Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/491 E. 2018/423 K. 12.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/491 Esas
KARAR NO : 2018/423

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2016
KARAR TARİHİ : 12/04/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/04/2018
Davacı vekili tarafından açılan Alacak davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı arasında elektrik satışına ilişkin düzenlenen abonelik sözleşmesi gereği müvekkilin … Yolu Üzeri …. KM. Merkez/Nevşehir adresinde bulunan akaryakıt istasyonun elektrik enerjisini davalının sağladığını, dava tarihinden itibaren geçmişe dönük olarak 10 yıl içinde müvekkil şirkete tahakkuk ettirdiği elektrik faturalarında kayıp-kaçak dağıtım, iletim, sayaç okuma ve perakende satış hizmeti bedellerini ve buna ek olarak hesap edilip alınan %18 KDV tutarını müvekkilinden hukuka aykırı olarak tahsil ettiğini bildirerek toplam tutarın fazlaya yönelik hakları saklı kalmak davalıdan tahsili istemine karar verilmesi istemine ilişkin talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; müvekkil ile davacı arasında elektrik satış işlemi olmayıp davacıya fatura kesilmemiş ve aralarında sözleşme akdedilmediğini, dava belirsiz alacak davası açılmasına uygun mahiyette olmayıp davacı kaçak bedeli ödediğine dair dosyaya herhangi bir delil sunmamış yine müvekkil şirket dağıtım şirketi olmayıp özel sektör mensubu satış şirketi olup, kendi adına tahsil etmediği kayıp, dağıtım, iletim bedellerinin müvekkilden talep ve tahsil edilmesi mümkün olmayıp, müvekkil üretim yapmakta olup elektrikteki kayıp ve kaçakta sorumluluğu olmadığını, tahsil edilen bedeller mevzuat gereğince tahsil edilmiş olup, davacı tacir olup söz konusu faturalara yasal süresi içinde itiraz etmediğinden fatura içeriğini kabul etmiş sayılıp davacının faiz talep etme hakkı da bulunmadığını, davanın ….A.Ş ye ihbarını taleple davanın reddine karar verilsini beyan etmiştir.
Yapılan yargılama sonucu dosya Mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle alacak davası olup, dosyada deliler toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişinin 14/12/2017 havale tarihli raporunda; ……………Davalı … Enerji firmasının 30.03.2016 tarihli celse ara kararı gereğince sunduğu beyanda 31.12.2010 ile 16.05.2014 tarihleri arasında elektrik satışı yapıldığı, ilgili yazıya istinaden tespit edilmiştir. 17 Haziran 2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6719 sayılı kanunla kayıp kaçak bedeline yasal dayanak getirildiği ve ayrıca Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında da Mahkemenin sadece Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluk denetimi yapabileceği; 6719 sayılı kanunla, 6446 sayılı kanunun 17. maddesine eklenen 10. fıkra hükmü uyarınca mahkeme ve hakem heyetlerinin yetkisi sadece faturalarda yer alan bedellerin EPDK tarafından ilan edilen tarifelere uygunluğunun kontrolüyle sınırlandırıldığı, “m.21-(10) Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” 6719 sayılı kanunla, 6446 sayılı kanuna eklenen Geçici 20. maddede de yapılan değişikliklerin mevcut devam eden davalara da uygulanacağı açıklandığı,
MADDE 26 – 6446 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.
GEÇİCİ MADDE 20 – (1) Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.”
Davacının haksız bedeller üzerinden tahakkuk edildiği savına binaen yeniden hesaplama yoluna gidilmesi tarafımdan istenmişse de kanunlara tabi olmamız gereğince 6719 sayılı kanunun 21. maddesinin 10. fıkrasında belirtildiği üzere dava konusu faturalarda yer alan bedellerin ve hesaplamaların uygunluğu konusunda değerlendirme yoluna tarafımca gidilmesi kanunen zaruri bir hal almaktadır.
Davacının belirttiği üzere dava konusu bedellerin fatura formülasyonundan çıkarmak mevcut kanunlar uhdesinde işbu hesaplamanın bir hükmünün olmadığı görülmüştür.
Bu nedenlerden ötürü fatura hesabında yapılan yanlış bedel olup olmadığı, fatura hesabının yanlış yapılıp yapılmadığı hususunda tarafımca inceleme yapılmıştır.
Tarafların sunduğu faturalarda belirtilen bedellerle, EPDK’nın yayımladığı bedellerin birebir uyuşmakta olduğu ve yapılan hesaplamalarda bir yanlışlık olmadığı tespit edilmiş ve işbu faturaların mevzuata ve kanunlara uygun olduğu tarafımca kanaat getirilmiştir.
Değerlendirme ve görüşlerim kısmında dosyadaki belgeler ve bilgiler ışığında;
1) 6719 sayılı kanunda yer alan ilgili maddeler gereğince fatura hesaplamasına ilişkin herhangi bir değişiklik yapılamayacağı,
2) Dava konusu faturaların hesabını içeren bedeller ve bu bedellere tahakkuk edilen fatura hesabında bir aykırılık bulunmadığı, açıklanmıştır.
Dava, Elektrik aboneliğinden kaynaklanan ve kayıp kaçak bedeli, p.s.h. bedeli, i.s.k. bedeli ve sayaç okuma bedeli olarak tahsil edilen miktarların tahsili isteğine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler, bilirkişi raporu tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;
Davacı ile davalı arasında iş yerine ilişkin elektrik abonelik sözleşmesi bulunduğu, davacının davalı tarafından abonelik sözleşmesine istinaden kullandıkları elektrik enerjisi için düzenlediği faturaları ödediğini, ancak davalının düzenlediği faturalarda tahakkuk ettirdiği alacak kalemlerinin içinde k.k. bedeli, p.s.h. bedeli, i.s.k. bedeli gibi alacakların hukuka aykırı olarak tahakkuk ettirildiği iddiasıyla iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Davanın mahkememizde yapılan yargılaması sırasında 6719 sayılı kanun ile 6446 sayılı kanunda değişiklik yapılmıştır. 6719 sayılı değişik 6446 sayılı kanunun 17. ve geçici 20 maddesi hükümleri dikkate alındığında mahkememizce sadece davacı için tahakkuk ettirilmiş bulunan bedellerin tahakkuk tarihindeki kurumun düzenleyici işlemlerine uygun olup olmadığının denetimi mümkündür.
Her ne kadar davacı 6719 sayılı kanun ile 6446 sayılı kanunda yapılan değişikliğin anayasaya aykırılığı iddiasıyla dava açıldığı ve sonucunun beklenmesi gerektiğini talep etmiş ise de mahkememizce bu talep yerinde görülmemiştir.
Hal böyle olunca dava sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı değişik 6446 sayılı kanunun 17. ve geçici 20 maddesi hükümleri dikkate alındığında davalı tarafından tahakkuk ve fatura edilen bedellerin tahakkuk tarihindeki kurumun düzenleyici işlemlerine uygun olduğu, davacının fazladan bir ödemesi bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu alacak davasının REDDİNE,
2-Davacının yaptığı masrafların üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı lehine takdir edilen 2.180.-TL.vekalet ücreti ile davalının yaptığı 89,00.-TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Alınması gereken 35,90.-TL karar harcından peşin alınan 170,78.-TL harcın mahsubu ile bakiye 134,88.-TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) Davacı vekili Av. …, Davalı vekili Av. … yüzüne karşı verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.12/04/2018

Katip …

Hakim …