Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/527 E. 2022/597 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/527 Esas
KARAR NO : 2022/597

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 07/06/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :08/07/2022
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 26/10/2009 tarihli dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı şirket arasında uzun zamandır ticari ilişki bulunduğu; davalı şirketin müvekkilden çeşitli zamanlarda çeşitli ürünler satın aldığı; satılan ürünlerin davalıya teslim edildiği; faturalarının gönderildiği, davalı şirketin müvekkil şirkete bu faturalardan doğan ödemelerini geciktirdiği; davalı şirketten tahsil edilemeyen bu alacakların ödenmesi için İstanbul .. Noterliği 30.04.2009 tarih, …. yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiği ve ihtarnamenin davalı şirkete tebliğ edildiği, ihtarnamenin ardından taraflar arası faturalaşma ile ticari ilişkinin devam ettiği; nihayetinde oluşan bakiye için tahsilat yapılamadığından davalı aleyhine Bakırköy ….İcra Müdürlüğümün …E. Say ılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı şirketin, borcun 27.141,67TL tutarını kabul ettiği; bahse konu bedeli itirazdan sonra müvekkil şirket hesaplarına gönderdiği; ancak geri kalan kısmına haksız ve kötü niyetle itiraz ettiği; itiraz sonucunda takibin durduğu, icra takibine yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamı; haksız ve kötü niyetli davalı-borçlu aleyhine %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi; 28.07.2009 tarihinden itibaren ticari faiz, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı-borçlu üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 10.12.2009 tarihli cevap dilekçesi ile; taraflar arasındaki ticari ilişkinin sözleşmeye dayalı olduğu; bu kapsamda müvekkil şirket ile davacı taraf arasında 20.11.2006 tarihli sözleşme imzalandığı; 01.01.2009 tarihli sözleşme ile de çalışma şartlarının revize edildiğini, taraflar arasındaki ilişkinin işbu ana sözleşme ve ek sözleşmeler ile cari hesap çerçevesinde yürütüldüğü; müvekkil şirket tarafından sözleşmelere uygun olarak düzenlenen faturaların davacıya usulüne uygun tebliğ edildiği; faturaların davacı yanca itiraza uğramaksızın kesinleştiği; dava dilekçesinde de bu faturalara herhangi bir itirazdan bahsedilmediğini, cari hesap kat edilmeden, mutabakat sağlanmadan, cari hesaba dayalı likit bir alacaktan bahsedilemeyeceği; icra takibine konu yapılamayacağı; davacı tarafın 30.04.2009 tarihli ihtarnamesine cevaben, hesap mutabakatı ihtar edildiği; ancak davacının bu davete icabet etmediğini, davacının, kat edilmemiş olan cari hesap ilişkisine dayalı olarak alacak talep etmesinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı şirketin, müvekkil şirkette iade konusu malları bulunduğu; taraflar arasında münakit sözleşme gereği mal iadesinin her zaman için mümkün bulunduğu; davacı tarafın alacaklı yönünde Sayın Mahkemece bir kanaat oluşması halinde iş bu iade bedellerinin de davacı alacağından düşülmesi gerektiğini, taraflar arasında münakit sözleşmenin S.maddesinin delil hükmünde olduğu; 5.maddenin, ” Satıcının, uyuşmazlık hallerinde, … A.Ş. ve …. A.Ş.’nin defter ve kayıtlarının geçerli olacağını şimdiden kabul ettiği; Satıcının uyuşmazlıklarda yemin teklifi hakkından da feragat etmiş olduğunu beyan ettiği;…” hususlarını içerdiği; yargılamada bu madde hükmünün dikkate alınması gerektiğini, miktar yönünden tespiti yargılamayı gerektirir alacakların likit olmadığı; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. …, K… sayılı ilamı itibarıyla kısmi itirazları sonrasında alacağın likit olduğunun kabul edilemeyeceği; icra inkar tazminatı isteğinin de reddine karar verilmesi gerektiği; aksine davacının haksız takip başlatmış olması sebebiyle müvekkil lehine %40 tazminata hükmedilmesi gerektiğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddi; davacının %40 oranında haksız takip tazminatına mahkum edilmesi; yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
Dosya Bakırköy Adli Yargı Adalet Komisyonunun 25/07/2011 tarihli tevzisi ile Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesinin… esasına kaydolunmuş, Bakırköy Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığının … Muh. sayılı yazısı ile Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin 1/2 olan esas numaralı dosyaların bir kısmı mahkememize tevzi edilmiş olup, Bakırköy .. Asliye Ticaret Mahkemesinin … olan esas numaralı dosyası, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinde .. esasını almış, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu Genel Sekreterliğinin 26/08/2014 tarih ve 1876 sayılı karar ile Asliye Ticaret Mahkemelerinin heyetli mahkeme olarak görev yapmalarına, Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesi 15/09/2014 tarihinde faaliyetine son verilmesine, 09/09/2014 tarihinde yayınlanan karar ile Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesi ile birleşmesine karar verilmiş, Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinde … esas numarasını almıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden kaynaklı olarak cari hesaba ve takibe konu faturalardaki ürünlerin davalı tarafa teslim edilmesine rağmen davalı tarafça bedellerinin ödenmemesi sebebiyle alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Dairesi’nin …. esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 85.011,99-TL asıl alacak, 2.741,64-TL işlemiş faiz üzerinden ilamsız takip yolu ile icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu tarafından 27.141,67-TL borçlarının olduğunun kabul edildiği, ancak bu miktar dışından miktara ve işlemiş faize itiraz edilmek suretiyle takibin durdurulduğu görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda Mahkememizin 02/12/2014 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamı ile açılan davanın kısmen kabulüne ve icra takibinin 37.311,89 TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilmiştir. Mahkememiz kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 10/02/2016 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamı ile “….Davacı temyizi yönünden, takibe dayanak teşkil eden vade farkı faturası ile ilgili taraflar arasında sözleşme ya da teamül bulunması gerekmekle birlikte mahkemece bu hususta yeterli araştırma yapılmadan buna ilişkin alacak kaleminin reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, takipten önce davacının cari hesap alacağı ile ilgili çekmiş olduğu ihtar da nazara alınarak takip öncesi işlemiş faiz hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de yanlış olmuştur. Davalının temyiz itirazlarına gelince; davalı tarafça, cari hesaba dayanak teşkil eden iki adet irsaliye altında teslim alan … ile bir ilgilerinin bulunmadığı ve bu şahsın yetkilileri de olmadığı savunulduğundan, mahkemece irsaliyede adı ve imzası bulunan bu kişinin davalı çalışanı olup olmadığı hususunda araştırma yapılmaksızın, bu iki fatura yönünden de malın teslim edildiği kabul edilerek karar verilmiş olması isabetsiz olması….” sebepleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmak suretiyle yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce bozma ilamından önce alınan en son 10/10/2014 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı ve davalı arasında düzenlenen 20/11/2006 tarihli sözleşme ve bilahare 01/01/2009 tarihli sözleşmeler kapsamında ticari ilişkinin bulunduğu, ticari ilişkinin cari hesap çerçevesinde yürütüldüğü, faturalar kapsamında ürünlerin teslim edildiği, davalı tarafça itiraz edilmediği, taraflar arasındaki ilişkinin 20/11/2006 ve 01/01/2009 tarihli sözleşmeler kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, her iki tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde sözleşme yükümleri kapsamında değerlendirme yapıldığı, sonuç olarak davacı şirketin yapmış olduğu takibin aksine 57.774,28 TL alacaklı göründüğü, davalı defterlerinde ise davacıya 815,77 TL borçlu görüldüğü, aradaki farkın davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen ve davalı şirket hesabına borç kaydedilen 3 adet fatura ile davalı şirket hesabına alacak kaydedilen 1 adet faturanın davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenen ve davacı şirket hesabına alacak kaydedilerek davacıya olan borçtan mahsup edilen ancak davacı şirket kayıtlarında yer almayan ve davacı şirkete tebliğ edildiğine dair dosyaya sunulu belge bulunmayan 21 adet fatura olduğu, taraflar arası ihtilafa konu bu faturalar üzerinde 20/11/2006 ve 01/01/2009 tarihli satın alma sözleşmeleri kapsamında yapılan inceleme ile davacının talep edebileceği tutarın 37.311,89 TL olarak hesaplandığı, kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamından sonra alınan 17/08/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava dosyası ve incelemeye ibraz edilen belgeler üzerinden yapılan tetkiklerde; Davacı …. nin alacağının :37.311.89 TL + 11.517,39 TL(Vade Farkı Fatura Tutarı ) = 48.829,28 TL ….’nin davalı … Alışveriş Hiz. Gıda San. Ve Tic. A.Ş. çalışanı olmadığına Mahkemece hüküm verilmesi ve 19/12/2008 tarih …. no.lu 3.760,38 tutarlı, … nolu 7.093,47 tutarlı faturaların kabul edilmemesi halinde Davacı …. Alacağının 26.512,04 TL + 10.724,16 TL (Vade Farkı Fatura Tutarı ) = 37.236,20 TL Mahkeme tarafindan alacağın varlığına ve faiz hesabına karar verilmesi halinde, takip konusu asıl alacağa faiz hesabının 30.04.2009 ihtar tarihine kadar %20, 11.09.2019 takip tarihinden itibaren % 19 üzerinden hesaplanması gerektiği, kanaatini bildirmiştir. 02/05/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Yargıtay bozma ilamı ve … için Adana SGK dan gelecek sonuç ile eğer anılan kişi davalı çalışanı ise; Davacının, davalıdan takip tarihi itibariyle; 64.978,35 TL asıl alacak, 1.522,09 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere 66.500,44 TL toplam alacağı olduğu ve davacı asıl alacağı 64.978,35 TL’ye takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereği yıllık %19 oranından başlayacak, değişen oranlarda ticari avans faiz işletilmesi gerekecektir. … Davalı çalışanı değilse; Davacının, davalıdan takip tarihi itibariyle; 54.124,50 TL asıl alacak, 1.267,84 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere 55.392,34 TL toplam alacağı olduğu ve davacı asıl alacağı 54.124,50 TL’ye takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereği yıllık %19 oranından başlayacak, değişen oranlarda ticari avans faiz işletilmesi gerekecektir. Her koşulda yukarıda tarihleri belirlenen ve davalı tarafından icra tarihinden sonra ödenmiş olan 27.666,46 TL’nin İcra müdürlüğü tarafından infaz aşamasında ilk önce faiz ve diğer ferilerden düşülerek hesap edilmesi gerektiği kanaatini bildirmiştir.
14/03/2022 havale tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; Davacının, davalıdan 11.09.2009 tarihi ile 56.646,80 TL asıl alacak hesaplanmıştır. Davacı 219,48 TL davalı faturasını takip öncesi kayıtlarına almasına rağmen icra takibine konu etmiştir. (takip miktarı 85.011.99 TL den, tebliğ edilmemiş 2 fatura 10.853,85 + 19.316,91 TL tutarlı vade farkı faturası ve davalının takip öncesi yaptığı, davacının kayıtlarında yer alan 219,48 TL tutarlı faturalar tenzil edilmiştir.) Davacı Takip Tarihi İle Davalıdan 56.646,80 TL alacaklıdır. Davacının takip tarihinden sonra yapmış olduğu ödemelerin: 29.09.2009 tarihinde 26.498,89 TL, 30.09.2009 tarihinde 25,25 TL Davacıda 30.09.2009 kayıtlı, 30.11.2009 tarihinde 494,29 TL davacıda 30.11.2009 kayıtlı, 12.04.2010 tarihinde 648.23TL Havale ödemesi olmak üzere toplam 27.666,66 TL takip tarihinden sonra yapılan ödeme olduğu için davacının alacağından mahsubu ve ilk önce BK. 100 madde gereğince faiz ve ferilerden düşülmesi gerekeceğinden infaz aşamasında icra müdürlüğü tarafından hesap edilmesi gerekecektir. Davacının 56.646,80 TL asıl alacağına, ihtarnamede tebliğ tarihi belli olmadığından takip öncesi işlemiş faiz hesap edilememiş olup bu alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereği yıllık %19 oranından başlayacak değişen oranlarda avans faiz uygulanması gerektiği kanaatini bildirmiştir.
Somut davada taraflar arasında satım sözleşmesi ve cari hesap ilişkisi olduğu hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı hususlarındadır. Mahkememizce bozma ilamından sonra alınan bilirkişi raporunda; tarafların defter ve belgelerinin bir kısım faturalar yönünden uyuşmadığı, tarafların defter ve kayıtlarının uyuşmadığı faturalardan birinin 28/07/2009 tarihli 19.316,91-TL bedelli vade farkı faturası olduğu anlaşılmıştır. Tarafların birbirinden vade farkı talep edebilmesi için aralarında bu hususta bir sözleşme veya bir teamül olması gerekmektedir. Oysa dosyamızın tarafları arasında vade farkı talep edileceğine dair herhangi bir sözleşme ve incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre teamül bulunmamaktadır. Bu nedenle söz konusu faturanın davacı alacağı içerisinde değerlendirilmemiştir. Yine ihtilaflı olan faturalardan ikisi 19/12/2008 tarihli 7.093,47-TL bedelli fatura ve 19/12/2008 tarihli 3.760,38-TL bedelli faturadır. Söz konusu faturalı ürünlerin …’ye teslim edildiği sevk irsaliyelerinde belirtilmiştir. Ancak davalı tarafından ….’nin davalının çalışanı olmadığı beyan edilmiş ve davalı şirketin SGK kayıtlarında da …’nin davalının çalışanı olmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından söz konusu iki faturadaki ürünlerin davalıya teslimi hususu ve …’nin davalının çalışanı olduğu hususu ispat edilememiştir. Bu nedenle söz konusu bu iki faturada davacının alacağı içerisinde değerlendirilmemiştir. Bilirkişi raporunda belirtilen ve davalı tarafından düzenlenen 30/09/2019 tarihli 25,25-TL bedelli iade faturası, 30/11/2019 tarihli 494,29-TL bedeli iade faturası, 12/04/2010 tarihli 648,23-TL bedelli iade faturası taraflar arasındaki teamül gereği davacı taraf alacağından düşülmesi gerekmektedir. Ancak söz konusu faturalar icra takibinden sonra düzenlendiği için davamızın konusu değildir ve bu nedenle icra takip tarihi itibariyle hesaplanan alacaktan Mahkememizce düşülmemiştir. Bilirkişi raporunda belirtilen davalının defter ve kayıtlarında belirtilen, ancak davacı defter ve kayıtlarında yer almayan faturaların düzenlenme nedenine ve bu faturaların karşı tarafa tebliğine ilişkin davalı tarafça geçerli ve kesin bir delil sunulmadığı, bu faturaların düzenlemesi hususunda tarafların anlaştığına dair dosyaya geçerli bir delil sunmadığı anlaşılmış ve bu nedenle söz konusu fatura bedelleri davacı alacağından mahsup edilmemiştri. Söz konusu faturalar dışında davacı ve davalının defter ve kayıtlarının birbiri ile örtüştüğü ve davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı ticari defter ve kayıtlarına kaydedildiği görülmüştür. Davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı ticari defter ve kayıtlarına kaydedilmesi suretiyle davacı tarafından faturalara konu ürünlerin davalıya teslim edildiği hususu ispat edilmiştir. Takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 56.646,80-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafından takip tarihinden sonra davacıya 26.498,89-TL ödeme yapmıştır. Ancak takip tarihinden sonra yapılan ödemenin İcra Müdürlüğü tarafından mahsup edilmesi gerektiğinden Mahkememizce asıl alacaktan mahsup edilmemiştir. Davacının takip tarihi itibariyle 56.646,80-TL alacaklı olduğu tespit edildiğinden bu miktar üzerinden icra takibinin devamına ve icra takibinden sonra yapılan ödemelerin İcra Müdürlüğü tarafından infaz sırasında dikkate alınmasına karar verilmiştir. Davacı tarafından davalıya borcun ödenmesi için icra takibinden önce davalı tarafa ihtarname gönderilmiş, ancak söz konusu ihtarnamenin davalıya tebliğine ilişkin tebligat parçası davacı vekili tarafından dosyaya sunulamamış ve ihtarname tarihi dikkate alındığında Noterliğin saklama yükümlülüğüne ilişkin süresi dolmuştur. Bu nedenle ihtarnamenin tebliğ tarihi davalı tarafça ihtarnameye cevap verme tarihi olan 08/05/2009 tarihi olarak kabul edilmiştir. Ancak davacı vekili tarafından icra takip talebinde faizin başlangıç tarihi olarak 28/07/2009 tarihi, faiz bitiş tarihi olarak 09/09/2009 tarihi belirtilmiştir. Bu nedenle Mahkememizce taleple bağlılık ilkesi gereği bu tarihler arasında işlemiş ticari faiz hesaplanmış, usul ekonomisi gereği faiz hususunda tekrar bilirkişiden rapor alınmamış ve Mahkememizce hesaplanan işlemiş faiz hüküm alına alınmıştır. Davacının alacağı tarafların ticari defter ve kayıtları ve faturalar ile likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalı borçlunun Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasındaki icra takibine yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 56.646,80-TL asıl alacak ve 1.267,96-TL işlemiş faiz üzerinden ve takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun uyarınca yıllık % 19 oranından başlayacak değişen oranlarda avans faizi ile birlikte takibin kaldığı yerden aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, icra takibinden sonra yapılan ödemelerin icra müdürlüğü tarafından infaz sırasında dikkate alınmasına,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 3.956,15 TL nispi karar ve ilam harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 818,30 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.137,85 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 8.328,92 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 13/2 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 2.697,2‬0 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 15,60 TL başvurma harcı, 818,30 TL peşin harç olmak üzere toplam 833,9‬ TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 2.896,64 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 91,33 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Kullanılmayan yargılama gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı 07/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır