Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/60 E. 2022/357 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/60 Esas
KARAR NO : 2022/357

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/01/2016
KARAR TARİHİ : 30/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/04/2022 ( Bayram tatili nedeniyle onay süreci 07/05/2022’de tamamlanmıştır.)

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili şirket arasında davalı tarafından inşası başlatılmış lojistik depo inşaatı sebebiyle kurulan eser sözleşmesine dayalı olarak taraflar arasında alacak borç ilişkisi bulunduğunu, bu sözleşme sebebiyle müvekkili şirketin üzerine düşen tüm yükümlülüklerini ifa etmiş olup işin bedeli olarak iki ayrı fatura tanzim ettiğini, faturaların davalı şirket yetkilisine imza karşılığı teslim edildiğini, fatura içeriğine ise davalının itiraz etmediğini davalı tarafın 16.12.2014 tarih ve … numaralı 2.2000,00 TL bedelli faturayı ”eksiksiz teslim aldım” ibaresi ile imzalamak suretiyle kabul ettiğini, yine aynı eser sözleşmesi gereği yapılan işler için 30.05.2015 tarih ve … numaralı 1.559.680,34 TL. bedelli fatura tanzim edildiğini, davalı tarafın bu faturayı da fatura üzerine ihtirazi kayıtla 189.600.00 tl lik iade faturası kesmek şartıyla eksiksiz aldım ibaresi ile kabul ettiğini, müvekkilinin ödeme taleplerinin karşılıksız kalması karşısında, davalı/borçlu hakkında Büyükçekmece …, İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını. yapıları takipte itirazı kayıtla kabul edilmeyen 189.600,00 TL ise talep edilmediğini. davalının fatura bedelleri için yaptığı ödemelerin tacir olan tarafların bilgisinde olduğunu, yapılan ödemelerin borçtan düşüldükten sonra müvekkili şirketin davalı taraftan alacağı 2.200.847,84 TL olduğunu. ancak davalı tarafın takibe yaptığı haksız itirazında müvekkiline olan borcu kabul edilmediğinden bahisle borcun tamamına, fatura ve fatura içeriklerine bütün ferileri ile itiraz ettiğini, TTK 21/ (2) maddesine göre ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda buhunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır” hükmünü içermekte olduğunu, davalı tarafın faturayı tebliğ almasına rağmen yasal süresinde itiraz etmemesi sebebiyle fatura içeriğini kabul ettiğini, aradan geçen zamana rağmen faturaya itiraz etmemesine ve ödeme yapmamasına rağmen hakkında yapılan takibe itiraz etmesi ve bu itirazda faturaya itiraz ettiğini ileri sürmesi hukuka aykırı olduğunu, nitekim dilekçe ekinde mübrez T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas: … Karar: … 12.10.2011 tarihli kararında “Dava eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. Taraflar arasında bir sözleşmenin varlığı halinde satıcı veya imal eden yahut iş gören kimse kendiliğinden ve tek taraflı olarak mukavele şartlarını tadile kalkışamaz, ancak, taraflar arasında yazılı bir sözleşme yoksa, fatura münderecatına sekiz gün içerisinde itiraz edilmemiş olması halinde, bu sükut, faturaya yazılı bir delil olma vasfinı verir ve karşı taraf yani müşteri veya iş yaptıran kimse, faturanın hilafını ancak yazılı bir vesika ile ispat etmek zorundadır. Başka bir deyişle, bu kabil hallerde diğer tarafın faturaya karşı bir itirazda bulunmaması, taraflar arasındaki münasebette yazılı bir delilin doğumunu intaç eder ve bu takdirde de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ve diğer kanınların öngördüğü yazılı deliller hakkındaki hükümleri cari olur.” dendiğini, bir kısmı alıntı yapılan Yargıtay Genel Kurul kararında da izah edildiği üzere davalı tarafın yazılı delil olan ve açıkça borç ikrarını içeren faturaya, dolayısıyla borca karşı tüm iddialarını yazılı delil ile ispatlamak durumunda olduğunu, çünkü tebliğ alınan fatura içeriğine itiraz edilmemesi sebebiyle ispat yer değiştirdiğini, ticaret kanunu tacir olmanın hükümleri başlıklı madde 18/2’de “Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir,” hükmünü amir olduğunu, sadece bu hüküm gereği dahi davalının soyut ifadeler yerine hukuki ilişkinin varlığına yada ödemeye dair somut ilirazı gerektiğini. bu itibarla çok açıktır ki, davalı/borçlunun itirazı alacağın tahsilini geciktirme, imkansız kılmaya yönelik olduğunu , davalı tarafın hukuki ilişkiye yönelik bir ilirazı bulunmadığı gibi, fatura üzerinde ki imzalara da açıkça bir itirazı bulunmadığını, hukuki ilişkinin dava taraflarına ait ticari kayıtlar ile sabit olduğunu, davalının borcu ödediğine dair herhangi bir belgeyi de dosyaya sunmadığı gibi ticari ilişkiyi veya malları teslim almadığına dair itirazda bulunmadığını, davalının tacir olması sebebiyle eylemlerinin basiretli davranma yükümlülüğüne aykırı olduğunu, yapılan ödemeler ve fatura miktarı dikkate alındığında alacak miktarının likit ve borçlu tarafından bilindiğini, davalının icra takibini geciktirmek tahsilini imkansız kılmak gibi iyi niyetli olmayan eğilimlerinin sabit olduğunu, müvekkili şirketin davalının şantiyesinde yapılan işlerle ilgili mal tedarik ettiği yerlere ve alt yüklenicilerine gerekli ödemeleri yaptığını, bu faturalardan bir kısmınnı dilekçeleri ekinde ibraz edildiğini, iş bu nedenle davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamını temin amaçlı huzurdaki davayı açma zorunluluğu doğduğunu beyanla; davanın kabulü ile borçlunun alacağa ilişkin haksız itirazlarının kaldırılmasına ve takibin devamına, davalı borçlunun asıl alacak üzerinden %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten arz ve talep etmiştir.
CEVAP :Davalı Vekili Cevap Dilekçesini Özetle ;Davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, reddi gerektiğini, kısmen imalatı yapılmış olan müvekkiline ait inşaatın bakiye bir kısım tanımlanan işleri için davacı ile müvekkili şirket arasında (KDV dahil olmak üzere 2.200.000,00 TL götürü bedel karşılığında) tarihsiz bir sözleşme imzalandığını, (Ek-1 Sözleşme sureti) davacı şirketin sözleşmede tanımlanan işleri (malzeme * işçilik olarak) yapmayı taahhüt ettiğini, inşaatın sözleşme imzası anındaki mevcut halini gösteren fotoğraf) taraflar arasında Ek-1 deki sözleşme dışında başka hiçbir yazılı veya sözlü anlaşma olmadığı gibi, ilk sözleşmeyi değiştiren her hangi bir sözleşme de bulunmadığını, müvekkili şirket yetkililerinin iyi niyetli olarak iş bitmeden önce davacı şirkete bu bedelin 1.404.232,05 TL’sini nakit ve çeklerle ödediğini (Ek-3 Ödeme belgeleri) Bu ödemenin içerisindeki 35.000,00 TL bedelli çek karşılıksız çıkınca müvekkilinin bedelini elden davacıya ödeyerek çeki iade aldığını, taraflar arasındaki sözleşmede belirlenen bedelin kalan kısmını ise aşağıda izah ettiği üzere davacının yapmayı üstlendiği işlerin bir kısmını noksan bıraktığından, yaptığı işlerin bir kısmı da ayıplı olduğundan (ayıp ihbarı yapıldığı halde gidermediğinden) müvekkilince ve taşeronlarınca yapıları işlerin bedeli sözleşme tutarından mahsup edilerek ödenmediğini, davacının, müvekkili ile arasındaki sözleşmeye konu edimini tam olarak ifa etmeden müvekkilinden sözleşme tutarının bakiyesini talep edemeyeceğini, sözleşmede olmayan imalatlar yaptığına dair gerçek dışı iddiası ise asla dinlenemeyeceğini, “davacı kendine düşen edimi tamamen yerine getirmeden davalıya düşen edimin yerine getirilmesini isteyemeyeceğini, .“ (Borçlar Kanunu 97. Madde ve 15. HD. 1.10.1990,1369/3677).(Ek-4 Yargıtay Kararı) davacı şirketin, yapmayı üslendiği işlerin bedelinin çoğunu tahsil ettiği halde noksan bıraktığı işleri tamamlamadığını, müvekkili şirket yetkilisinin defaatle görüşmesine rağmen davacı şirket noksan ve ayıplı işleri tamamlandığını ve edimini yerine getirmediğini, üstlenilen işin bedeli işin bitiminde ödeneceği kararlaştırıldığı halde müvekkili şirketin sözleşme bedelinin büyük kısmını işin yapımı devam ederken iyiniyetli olarak davacıya ödediğini, davacının kendi edimi olan yapmayı üstlendiği işi tamamlamadan yapılan ihbara rağmen yaptığı işlerin ayıplarını gidermeden müvekkili şirketten sözleşme bedelinin kalan kısmını talep etmesi yasal olmadığı gibi iyiniyetle de bağdaşmayacağını, zira davacının sözleşmeye uygun olarak işin imali ve tesliminden sorumlu olduğunu, ayrıca davacı şirketin yapmış olduğu işlerin sonradan ortaya çıkan ayıpları müvekkili şirket yetkilisi tarafından ihbar edilmiş olduğu halde ayıpları giderilmediğini dolayısıyla noksan işlerin bedeli ile ayıplı işlerin bedelinin sözleşme bedelinden düşürülmesi gerektiğini yani davacı şirketin noksan işlerle ayıplı işlerin bedelini müvekkili şirketten talep edemeyeceğini, müvekkili şirketin noksan ve ayıplı işlerin bedelini sözleşmede kararlaştırılan ücretten kesinti yaparak mahsup edebileceğini, (Ek-5/a — Yargıtay – kararı) şayet sözleşmede kararlaştırılan ücretin tamamı davacıya ödenmiş olsaydı davalının noksan veya ayıplı işlerin bedelini müteahhitten dava yolu ile talep edebileceğini, davacının noksan bırakmış olduğu işleri müvekkili şirketin bedelini ödeyerek başka firmalara yaptırdığını, sözleşme kapsamındaki noksan bırakılan işlerin bir kısmının müvekkili şirket tarafından başka firmalara yaptırıldığına dair sözleşme fatura, tanık vs. delilleri mevcut olduğunu. (Ek-5/b sözleşmeler, faturalar, fotoğraflar vs. belgeler, Yargıtay Kararı, konu ile ilgili doktrin) Yine davacı tarafin yüklenici firma olup Ek-1 deki sözleşme konusu işler için SGK’da taşeronluk kaydı yaptırarak tahakkuk ettirilecek pirim bedelini de ilgili kuruma yatırmadığını, bu işin süresinde kaydı yaptırılarak tahakkuk eden prim borcu ödenmiş olsa idi işin tamamı yapılmamış olsa bile sözleşme toplam tutarı olarak (KDV hariç) 1.864.000 TL için tahakkuk edecek pirim tutarı 44.666 TL tutmakta olduğunu, bina için müvekkili şirketten binanın büyüklüğüne göre orantılı kayıtlı sigortalı çalışan listesi istenmekte olduğunu, davacı inşaatta çalıştırdığı işçilerin SGK girişlerini yapmadığından ve primleri ödenmediğinden dolayı kurumun re’sen bina sahibi olan davalı müvekkile borç tahakkuk ettirmekte olduğunu, bu bedel davacı tarafından süresinde ödenmediğinden dolayı faiziyle beraber davalı müvekkilinden tahsil edilmekte olduğunu, bu primleri ödeyecek asıl sorumlunun davacı olduğunu, davacı tarafından yatırılmayan SGK priminin de işle ilgili Ek’deki sözleşme bedelinden düşürülmesi gerektiğini, 16.12.2014 tarihli ilk faturanın altına yazılan eksiksiz teslim aldım ifadesinde müvekkili şirket yetkilisinin iradesi sözleşme konusu işlerin eksiksiz teslim alınması anlamımda olmayıp faturanım elden teslim alınması anlamında olduğunu, ilk faturaya süresinde itiraz edilmemiş olması faturadaki her türlü bilginin doğruluğunun kabul edildiği veya işin yapıldığı anlamına gelmeyeceğini, (HGK 2011/18- 472 E. 2011-608 K. 12.10.2011 tarih) işin davalıya teslim edilmiş sayılması için sözleşmede kararlaştırılan bütün işlerin fiilen bitirilmiş ve icra edilmiş olmasının gerektiğini (Ek-7 Yargıtay Kararı ve doktrin) Halbuki Ek- deki belgelerden görüleceği üzere davacı taahhüt etmiş olduğu işleri noksan bıraktığını, bir işin teslimi için geçici kabul veya kesin kabul tutanaklarının düzenlenmesi gerektiğini, hakediş raporu düzenlenmesi ve karşılıklı imzalanması gerektiğini, davacının bu işlemlerin hiç birini yapmadığını, yani davacı yapmayı taahhüt ettiği işleri tam bitirmediğinden dolayı teslim etmiş sayılamayacağını, 30.05.2015 tarihli fatura içeriğine müvekkili şirket tarafından yasal süresinde itiraz edilerek noterden iade edildiğini, 30.05.2015 tarihli fatura altındaki “… eksiksiz teslim aldım” ifadesinde müvekkili şirket yetkilisinin iradesi, sözleşme konusu işin eksiksiz teslim alınması anlamında olmayıp, faturanın elden teslim alınması anlamında olduğunu, bu faturaya konu taraflar arasında her hangi bir sözleşme olmadığı gibi davacı tarafından fatura içeriğinde belirtilen (Ek-1 deki sözleşme kapsamı dışında) hiçbir malzemeli ek işle yapılmadığını, davalı müvekkili şirket yetkilisinin bu faturayı (önceki faturayı almış olduğunu unutarak iradesinde yanılma nedeniyle) sehven teslim aldığını, zaten müvekkili şirket yetkilisinin faturayı teslim alırken yanıldığını anlayınca hemen avukatı vasıtası ile noterden içeriğine itiraz ederek ve davacı tarafından bu fatura konusu her hangi bir iş yapılamadığını beyan ederek faturayı davacı şirkete iade ettiğini taraflar arasında ekte ibraz edilen götürü ücretli yazılı bir sözleşme bulunduğunu, bu Ek-1 deki sözleşmenin dışında taraflar arasında başka hiçbir yazılı veya sözlü ek anlaşma bulunmadığını, davacının Ek-I deki sözleşme kapsamındaki işleri tam yapmadığı gibi sözleşme kapsamı dışında fiilen yapmış olduğu her hangi bir ek iş de bulunmadığını. taraflar arasında bir sözleşme mevcut olduğundan davacının bunu tek taraflı olarak değiştiremeyeceğini, davacı tarafın yazılı olarak yapılan ve götürü ücretli olan bu sözleşmenin değiştirilerek veya yeni bir sözleşme yapılarak ek islerinin yapımının ilave edilmiş olduğu iddiasını ancak yazılı delil ile ispatlayabileceğini, Bu konuda tanık dinletemeyeceğini, davalı tarafından itiraz edilerek davacıya iade edilen 30.05.2015 tarihli fatura içeriğinde yazılı malzemeli ek işler konusunda taraflar arasında bir sözleşme olmadığından ve davacı tarafından Ek-1 deki sözleşme kapsamı dışında her hangi bir ek işte yapılmadığından bu konuda davacının tanık dinletme talebine muvafakatlarının bulunmadığını, (Ek-9 Yargıtay kararı) zaten davacı vekilinin dilekçesi ekinde delil olarak 04.02.2016 tarihinde dosyaya sunmuş olduğu çeşitli firmaların kendisine kesmiş olduğu faturaların bir kısmının dava konusu işle ilgisi olmadığı gibi taşeronların kestiği bu faturaların toplam bedeli de Ek-2 deki sözleşmenin çok altında kalmakta olduğunu, davacının sunduğu bu faturalar bile Ek-I deki sözleşme kapsamı dışında her hangi bir ek iş yapmadığının göstergesi olduğunu, kaldı ki başka firmalardan aldığı faturaların müvekkili aleyhine delil olması ve fatura kapsamındaki mal ve hizmetin illa da müvekkilinin inşaatına ail olduğunun kabulünün mümkün olamayacağını, bu faturaları kabul etmediklerini, davacının yapmayı üstlendiği ek-1’deki sözleşme kapsamındaki 2.200.000,00 TL toplam tutarlı işlerin bir kısmının noksan bir kısmının da ayıplı olup, noksan ve ayıplı işlerin bedelleri keşif sonucu bilirkişi vasıtası ile belirlenerek sözleşmede kararlaştırılan ücretten düşeceğinden yani yaptığı iddia edilen sözleşme kapsamındaki işlerden yargılama gerektirmeyen belirli bir alacağı olmadığından ve ikinci fatura kapsamında da hiçbir iş yapılmamış olduğundan dava dilekçesindeki inkâr tazminat talebi de yersiz olduğunu beyanla; davacının icra takibi ve iş bu davası tamamen kötü niyetle açılmış haksız bir dava olduğundan davanın reddine karar verilmesini ve davacının kötü niyet tazminatına mahküm edilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptaline ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasında iddia edilen sözleşme bulunup bulunmadığı, sözleşme kapsamında davacının edimlerini yerine getirip getirmediği, eksik ve kusurlu iş bulunup bulunmadığı, ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı, davalı tarafından yapılan ödemelerin var olup olmadığı, sözleşme kapsamında davacının taleplerinin davalının savunmasının yerinde olup olmadığı noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı alacaklı Banka tarafından 17.11.2015 takip tarihi itibariyle toplam 2.200.847,84-TL toplam alacağın talep edildiği anlaşılmıştır.
Tarafların bildirdiği tanıklar mahkememizce dinlenmiş, SGK kayıtları, tasdikli Mimari ve Betonarme projeleri ile varsa tadilat projelerinin celbi için yazılan müzekkere cevapları dosya kapsamına alınmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde inceleme yapılarak ve mahallinde keşfen inceleme yapılarak; bilirkişi heyet’inden rapor alınmasına karar verilmiş, inşaat mühendisi …., elektrik mühendisi …. ve Mali Müşavir ….’tan alınan 16.03.2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dosyaya sunulu bilgi ve belgeler ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme değerlendirmeler neticesinde; 1-Dava konusunun, davacının davalı ile olan ticari ilişki dolasıyla oluşan fatura alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, 2-Davalı ve davacının 2014/2015 ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, 3-Davalı ve davacı tarafından imzalanan 2.200.000,00 TL sözleşme ve bu sözleşemeye istinaden kesilen faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde yer aldığı ve lehlerine delil unsuru olduğu, 2.200.000,00 TL dışında sözleşme dışında başka hiçbir yazılı veya sözlü anlaşma olmadığı gibi ik sözleşmeyi değiştiren herhangi bir sözleşme de bulunmadığı, ancak dava konusu olan ve davacı …. Mıimarlık tarafından kesilen 30.05.2015 tarihli … numaralı KDV dahil 1.559.660,24 TL ‘lik faturaya ait herhangi bir sözleşme bulunmamasının ,davacı aleyhine delil unsuru oluşturduğu, ancak TBK’nun 207.maddesine göre alım satımlarda aksine bir sözleşme olmadığı sürece edimlerin karşılıklı olarak yerine getirilmesinin esas olduğu, takip konusu edilen fatura içeriğine ait hizmetin alınıp alınmadığının dosya içeriğinde atanmış diğer bilirkişiler tarafından beyan edilmesinin, TBK/207.maddeyi destekleyeceği, 4-Davacının takip konusu cari hesap alacağının 30.05.2015 tarihli/1.559.680,60 TL tutarındaki faturanın düzenlenmesinden kaynaklı olduğu fatura ve tutarının davacı tarafından cari hesap ekstrelerinden, ticari defterlerinde ve beyannamelerinde beyan edildiği; davalı tarafından ticari defterlerinde takip konusu alacağın izinin bulunmadığının görüldüğü, 5- 2014 yılı cari hesap kapanış fişlerinde, davalı ve davacı hesap ekstrelerindeki kapanış fiş bakiyesinin 781.767,50 TL olup, yıl sonu bakiyesinde iki firmanın ticari defter kayıtlarının aynı olduğunun görüldüğü, 6- 2015 yılı cari hesap kayıtlarında, 28.02.2015 tarihi itibari ile davalı ve davacı firmaların 830.767,50 TL bakiyede mutabık kaldığı, davalı ….. Gıda Şti’nin, davacı … …Şti.’ne borçlu olduğunun görüldüğü, dava konusu olan ve davacı …… Şti. tarafından kesilen 30.05.2015 tarihli …. numaralı 1.559.660,24 TL “ik fatura açıklaması “malzeme ek işleri yapım bedeli” olan faturanın davalı …. Gıda Şti. firmasının cari hesap hareketlerinde yer almadığı, davacı … … Şti. hesap hareketlerinde yer aldığı ve 31.12.2015 tarihi itibari ile cari hesap ekstrelerinde mutabakata varılmadığınını görüldüğü, davacının ve davalının ticari defterlerine göre takip tarihi itibari ile; 2015 yılı cari hesap kapanış bakiyelerine göre; davalı … Gıda Şti. nin 830.767,50 TL borçlu olduğu, davacı … … Ştı 2.390.447,84 TL alacaklı olduğu, 2015 yıl sonu bakiye farkı: 1.559.680,34 TL olduğunun görüldüğü, 7- 30.05.2015 tarihli 1.559.680,00 TL tutarındaki faturanın 02.06.2015 tarihinde elden teslim edilmiş olduğu 04.06.2015 tarihinde (8 günlük yaşal süre içerisinde) İstanbul Beyoğlu … noterliği/ …. sayılı numara ile fatura içeriğinin kabul edilmediğinin görüldüğü, davacı tarafından bu ihtarnameye yapılmış bir itirazın dava dosyasında bulunmadığı, 8- 2014 ve 2015 yıllarına ait geçici vergi ve kurumlar vergisi beyan dönemlerinde kaşe +imzalı mutabakat mektuplarının olmadığı, 9- Davalı ve davacı arasında cari hesap hareketlerine konu olan ödeme detayları incelenmiş olup tüm ödeme rakamlarının davalı ve davacı cari hesap ekstrelerinde bulunduğu ve her iki firmanın resmi defter kayıtlarında yer aldığı, 10- Ticari işlemlerden dolayı borçlu olan davalı firmanın verdiği çek, karşılıksız çıkmış olup borçlu olan davalının firmanın davacıya ödeme yapması beklenilirken, alacaklı olan davacı firmanın 49.000,00 TL ödemeyi davalı firmaya yapmış olduğu cari muavinlerinde görüldüğü, 11- 1 adet/1.864.406,00 TL … … Şti. firmasına ait davacı … … Şti. firmasının 16.12.2014 tarihinde kesmiş olduğu 2.200.000,00 TL tutarındaki KDV dahil faturanın matrahı olan 1.864.406,00 TL’lik faturanın davacı tarafından 30.01.2015 tarihinde BS beyannamesi beyan edilmiş olduğu, 12 – 1 adet/1.864.406,00 TL … Dek.Rek.İnş.San.ve Tic.Ltd.Şti. firmasına ait Davacı ……Şti. firmasının 16.12.2014 tarihinde kesmiş olduğu 2.200.000,00 TL tutarındaki KDV dahil faturanın matrahı olan 1.864.406,00 TL’lik fatura Davacı tarafından 30.01.2015 tarihinde BS beyannamesi beyan edilmiş olduğu, 1 adet 1.321.763,00 TL …Şti. firmasına ait dava konusu olan ( Davacı … …Şti. firmasının 30.05.2015 tarihinde kesmiş olduğu 1.559.680,34 TL tutarındaki KDV dahil faturanın matrahı olan 1.321.763,00 TL ‘lik faturanın davacı tarafından 30.06.2015 tarihinde BS beyannamesi beyan edilmiş olduğu, 12-Davalı …. Gıda Şti. firmasının resmi defterlerinden de tespit edildiği yıl bazında incelenmiş olup, davacının kesmiş olduğu fatura bilgilerine ait beyan olmadığının görüldüğü, 13- Dava konusu olan ve davacı ……Şti. Tarafından kesilen 30.05.2015 tarihli …. numaralı KDV dahil 1.559.660,24 TL ‘tik faturaya ait herhangi bir sözleşme görülmediği, TTK’nın 89/2 maddesine göre cari hesap sözleşmesinin yazılı olarak yapılmasının, sözleşmenin geçerlilik şartı olduğunun belirtmekte olduğu, 14- 30.05.2015 tarihli fatura 02.06.2015 tarihinde elden teslim edilmiş olup 04.06.2015 tarihinde (8 günlük yasal süre içerisinde) İstanbul Beyoğlu …. Noterliği/…. sayılı numara ile fatura içeriğinin kabul edilmediği, davacı tarafından bu ihtarnameye yapılmış bir itiraz dava dosyasında bulunmadığı, 15- Elektrik ve mekanik işler yönünden eksik ve ayıplı işler bedeli’nin 49.700,00 TL İnşaat işleri yönünden eksik ve ayıplı işler bedelinin 148.623,29 TL olmak üzere toplam 198.323,29 TL olduğu, davacının sözleşme dışı fazladan yapıldığını iddia ettiği işlerin bedelinin 135.787,02 TL Sözleşmeye göre işin götürü olarak toplam bedeli: 2.200.000,00 TL(KDV dahil) davacı alacağı: 2.200.000,00 – 198.323.29 + 135.787,02 = 2.137.463,73 TL olarak hesap edildiği yönünde sonuç ve kanaat bildirilmiştir.
Taraf vekillerinin bilirkişi raporuna beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi için önceki bilirkişi heyetinden alınan 18.07.2018 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; 1-Kök rapor tanzim edilirken davacı iddiası, davalı savunması, duruşma zabıtları, tarafların sunduğu tüm belgeler ve dosya bünyesindeki tüm evraklar incelendiği, 2- Heyetçe mahallinde sözleşme dışı yapılan işler tespit edilip ölçülerek değerlendirildiği, yine heyetçe mahallinde eksik ve ayıplı işler tespit edilip ölçülerek değerlendirildiği, heyetçe yapılan bu tespit ve değerlendirmelerin doğru ve mahkemenin denetimine uygun olduğu görüşünde oldukları, kök raporun sayfa 15 de detayı verilen, …. İnşaat Yapı Malz. San. ve Tic. Ltd.Şti. tarafından davalı … Gıda Şti. adına kesilen toplam 55.311,47 TL. (KDV dahil) fatura tahakkuku için, kök raporda faturalara konu malzemelerin … boru tesisatında kullanılan malzemeler oldukları, davalı tarafça bu malzemelerin taraflarınca temin edildiği ispatlanmış olduğundan, 2.200.000,00 TL. tutarındaki sözleşme bedelinden (KDV dahil) düşülmesi gerektiği belirtilmesine rağmen sehven düşülmediğinden bu bedel düşülerek, davacı alacağının 2.200 000.00 – 198 323.29 – 55.311,47 TL. + 135 787.02 = 2.082.152,26 TL olarak düzeltildiği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce 17.10.2018 tarihli celsede, resen seçilecek bilirkişilerden tarafların ticari defter ve belgeleri, tüm dosya kapsamına göre tarafların iddia ve savunmaları, tarafların önceki bilirkişi rapor ve ek raporuna yönelik itirazları da incelenerek uyuşmazlığın çözümü hususunda yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, inşaat mühendisi ….., elektrik mühendisi …. ve Mali Müşavir Dr. ….’dan alınan 14.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı …’ın 2015 yılı defter kayıtları incelendiğinde 31.12.2015 sonu itibariyle davalı … Gıda’dan 2.390.447,84 TL alacaklı olduğu, ” davalı … Gıda’nın 2015 yılı defter kayıtları incelendiğinde 31.12.2015 sonu itibariyle davacı …’ın 830.767,5 TL alacaklı olduğu ” 2015 yılında taraflar arasında mutabakat sağlanamadığı, farkın davacı şirketin davalıya 30.05.2015 tarihinde kestiği …. nolu 1.559.680,34 TL tutarındaki faturanın davalı şirket kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığı, … tarafından düzenlenen; ” 16.12.2014 tarih 319 331 nolu 2.200.000,00 TL tutarındaki fatura …. Gıda yetkilisi tarafından eksiksiz teslim aldım notu düşülerek imzalandığı, … tarafından düzenlenen 30.05.2015 tarih … Nolu Malzemeli Ek İşler Faturasında 1.559.680,34 TL’lik faturanın altındaki notta ; 189.600,00TL iade faturası kesmek şartıyla eksiz teslim aldım ibaresinin bulunduğu, 1.559.680,34 TL lik fatura derkenar notunda; 189.600,00 TL iade faturası kesmek şartıyla eksiksiz teslim aldım şeklindeki derkenar nota istinaden, sözleşme kapsamında yapılan işlerin bedelinin 2.200.000,00 TL olduğu, davacıya göre bu fatura bedelinin bakiyesinin 830.767,50 TL ve ilave olarak yapılan işlerin bedelinin 1.370.080,34 TL olduğu gerekçesiyle, 830.767,50 TL fatura 1.370.080,34 TL toplam 2.200.847,84 TL borcun sebebi olarak da 16.12.2014 tarih ve … numaralı 2.200.000,00 TL bedelli faturadan ödemeler mahsup edildiğinde bakiye borç ile 30.05.2015 tarih ve … numaralı 1.559.680,34 TL bedelli faturadaki itirazi kayıtla, dosyaya sunulan tanık beyanları ile eksik işlerle ayıplı işlerin giderilmesi için dosyaya sunulmuş faturalar esas alınarak belge sunulmayan iki tarafça da imzalanıp kaşelenmeyen şifahi söylemler dikkate alınmadığı, değerlendirmelerin aşağıya çıkartıldığı, buna göre davalı tarafından yapılan “ yaptırılan işlerin ” (Ayıplı işlerin giderilmesi ve eksik işler bedeli de dahil) 1- Aslan mühendisliğe yaptırılan işler: 30. 12.2015 tarih …. seri nolu fatura tutarı :…. ..177.000,00 TL 8- Ş.Otom. kiracının aracına düşen saç için hasar tamiri bedeli 27.10.2016 tar. … nolu fat 2.124,00 TL 9- Cephe Panel tamir bedeli.için … İnş ve Yal.Malz.’ce kesilen 9.11.2016 tarih 062175 fat 5.074,00 TL 10- …. Yapı tarafından kesilen …. ve kepçe çalışması için 25.09.2015 tar… nolu fat. 11 800,60 TL 11- …. Yapı tarafından kesilen kepçe ve kırıcı çalışması için 5.10.2015 tar…. nolu fat. 11.823.60 TL olmak üzere davalı tarafından yaptırılan Toplam 207.822.30 TL lik işlerle SGK’nın 25.08.2017 tarihli yazısı gereği davalının faizleri ile birlikte toplam 79.068,28 TL toplandığında davalı tarafından yaptırılan işlere ait toplam ödenen tutarın 286 890.48 TL olduğu, davacı tarafından; Ek işlerle ilgili keşif metraj ve teknik çizim ve resimlerin sunulduğu, Keşif metraj ve fiyatlar yaklaşık KDV dahil 2.492.000,00 TL sunulduğu (Dosyaya sunulan: …. Ek İşler Metraj Hesap Tablosu ) – …. Ek işler metrajı Mevcut parsel üzerine saha betonu: 6.003,96 md. buna ilave olarak 2.071,93 m2 daha beton döküldüğü belirtildiği, sahada yapılan incelemede işyeri saha betonunun komple dökülmüş ve tamamlanmış vaziyette olduğu, … Gıda ile … arasında imzalanan Taşeron Sözleşmesi gereği; 08.10.2015 tarih … nolu fatura ile K.D.V Dahil : 10.738,00 TL’lik Panel tel çit takımı. 22 .12.2015 tarih … nolu fatura ile K.D.V Dahil : 13.275,00 TL’lik Panel çit takımı, Tel çit için …24.013,00 TL’nin davalının yaptığı işlere ilave edilmesi gerektiği, belge sunulmayan bildirim ve talepler dikkate alınmamış olup davacı ve davalı tarafından yapılan işler için yapılan hesaplama ve değerlendirmelerin aksi ispat edilmediği takdirde, davalı tarafından yapılan işlerin toplamının 286.890,48 TL + 24.01 3.00TL = 310 903,48 TL, dosyaya sunulan faturalar ve detayları esas alınarak hesap ve takdir edildiği, davacı alacağının ; 2.200.847.84 TL – 310.903,48 TL= 1.889.944,36 TL olarak hesap ve takdir edildiği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 18/09/2019 tarihli celsesinde; Alınan ikinci rapora davalı vekilince itiraz edildiği gibi 1. bilirkişi raporu ve ek raporu ile ikinci bilirkişi raporu arasında bedel yönünden çelişki meydana geldiğinden:resen seçilecek bir inşaat, bir elektrik ve birde mimar bilirkişilerin katılımıyla mahallinde keşif ve inceleme yapılarak tüm dosya kapsamına göre tarafların iddia ve savunmaları, tarafların önceki bilirkişi rapor ve ek raporularına yönelik itirazları da incelenerek, iki bilirkişi raporu arasında meydana gelen çelişkinin nedeni de açıklanmak suretiyle ön inceleme duruşma tutanağı e maddesiyle belirlenen uyuşmazlığın çözümü hususunda rapor alınmasına karar verilmiş, inşaat mühendisi …., elektrik mühendisi …. ve iç mimar …’tan alınan 03.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle :1- Sözleşme ve dava konusu yapılan işlerin bedelinin 2.200.000,00 TL olduğu, 2- Dava konusu yerde 2.200.000,00 TL iş bedelinin haricinde ilave ve ek işler bedeli olarak fatura edilen 1.559.680,34 TL fatura bedeline heyet tarafından iştirak edilmediği, daha doğrusu taşınmaz mahallinde ilave ve ek işler olarak 1.559.680,34 TL yi doğrulayacak yapılmış iş ve imalatların bulunmadığı görüş ve kanaati hasıl olduğu, 3- Sözleşme bedeli olan 2.200.000,00 TL nin 1.404.253,50 TL sinin davalı tarafından davacıya ödendiği iddia edildiği, davacı tarafın 1.404.253,50 TL nin içerisinde 35.000,00 TL tutarındaki çek bedelinin olduğunu, bu çekin karşılıksız çıktığını ve çek’in davalıya iade edildiğini beyan ettiği, davalı ise karşılıksız çıkan çeki aldığını ve karşılıksız çıkan çek yerine elden 35.000,00 TL ödeme yaptığını beyan ettiği, karışılıksız çıkan çek bedelinin elden davacıya ödenip ödenmediği ispata muhtaç olduğundan, heyetçe karşılıksız çıkan çek bedelinin davacıya ödenmediğinin kabulü ile davacıya ödenen miktarın ise : 1.404 253,50 -35.000,00 TL – 1.369.253,50 TL olduğu (bu miktarında davacının kabulünde olduğu), raporun 9. sahifesinde olduğu üzere davacının yapmış olduğu iş ve imalatların ayıplı miktarının giderilmesi ve onarılması bedelinin : 45.000 TL+80.000 TL+14.000 TL =139.000,00 TL olarak tespit edildiği, buna göre :sözleşme bedeli : 2.200.000,00 TL, davacıya ödenen : 1.369.253,50 TL bakiye kalan : 830.746,50 TL, ayıplı işler bedeli tenzili: 139.000,00 TL ( tenzil edilen ayıplı işler bedeli ) Davacının ödemesi gereken : 691.746,50 TL olduğu, takdir ve değerlendirmesi mahkemeye ait olmak üzere itirazın iptali yönünden icra takibinin asıl alacak miktarı olarak 691.746,50 TL olarak devam etmesi gerektiği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce 17/12/2020 tarihli ara kararla, taraflar arsındaki uyuşmazlık konuları tek tek değerlendirilerek; dosya kapsamındaki sözleşme, faturalar, tarafların sundukları diğer kayıt ve belgeler, tanık beyanları değerlendirilerek, bilirkişi heyeti kanaatine göre uzmanlık alanlarına göre teknik olarak ispatlanan iddia ve savunmalar değerlendirilerek, öncelikle taraflar arsındaki sözleşme kapsamında kalan işlerin kanaatlerine göre tespiti ve yerine getirilip getirilmediğinin mevcut dosya kapsamına göre irdelenmesi, ayıplı eksik ve kusurlu işler olup olmadığının, bu hususta ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığının, buna göre varsa tenzili gereken bir bedel bulunup bulunmadığının varsa miktarının tespiti, davacının sözleşme dışı işler yapıp yapmadığının, yapmışsa hangi işlerin yapıldığının dosya kapsamında mevcut delillere göre tespiti ile sonuç kanaatlerinin bildirilerek hüküm kurmaya ve denetime elverişli şekilde yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, Mali Müşavir …., inşaat Mühendisi …., elektrik mühendisi …, sektör uzmanı ….’ten alınan 29.04.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle :Taraflar arasında yapılan tarihsiz sözleşme ve bu sözleşmede yapılması dünya çapında olarak kararlaştırılmış işlere ait proje, kesit, plan, kroki, görünüm, marka, model gibi belirleyici herhangi bir belgeye dosyasında rastlanmadığı, sunulan faturaların toptancı zihniyetiyle kesildiği, yapılan işlerin ne olduğunun tefrik edilemediği veya faturalara yapılan işlerin detaylı hakedişlerinin eklenmediği, tarafların sunduğu faturalara irsaliye eklenmediği için gelen malzemenin tam da nereye sevk edildiğinin anlaşılamadığı, genel olarak geçici kabul tarihi ile kesin kabul tarihi arasındaki sürenin 12 ay olduğu, II. Faturanın teslim tarihinin geçici kabul tarihinin başlangıcı olarak alındığında; sözleşmeye konu işte geçici kabul tarihinin 30.05.2015 kesin kabul tarihinin 30.06.2016 olarak kabul edilebileceği, sözleşmeye konu işlerde eksik ve ayıplı işlerle ilgili olarak geçici kabul ile kesin kabul arasındaki sürede tespit edilip yükleniciye herhangi bir ihbar yapılmadığı, gerek sözleşmeden ve yüklenicinin sunduğu ve işverenin inceleyerek teslim aldığı faturalardan yüklenicinin bir kısım ek işler yaptığı, işverenin ise gerek saha betonlarında ve gerekse sandviç panellerde ayıplı imalatın düzeltildiği anlaşılmakta olup bu işlerin bedelleri aşağıya çıkarıldığı,
Teknik Yönden a) Yüklenici davacının dava tarihi itibarıyla inşaat işlerinden alacağının; birinci faturadan 830.746,50 TL ve ikinci faturadan (31.Aralık.2020 tarihi itibarıyla ) 865.594,39 TL olduğu, bu hesap Merkez Bankası Enflasyon Hesaplayıcısı Formülü ile 22.01.2016 dava tarihine yakın olan 31.12.2015 tarihine evrilirse davacının birinci faturadan :830.746,50TL ikinci faturadan 462.178,42 TL (31 Aralık-2015 tarihi itibarıyla) davacının dava tarihi itibarıyla toplam alacağının :830.746,50 +462.178,42 =1.292.924,92. TL tespit edildiği, b) İşveren davalının alacağının ise İnşaat işleri olarak 49.739,80’TL , 7.198,00TL 79.068,28TL, 80.000,00 TL olmak üzere vadeleri muhtelif toplam 216.006,08 TL ayıplı ve eksik iş bedeli alma hakkı bulunduğu sonuç ve kanaati bildirilmiş,
Aynı raporda hukuki yönden alternatif bir görüş olarak ise;
Faturaya bir takım ibareler düşülerek faturanın düzenlenmesi ve teslim alınması halinde, artık alınan belge salt bir fatura olmayıp, yerine göre yeni bir sözleşme veya ibraname niteliği de aldığı, dolayısıyla somut olayın faturada yer alan ibareler ve tutulan tutanaklardaki ifadeler de dikkate alınarak çözüme kavuşturulması gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmede işin bedeli 2.200.000 TL olarak belirlendiğinden, davacının bu işe karşılık düzenlemiş olduğu 2.200.000-TL’lik faturayı davalı taraf “eksiksiz teslim aldım” ibaresi ile kabul ettiğinden ve ticari defterlerine işlediğinden, faturaya ilişkin olarak da kısmen ödeme yaptığından ayrıca da herhangi bir itirazda bulunmadığından anılan fatura nedeniyle davacının alacaklı olduğunun kabulü gerektiği, faturada yer alan ibare ve TTK. m. 21/2 ve HMK. m. 222 hükümlerinin bu sonucu zorunlu kılmakta olduğu,
Taraflar arasındaki sözleşmede yer almasa dahi, davacının sözleşme dışında ek işler yapması halinde bu işlerin bedelini de talep edebileceği, zenginleşmeyi düzenleyen TBK. M. 77 ve vekaletsiz iş görmeye ilişkin TBK. m. 529 hükmü böyle bir sonucuna varılmasını gerektirdiği, gerek teknik inceleme bölümünden gerekse de dosyaya sunulun bilirkişi raporlarından davacının sözleşme dışında bir takım ek işler yaptığının anlaşılması, davacının ek işler için üzerinde “malzemeli ek işler yapım bedeli” yazan 30.05.2015 tarihli ve 1.559.680,34. TL bedelli ikinci faturayı düzenlemesi ve davalıya vermesi, davalının fatura üzerine – “189.600,00.TL iade faturası kesmek şartıyla eksiksiz teslim aldım” notu düşerek faturayı teslim alması, aynı fatura için 02.06.2015 tarihinde “… (… Gıda) …. aşağıdaki gibi mutabakat sağlamıştır. Yapılan ek işler 1.559.680. TL (ft no 319395) olarak fatura edilmiştir. Buna istinaden yapılan pazarlığa göre …. Gıda 189.680 KDV Dahil fiyat farkı faturası kesecektir” şeklinde tutanak tutulması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde; davalının ek işleri kontrol ederek teslim aldığı dolayısıyla ikinci faturadan kaynaklanan işlerin (1.559.680,34 — 189.600-) 1.370.080,34-TL’lik kısmının yapıldığını kabul ettiği sonucuna varıldığı, dolayısıyla davalının ikinci faturanın 1.370.080,34-TL’lik bedelinden de sorumlu olduğunun kabulü gerektiği, aksi bir sonucun, davalının basiretli davranma yükümlülüğüyle bağdaşmayacağı, davalı taraf, işin eksik ve ayıplı yapıldığını ileri sürmüşse de eser sözleşmesine ilişkin TBK. m. 474 hükmüne göre: İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, taraflardan her biri, giderini karşılayarak, eserin bilirkişi tarafından gözden geçirilmesini ve sonucun bir raporla belirlenmesini isteyebileceği, yukarıda da ifade ettiği üzere ilk fatura ile ilgili uzun süre herhangi bir bildirim bulunmadığından ilk fatura açısından bu iddianın kabulüne olarak olmadığı, ikinci fatura bakımından da tutulan tutanakta “189.600,00.TL iade faturası kesmek şartıyla eksiksiz teslim aldım” ibaresiyle fatura teslim alındığından ve buna ilişkin ayrıca tutanak tutulduğundan, gerekil kontrollerin yapıldığı sadece belirlenen oranda eksik ve ayıplı işlerin tespit edildiği sonucuna varıldığı, anılan bedel dışında davalının ayıp ve eksik ifa yönündeki iddiasının hukuken kabulüne olanak bulunmadığı kanaatinde olduğu, bu nedenle icra takibine yapılan itirazın yersiz olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Taraf vekillerinin bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi için alınan ek bilirkişi raporunda özetle: İnşai yönden yapılan incelemede: Nitelikli bir ayıp ihbarı yapılmadığı, bazı tanık ifadelerin yapıldığı yönünde bir ifade beyanı olsa da tarih ve mekan verilememiş, hasar oluştuktan sonra ihbar beyan edilmiş olduğu, 2) Ayıplı işler yönünden diğer bilirkişi tespitleri de dikkate alınarak yapılan değerlendirmede çatı ve cephe panellerin ıslahı için 29.04.2021 tarihli bilirkişi raporu raporunda takdir edilen 80.000,00.TL tutarındaki bedelin 100.000 olarak takdirine, 3) Davacı tarafından sözleşmenin Il.kısmı kapsamında yapılan işler bedeli 29.04.2021 tarihli bilirkişi raporunda 31.12.2020 tarihi itibarıyla davacı alacağınını 865.594,39. TL hesaplandığ, yapılan kontrolde hesaplarda bazı aritmetik hatalar yapıldığı farkedilmiş olup bunlar düzeltildiğinde davacının alacağı 31.12.2020 tarihi itibarıyla 830.696,08. TL olarak tespit edildiği, (EK-I cetvel). Bu hesaplara göre davacı tarafından sözleşmenin Il.kısmı kapsamında yapılan işler bedeli, Merkez Bankası enflasyon hesabına göre 31.12.2016 tarihi itibarıyla 462.178,42. TL yerine 443.496,69. TL tutarında olduğunun görüldüğü, önce verilen bilirkişi raporları incelenerek çelişki giderildiği, şöyleki davacının bilirkişi raporlarına göre sözleşmenin II.kısmı kapsamında yaptığı işlerin tutarının;
I. Bilirkişi raporu = 135.782,02.TL
I. Bilirkişi ek raporu … = 135.782,02.TL
II. Bilirkişi raporu = 1.370.080,34.TL
III. Bilirkişi raporu ………. =0,0 TL
IV. Bilirkişi raporu … = 462.178,42.TL olarak tespit ettikleri, sonuç da dört rapor farklı değerlerde olsa da davacının sözleşmenin II.kısmı kapsamında – iş yaptığı konusunda bir tespit yapıldığı, 5) Yüklenicinin dava tarihi itibarıyla birinci faturadan 830.746,50 TL ve ikinci faturadan — (31.Aralık.2020 tarihi itibarıyla ) 865.594,39 TL alacağı bulunduğu, bu hesap Merkez Bankası Enflasyon Hesaplayıcısı Formülü ile 22.01.2016 dava tarihine yakın olan 31.12.2015 tarihine evrilirse a) davacının alacağı birinci faturadan ……… . 830.746,50. TL, ikinci faturadan 443.496,69. TL (31 Aralık-2015 tarihi itibarıyla), Davacının dava tarihi itibarıyla toplam alacağı 830.746,50 +462.178,42 = 1.274.243,19. TL tespit edildiği, b) İşveren davalının alacağının;inşaat işleri olarak 49.739,80 TL 22.12.2015 Tarihi itibarıyla, 7.198,00 TL 09.11.2016 tarihi itibarıyla, 79.068,28 TL 31.12.2015 tarihi itibarıyla, 100.000,00 TL . 22.01.2016 dava tarihinden geçerli olmak üzere, inşaat işlerinden vadeleri muhtelif olarak toplam 236.006,08. TL ayıplı ve eksik iş bedeli alma hakkı olduğu, 6) Bu hususların dışında 29.04.2021 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen hususlarda bir değişiklik olmadığı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.

Dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirilmiştir. Şöyleki; taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında 4 farklı bilirkişi heyetinden rapor ve ek rapor alınmış olup, son bilirkişi heyeti de iki farklı alternatif sonuç ve kanaat bildirmiştir. Mahkememizce aşağıda açıklanacağı üzere, son bilirkişi heyetinden alınan, teknik değerlendirmeye yönelik bildirilen alternatif görüş hükme esas alınmıştır. Esasen taraflar arasında eser sözleşmesi kapsamında bir kısım işlerin yapılarak davalıya teslim edildiği hususunda tüm raporlarda tespitler yapılmış olup, davacının icra takibine konu ettiği alacak iddiası ve davalının savunmaları incelendiğinde uyuşmazlığın iki adet faturadan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporlarındaki farklı değerlendirmelerin nedeni de bu faturalara ve eksik/ayıplı işlere ilişkindir.
İlk olarak davacının davalıya düzenlediği 16.12.2014 tarihli ve 2.200.000. TL bedeli faturayı ele aldığımızda, bu faturanın taraflar arasındaki sözleşmede davacının üstlendiği işlere karşılık belirlenen götürü bedele ilişkin olarak düzenlendiği, davalının bu faturayı “eksiksiz teslim aldım” ibaresi ile kabul ettiği ve ticari defterlerine işlediği, bilirkişi raporlarındaki defter incelemelerine göre davalının bu faturaya ilişkin olarak kısmen ödeme yaptığı, bu faturaya karşı herhangi bir itirazda da bulunmadığı anlaşılmakla bu fatura yönünden kalan 830.746,50. TL için davacının alacaklı olduğunun kabulü gerekmektedir. Diğer raporlarda eksik ve ayıplı işlere ilişkin tespitler yapılırken bu işlerin hangilerinin sözleşme kapsamında kaldığı, hangilerinin ek işlere ilişkin olduğu hususunda açıklayıcı bir tespit yapılmadığı anlaşılmakla hükme esas alınmamıştır. Son raporda belirtildiği üzere, davacının ilk faturadan kaynaklı alacağının bakiyesini isteyebileceği kabul edilmiştir.

Uyuşmazlık konusu ikinci fatura ise; üzerinde “malzemeli ek işler yapım bedeli” yazan 30.05.2015 tarihli ve 1.559.680,34. TL bedelli fatura olup, davacının bu faturayı elden davalıya verdiği, davalının fatura üzerine “189.600,00.TL iade faturası kesmek şartıyla eksiksiz teslim aldım” notu düşerek teslim aldığı, aynı fatura için 02.06.2015 tarihinde “…. (… Gıda)… aşağıdaki gibi mutabakat sağlamıştır. Yapılan ek işler 1.559.680 . TL (hi no 319395) olarak fatura edilmiştir. Buna istinaden yapılan pazarlığa göre … Gıda 189.680 KDV Dahil fiyat farkı faturası kesecektir” şeklinde tutanak tutulduğu, 04.06.2015 tarihinde (8 günlük yasal süre içerisinde) İstanbul Beyoğlu …. Noterliği/…. sayılı numara ile fatura içeriğinin kabul edilmeyerek faturanın iade edildiği anlaşılmaktadır.
İkinci bilirkişi raporunda ve son rapordaki alternatif değerlendirmede ikinci faturanın içeriğinin kabul edildiği, eksik ve ayıplı işlere ilişkin de zaten iade faturası düzenleneceğinin kararlaştırıldığı gerekçeleriyle, davacının 1.559.680,34. TL bedelli faturadan 189.600,00.TL düşülmek suretiyle kalan alacağı talep edebileceği görüşü bildirilmişse de, bu görüşe mahkememizce itibar edilmemiştir. Zira ikinci fatura davalı tarafından “189.600,00.TL iade faturası kesmek şartıyla eksiksiz teslim aldım” notu düşerek teslim alınmış ise de iki gün sonra iade edilmiştir. Bu durumda faturaya süresinde itiraz edilmiş olup bedelinin kesinleştiğinden bahsetmek mümkün değildir. Söz konusu fatura içeriğine bakıldığında “malzemeli ek işler yapım bedeli” gibi genel bir tabir kullanıldığı, hangi işlerin hangi malzemelerle yapıldığının ayrıntılı olarak açıklanmadığı görülmektedir. Eser sözleşmesinde sözleşme konusu işi yapıp teslim ettiğini ispat yükü yüklenicide, iş bedelinin ödendiğini ispat yükü ise iş sahibindedir. Bu durumda davacı yüklenicinini yaptığı ek işlere ilişkin iddiasını yerinde ispatlaması gerekmektedir.
Taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde son raporda belirtildiği gibi, sözleşme konusunun iki kısımdan oluştuğu, birinci etabın; 7 kalemden ibaret olan anahtar teslimi götürü bedel karşılığı yapılacak işleri kapsadığı ve tutarının KDV dahil 2.200.000. TL olduğu, ikinci etabın ise : 4 kalemden oluşan ve yapım bedeli işverene ait işleri kapsadığı, ikinci etaptaki işlerin yapım bedelinin işverene ait olduğunun ifade edildiği, bu ifadeden yüklenici bu işleri yaptığı takdirde bu işlerin bedellerinin 2.200.000. TL den ayrı olup, sözleşme bedeline dahil olmadığının anlaşılması gerektiği görülmektedir. Buna göre aslında sözleşmede belirlenen götürü bedel karşılığında yapılacak işler kararlaştırıldığı gibi, bedeli işverene ait olan, başka bir deyişle yüklenicinin malzemeli ek işler olarak yapacağı işler de kararlaştırılmıştır. Böylece hem götürü bedel kapsamında yapılacak asıl işler, hem de malzemeli ek işler için taraflar arasında bir sözleşme bulunduğu söylenebilir. Fakat son bilirkişi heyet raporunda tespit edildiği üzere, sözleşme dışında bu işlere ait taraflarca tasarlanmış ve karşılıklı imza altına alınmış; Proje, çizim, kroki, detay, birim, birim fiyat, metraj vs. gibi hiçbir tamamlayıcı ve düzenleyici belge bulunmadığından, tarafların uyması gereken kurallar Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi (…) kapsamında değerlendirilmiştir. Bunun yanında sözleşmede işe başlama, bitirme, geçici kabul, kesin kabul gibi tarihler de belirlenmemiştir. … Projelerin teslimi başlıklı 11. maddesinde; (1) Anahtar teslimi götürü bedel sözleşmelerde, yapılacak işlerin uygulama projeleri, şartnameler ve diğer teknik belgelerle birlikte, sözleşmenin imzalanması sırasında yükleniciye verilir. ” düzenlemesine karşılık, sözleşmede tariflenen işlere ait yükleniciye verilmiş bir proje de bulunmamaktadır.
Yukarıda açıklandığı üzere, sözleşme tarihsiz olup, yer teslimi, işlerin başlama ve bitiş tarihleri ile işin süresi belirli olmadığı için son bilirkişi raporunda; avans ödemeleri ile yüklenici ve işverenin bu işle ilgili olduğu iddia ettikleri faturalar, kronolojik olarak raporu Ek-1 de listelenmiş, tabloya göre işveren 30.04.2014 tarihinde yükleniciye banka havalesi ile 200.000,00. TL tutarında avans ödemesi yaptığı nazara alınarak işin başlama tarihinin 01.04.2014 tarihi olabileceği varsayılmış, bu tabloda tarafların sunduğu faturalar kronolojik sıraya göre dizilerek değerlendirilmiştir. Yüklenicinin birinci kez; sözleşmeye bağlı I.Etap 7 kalem işi bitirdiğine dair 16.12.2014 tarih ve Seri B: …. sayılı 2.200.000,00. TL tutarındaki faturayı ikinci kez ilk faturadan 5.5 ay sonra 30.05.2015 tarih ve Seri … numaralı ve 1.559.680,34. TL tutarındaki faturayı kesip işverene teslim ettiği nazara alınarak bu tarih teorik olarak işin bitirildiği tarih kabul edilmiş, iş bitim tarihinin 30.05.2015 olabileceği varsayılmıştır. Buna göre 1.Etap işlerin 01.04.2014-15.12.2004 tarihleri arasında yapıldığı, sözleşmede iş için bir süre konmamışsa da yüklenicinin işi yaklaşık 1 yıl 2 aylık bir sürede bitirdiği değerlendirilmiştir.

Davacı yüklenici, son bilirkişi kök ve ek raporu Ek-2 de listelendiği üzere, ne zaman başlayıp ne zaman bittiği , hangi yılın birim fiyatının referans alındığı belli olmayan ve 2.200.000,00. TL sözleşme bedeline ilave olarak 2.492.130,99 TL tutarında 48 kalemden ibaret malzemeli ek işler yaptığına dair liste sunmuş; fakat bilirkişi heyetince yapılan değerlendirmede 2.200.000,00. TL tutarındaki faturanın teslim tarihi olan 16.12.2014 ila ikinci faturanın teslim edildiği 30.05.2014 tarihleri arasında geçen yaklaşık 5,5 aylık bir süreçte yüklenici ve işveren arasında yazılı bir muhaberata rastlanmadığı belirtilerek Sözleşmenin II.Etabında yazılı (4) madde halinde sıralanmış ve yapım bedeli işverene ait olan işler ile yüklenicinin (EK-2) de malzemeli ek işlere ait sunduğu listedeki imalat ve iş tarifleri kısmen örtüştüğündan yola çıkılarak sözleşmenin II. Etabında verilen ve bedeli işverene ait olan 4 kalem işden bazılarının işveren bazılarının da yüklenici tarafından (Fosseptik gibi) yapıldığı tespit edilmiştir. Yukarıda belirtildiği üzere taraflar arasında götürü bedelle anahtar teslimi yapılacak işler dışında bedeli yükleniciye ait olarak kararlaştırılan malzemeli ek işler yönünden de sözleşme bulunduğu ve sözleşmeye göre iş kalemlerinin de sayıldığı kabul edildiğinden, davacının yaptığını iddia ettiği malzemeli ek işlerin, kronolojik sıra, işin başlama ve bitiş tarihleri baz alınarak bilirkişi heyetince inceleme ve elemeye tabi tutulması mahkememizce de yerinde görülmüştür. Davacının 30.05.2015 tarihli ikinci faturaya konu ettiği malzemeli ek işler bedeli 1.559.680,34. TL iken, bilirkişi heyetine sunduğu malzemeli ek işlere ilişkin fatura bedeli toplamının 2.492.130,99 TL olması da inceleme ve elemenin yerinde olduğunu göstermektedir. Ek 2 deki tabloda, davacının ek ve malzemeli olarak yaptığını iddia ettiği işlerin bedeli bilirkişi heyetince 2020 yılı itibariyle 865.594,39 TL bulunmuş olup; bu durumun yüklenicinin liste halinde sunduğu bazı işlerin yapıldığının yerinde ispatlanamaması, bir kısım işlerin sözleşme götürü bedeli kapsamında kalan 1. Etap işler içinde kaldığının tespit edilmesi, bir kısım işlerin ise birim fiyatların yüksek belirlenmiş olmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Sonuç olarak son bilirkişi ek raporuna göre yüklenicinin ikinci faturadan (31.Aralık.2020 tarihi itibarıyla ) 865.594,39 TL alacağı bulunduğu, bulunan miktar Merkez Bankası Enflasyon Hesaplayıcısı Formülü ile 22.01.2016 dava tarihine yakın olan 31.12.2015 tarihine evrilirse de 443.496,69. TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda davacının birinci faturadan 830.746,50. TL, ikinci faturadan 443.496,69. TL olmak üzere dava tarihi itibariyle 1.274.243,19. TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davalının eksik işlere ve ayıplı işlere ilişkin savunmaları kapsamında sunduğu faturalalar da son bilirkişi heyetince yerinde yapılan tespitler, belirlenen kronolojik takvime göre faturaların mahiyeti ve tarihlerinin değerlendirilmesi sonucunda; davalı işveren tarafından yapıldığı tespit edilen işlere ilişkin 3 adet hazır beton faturası 2 adet kazı makinesi kirası faturası, iki adet panel çit onarım bedeli faturası, bir adet sandviç panel onarım bedeli faturası bir adet araç kaporta boya bedeli faturası( panel çitin üzerine düştüğü araç) ve yükleniciye ait iken iş sahibinin ödediği SGK primi bedeli olmak üzere toplam 136.006,08 TL ile cephe Sandviç panel inşaatının ıslahı için gereken bedel olarak 100.000,00 TL olmak üzere toplam 236.006,08 TL nin davalı tarafça talep edilebileceği tespit edilmiş, davalı işverenini diğer taleplerinin yerinde olmadığı tespit edilmiştir. Mahkememizce son bilirkişi heyet raporunda davalı işverenin sunduğu faturalara ilişkin diğer bilirkişi raporlarındaki tespitlerin de karşılaştırmalı olarak incelenmiş olması, faturaların belirlenen kronolojik takvime göre dava konusu işle ilgili olup olmadığının tespit edilmiş olması, yerinde yapılan tespitlere göre izah edilmiş olması, ayıplı işlere ilişkin olarak tanık beyanlarına göre yükleniciye bildirimde bulunulduğunun anlaşılması nazara alınarak bu tespitlere de itibar edilmiştir.
Sonuç olarak; son bilirkişi heyet raporunda diğer raporlardan farklı olarak sözleşmedeki yukarıda belirtilen iki etaplı ayrım nazara esas alınarak davacının yaptığı işler ile davalının yaptırdığını iddia ettiği eksik ve ayıplı işlerin bu ayrıma tabi tutularak değerlendirildiği, ayrıca bu işlerin yukarıda belirtilen kronolojik takvime göre ispatlanıp ispatlanmadığının da değerlendirildiği görülmüş, bu yönüyle teknik değerlendirmelere itibar edilmiştir. Ayrıca son bilirkişi heyet raporunda önceki raporlardaki tespitlerde değerlendirmeye tabi tutularak inceleme yapılmış olup buna göre sonuç kanaat bildirildiğinden yukarıdaki gerekçelerle birlikte hükme esas alınmıştır. Açıklanan nedenlerle itibar edilen son bilirkişi heyet raporundaki teknik değerlendirmelere göre; davacı yüklenicinin birinci faturadan 830.746,50. TL, ikinci faturadan 443.496,69. TL olmak üzere dava tarihi itibariyle 1.274.243,19. TL alacaklı olduğu, davalı işverenin eksik ve ayıplı işlere ilişkin bedeller ve ödediği SGK primi bedeli olarak toplam 236.006,08 TL’yi davacının alacağından mahsup edebileceği anlaşılmakla davacının 1.038.237,11‬ TL yönünden icra takibinde haklı olduğu, fazlaya ilişkin talebin yerinde olmadığı, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatının yerinde olmadığı anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Duruşma günü çok sayıda dosyanın duruşmasının bulunması nedeniyle hükmün gerekçesini duruşma sırasında yazılı olarak açılanması mümkün olmadığından gerekçesi ekli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında yapılan icra takibine davalının vaki itirazının ‭1.038.237,11‬ TL’lik kısmı yönünden davanın kabulüne, takibin ‭1.038.237,11‬ TL’lik asıl alacağı takip tarihi itibariyle işleyecek değişen oranlarda avans faizi uygulanarak devamına, fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-İcra inkar tazminatı talebinin, şartları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gereken 70.921,97-TL karar harcından daha önce yatırılan 26.580,74-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 44.341,23-TL karar harcının davalıdan tahsiline,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 68.961,86-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 73.491,38- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı ile 26.580,74- TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 14.275,30 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranı( %47,14 / 52,86 )na göre 6.729,37-TL’sinden, davalının yaptığı 1.435,40 TL yargılama giderinin kabul / ret oranına göre 758,75-TL’sinin çıkarılarak; sonuç olarak 5.970,62 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, kalanının yargılama giderini yapan taraflar üzerinde bırakılmasına,
8-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/03/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip … e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır