Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/523 E. 2018/249 K. 05.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/523 Esas
KARAR NO : 2018/249

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Yayımlama Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2016
KARAR TARİHİ : 05/03/2018
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 29/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Yayımlama Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı tarafından31/12/2012 tarihinden itibaren düzenlenen aylık faturalar ile fazla, hukuka aykırı ve yersiz olarak tahsil edilen kayap/kaçak, dağıtım bedeli ve iletim bedeli bunların KDV’ leri dahil olmak üzere ilk aşamada 120.000,00 TL’ nin davalıdan tahsilini, davalıca her faturanın haksız tahsil edildiği tarihten itbaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte alınarak müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili dava dilekçesinde özetle, elektrik piyasası kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi tabul edilip yasalaştığını, düzenlemede yer aldığ ı ilgili faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartları bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağladığını,davanın …A.Ş.’ye ihbarını talep ettiklerini, dava, belirsiz alacak davası açılmasına uygun mahiyette olmadığını, ve davacı kayıp kaçak bedeli ödediğinie dair herhangi bir delil sunmadığını, müvekkili şirket elektrik dağıtım şirketi olmayıp, özel sektör mesubu elektrik satış şirketi olduğunu, bu nedenle kendi adına tahsil etmediği kayıp, kaçak, iletim bedellerinin müvekkilinden talep ve tahsil edilmesinin mümkün olamayacağını, müvekkilinin sadece üretim yapmakta olduğunu, elektrikteki kayıp ve kaçakta sorumlu bulunmadığını, elektrik faturalarını yansıtılan kayıp, kaçak, dağıtım ve iletim bedelleri, mevzuat gereğince ve kapsamında tahsil edilmekte olduğunu, keyfi bir uygulama olmadığını, kayıp bedelinin, elektrik sistem altyapı ve iletimi esnasında doğan kayıpların telefisi anlamına gelmekte olduğunu, davacının tacir olduğunu, söz konsu faturalara yasal süresi içinde itiraz etmediğini, fatura ve içeriğini kabul ettiğini, davacının aldığı hizmetlerin bedelini ödemekle yükümlü olduğunu bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacının üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE YARGILAMININ ÖZETİ;
Dava, elektrik faturalarındaki kayıp/kaçak bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve iletim bedeli iadesi istemine ilişkindir.
Davacı ile davalı arasında iş yerine ilişkin elektrik abonelik sözleşmesi bulunduğu, davacının davalı tarafından abonelik sözleşmesine istinaden kullandıkları elektrik enerjisi için düzenlediği faturaları ödediğini, ancak davalının düzenlediği faturalarda tahakkuk ettirdiği alacak kalemlerinin içinde k.k. bedeli, p.s.h. bedeli, i.s.k. bedeli gibi alacakların hukuka aykırı olarak tahakkuk ettirildiği iddiasıyla iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda eldeki davanın 06.06.2016 tarihinde açıldığı ve mahkememizce hükme esas alınan ikinci bilirkişi raporunda Özetle;
6719 sayılı yasa sonrasında yapılan değerlendirmeye göre Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi içinavacı tarafın aboneliklerine ait dosya kapsamına sunulmuş elektrik faturaları incelendiğinde, dava konusu bedellerin EPDK tarafından yayımlanan elektrik faturalarına esas tarife tabloları ile uyumlu olduğu, Dosya kapsamındaki faturalara yansıtılmış olan Trafo Kayıp Bedelinin ise …ve …sayılı EPDK Kurul Karan ile Elektrik Piyasası Dengeleme Ve Uzlaştırma Yönetmeliği 30. Ve 80. Maddeleri kapsamına uygun olduğu/ yönünde tespitte bulunmuştur.
Davacı taraf fazladan bedel tahakkuku yönünde itirazda bulunmayıp söz konusu alacak kalemlerinin talep edilemeyeceği gerekçesiyle eldeki davayı açmış olması sebebiyle bilikrişinin fatura inceleyemediği hususuna gerek görülmemiş olup Davanın mahkememizde yapılan yargılaması sırasında 17.06.2016 tarihinde 6719 sayılı kanun ile 6446 sayılı kanunda değişiklik yapılmıştır. 6719 sayılı değişik 6446 sayılı kanunun 17. ve geçici 20 maddesi hükümleri ve anılan yasal düzenlemeler incelendiğinde dava tarihi yasadan önce veya sonra olmasının önemi olmadığı göz önünde bulundurulduğunda, tedarikçi dağıtım (perakende satış) şirketlerinin Kayıp/Kaçak Bedeli, Dağıtım Bedeli, Sayaç Okuma Bedeli, Perakende Satış Hizmet Bedeli ve İletim Bedeli gibi isimler altında muhtelif ücretleri elektrik hizmet bedeline ilave olarak faturalara yansıtabileceği sonucuna ulaşılmaktadır. Tarifelerin uygulanması 4628 sayılı Kanunun 4. ve 5. maddeleri ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine göre lisans sahibi şirketler bakımından yasal bir zorunluluk olduğu sabittir. 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un özellikle 15., 21. ve 26. Maddelerinde, dava konusu kayıp kaçak bedelleri ile ilgili düzenlemelere yer verilmiştir. Özellikle, 6719 sayılı yasanın 21. maddesi ile; 6446 sy. Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesinde tanımlanan Kurul’ca belirlenecek tarife türlerine ilişkin 6. bendin a, ç, d ve f bentlerinde bağlantı tarifeleri, dağıtım tarifeleri, perakende satış tarifeleri ve son kaynak tedarik tarifeleri mevcut tanımlama şeklindeki hükümleri ayrıntılı olarak tanımlanmış, kayıp-kaçak bedeline ilişkin EPDK tarafından hedef oranı geçmemek üzere kaydı düşülerek dağıtım tarifelerine konu tüm maliyet unsurlarının tüketicilere yansıtılması hüküm altına alınmış ve bu husustaki yetki Kurul’a (EPDK) verilmiştir. Söz konusu talep edilen kalemler yasal düzenleme sonucu oluşan kalemler olup söz konusu Tarifelerin uygulanması 4628 sayılı Kanunun 4. ve 5. maddeleri ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine göre lisans sahibi şirketler bakımından yasal bir zorunluluktur. Gelen bilirkişi raporunda da ve toplanan belgelere yürürlüğe giren ve hali hazırda geçerli olan yasaya göre 07.06.2016 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 15. Maddesinin ise elektrik faturalarına dava konusu Kayıp/Kaçak Bedeli, Dağıtım Bedeli, Perakende Satış Hizmet Bedeli ve İletim Bedeli yansıtılmasına kanuni bir dayanak oluşturduğu anlaşılmış olup dava sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı değişik 6446 sayılı kanunun 17. ve geçici 20 maddesi hükümleri dikkate alındığında yerinde görülmeyen talebin reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davacı 6719 sayılı kanun ile 6446 sayılı kanunda yapılan değişikliğin anayasaya aykırılığı iddiaasıyla yapılan başvuru da AYM tarafından 15.02.2018 tarihli kararla ilgili hükümlerin iptal talebi reddedilmiştir.
Öte yandan davaya konu talepleri 6719 sayılı yasa öncesinde istenebilir nitelikte olduğu Yargıtay uygulamaları ve mevzuat uyarınca mümkün olmasına rağmen davanın açılmasından sonra yapılan yasa değişikliği ile talep edilmesi mümkün bulunmadığı ve mahkemelerin yetkisinin söz konusu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu yönündeki değişiklik de dikkate alındığında davanı açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderleri ve vekalet ücretinin değerlendirilmesi gerekmiş nitekim 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı Yargıtay içtihadı Birleştirme Kararı’nda, “her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesine yer verilerek bu hususa vurgu yapmış sonuç olarak iş bu davanın açılmasından sonra yapılan yasa değişikliği mahkememiz red gerekçesini oluşturmuş olup dava açıldığı tarihteki davacının haklılık durumu ve sonradan yürürlüğe gire yasa değişikliği karşısında davacı tarafın yargılama giderleri vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması ve davacının yaptığı yargılama giderlerinin davalıdan tahsili kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davanın açılış tarihine göre davacının yapmış olduğu yargılama harç ve giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilmesine yer olmadığına,
4-492 sayılı harçlar yasası uyarınca alınması gereken 35,90 TL karar harcından daha önce yatırılan peşin harçtan mahsubu ile bakiye harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 2180 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarfaından yapılan 29,20 TL peşin harç 35,90 TL karar 4,30 TL vekalet harcı ve 742,00 TL tebligat bilirkişi yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine
-HMK’nun uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereği talep halinde gerekçeli kararın tebliğine
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/03/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır