalizasyonda meydana gelen çökme neticesinde oluştuğunun davalı idarsinin 05/05/2015 tarih ….sayılı yazısı ile sabit olduğunu bildirmiş, Tekstil mühendisi bilirkişinin 15/05/2017 havale tarihli raporunda , sigortalı işyerinde oluşan hasarın 45.633,30-TL olduğu, sigortalı işyerindeki emtialarda eksik sigorta söz konusu olduğunu, eksik sigorta uygulaması sonrası tazminat bedelinin 37.016,75 TL olarak hesaplandığını bildirmiş, İnşaat Mühendisi bilirkişinin 22/06/2018 havale tarihli raporunda ise su basmasına neden olan çökmenin sokaktaki ana kanal hattında olması ve de bu kanalın … sorumluluğunda olması nedeniyle davacının sigortalısının bulunduğu işyerinde meydana gelen su basmasının … nin kusurundan kaynaklandığını, 38.008,81 TL (36.603,71 TL hasar bedeli + 1.405,01 TL dava tarihine kadar işlemiş faiz) maddi tazminatından davalının sorumlu tutulmasının gerektiği, açıklanmış, inşaat mühendisi bilirkişi 28/01/2019 havale tarihli ek raporunu ibraz etmiş, bilirkişi raporlarında açıklandığı üzere; …….sokaktaki ana kanal hattındaki çökmenin davalı idarenin sorumluluğunda olduğu, çökme neticesinde pis atık suların geri tepmesi ve işyerini basmasına bağlı olarak hasarın meydana geldiği, …. ye ait ana kanalizasyon hattı dıkanmasıyda hasarın meydana gelmeyeceği, dava dışı sigortalının işyerinde oluşan rögar tıkanıklığı olmadığı, davalı idarenin kusursuz sorumluluğu bulunup illiyet bağının kesilmediği, tüm dosya kapsamından anlaşılmakla davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu rücuen tazminat davasının kısmen kabulüne karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu rücuen tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 36.603,71 TL hasar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Davacı lehine takdir edilen 4.376,41-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 678,30-TL ile 1.694,94-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 2.373,24-TL yargılama giderinin kabul(%96,30) red(%3,70) oranına göre hesaplanan 2.285,43-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı lehine takdir edilen 1.405,10-TL vekalet ücreti ile haklı çıkılan orana göre davalının yaptığı 3,48 -TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6- Alınması gereken 2.500,40-TL karar harcından peşin alınan 649,10-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.851,30-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) Davacı vekili Av…., Davalı vekili Av. ….’ün yüzlerine karşı verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.28/03/2019

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır