Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/471 E. 2018/192 K. 20.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/471 Esas
KARAR NO : 2018/192

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2016
KARAR TARİHİ : 20/02/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/03/2018
Davacı vekili tarafından açılan İstirdat davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; müvekkili …’ ın hamili bulunduğu çekin rızası dışında elinden çıktığı için Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyası ile ödeme yasağı ve çek iptali için dava açıldığını, bu aşamada Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E Sayılı dosyasıyla mezkur çek için ödeme yasağı kararı konulmasına karar verildiği ve bu hususun 10.03.2016 tarihinde çekin verildiği … Bankası … Şubesine bildirildiğini, mezkur çekin … Bankası … Şubesine ait Hesap no: … ve Çek No: … olan 25.04.2016 keşide tarihli 25.000.00 TL lik çek olduğunu, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyasında Saym Mahkeme tarafından taraflarına gönderilen tebligatla dava konusu olan çek’in …’de bulunduğu bildirilmiş olup, adı geçen kişiye karşı iade davası açmak üzere tebliğ tarihinden itibaren bir haftalık kesin süre tanınması hususu taraflarına bildirildiğini, bu sebeple işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, çeki elinde bulunduran üçüncü kişi …’ in vekili tarafından verilmiş olan dilekçede müvekkilinin … Belediyesinde zabıta olduğu ve ticaret yasağı olduğundan bahsettiğini, bu hususun doğru olup, müvekkilinin çekin arkasında ilk ciro olarak görünen … isimli kişi ile herhangi bir ticareti bulunmadığını, davacının da zaten müvekkilin ticaret yapamamasına belirterek aslında çekin bir ticari ilişkiye istinaden vermedikleri hususundaki iddialarını teyit ettiğini, müvekkilinin çekin arkasında ilk cirosu bulunan ve mermer işi yapan kişi ile herhangi bir ticaretinin olmasının da mümkün olmadığını, müvekkilinin dava konusu çeki, çekin keşidecisi olan … isimli kişiden aldığını, bu hususun çek keşidecisi olan kişinin ifadesi neticesinde zaten ortaya çıkacağını, dava konusu çekin müvekkilinin elinde iken kaybolmuş olması sebebiyle, çek keşidecisi olan … ile çekin arkasında ilk cirosu bulunan … arasında da ticari bir ilişkinin olabilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin hem yetkili ve yasal hamil olarak bulunduğu çeki kaybetmiş olması sebebiyle vadesi gelmesine rağmen tahsil edememekte ve hem de bir icra takibine maruz kalarak, neticesinde çeki ödeme zorunda kalabilme ihtimali ile karşı karşıya olduğunu, müvekkilinin daha fazla mağdur olmaması için öncelikle İhtiyati Tedbir taleplerinin değerlendirilerek dava sonuna kadar Teminatsız olarak ödeme yasağı karan verilmesinin gerekli olduğu kanaatinde olduklarını, istirdat talebine konu olan çekin müvekkilin elinden rızası dışında çıktığından borçlu olmadıklarının tesbîti ile çek aslının ve/veya bedellerinin geri alımı (istirdadı) için işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu, istirdat davasına konu olan çekin müvekkilinin elinden hukuki bir ilişkisi neticesi değil tamamen rızası dışında çıkmış bulunduğunun tespiti ile ilk ciranta olan …* e borçlu olmadığının ve bedelsiz olduğunun teshirine, dava konusu çekin müvekkilinin rızası dışında elinden çıkmış olması sebebiyle konusuz olduğunun tespiti halinde, davalının iyiniyetinin konulamayacağından bahisle borçlu olmadığının tespitine ve davanın kabulü ile birlikte çek aslının iadesine ve/veya bedelinin geri ödenmesıne (îstirdadına) dava konusu çekin dava sonuna kadar ödenmemesi için teminatsız olarak ihtiyati tedbir vazına, mahkeme masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; davacının müvekkili ile bir alışverişi ve ticareti olmadığını, davalı müvekkilinin iyi niyetli 3.kişi olduğunu, bu nedenle davanın husumet yönünden reddini talep ettiklerini, davanın istirdat davası olduğunu, istirdat davasını açma hakkının ödeyene ait olduğunu, davacı tarafça yapılmış bir ödemenin olmadığını, davacının alacağa ilişkin alacaklı olduğuna dair banka dekontu vs resmi bir belge sunulmadığını, kimseden alacaklı olmadığını, davacının zabıta memuru olarak çalıştığını, aynı davacının Bakırköy … ve … Asliye Ticaret Mahkemesinde aynı iddialarla dava açtığını, memurların ticaret yapmasının yasak olduğunu, toplam miktarı 128.000 TL miktarlı çekin davacıya verilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, iş bu davalara konu çeklerin büyük kısmının 2015 yılının 11.ayında bir kısmı da 12.ayda bankalara takasa sunulduğunu, 5 ay sonra çeklerin kaybolduğunun farkına varmak hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, çeklerin kaybolduğuna dair ceza mahkemesine bir başvurunun da olmadığını, çeklerin ilk cirosunun … e ait olduğunu, …’ ün 01/02/2016 tarihinde borçlarından dolayı intihar ettiğini, çeklerin vefat edenden müvekkiline geçtiğini, davacının dava ve çeklerle alakasının olmadığını, Ticaret Kanunu’ nda açıkça belirtildiği üzere kambiyo senetleri asıl borç ilişkisinden mücerret olup asıl borç ilişkisindeki ihtilafların iyi niyetli 3.kişilere karşı öne sürülmesi söz konusu olamayacağını, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan etmiştir.
Yapılan yargılama sonucu dosya Mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; dava İİK 72 maddesinde düzenlenen menfi tespit ve istirdat davası olup, davacı vekili davaya konu çekin kendi elinde iken kaybolduğundan bahisle Bakırköy … ATM de zayi nedeniyle çek iptali davası açtığını, çekin davalı tarafından bankaya ibraz edildiğini, çekin hamilinin kendisi olduğunu, çekin davalıdan alınarak kendisine verilmesini talep ve dava etmiş, dosyada mevcut dava konusu çek fotokopisi incelendiğinde …bank … şubesine ait 25/04/2016 keşide tarihli, … tarafından hamiline keşide edilen 25.000 TL bedelli çekin arka yüzünde …, … ve davalı …’ in ciroları olduğu ciro silsilesinde kopukluk olmadığı anlaşılmış, davacı vekili dava konusu çekin davalı tarafından hamili aleyhine kötü niyetle iktisap edildiğine dair dosyaya herhangi bir delil sunmadığından çek asıl borç ilişkisinden mücerret olup asıl borç ilişkisindeki ihtilaflar iyi niyetli 3.kişilere karşı öne sürülemeyeceğinden davalının kötü niyetli olduğu da dosyada ispatlanamadığından davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan subut bulmayan menfi tespit ve istirdat davasının reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu istirdat davasının REDDİNE,
2-Davalı lehine takdir edilen 3.000.-TL.vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
3-Alınması gereken 35,90.-TL karar harcından peşin alınan 426,94.-TL harcın mahsubu ile bakiye 391,04.-TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
4-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) Davacı vekili Av. …, Davalı vekili Av. … yüzüne karşı verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/02/2018

Katip …

Hakim …