Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/530 E. 2019/197 K. 18.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/530
KARAR NOk : 2019/197

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/06/2016
KARAR TARİHİ : 18/02/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Müvekkillerinin oğlu ve kardeşi olan ….ün yaya vaziyette E-5 Merter Metrobüs civarında yol kenarında beklemekte iken davalı …’ın sürücüsü olduğu …. plakalı ticari taksinin yasal hız sınırı 50 km/h kuralına uymayarak kendi beyanına göre 80 km/h ancak tahminen 120 km/h hız ile çarparak ağır derecede yaralanmasına yol açtığını, kaza nedeniyle aracının tampon ve aksamlarının karayolu üzerine dağılmış bir vaziyetteyken durmayarak olay yerinden kaçtığını, çarpma sonrası ….’ün her iki ayağı, elleri, kaburgalarının kırıldığını ve kafatasında çatlak oluştuğunu, sürücünün durmayarak ….’ü ölüme terk ettiğini, müteveffanın kaza nedeniyle polis ve sağlık ekiplerince hastaneye kaldırıldığını ancak 23/05/2016 günü aldığı ağır yaralar neticesinde hayatını kaybettiğini, sürücünün olayın ertesi günü delilleri ve suçunu örtmek için aracını tamir ettirdiğini, … plakalı aracın davalı … Sigorta A.Ş kapsamında ZMMS ile sigortalı olduğunu, ….’ün …. Üniversitesi Radyo bölümü son sınıf öğrencisi olduğunu, müteveffanın herhangi bir işte çalışmadığı için oğlunun maddi desteğinden yoksun kaldıklarını, ayrıca ailesinin yaşadığı büyük üzüntü sebebiyle manevi tazminat talepleri olduğunu, bu sebeplerle davalı olay yerinden kaçtığından ….’ü ölüme terk ettiğinden ve açıkça kötü niyetli olduğundan takdiren teminatsız olarak … plakalı aracın trafik kaydına ve ticari plakasına 3. Şahıslara devrinin engellenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama ile müvekkillerinin destekten yoksun kaldığının kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan 20/05/2016 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, baba … için 20.000,00 TL, anne … için 20.000,00 TL, kardeş … için 10.000,00 TL, kardeş … için 10.000,00 TL manevi tazminatın 1 ve 2 nolu davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI … CEVABINDA; Müvekkili şirkete, dava açılmadan önce yazılı başvuruda bulunulmadığını, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı kaza tarihi itibariyle sigortalının kusuru oranında olmak üzere ZMMS’de ”Maddi Zararlarda Araç Başına” azami 310.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davanın kabulü anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın, sigortalının kusuru ve zararını uısulen ispat etmesi gerektiğini, KTK 99. Maddesi ve yerleşmiş Yargıtay kararları gereğince, yeterli ve gerekli belgelerin eklenmesi sureti ile şirkete müracaat tarihiden öncesinde şirketin temerrüdünün söz konusu olmadığını, sigortacı yönünden sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün belgelerin ibrazından itibaren 8 iş günü içinde, böyle bir başvuru olmadığı takdirde dava tarihinden muaccel hale geldiğinden bu tarihlerden öncesi için faiz sorumluluklarının bulunmadığını, bu nedenlerle öncelikle davanın usulden incelemesi yapılarak davacı tarafın müvekkili şirkete başvuru yapmadığından, dava şartı yoksunluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI … VE … CEVABINDA; Kazanın oluşunda ticari taksi sürücüsü …’ın kusursuz ya da tali kusurlu olduğunu düşündüklerini, Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesinin… E. Sayılı dosyasında toplanan delillere göre ….’ün 19/05/2016 günü saat 20:00’den 20/05/2016 günü gecesi saat 02:00’ye kadar alkol aldığı anlaşılan maktulün yolun ortasında bulunan ve yaya geçişini engellemek için bariyerlerle korunan metrobüs yolundan aniden müvekkilinin önüne atlaması üzerine fren yapmasına rağmen duramayarak çarpması sonucu meydana geldiğinin anlaşıldığını, bu haliyle kazanın kaçınılmaz olduğunu, hangi önlem alınırsa alınsın çarpmanın gerçekleşeceğini, burada kusursuzluk halinin olduğunu, müvekkilinin kaza nedeniyle girdiği şok ve korkudan kaynaklı olarak kaza sonrası olay yerini terk ettiğini, müvekkilinin bu davranışının etik olarak eleştirilebileceğini, ancak kazanın şokunda olan kişilerde sıklıkla rastlanabilecek insani bir davranış olduğunu, diğer müvekkili …’ın aracın sahibi olduğunu, kusursuz sorumluluğunun söz konusu olmakla birlikte sorumluluk durumunun …’ın kusurunagöre belirleneceğini, olayda müvekkili …’ın bir kusurunun olmadığını düşündüklerini, öncelikle her iki müvekkili açısından davanın reddini talep ettiğini, ölümde maktulün davranışının etkili olduğunu, istenen tazminat miktarının fahiş olduğunu, müvekkillerinin mali durumları ve eylemleriyle mütenasip olmadığını, ayrıca tazminatın zenginleşme aracı olamayacağını, bu nedenlerle her iki müvekkiline karşı açılan davanın reddine karar verilmesini taep etmiştir.
27/02/2017 tarihli Bilirkişi Raporunda;
Motorlu araç sürücülerinin karayollarını kullanırken daha fazia dikkatli ve özenli hareket etmeleri beklenmektedir. Araçlar, kazaları önlemede fren, ışık, korna gibi teknik donanımlara sahip olmakla birlikte kaza esnasında sürücüyü koruyan emniyet kemeri, hava yastığı gibi donanımlar mevcuttur. Ancak yayalar böyle bir imkana sahip değillerdir. Bu etkenler de göz önüne alınarak;
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun madde 51 ”Sürücüler, aksine bir karar alınıp işaretlenmemişse yönetmelikte belirtilen hız sınırlarını aşmamak zorundadırlar” ve Madde 52/b ”Sürücüler, hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunu gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar” kurallarını ihlal etmesi nedeniyle, … plakalı aracın sürücüsü …’ın %30 oranında kusurlu olduğu, maktul yaya ….’ün Madde 68/b-3 ”Taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen yayaların taşıt yolunu, yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmeleri yasaktır, yayalar, bu yerlerden geçerken; ışıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde veya kavşaklarda güvenlikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını göz önüne almak zorundadırlar” ancak, yüz metre kadar mesafede yaya geçidi veya kavşak bulunmayan yerlerde yayalar, taşıt trafiği için bir engel teşkil etmemek şartı ile ve yolu kontrol ederek kendi güvenliklerini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yolunu geçebilirler.” ve Madde 68/c ”Yaya yollarında, geçitlerde veya zorunlu hallerde taşıt yolu üzerinde bulunan yayaların, trafiği engelleyecek veya tehlikeye düşürecek şekilde davranışlarda bulunmaları veya buraları saygısızca kullanmaları yasaktır.” kuralını ihlal etmesi nedeniyle %70 oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
26/03/2018 tarihli Bilirkişi Ek Raporunda;
Reaksiyon, fren ve durma mesafesi hesaplamalarında aracın şehir içi hız limitlerine uygun seyrederek maktul yayayı gördüğü anda fren yapmış olması halinde 31 m sonra durması gerektiği hesaplanmıştır.
Bakırköy istikametinde Cevizlibağ metrobüs istasyonunu geçtikten sonraki ilk üst geçit noktasından itibaren en az 200-250 m görüşü engelleyecek herhangi bir nesne bulunmamaktadır.
Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağında araca ait kırık oto parçaları ile maktulün bulunduğu nokta arasında 100 m bulunduğu belirtilmiştir.
Buradan anlaşılacağı üzere … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın şehir içi hız limitlerine uygun seyretmediği belirlenmiş olup, önlenebilir olabilecek bir kazayı önlemeyerek ölümlü trafik kazasına neden olması sebebiyle %30 oranında, maktul yaya ….’ün %70 oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
07/12/2017 tarihli Adli Tıp Kurumu aracılığıyla alınan rapor sonucunda;
Davalı sürücüsü … sevk ve idaresindeki otomobili ile seyir halinde olduğu esnada yayaların geçişinin bariyerlerle engellendiği yol bölümünde bariyerler aşarak kontrolsüz bir şekilde yola giren yaya nedeniyle meydana gelen olayda atfıkabil bir kusuru bulunmamaktadır.
Maktul yaya …. araçların seyir durumunu dikkate almaksızın kontrolsüz ve tedbirsiz bir şekilde yayaların geçişi ve girmesinin bariyerlerle engellenmiş yola girerek kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiği, ilk geçiş hakkını gelen araca vermediği, dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde bariyerli yola girerek kendi can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü olayda asli kusurlu olduğu sonucuna varmıştır.
Dosyamız arasında yer alan raporlar arasında çelişki olması sebebi ile 3’lü bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş;
30/05/2018 tarihli Bilirkişi Heyet Raporunda;
Dava konusu olayın Karayolları Trafik Kanunu kapsamında trafik kazası olduğu,
Meydana gelen kazanın, trafik kurallarına uyulduğunda ”önlenebilir bir kaza” niteliğinde olduğu, kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olmadığı,
Yaya ….’ün;
Karayolları Trafik Kanununun 68. Maddesinğin b) ve c) fıkraları ile Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 138. Maddesinin d) fıkrasını ve b) fıkrasının 3. Bendini ihlal ederek; kendisinin ancak yatay ve dikey trafik işaretleri ile kontrol altına alınmış yaya ve okul geçitlerinde ve kavşak sistemi içinde kurallara uyarak karşıdan karşıya geçme ve 100 m kadar mesafede yaya geçidi, okul geçidi veya kavşak bulunmayan yerlerde, taşıt trafiği için bir zorluk veya engel yaratmamak şartıyla ve yoldan gelen taşıtların uzaklık ve hızını kontrol ederek kendi güvenliğini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yolunu karşıdan karşıya geçme hakkı olduğu halde, dikkatsiz ve tedbirsiz olarak, ortasından gidiş-gelişli metrobüs yolu geçen ve her iki yanda oto korkuluklarla bölünmüş transit yol ve yanlarında yan yol bulunan bölünmüş yolun Aksaray’dan Bakırköy istikametine taşıt yoluna yayaların geçişi ve girmesinin bariyerlerle engellenmiş yola oto korkuluklarından atlayarak kontrolsüz ve dikkatsiz şekilde girmesiyle, kaza yerinde, kazaya karışan araç gelmesine rağmen, gelen ve yaklaşmakta olan aracın uzaklığını ve hızını dikkate almadığı, trafik akışını ve trafik güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde davranmak suretiyle, aracın geçişini beklemeden, kendi güvenliğini sağlamadan oto korkuluklarından atlamak suretiyle taşıt yoluna girerek, sürücü … yönetimindeki … plakalı araca ilk geçiş hakkını vermediği ve dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde özensiz davranışıyla bariyerli yola girerek kendi can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü aracın kendisine çarpmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından, kazada %80 oranında kusurlu olduğu,
Kazaya karışan … plakalı aracın sürücüsü …’ın;
Yayaların geçişinin bariyerlerle engellendiği yol bölümünde bariyerleri aşarak kontrolsüz bir şekilde yola giren yayaya, bu sırada … plakalı ticari taksi sürücüsünün yorgun, dalgın ve hızlı seyri nedenleriyle tedbirsiz dikkatsiz davranarak trafik kuralı olarak uymak zorunda iken ihlal ettiği Karayolları Trafik Kanununun maddelerinin bulunduğu anlaşıldığından, kazada %20 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
18/07/2018 tarihli Bilirkişi Raporunda;
Hükme esas alınan heyet kusur raporu uyarınca; aldırılan ve kabul edilen aktüerya raporu doğrultusunda;
Davacı …’ün 23/05/2016 tarihinde oğlu ….’ü kaybetmesi sonucu toplam maddi destek zararının 118.555,83 TL olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda %80 kusurunun bulunduğunun kabulü durumunda talep edebileceği toplam destekten yoksun kalma tazminatının 23.711,17 TL olabileceği,
Davacı …’ün 23/05/2016 tarihinde ….’ü kaybetmesi sonucu toplam maddi destek zararının 79.136,31 TL olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda %80 kusurunun bulunduğunun kabulü durumunda talep edebileceği toplam destekten yoksun kalma tazminatının 15.827,26 TL olabileceği,
… tarafından tanzim edilen poliçe limitleri dahilinde olduğu,
Maddi tazminat yönünden temerrüt tarihinin 08/06/2016 dava tarihi olacağı,
Sigorta genel şartları gereği manevi tazminattan davalı … şirketinin sorumlu olmayacağı, sayın mahkemece diğer davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağının kabulü halinde manevi tazminatın miktarının takdirinin sayın mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
15/10/2018/ tarihli Bilirkişi Ek Raporunda;
Sayın Mahkemenin 17/09/2018 tarihinde 11. Celse duruşma tutanağında; ZMMS sigortası poliçesinin ZMMS genel şartlarında değşik yapan 6704 sayılı yasanın yürürlük tarihi olan 26/04/2016 tarihinden önce 05/02/2016 tarihinde düzenlendiği dikkate alınarak yasanın yürürlüğe giriş tarihine göre 2015 tarihli ZMMS genel şartlarına uygulanacağından PMF 1931 yaşam tablosuna göre ve eski genel şartlara göre yeniden değerlendirilmesi görevi dahilinde hesaplama yapılmış olup, takdiri sayın mahkemeye aittir.
Davacı …’ün 23/05/2016 tarihinde oğlu ….’ü kaybetmesi sonucu toplam maddi destek zararının 109.440,08 TL olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda %80 kusurunun bulunduğunun kabulü durumunda talep edebileceği toplam destekten yoksun kalma tazminatının 21.888,02 TL olabileceği,
Davacı …’ün 23/05/2016 tarihinde oğlu ….’ü kaybetmesi sonucu toplam maddi destek zararının 79.239,80 TL olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda %80 kusurunun bulunduğunun kabulü durumunda talep edebileceği toplam destekten yoksun kalma tazminatının 15.847,96 TL olabileceği,
Sayın mahkemenin ara kararı gereği eski genel şartlar dahilinde PMF 1931 yaşam tablosu ve profrasif rant formülü ile hesaplama yapılmasının talebi aynı zamanda kaza sırasında 23 yaşında ve erişkin olan yaya müteveffanın kusurunun %80 kusurlu olmasına karşın, davacılar anne ve babasının 3. Şahıs olarak kabul edilip edilmeyeceği, kusur oranının davacıların talep edebilecekleri zararlara yansıtılıp yansıtılamayacağının takdir ve hukuki münakaşası sayın mahkemeye ait olacağı ve kusur yansıtılmadığında anne …’ün maddi destek zararının 109.440,08 TL olduğu, baba …’ün 79.239,80 TL olacağı,
… tarafından tanzim edilen poliçe limitleri dahilinde olduğu,
Dava dosyasında davacının dava talebi öncesi davalı …’ye herhangi bir tazminat talebinde bulunulmadığının davaya cevap dilekçesinde davalı vekili tarafından beyan edildiğinin tespiti ile temerrüt tarihinin dava tarihi olarak kabulünün ve yasal faiz talep edebileceğinin,
Davacılar tarafından talep edilen manevi tazminatın takdir ve münakaşasının sayın mahkemeye ait olduğu, sigorta genel şartları gereği manevi tazminattan davalı … şirketinin sorumlu olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ;
27/08/2018 tarihli davacı yanın ıslah dilekçesi nazara alınarak;
Kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilesi için aldırılan 30/05/2018 tarihli Bilirkişi Heyet Raporundaki “Meydana gelen kazanın, trafik kurallarına uyulduğunda ”önlenebilir bir kaza” niteliğinde olduğu, kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olmadığı kanaati Mahkememizce de kabul görmüş olmuş Maktülün %80 ,davalı sürücünün %20 oranındaki heyet raporu hükme esas alınarak;18/07/2018 tarihli aktüerya Bilirkişi Raporu uyarınca da ;… ve … için destekten yoksun kalma tazminatı belirlenmiş olup,diğer davacıların destekten yoksun kalma tazminatına hak kazanmadığı anlaşılmakla ve de meydana gelen olayın özellikleri davacıların konum ve yaşları da nazara alınarak aşağıdaki şekilde manevi tazminata hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
A-Maddi Tazminat Talepleri Yönünden;
1-Davacı … için 23.711,17 TL, davacı … için 15.827,26 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar … ve … yönünden kaza tarihi 20/05/2016, davalı … şirketi yönünden dava tarihi 08/06/2016 tarihinden (sigorta limiti ile sınırlı olmak üzere) itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
2-Davacı … ve …’ün destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin reddine,
B-Manevi Tazminat Talepleri Yönünden;
1-Davacı … için 15.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 1.000,00 TL, davacı … için 1.000,00 TL, toplamı 27.000,00 TL’nin davalılar … ve …’dan kaza tarihi itibariyle işletilecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile birlikte davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
C-Maddi tazminat miktarı yönünden alınması gereken 2.700,87 TL ve manevi tazminat yönünden alınması gereken 1.844,37 TL olmak üzere toplam 4.545,24 TL karar harcından daha önce yatırılan 239,09 TL peşin ve 505,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiyesi 3.801,15 TL karar harcının tüm davalılardan müteselsilen tahsiline,
D- Hükmolunan maddi tazminat talebi yönünden hesap edilen 4.699,23 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
Hükmolunan manevi tazminat talebi yönünden hesap edilen 3.240,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
E-Ret edilen manevi tazminat yönünden hesap edilen 3.240,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılara verilmesine,
F-Davacılar tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı 239,09 TL peşin harç ve 505,00 TL ıslah harcının tüm davalılardan müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
G-Davacılar tarafından sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 272,59-TL, ıslah harcı 505,00 TL ile aşağıda dökümü yapılan 3.388,50-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 4.166,09-TL yargılama giderinin kabul (%67,00) red(%33,00) oranına göre hesaplanan 2.791,28-TL’nin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
Ğ-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalılar Gülüşan ve Tahsin vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/02/2019

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.