Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/520 E. 2018/87 K. 29.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/520 Esas
KARAR NO : 2018/87

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/06/2016
KARAR TARİHİ : 29/01/2018
GEREKÇELİ KARAR YAZIM
TARİHİ : 13/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin bulunduğu …Kartal / İSTANBUL adresinde davalı şirketin … abone numaral elektrik abonesi olduğunu, müvekkiline burada kullandığı elektrik tüketim miktarına göre fuatura tahakkuk edildiğini, ancak bu faturalardda …. Sayılı kararlarına aykırı olarak hizmet bedeli karşılığı olmayan kayıp bedeli, dağıtım bedeli, iletim sistem kullanım bedeli, sayaç okuma bedeli ve bu bedellerin KDV’ sinin tahakkuk ettirildiğini, müvekkilinin davalı şirdketüin abonesi olarak elektrik kullanmış olduğu süre zarfında, müvekkili şirketten haksız ve hukuka aykırı olarak hizmet bedeli karşılığı olmayan kayıp bedeli, dağıtım bedeli, iletim sistem kullanım bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmeti bedeli, bu bedellerin KDV’ sini tahsil ettiğinden haksız olarak tahsil edilen bedellerin faizi ile davalıdan tahsil edilmesini, yargılama giderlerie ile vekalet ücretinin tahsili talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı … adına mevzuat gereğince müvekkili şirket tarafınan tahsil edildiğini, bu nedenle davanın …’ a ihbar edilmesini, davanın belirsiz alacak davası açılmasına uygun mahiyette olmadığını, ve davacı kayıp kaçak bedeli ödendiğine dair herhangi bir delil sunmadığını, müvekkili şirket elektrik dağıtım şirketi oldığını özel sektör mensubu elektrik satış şirketi olduğunu, bu nedenle kendi adına tahsil etmediği kayıp, dağıtım, iletim bedellerinin müvekkilinden talep ve tahsil edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin sadece üretim yapmakta olduğunu, elektrikteki kayıp ve kaçak sorumluluğu bulunmadığını, elektrik faturalarına yansıtılan kayıp- kaçak, dağıtım ve iletim bedelleri mevzuat gereğince ve kapsamından tahsil edilmekte olduğunu keyfi bir uygulama olmadığını, kayıp bedelinin elektrik sistem altyapı ve iletimi esnasında, doğan kayıpların telafisi anlamına gelmediğini, davacının sözleşme ile yükümlendiği taahhüdü ifadan kaçınması hukuken mümkün olamadığını, davacının tacir olup, söz konusu faturalara yasal süresi içinde itiraz etmediğini, faturave içeriklerini kabul ettiğini, davacının aldığı hizmet bedelini ödemekle yükümlü olduğunu, davacının dayanak yaptığı kararların kanun maddesi olmadığını, içtihadı birleştirici bir niteliğininde haiz olmadığını, davacının faiz talep etme hakkının bulunmadığını bu nedenle davanın reddini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştirr.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, elektrik faturalarındaki kayıp/kaçak bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve iletim bedeli iadesi istemine ilişkindir.
Davacı ile davalı arasında iş yerine ilişkin elektrik abonelik sözleşmesi bulunduğu, davacının davalı tarafından abonelik sözleşmesine istinaden kullandıkları elektrik enerjisi için düzenlediği faturaları ödediğini, ancak davalının düzenlediği faturalarda tahakkuk ettirdiği alacak kalemlerinin içinde k.k. bedeli, p.s.h. bedeli, i.s.k. bedeli gibi alacakların hukuka aykırı olarak tahakkuk ettirildiği iddiasıyla iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda eldeki davanın 03/062016 tarihinde açıldığı ve mahkememizce bilirkişiden alınan raporunda;
6719 sayılı yasa sonrasında yapılan değerlendirmeye göre Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi için Davalı tarafından davacıya yüklenen kayıp-kaçak bedellerinin EPDK tarafından belirlenen sınırlan (Hedef Kayıp oranlannı) geçmediği, dava konusu yapılan hizmet bedellerinin EPDK’nun düzenleyici işlemlerine UYGUN OLDUĞU Faturalara yansıtılan kayıp/kaçak,dağıtım, iletim, PSH bedelleri birim fiyatlarının, EPDK tarafından belirlenen TEDAŞ BİRİM FİYAT TARİFESİNE UYGUN OLDUĞU, ve faturaların sunulamması nedeniyle incleenemdiği yönünde tespitte bulunmuştur.
Davanın mahkememizde yapılan yargılaması sırasında 17.06.2016 tarihinde 6719 sayılı kanun ile 6446 sayılı kanunda değişiklik yapılmıştır. 6719 sayılı değişik 6446 sayılı kanunun 17. ve geçici 20 maddesi hükümleri ve anılan yasal düzenlemeler incelendiğinde dava tarihi yasadan önce veya sonra olmasının önemi olmadığı göz önünde bulundurulduğunda, tedarikçi dağıtım (perakende satış) şirketlerinin Kayıp/Kaçak Bedeli, Dağıtım Bedeli, Sayaç Okuma Bedeli, Perakende Satış Hizmet Bedeli ve İletim Bedeli gibi isimler altında muhtelif ücretleri elektrik hizmet bedeline ilave olarak faturalara yansıtabileceği sonucuna ulaşılmaktadır. Tarifelerin uygulanması 4628 sayılı Kanunun 4. ve 5. maddeleri ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine göre lisans sahibi şirketler bakımından yasal bir zorunluluk olduğu sabittir. 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un özellikle 15., 21. ve 26. Maddelerinde, dava konusu kayıp kaçak bedelleri ile ilgili düzenlemelere yer verilmiştir. Özellikle, 6719 sayılı yasanın 21. maddesi ile; 6446 sy. Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesinde tanımlanan Kurul’ca belirlenecek tarife türlerine ilişkin 6. bendin a, ç, d ve f bentlerinde bağlantı tarifeleri, dağıtım tarifeleri, perakende satış tarifeleri ve son kaynak tedarik tarifeleri mevcut tanımlama şeklindeki hükümleri ayrıntılı olarak tanımlanmış, kayıp-kaçak bedeline ilişkin EPDK tarafından hedef oranı geçmemek üzere kaydı düşülerek dağıtım tarifelerine konu tüm maliyet unsurlarının tüketicilere yansıtılması hüküm altına alınmış ve bu husustaki yetki Kurul’a (EPDK) verilmiştir. Söz konusu talep edilen kalemler yasal düzenleme sonucu oluşan kalemler olup söz konusu Tarifelerin uygulanması 4628 sayılı Kanunun 4. ve 5. maddeleri ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine göre lisans sahibi şirketler bakımından yasal bir zorunluluktur. Gelen bilirkişi raporunda da ve toplanan belgelere yürürlüğe giren ve hali hazırda geçerli olan yasaya göre 07.06.2016 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 15. Maddesinin ise elektrik faturalarına dava konusu Kayıp/Kaçak Bedeli, Dağıtım Bedeli, Perakende Satış Hizmet Bedeli ve İletim Bedeli yansıtılmasına kanuni bir dayanak oluşturduğu anlaşılmış olup dava sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı değişik 6446 sayılı kanunun 17. ve geçici 20 maddesi hükümleri dikkate alındığında yerinde görülmeyen talebin reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davacı 6719 sayılı kanun ile 6446 sayılı kanunda yapılan değişikliğin anayasaya aykırılığı iddiasıyla dava açıldığı ve sonucunun beklenmesi gerektiğini talep etmiş ise de mahkememizce bu talep yerinde görülmemiştir.
Öte yandan davaya konu talepleri 6719 sayılı yasa öncesinde istenebilir nitelikte olduğu Yargıtay uygulamaları ve mevzuat uyarınca mümkün olmasına rağmen davanın açılmasından sonra yapılan yasa değişikliği ile talep edilmesi mümkün bulunmadığı ve mahkemelerin yetkisinin söz konusu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu yönündeki değişiklik de dikkate alındığında davanı açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderleri ve vekalet ücretinin değerlendirilmesi gerekmiş nitekim 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı Yargıtay içtihadı Birleştirme Kararı’nda, “her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesine yer verilerek bu hususa vurgu yapmış sonuç olarak iş bu davanın açılmasından sonra yapılan yasa değişikliği mahkememiz red gerekçesini oluşturmuş olup dava açıldığı tarihteki davacının haklılık durumu ve sonradan yürürlüğe gire yasa değişikliği karşısında davacı tarafın yargılama giderleri vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması ve davacının yaptığı yargılama giderlerinin davalıdan tahsili kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Dava açılış tarihine göre hesaplanacak vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davanın açılış tarihine göre davacı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine yer olmadığına,
4-492 sayılı harçlar yasası uyarınca alınması gereken 35,90 TL karar harcından daha önce yatırılan peşin harçtan mahsubu ile bakiye 6,70 TL harcın davalıdan alınmasına
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 1.000 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 62,70 TL harç ve 564,35 TL tebligat bilirkişi ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
6-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine
7-HMK’nun uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereği talep halinde gerekçeli kararın tebliğine
HMK 341 vd. Uyarınca davalının yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/01/2018 10:34:22

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza